dün sağlık bakanı ile görüştüğünü söyleyen osman müftüoğlu, ntv radyoya verdiği demeçte, çinden gelecek 10 milyon doz aşının devlet tarafından ücretsiz yapılacağını, diğer firmaların geliştirdiği aşıların ise bakanlık tarafından uygun görüldükten sonra eczanelerde satılabileceğini söyledi.
hal böyle olunca, büyük ihtimal sınırlı sayıda ülkeye girecek olan pfizer, moderna veya oxford gibi şirketlerin aşıları kapış kapış gidecek, aynı maskeye ödediğimiz gibi uçuk kaçık fiyatlar ile karşımıza çıkacak demektir.
viral enfeksiyonların riskleri, bildiğimiz üzere, bulaşma şekli, katlanma hızı, etkilediği kişi grubu, tutuluma yol açtığı vital fonksiyonlar gibi kriterler ile ölçülüyor.
ayrıca herhangi bir riski ölçmek için karşısına bir olgu koymazsınız. sonuçların size olan etkileri ve bu etkilerin şiddetini değerlendirirsiniz.
temel risk değerlendirme için ISO 9001.
öte yandan, kanser bulaşıcı değil, maske ile önleyemezsiniz.
trafikte ölmemek için uyulması gereken kurallar var.
aids sebebiyle sevişmeyi yasaklamıyoruz ancak korunuyoruz.
dünya genelinde yirmibir ülkenin hükümet veya devlet başkanlığında kadınlar yer alsa da, birkaçı hariç neredeyse hepsinin ülkemizden daha müreffeh olması sonucu ortaya çıkan önermedir.
angela merkel - almanya
mette frederiksen - danimarka
jacinda ardern - yeni zelanda
sanna marin - finlandiya
erna solberg - norveç
katrin jakobsdottir - izlanda gibi.
tabi burada karşılıklı bir durum da söz konusu. uzunca süredir kalkınmasını tamamlamış, insan hakları ve cinsiyet eşitliği problemini çözmüş, hırsız arsız tayfayı devlet içerisinde barındırmayan veya minimumda tutabilen ülkelerden bahsediyoruz. haliyle daha rasyonel davranışlar sergileyen bir halk söz konusu. durum böyle olunca -bence erkeklerden daha akıllı olan *- kadın yöneticiler söz sahibi olup, ülkelerini başarı ile yönetebiliyorlar. kendilerini buradan bir kez daha tebrik ediyorum.
haliyle toplumun içerisinde, hamile kadın sokağa çıkmasın, başı açık kadın perdesiz ev gibidir, kadın dediğin insan içinde gülmemeli diyen neandertaller de olmuyor.
merkür gezegeninin yörüngesinin diğer gezegenlere kıyasla daha eliptik ( daha basık bir çember ) bir yapıda olması sebebiyle, gözlemci olarak bulunduğumuz dünya'da bu hareketi izlerken, sanki merkür'ün geriye doğru gittiğini ya da s çizdiğini düşünürüz. aslında bir geri gitme söz konusu değildir.
peki bu olay bizi neden, nasıl etkiliyor? (!)
astrologlara(!) göre gezegenlerin yaptığı ve bulundukları pozisyonlar, bizim hayatımız ve kararlarımız üzerinde etkiye sahip ve çokça söyledikleri konu ise çekim kuvveti. buradan başka bir konuya geçeceğiz. çekim kuvveti.
çekim kuvveti iki cisim arasında birbirlerinin kütlelerine ve aralarındaki mesafeye bağlıdır. çekim kuvveti kütle ile doğru, uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. merkür ile sizin konumuz ve kütleniz düşünüldüğünde, önünüzdeki monitörün veya klavyenin size olan etkisi, merkür'den çok daha büyük olacaktır.
dolayısı ile bir gezegenin, gözlemden doğan ve bilerek yanlış adlandırılan hareketi sizin üzerinizde hiç bir etkiye sahip değildir. bugün gönül rahatlığı ile seyahat edebilir ve aynı diğer günler de olduğu gibi ani kararları gönül rahatlığı ile verebilirsiniz.
sadede geleyim, astroloji denen olgu yanlıştır, tutarsızdır ve safsatadan ibarettir.
bilindiği üzere, binlerce yıl önce atalarımız yerleşik hayata geçtikleri zaman, ne zaman ekin ekeceklerini, ne zaman tarlayı hasat edeceklerini, ne zaman nehrin taşıp havaların manyak gibi soğuyacağını, yıldızların konumuna bakarak tahmin etmeye başlamışlar. buraya kadar her şey güzel.
geçmişe bakmaya devam edelim. ne zaman ortaya bir takım kahinler ve benzerleri çıkıyor, iş burada karışmaya başlıyor. gökte gördükleri bir kuyruklu yıldızı felaket olarak adlandıran insanlar, kraldan ya da firavundan korkup aynı kuyruklu yıldızı kimi zaman şans olarak yorumluyor. başlangıçta sadece yöneticiler için sunulan bu vip hizmet halk arasına da yayılıyor ve gök cisimlerine insanların hayatı üzerinde sorumluluklar yükleniyor. çünkü böylesi çok daha kolay. ben yapmadım ki, ekim ayı sonunda doğduğum için akrep burcuyum ve bilirsin akrepler kinci olur bebeğim demek, ben tam kendimi geliştiremedim, hırslarımı törpüleyemiyorum demekten daha havalı.
hele hele bu işten para kazanan, danışmanlık veren astrologlara ve onları takip edenlere inanmak mümkün değil.
insanlara o gün ameliyat olmamayı dahi nasihat edecek kadar da gözü karalar. düşünün; göğüs ağrısı ile acile başvuruyorsunuz, tetkikler yapılıyor ve üç damarınız tıkalı. süratle by-pass olmanız gerekiyor ve doktorlar iki gün sonra sizi ameliyata alacaklar. fakat o da ne? astroloğunuz, merkür retrosunda olduğunuz için bu hafta ameliyatlardan uzak durmanızı söylemişti?
stuart torton tarafından yazılan, özge onan tarafından dilimize çevrilen ve ithaki tarafından basılan farklı bir polisiye roman.
bir malikanede verilen partiye katılan kahramanımız, her gün işlenen Evelyn Hardcastle cinayetini, her gün malikanede farklı bir bedende uyanarak çözmek zorunda. içine girdiği bedenlerden kimi ayakta bile duramayacak bir sarhoş iken, diğeri hareket edemeyecek kadar şişman, çabuk yorulan ancak müthiş zeki olan bir baron.
kurgusu ile çok farklı ve akıl oyunlarının üst düzeyde olduğu bir roman.