işin içinde zombi olunca ister istemez önyargıyla yaklaştığım film. hiç de sevmem bu tarz filmleri. fakat öneren kişinin yüksek kültür seviyesine güvenerek indirip izledim. güvendiğim dağlara karlar yağdı mı? hayır. gayet güzel filmdi. oyuncular vasat sayılacak derecedeydi ama repliklerin az oluşu bu durumu dengelemiş. arşivimize attık. ayrıca, teşekkürler futurefallen
sevgilimin bunu süt yerine vişne suyuyla yediğini duyduğum, zaten pek haz etmediğim ve o günden sonra da hepten haz etmeyeceğim çikolatalı mısır gevreği.
-hadi ılık süt olsa bir nebze.
-o değil de harbiden vişne suyu nedir? *
yolculuk süresince her inecek kişinin oturduğu yerden 'yavrum şu düğmeye basar mısın?' demesi üzerine elinizin dur düğmesiyle bütünleşmesine sebebiyet veren otobüstür. mp3 ü son ses dinlemek bile fayda etmez, zira sürekli dürterler.
ikinci sezonunun artık o kadar da sarmadığı dizi. lori nin yediği nanelerin artık gün yüzüne çıkmasıyla başka konu kaldı mı diye düşünüyorum. bir de sophia var tabi..
hesabımı kapatmamın ardından bana akla karayı seçmemde çok yardımcı olan site. varlığın hiç bir faydasını görmedim ama yokluğunda neyin ne olduğunu bir tek sen farkettirdin be facebook. yaklaşık 19 saattir doğum günüm ve kutlayanların sayısı bir elimin parmaklarını geçmedi henüz. ha çok mu önemliydi tabi ki de umursayacağım en son şey. esas birlikte kutlamak istediğim kişi kutladı zaten. günüm yaklaşık 19 saattir muhteşem ilerlemekte hele ki son 3 saatim. sen kutlamışsın kutlamamışsın çok ta tın. ama hani ne bileyim, şu facebook denen illeti hiç bir zaman sevmedim ama bugün bir kanım kaynadı. eğer yakın tarihlerde doğum günü olan yazar arkadaşlar varsa önerim, derhal kapatmalarıdır. saygılar.
ne yapsam, nereye gitsem, ne desem hep yanlış. hep yanlış şeyler yapıyorum. delirmek üzereyim. ne dediğimin 5 dakika sonra farkına varmaktan bıktım. kendimin, ne yaptığımın gayet bilincindeymişim gibi hissediyorum. ama 5 dakika sonra 'ben ne yaptım?' demeye başlıyorum. hiç iyi hissetmiyorum. bunları kafaya taktıkça baş ağrılarım artıyor, aynı ilaçtan bugün 3.ye alıyorum. hep bitkin hep yorgun hep kafam dolu hissediyorum. bıktım. huzur yok, iyi bir şey yok. yatınca ciddi anlamda uyuyamıyorum. çünkü aklımda bir dolu düşünce... hiç bir şey yerine oturmuyor. bu yüzden gündüzleri yorgunluktan sızıp kalıyorum bazen, farkında bile değilim.
bu dönem her şey çok farklı. tek isteğim, huzurlu olmak. daha da önemlisi, mutlu.
kendimi acayip bir biçimde boşlukta hissediyorum. bu entry yi girerken bile zorlanıyorum, birden gözlerim dalıyor elim klavyede ama tek kelime yazamıyorum. duraksıyorum. ve evet sık sık gözlerim dalıyor bir yerlere.
attığım her adım boş. eski hiç bir heyecanı barındırmıyor bünyem. özlüyorum o günlerimi. içimdeki inancı gün be gün kaybediyorum. heyecanımı yitiriyorum. hep içimde doyamadığım, eksik kalan hislerimle baş başayım ve canımı çok sıkıyorlar. uyku uyuyamaz oldum. kimse bilmiyor, herkes 12de kafayı koyup uyuduğumu sanıyor ama, gece 4ten önce uyuyamıyorum ben. elim hep istemsiz perdeye gidiyor ve itiyorum. hep gökyüzünü izliyorum. hep düşünüyorum. hep üzülüyorum. sonra bir kez daha düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum.
başkalaşıyorum, daha doğrusu aynılaşıyorum. çünkü benim için farklı olan her şey aynılaşma yolunda emin adımlarla ilerliyor. içimdeki tarifsiz boşluğu dolduracak hiç bir şey yok. kara delik gibi; yarattığı koca girdap ve boşluk yetmezmiş gibi beraberinde düşüncelerimi duygularımı hislerimi de alıp götürüyor benden. her güne bir öncekinden daha umutsuz uyanıyorum. isteksiz, umutsuz ve mutsuz. ve en önemlisi etrafımdaki hiç bir şeyi bana ait hissetmiyorum. 'bu benim' deyip koruyup kolladığım, sahiplendiğim bir şeyimin olmadığını farkediyorum her geçen gün. sırf bana ait olduğunu bileyim diye geçen salı kendime bir kitap aldım. gözüm gibi bakıyorum, yanımdan ayırmıyorum. çünkü elde etmek için uğraştım; para verdim, zaman harcadım, birçok seçenek arasından ben onu seçtim. benim için özel.
şimdilik bir şeylerin yerini o kitap dolduruyor. daha doğrusu bahane oluyor, kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. içimdeki boşluktan düşmekte olan duygularımı, hislerimi tutup geri çekebiliyorum sayesinde. kafam dağılıyor kısacası.
iyi miyim, bilmiyorum. ama iyi hissetmediğim kesin.
unutmak istemedikten sonra isterse 45 sene geçsin, unutulmayacaktır.
ne demişler?
-hala yüzün var kalbimin üstüne resmedilmiş ruhumun üstüne çizilmiş, hafızamda kazılı.
--spoiler--
o gün ölümün en güzel halini gördüm. aşkını tenimden kalbime gönderirken, kalbim durdu ama ölmedim.
bir kez daha aşık oldum.
o günden beri, o kokuyorum.
--spoiler--