sezz
210 (power ranger)
sekizinci nesil yazar 1 takipçi 14.68 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    merdaneli çamaşır makinalarını hatırlayan nesil

    14.
  1. En gençleri 20'li yaşların sonuna çoktan varmıştır. Aksi mümkün ise otomatiğiyle çok geç tanışılmıştır.
    1 ...
  2. cennette tequila sunrise içmek

    2.
  3. Güzel vaat. imana getirebilme olasılığı yok değil ama kesin de değil gibi.
    1 ...
  4. eski sevgili

    2516.
  5. Bu kadar beddua alan başka bir kurum kuruluş müessese yoktur. Ama hala ısrarla ayaktalar. Şerefli versiyonları yoktur diyeceğim, nihayetinde biz de birer eski sevgiliyiz; diyemiyorum.
    1 ...
  6. müslüman börek yapmasını bilmiyorsa aile dağılır

    28.
  7. Kadına şiddeti meşrulaştırabilecek bir bakan söylemi.

    Peki şaşırdık mı? Noo.

    Aslında tam da toplumumuza layık bir söylem. Anne ve eş rolleriyle toplumun kadına dayattığı normlar ortada. "Kadınsan börek yapacaksın, yapamazsan ailen dağılır. Kocan sana laf söyleme hakkına sahiptir." işte bunlar adım adım kadına şiddeti meşrulaştırıyor. Yok artık bir börekten nerelere vardın demeyin. Kadınların ne kadar sudan sebeplerden şiddet gördüğü, öldürüldüğü aşikar. Tüm bunlar da kadına biçilen rolle ilgili tabii. Mühim olan bu rolü biçimlendirenlerden olmamak. Yani bu sözün sahibi inanım ki yalnız değil, bu açıdam bakıp da olayı börekle değil de başka şeyle örneklendirebilecek çok insan var aramızda. işte bunlar hep cinsiyetçilik.
    1 ...
  8. alperen arap ocakları

    12.
  9. tüpleri daha bitmemiş mi diye merak eden ocaklardır. *
    1 ...
  10. kızların birbirlerinin doğum günü kutlama yazıları

    3.
  11. ne kadar uzun ve ne kadar bol kalpliyse o kadar iyidir mantığıyla oluşturulan ve bunun sevgi göstergesi olduğu sanılan, yazan ve okuyan kişi dışında -hatta bazen okuyan kişi bile hariç- kimse için bir halt ifade etmeyen yazılardır.

    birthday bitch'in iq'su da inceden düşükse, screenshot alıp instagramda façede falan paylaşır.
    0 ...
  12. yazarların hiç saygı duymadığı insanlar

    29.
  13. diğer yazarların sikinde olup olmadığı bilinmeyen insanlar ve anketler topluluğudur.
    0 ...
  14. evli yazarlar

    19.
  15. belki bir adet de metresi olan yazarlardır. kim bilir...
    1 ...
  16. sözlük yazarlarının itirafları

    96905.
  17. ara sıra kendimi tutamayıp açıyorum o fotoğrafı, uzun uzun bakıyorum. yaklaşık olarak 1cm'ye 1cm bir fotoğrafa en fazla ne kadar bakabilirsin, ne kadar ayrıntı yakalayabilirsin ki? ve minicik bir fotoğraf en fazla ne kadar acıtabilir canını? kezbanlık var ya serde, yapıyor işte öyle etkiler. uzun uzun bakıyorum gözlerine mutlu mu diye, yanındaki kadına bakıyorum benden daha büyük bir aşkla bakabiliyor mu diye. baktıkça midem bulanıyor mutsuzluktan ama yanıtları bulamadım henüz.
    4 ...
  18. ay biz çok güzeliz ya diyen kız arkadaşlar

    10.
  19. pazar kahvaltısı

    243.
  20. işsizler için misal; perşembeleri de yapılabilendir.
    0 ...
  21. tshirt giyen erkek gaydir

    6.
  22. ilk buluşmaya tayt giyerek gelen kız

    3.
  23. muhtemelen astronot kıyafetiyle de gelse damacana, bank falan siken yurdum erkeğini tahrik etme olasılığı ihtimaller dahilindedir. taytla en azından normal insan giysisi giymiş olur.
    7 ...
  24. eski sevgiliyle karşılaşma

    5.
  25. güzel bir dost tavsiyesi, içten ve nazik bir uyarıdır.

    -tamam kanka karşılaşmam. benim de temennim o yönde.
    2 ...
  26. tecavüze uğrama riski bulunan kadın modeli

    6.
  27. riski oluşturan faktörün kendisi değildir bu "kadın modeli." risk faktörleri tamamen, çevresel etmenlere, daha da açayım; etrafındaki erkek bireylerin açlığına, sapkınlığına ve dürtülerini kontrol acizliğine bağlıdır.

    ha bir de;

    (bkz: tecavüze uğrama riski bulunan damacana modeli)
    0 ...
  28. egemetro gazetesi

    1.
  29. 2009 yılında yayın hayatına başlayan izmir'in haftalık metro gazetesidir. genel yayın yönetmeliğini gazeteci kerem divarcı'nın yaptığı egemetro, ücretsiz olarak her hafta metro içinde dağıtılmakta, hem yerel hem de ülkeden ve dünyadan haberler vermektedir.

    dünyada örnekleri bulunan bu metro gazetelerinin türkiye'deki tek örneği egemetro'dur.

    metroda yolculuk yaparken okunacak bir gazete henüz bizde yerleşmemiş ancak yerleşmesi temenni edilen güzel bir kültürdür. izmir metrosu ve izban'da koltuklardan birinde bu gazeteye rastlayabilirsiniz.

    http://www.metrogazetesi.com/egemetro/
    1 ...
  30. sevgilisine hitap etme sorunu yaşayan erkek

    5.
  31. arkadaşlarının yanındadır.

    yalnızken, aşkım, bebeğim, çiçeğim, balım... dere tepe düz gider, ama kankaları yanındaysa, tek hitap sözcüğü isminizdir.

    itinayla "cool story bro" bakışı atıp, en uygun zamanda da kafasını ütüleyin.
    2 ...
  32. bohem erkek özgür kız ilişkisi

    1.
  33. son dönem türk sinemasında sıkça rastlanan iki karakterin birlikteliğidir.

    gerçekle hiçbir alakası olmayan bu türün ilişkisinin filmlere konu olması giderek fantastikleştiğimizin bir göstergesi olsa gerek. sinemaya giriyorsun, salaş ama yer yer ikea mobilyalarla süslenmiş bir ev içinde, tercihen reklamcılık, yazarlık falan yapan bohem abimiz, bir de onun manitası, ailesinden ayrı yaşayan, paranın nerden geldiği belirsiz hem çok güzel, hem çok kültürlü, hem çok sempatik, hem kıskanç olmayan, hem de erkeğini evlenek la evlenek diye sıkboğaz etmeyen ablamız.

    hah işte bu ikisinin ilişkisini bize ortalama 10 tl'ye yediriyorlar. tamam sinema illa ki gerçek hayattan bir kesit sunsun demiyorum da, o bohem abiyi, özgür ablayı da sokaklarda görmek istiyor insan. hatta yeri geliyor, role model belliyoruz. ama olmuyor işte, birkaç beden büyük geliyor bünyeye. irish pub insanı olamıyoruz. sonra oturup, erkekleri, kadınları ve ilişkileri sorguluyoruz.

    bir kısım senaristleri realizmin büyülü dünyasına davet ediyorum. beyler iş çıkışı takım elbiselerinin kravatını gevşetmiş halde irish pub tarzında bir barda içkisini yudumlamasın. mahalleden çocuklarla halit abi'nin kahvede maç izlesin. kız da o esnada kankasını aramış, hoşlandığı çocukla yaşadıklarını, konuştuklarını bir bir anlatıyor olsun telefonun başında. "ay beni seviyor mu ki yaaa" diye düşünüp dursun. taktik yapsın. adamın telefonunu kurcalasın. adam da mesela tuğçe'yi tuğrul diye kaydetmiş olsun telefona. eski çıktığı mesaj atsın ya da facebook'tan eklesin, kavga etsinler. gibi.

    hayatı sorgulatmayın bana sevgili senaristler.

    sonuç olarak, hayallerde yaşayan ilişkidir. töremizde yoktur. varsa da defolsun gitsin. kız özgürse ırıspıdır zaten, adam onu almaz yani. bohem adama da kız vermezler bizim burda. ayık olun. öperim.
    8 ...
  34. ciddi ilişkisi bitince piç imajı çizen erkek

    1.
  35. ailece severek beğendiğimiz, beğenerek sevdiğimiz ve izlediğimiz erkektir kendisi. uzun süreli diye tabir ettiğimiz cinsten ciddi ilişkisi olmuş ve bitmiştir. erkeğimiz acısını kalbine gömmüş ve piç imajı çizmeye başlamıştır. tabii ki yaredir sinede eski sevgili ama sadece dostlarının yanında belli eder bunu. onun dışında tek rakibi demet akalındır, öyle bir sklemiyorum tavırları. öyle bir "o neydi yaa, vallahi kurtuldum" havaları. aşkı küçümsemeler, ilişkilere değer vermemeler, sürekli seks temalı laflar. "aşkın kitabını yazdım sonucu seks buldum" tribi. her önüne gelen canlı cansız varlığa yazılmalar. baktı aşk adamı'nda iş yok bari şu çok konuşulan kadınların piç tercihi olayım dedi herhalde.

    tüm çabasına rağmen, eski sevgilisine takıntılı biçare erkek olmaktan asla kurtulamaz, başka biri olmaya çalışsa da acısını gizleyemez.

    zaten before'una da after'ına da sıçayım, ikisinde de iş yoktur. ı-ıı olmaz bunlardan.
    0 ...
  36. fotoğrafları facebook a yüklesene darlaması

    1.
  37. bir grup insanla sosyalleşip bir takım fotoğraflar çekilmişsinizdir ve fotoğraf makinesi size aittir, dolayısıyla fotoğraflar sizdedir ve bu insan grubu çılgınlar gibi o fotoğrafları facebook'a yüklemenizi bekler. sürekli msn'den, facebook chatten yazar, "fotoları attın mı, fotoları ne zaman koyacaksın" ben senin foto diyen dillerini s.. yerim. sonuçta milyon tane fotoğraf, onu bilgisayara yüklemek ayrı dert, facebooka yüklemek ayrı dert, 10 saat yüklemiyor sıçtığımının feysbuku. hem belki işi gücü var adamın, darlamasana, yok, nerdeee? feysbuk profaayl pikçır yapacak ya, çatlar görmese. bekleyemez, o fotoğraflar hemen elinde olmalıdır. cümle alem görmelidir.

    işbu sıkboğaz etme olayı da tam da bu darlamaya tekabül etmektedir. yapmayınız, azıcık serin kanlı olunuz. relax, freşşş.
    5 ...
  38. beni unutma

    118.
  39. mert fırat hastası olduğum için gittim filme. kötü olsa bile göz zevki için değer dedim, mertçiğimi izlerim dedim ama daraldım yeminle.

    klişelerle dolu olmasını, uzun vadede gerçekleşen hikayeninin 2 saate sığdırılamamasını geçtim de kadın karakterin samimiyetsizliğini hazmedemedim. sonsuz çağdaş memleketim izmirde yaşıyorum, aile desen bi o kadar çağdaş, yok boyle bir kadın imajı hiç çizemedim. son zamanlardaki her türk filminde eğer dönem filmi falan değilse illa ki iyi niyetli, her şeyin en iyisini hak eden bir özgür kadın oluyor. ehh bohem erkek de unutulmamalı tabi. neyse bu defa bohem erkek yoktu, gerçi böyle bi irish pub erkeği yoktu desek yalan olur. bakıyorum etrafıma, ne oyle bir kadın görüyorum, ne öyle bir erkek. yani buna kafayı öyle bir taktım ki, senaryoyu, oyunculuğu falan eleştirmeye fırsat kalmıyor.

    her şeye rağmen mert fırat harikaydı, film kötüydü, kadın oyuncu iticiydi ve karakterler gerçekçilikten çok uzaktı. tıpkı türünün diğer örnekleri gibi.
    3 ...
  40. 29 ekim 2011 törenlerinin iptal edilmesi

    28.
  41. ilköğretim ve lise yıllarımda her bayramdan kaçıp, hocalardan azar yerdim, disiplin korkusu yaşar, yine gitmezdim bayram kutlamalarına. canım çıkardı çünkü. sabahtan akşama kadar matematik dersi olsa, o kadar olmazdı yani. sabahın köründe gidersin, ne okunan şiirleri dinler, ne yürüyüş yapmaktan zevk alırsın. hani mantığını coşkusunu kavrayamazsın. çocuksundur ve üşürsün, yorulursun. o yaşta bile anlarsın her şeyin formaliteden ibaret olduğunu. bu demek değil ki, o tarih anlamsız, yoo, öyle değil, bu formalite anlamsız, çocukları koyun gibi dizmek, binbir türlü azarla bak okul cekedini giymek zorunlu yok şu renk çorap giymek yasak. mum gibi yaparlar. nasıl sevsin çocuk bu töreni?

    işte böyle bir öğrencilik yaşamış biri olarak, bu durumu eleştirecek yüz bulamıyorum kendimde, fakat;

    şimdi bu tören iptal edilmiş, önemli değil, biz zaten alışmışız ezberlenmiş törenlere, şimdi bilmem kim konuşacak, bilmem kime sağ ol diyeceğiz, soğukta bekleyeceğiz, sonra gideceğiz, oohh okul tatil. bayram demek tatil demek değil mi zaten bizim için?

    bu iptali, önemsemiyorum çünkü zaten yapmacık geliyordu bana, çocuklara yapılan zulüm gibi geliyordu. istense zulüm olmayan halde de kutlanır, çocukların törenin mantığını anlaması sağlanabilir ama yok. her şey o kalıp içinde uygulanacak. varsın iptal edilsin her şeye rağmen biz bu günün anlamını gayet iyi biliyoruz nasılsa. anmak, bilmek, anlamak, hissetmek bazen kutlama yapmaktan daha önemlidir.

    hayatın gayet normal devam ettiği, misal; evlilik programlarının bile şen şakrak sürdüğü şu günlerde saçma olmuş elbet, ama ne de olsa akıl sır erdirilemeyen bir toplumuz. seçici duyarlılık bizim işimiz.

    umarım kurban bayramı da iptal edilir ama. öyleyken böyle çünkü.
    3 ...
  42. kadın programları

    56.
  43. hedef kitlesi, ev hanımlarıdır. okumuş ya da okumamış evlenmiş ve çalışmamayı tercih etmiş, toplumumuzdaki kadın rolünün hakkını veren kadınlara hitap eder. bu kitlenin fazlaca olduğunu düşünürsek, gereksiz değil oldukça yerindedir. arz-talep yani.

    sanıyor musunuz ki, ev hanımlarımız evde oturmuş atom parçalıyor? kendi istekleriyle izliyorlar lan. yoksa bir sürü haber kanalı, belgesel kanalı falan da var. bunu istiyorlar, televizyoncular da bunu veriyor. o kesime hitap ediyorlar işte.

    sorun kadın programlarında değil yani, bunu isteyen kadınlarda. bizzat onlarda. sanki kocası ona bakmaya hamkummuş gibi, evde oturan kadınlarda. kendine temizlik-yemek-çocuk bakımı dışında uğraş bulmaya tenezzül etmeyen kadınlarda.

    yanlışlıkla açanların, zaplarken denk gelenlerin, işinde gücünde insanların zaten ilgi alanı olmadığı gibi, hedef kitle arasında da değillerdir.

    ne güzel veriyor kadınlarımız rollerinin hakkını. sana reva görülen evde çocuk bakıp bu programları izlemek sonuçta. ehh, şikayetin var mı? yok. kocanın gölgesindesin ama neyseki çalışmadan yaşıyorsun güzelce. aaa ama sen çocuklara bakıyorsun, yemek, temizlik yapıyorsun değil mi? hakkın bunlar senin. böyle ödüyorsun. ye-mez-ler. bildiğin asalaksın özünde. çalışacak fiziksel gücün olmasına rağmen, bu senin için bir zorunluluk değil tercihse, evet asalaksın. ve otur sana hitap eden programları izle, aptallığına aptallık kat.
    1 ...
  44. incir reçeli replikleri sayıklayan gerzek kız

    1.
  45. berbat bir film olması bi' yana, bir de böyle bir güruh var maalesef.

    çok matah repliklermiş gibi, filmi izleyip aşka gelen kızlarımız sürekli bu replikleri sayıklar durumdalar. yok yani, ne kadar zaman geçse de bitmiyor. üzerine milyon tane film populer oldu bana mısın demediler. sol yanım diye sayıklamaktan vazgeçmediler. yok savurduğunuz yargılarınız, yok bilmem ne.

    allahını seven üzerime toprak atsın. bu nedir yahu? en sevdiği şarkı "isyeeeaan" en sevdiği söz "günaydın sol yanım." böyle entel gibi cool gibi ama özünde alabildiğine arabesk.

    film rezil, replikler rezil ve bir o kadar yapmacık. zaten içimiz şişmiş, bir gaflet anında filmi izlemiş bulunmuşuz, neden sürekli kafa ütülersin yavrucuğum?

    "incir reçeli sendin aşkım"
    "önemli olan benim senin kokunu almış olmamdı"

    bu ne laaağn? kamyon arkası yazıları bile daha hislidir. sonuç olarak bu kızlar piyasadan toplatılmalıdır. insanı hayattan soğuturlar. tez zamanda sıkıcılıktan ölebilirler -ki ölseler üzülmem.

    erkek versiyonları da var sayıları az olsa da. onlar da çok gey bence. heheh.
    2 ...
  46. başlığın yazarına cevap niteliğinde entry girmek

    1.
  47. uludağ sözlük yazarlarının çoğunluğunun sıkça yaptığı iştir. muhtemelen formata aykırı olmakla birlikte, nasıl bir aymazlık nasıl bir şapşallıktır yahu?

    başlığı açan yazara bir şey diyeceksen mesaj atarsın, adam yapmış yani özel mesaj şeysi.

    ama gel gör ki, o iş öyle değil. adam geliyor, yok bilmem ne yapan yazarın açtığı başlık. yok başına gelmiş de yazmış. sana ne lan, belki kıçımdan uyduruyorum? sen tanım yapsana, konu hakkındaki fikrini yazsana. ama onun için biraz yaratıcılık gerek, değil mi feysbuk çocuğu? bence sen git feysbukta fotoğraf altı yorumlarında yaşa. beni çok yoruyorsun vallahi.

    bu da böyle bir atarımdır.
    1 ...
  48. depresyon bir lükstür

    1.
  49. yaşayarak fark ettiğimdir.

    evet depresyon bir lüks. aksi mümkün değil. belli saatte işe gidip gelen, işten gelince yemek yapmak zorunda olan, kocasının-çocuklarının isteklerini yerine getiren, annesi hastanede yatan ve onunla ilgilenmek zorunda olan, yani kendine has sıkıntıları olan annemin depresyona girme lüksü yok mesela. belki benden daha çok hakkı var ama lüksü yok.

    benimse var. çünkü sorumluluk diye bir şeyim yok. "anneeaa moralim bozuk hadi bana elbise alalım" diyorum gidip alıyoruz. depresyona çözüm hesabına. eve geliyorum, "öff ben yatıp uyuyacağım depresyonuma kaldığım yerden devam edeceğim" diyorum ve yatıyorum. bütün gün uyuma özgürlüğüm var. dilediğim gibi depresyona girebiliyorum. canım isterse saatlerce ağlayabilirim, annem ağlayamaz, onun yapması gereken işler var. yarın işe giyeceği kıyafetleri ütülemek zorunda örneğin.

    görüyoruz ki; depresyon bir lüks, hatta şımarıklıktır. bence.

    yani yapacak hiçbir şeyin yoksa, depresyona girebilirsin. neden olmasın?
    2 ...
  50. kafa nereye biz oraya diye sayıklayıp evde oturmak

    1.
  51. gençlerin kanayan yarasıdır. sıla'nın şarkısıyla gaza gelip "kaffaaa nereyee biz orayaaağğ" diyerek coşan zavallı türk genci, nedendir bilinmez, nasıl bi kafaysa artık paşa paşa evde oturmaktadır. bütün o özgür ruh edasıyla bu şarkıyı sayıklayıp, nerde akşam orda sabah, ooh kafama eser basar giderim, takılıyoruz yeaa, bu gece barda gönlüm hovarda tribine rağmen malesef ki, hep evde oturulur. azcık tutarlı olun, azcık kendinizi bilin lan.

    kafa nereye biz orayaymış. oldu, otur evde, arka sokaklar izle. yemezler yani. senin kafa anca arka odaya kadar götürür seni. hayır eve geç kalacaksın falan, sonra baban anlamaz öyle kafa nereye ben oraya... otur oturduğun yere, gaza gelme bi şarkı yüzünden. sen seni bil sen seni falan filan.
    3 ...
  52. grip olmuş erkek nazı

    1.
  53. yeni gelinde yoktur arkadaş.

    sanki milyonda bir rastlanan çaresiz bir hastalığa yakalandı adam. sanki üç dakikalık ömrü kaldı. öyle bir tripler.

    sanırsınız yeryüzünde ondan başka grip olan insan evladı yok.

    eh, bu naz da hep kadınlara yapılır tabii. bunların baba versiyonu da sevgili versiyonu da aynı. erkekseniz ve gripseniz, nazınızdan geçilmez. kadınlar genelde gribi ayakta atlatırken, erkekler, her saniye mızmızlanır. böyle mızmızlanma da yok hani.

    ööeeff, help!
    5 ...
  54. yazarların kesintisiz film seyretme rekorları

    16.
  55. kimsenin umrunda olmayan rekorlardır. size bir plaket, efendime söyleyeyim; bir bronz madalya faan kazandırmayacak olandır. kişisel şovumuza çevirmeyelim, değil mi ama?

    "ohaa, vay anasını, so cool yeaa, so fucking sexy" falan demedim ben okuyunca, bi pm atasım gelmedi, ne bileyim.
    1 ...
  56. hilal cebeci neşesi

    1.
  57. şahsımı kıskançlıktan çatlatan neşedir. nedir yani bu mutluluğun formülü anlayamıyorum. ben buhranlara sürüklenen halimle açlıktan ölmeyi, ya da yatakta çürümeyi falan beklerken, o "ne güzel bir gün oooleeeyyy, yaşasınnn, süperrr yuppiiiii" gibisinden tweetleri birbiri ardına sıralıyor. günüm bok gibi geçiyor, ve seni kıskanıyorum hilal. sendeki neşenin aynısından istiyorum. "oleeey" ile biten cümleler kurmak istiyorum. hilal bana ulaş, öpt. kib. bye.
    0 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük