güzelim şarkının alakasız bir klip ile bğlanmaya çalışılması. nasıl olmalıydı bilemezsiniz en nihayetinde, ama göz var nizam var. eğreti bile duramamış. havada kalmış alelade bir atom parçası gibi.
biten ilişkide açık kapı, daha doğrusu cepte, yedekte tutmanın bir başka yolu. değer veriyorsan ya adam gibi hayatında olur, kimse umrunda olmaz. gidip kendini başka bedenlerin üstüne atıp, tatmin olamadığında geri dönmek değildir değer verme kavramı.
Dün hepimizin şahit olduğu manzara. Aynı zamanda kollarının da sarktığı görülmekteydi.. Ammavelakin bunların hiçbir önemi olamaz.. Onunla Poison ı söylemek ölümsüzlüğün ta kendisiydi.
filli boya'nın son mahareti.. baktılar gördüler bu ülkede ünlüler söz konusu olunca akan sular duruyor, dertler unutuluyor, renkleri de ünlülerle bağdaştırıp enteresan bi satış politikası yaratmaya başladılar. yazık..
O kadar fazla reklamda oynuyor ki kendileri, yakında sektör sadece onun etrafında dönecek.. iyidir, hoştur ve pek bi sevilir ama her reklamda oynarsa milletin işsiz kalacağı durum söz konusudur.
Çok sevdiğin bir yemeği söyleyip, annenin eve sen gelmeden hemen önce sıcacık olsun diye saati hesaplayıp eve geldiğinde "hadi sıcak, ellerini yıka da gel" dediğinde cesaretin varsa veya boş bulunduysan tokum demen halinde yiyeceğin azarların yemekten daha acı olduğu durumu.
Kedileri bilmem ama facebook a girdiğinizde bolca göreceğiniz "ilişkisi var" durumu bunu kanıtlamaya yetecektir.. aman ha siz siz olun havalar ısınmadan sevgili bulun tamam mı akıllı çocuklarım..
o kadar okuyan, tertemiz ve düzgün gençler varken ve onların önünü açıp yeni nesil kişilere avantaj sunmak varken halen oturdukları yerin izini öıkartmanın ne anlamı var. yeni nesil kendi yorumuyla da farklı bir görüş açısının varolduğunu gösterecektir. tecrübeli kişilerin bu işi yapması gerek, doğru.. e bu insanların önü açılmazsa nasıl tecrübe edinecekler.. garip çelişkiler..
genelde insan öyle bir benimsemiştir ki onu adeta vücudun aparatı gibi sanıp da ona göre yaşamaktadır. sabah kalktığında ilk işi gözlüğünü takıp lavaboya gitmektir. ondan sonra da boş bulunup bi güzel yüzünü yıkamasıdır..
ilkokulda öğretmenimin sorusu tam olarak şöyleydi: " ne yapmak isterdin? " bende gökyüzüne dalıp artist gibi "bulutların üstünde oturup, dünyayı izlemek. " dedim.. O da "oturamazsın ki onlar gaz katmanı aşağı düşersin. " demesiyle uzun süreli bir hayal kırıklığına uğradım.. yahu senin ne hakkın var benim psikolojimi bozmaya? kaç yıldır unutamıyorum diyemedim ya içimde kaldı.