ne iyi çocuktun sen,
ne de yakışıklıydn,
ne yaşanmışlıklar taşırda yansıtırdı o yüz ifaden,
ne kadar doluydu, ne kadar manidar..
nasıl gülerdin,
o gözlerin..minicik bir çocuk el sallardı onların gizeminde,
hislenince buğulanırdı, acılaşırdı da nasıl yaralardı insanın içini.
kirpiklerin; o güzel uzun kirpiklerin, daha bir devleşirdi onların gölgesinde gözlerin.
nasıl da samimi baktı o gözlr bana,
bakarken bir bilsen neler hissettirdi.
o yüreginden deli şiirler eşliğinde ne deli bir sevda meydan okudu düzene..
sevmek gerekti kşfetmek için
ve sonra kaybetmek gerekti
sahip olunanın hakkını vererek farkında olmak için..
küsüratlı sayı kullanılınca inanma eğilimleri artan kişilerin ruh haliyle özdeştir bunlarınkisi, öyleki toplamda düz bir sayı çıksada kendilerinden üzerine sayı ekleme gereği duyarlar, şekilcidirler nitekim.
vatan, millet sevgileri ilkokul bilgileri dogrultusunda oluştugu ve uyurken dinlemeye alıştıkları masal etkisini yaratarak beyinlerinde yer ettigi için bir çocukluga dönüş tadında ellerindeki sapanları silah, ve taşıda mermi sanarak yiğitleşirler. aile içerisindeki ezik kişliklerini, egolarını tatmin etme aracı olarak görürler saflarını ve o yüzden yer tutarlar o saflarda, çünkü; ne olursa olsun buralarda en çok ses getiren hala vatan, millet sevgisidir ve bu sevginin şakşakçıları, sırt sıvazlayarak yüreklendirenleri çoktur.
ne yazık bunların dediği kantar, bursa da kestane tartar *
dogru herşey tolera edilebilir, anlayış yoksunu, sagduyuyu vatan söz konusu oldugu zamanlarda iki yüzlüce edinen insanlar tarafından, bu ikiyüzlülüge sagduyu adı verilir kendi zihinlerin de belkide..
türk' ün kudreti; birbirine kırdırılan iki halk dogrultusunda bu bayrak altında yaşayanların kendi çignenen savunumlarını, onurunu, dilini, özünü hiçe sayarak, onlara kuyruk takarak, vatanı birtek askerlik çağa geldiklerinde onlara yar edip ellerine silah vererek ve o ellerine verilen silah ile kendi özlerine kıymalarını talep ederek edinilen bir kudrettir ve bu kudrettir bu başlıkta agızlara sakız edilen ve bu sakızdan kocaman balonlar yapıldıgı rivayet edilen..
tek vatan, tek bayrak, tek dil yetmez, bir de dininiz vardı sizin, dalgınlıgınıza geldi sanıyorum, unuttunuz.
zorunlu bir aranın ardından şahsıma tekrar katılımda bulunmuş olmanın sevincini yaşatan, özlem giderdigim, içimi ılık ılık eden şahane oluşum. üstelik yayında birde hapo var, tadından yenmiyor, panayır yeri gibi içim *
dinleyicileri bekliyoruz..
günün acısını içlerinde barındıranları, o ateş kırmızısı günü ve yaşananları hatırlamak ve hatırlatmak isteyenleri, hem acıya ortak olmak hem de 16 yıl aranın ardından olaya sebebiyet veren gerici-yobaz kesimin karsısında ölen "can"larımızla dimdik durabilmek, herkezin kendisiyle hesaplaşmasını saglayabilmek adına;
üslup bozulmadan herkezin özgürce düşüncelerini ifade ettigi, güzel ezgiler eşliginde verimli tartışmaların, görüş, fikir paylasımlarının yaşandıgı, hapo' nun ev sahipligi yapıp; konuklarını karşıladıgı, benim, senin, onun, hepimizin radyosu, halkların sesi..
(bkz: #4707463)
ilk önce bu giriyi hatırlatıp mustafa hoca hakkında şöyle iyi bir giri yazmanın zamanı geldi.
link verdiğim giride o dönemde yerden yere vurulan mustafa hocanın beşitaş ı şampiyon yapıcağımı belirtip bütün eksileri üzerime çekmiştim.
o akşam trabzon maçı vardı,beşiktaş trabzon u yenememiş maç 1 1 berabere bitmişti haliyle sözlük köşe yazarları mustafa hoca ya kin kusmuştu.
ama kaçırdıkları bir nokta vardı beşiktaş o gece trabzon u tabiri caizse çimlere gömmüş ama yenememişti.
önemli olan şuydu o gece beşiktaş iyi veya kötü ama uzun zamandır görmediğim kadan inançlı ve istekliydi.
buda yeticekti zaten bu lig için.
kısacası mustafa hocayı tanıyanlar onun ne zaman şampiyon yapıp ne zaman yapamıcağını iyi bilir.
bu kadar yerden yere vurulan adam bu ülkede bir sürü başarıya imza atmıştır,yeri gelip sıfır çekmiş yeri gelip yarı final,çeyrek final ve milli takıma ilk defa çeyrek final oynatmıştır.
ve şu alemde ki bütün tutarsız insanlara tokatı atmıştır...