Bu düşüncelerimi daha derli toplu bi şekilde ciddi başlığa yazaktım lakin burda da değineyim biraz.
Hani o mitinglerde kükreyen birilerini ötekileştirip tehtid eden liderler var ya hah onlar işte günün sonunda özel aracıyla saraylarına çekiliyorlar. O saydırdığın insanlarla ortak alanları sen paylaşıyosun markette otobüste metrobüste göt göte. Mezheplerle dini ayrışmalarla etknik kökenler arasında var olan anlaşmazlıklarla çıkan iç savaşlarda yine sen birbirine düşeceksin hepsinin yeşil pasaportu sağlam bankalarda sağlam paraları var.
Aklını başına devşir insanca insan gibi yaşa. Çünkü iç savaşlarda tehlikeye düşen sadece can değil ölürsün ölmesine arkada ailen kalır.
Bunun bilincinde hareket edip aklını başına devşirsin herkes..
Kalan 11 ayın çok çabuk geçip sanki sadece ramazanda yaşıyormuşsun hissidir. Benzer durum sınav zamanı sınavların olmadığı zaman nasıl yaşıyor olduğunu hatırlayamama şeklinde gösterebilir kendini. Yine aynı şekilde haftasonlarının hızlı geçmesini de örnek gösterebiliriz. Zamanın izafi oluşundan kaynaklanıyor olması muhtemeldir.
Evet ciddi ciddi versus yapılabilecek hadisedir. Bence bilim insanları bu hadiseyi incelemeli. Çünkü az önce mutfakta babam çayı karıştırırken başka bi boyuta açılan karadelik oluşturdu.
Çektiği videolarda çoğu karakteri kendi kılık kıyafet değiştirerek canlandıran ince espirilerle ince noktalara değinen kişiye gülen kişinin IQ'sudur. Kameraya karşı bırak rol kesmeyi hatrı sayılır bi selfi çekinirken bile zorlanırken adam farklı tiplemelerle çıkıyo karşımıza. izleyip gülmeyenlerle veya izlemeyenlerle çok da fazla değişiklik göstermez.
Fakat videoları çeken "4uncutekil" şahısda belirgin bi zeka ve yetenek olduğunu düşükmekteyim.
Bahsini ettiğin elit zümre her iktidarda mevcut, iktidarı elde etme hırsınının temeli bu gücü ele geçirmektir zaten.
Eleştiri yapılmasına asla karşı değilim ama siyasetten ve dahi hiçbir boktan anlamayan bir takım cahillerin bi kesimi aşalayarak kendini aydın hissetme çabası da gülünesi..
güçlü olabilir miyim bilmiyorum veya olmalıyım ? geçermiş, öyle diyolar.. onların yalancısıyım ben de. Gideceğim bu sefer, dilimde eskiden beri söylemeye çalıştığım şiirlerim. Sahi hep şiir yazıyor olabilmeyi istemiştim.
sırtımda eski kaşe bir mont,
yıllardan sanki 1970'ler, hava öylesine soğuk..renkler paloroid makinadan fırlamış bir fotoğrafdaki gibi sıcacık. ellerimse soğuk, ama terli.. yanımda daimi yoldaşım kaldırımlar. burnumda uzak mevsimlerden ihlamur ağaçlarının kokusu..
Gecenin bi vakti beşiktaş'da, sevdiğin , gözlerine bakmaya kıyamadığın kız ve yanında bir arkadaşınla dolaşırken yağmur bastırması hasebiyle kitapçıya girip içeride biraz dolaştıktan sonra kitapçının hemen dışında ,yağmur gelmeyen ufak bi kapı önünde yağan yağmuru izlerken içerden gelen "stand by me" müziği eşliğinde sigara içmektir.
Hatırladıkça alır uzaklara götürür , bazen mutluluktan için içine sığmaz böyle bişey yaşadığın için ama bu hatıralar hep içinden çıkılmaz dertlere gark eder insanı..
Hazırlığı b2 kuruyla yeni bitirmiş bireylere yazın unutmamaları ve geliştirmeleri için ingilizce kitap tavsiyeleridir. Ayrıca radyo kanalı tavsiyesi de eklenebilir.
Yurdum vatandaşının genelde dönerciye gittiği zaman (dönerciye diyorum çünkü çoğu kimse kebapçı tarzı yerlere gidemiyor hoş dönerciye gidebilenlerde fazla değil.)düştüğü ikilemdir. Ayran ve kolanın kıyamete kadar sürecek kapışmasıdır. Seçimi yapan kişinin o anki ruh haline göre değişebilir.
Doğduğu günden beri gün yüzü göstermeyen, haylaz sümüklü, sidikli boklu, kendini bi bok sanan, anasının babasının değerini bilmeyen, milletin değerleriyle taşak geçen, şükürsüz ve onursuz evladından utanan babanın dramıdır.
Türkçeye bodozlama giriş yapmış bu kelimenin nasıl telaffuz edileceği sorunsalıdır. Leptap diyenler çok itici olurlar. Leptop denmesi tavsiye edilendir.