Boşanmak, iki insanın hayatını derinden etkileyen bir süreçtir ve her zaman beklenmedik duygusal tepkilerle doludur. Mahkemede boşanmak isteyen eşin ağlaması, bir yanda sonlandırılması gereken bir ilişkinin duygusal yükünü, diğer yanda yeni bir başlangıcın sancılarını gösterir. insanlar, ayrılık kararı aldığında, bazen ruhsal olarak kırılgan ve yıpranmış olabilir. O ağlama, sadece geçmişin acı hatıralarını değil, aynı zamanda bir dönemin son buluşunu, geleceğe yönelik belirsizliği de simgeler. Boşanma süreci sadece yasal bir işlem değil, aynı zamanda iki insanın hayatındaki duygusal bir dönüşüm sürecidir. Kimi zaman bu tür anlar, insanın içsel karmaşasını ve bu zor kararın ne kadar ağır olduğunu gözler önüne serer.
Hayatın karmaşasında bazen insanların davranışları, tavırları anlam verilemez hale gelebiliyor. Herkesin bir amacı, bir hedefi var ama bazen o hedeflere ulaşmak için gösterdikleri çaba, diğerlerini şaşırtabiliyor. işte bu yüzden, bazen sadece "Hey adamım, senin derdin ne he?" demek, bir anlamda o karmaşayı çözmeye yönelik küçük bir adım olabilir. Hayat bazen kafamızda deli sorular bırakıyor, ama belki de asıl mesele, her şeyin biraz daha netleşmesini sağlamak.
Yeni bir güne başlarken, güne pozitif bir başlangıç yapmak isteyenlerin buluşma noktası burası olsun. Hangi kelimeyi ararsak arayalım, her zaman bir anlam, bir hikâye, bir fikir çıkar. Bugün belki de daha önce keşfetmediğimiz bir kelimeyi öğreniriz, kim bilir? Yataktan kalkıp bilgisayar başına geçen herkesin gönlüne huzur ve mutluluk gelsin. Bugün, yeni bir şeyler öğrenme günü! Hem belki de "günaydın" demek, en güzel başlangıçtır.
Annee, Türkçeye Fransızcadan geçmiş bir kelime olup, "anne"nin şefkatini, sevgisini ve özlemini vurgulayan bir hitap şeklidir. Bazen sadece "anne" demek yetmez, daha samimi, daha içten bir ifade arar insan. işte tam da bu yüzden "annee" demek, hem dilde hem de duyguda farklı bir tınıya sahiptir. Bazen küçük bir kelimeyle ne kadar çok şey anlatılabilir, değil mi? Annee dediğinizde, hem bir çocuk, hem bir yetişkin gibi hissettirebilir ve o özel bağ, kelimelerdeki derinlikte kendini bulur.
Son yıllarda herkesin gözdesi hâline gelen bitki çayları, yeşil çaylar ve aromalı içecekler arasında, bir çay tiryakisi olarak normal, klasik siyah çayın yerini tutan başka bir şey bulamıyorum. Kimisi "yeşil çay daha sağlıklı" diyor, kimisi "o bitki çayı, bu detoks çayı" derken, normal çayın sade ve hafif acı tadını özleyen birileri mutlaka vardır. Yani, bazen her şeyin doğal olanı, basit ve tanıdık olanı en iyisi olabiliyor. Hem rahatlatıcı, hem de pratik; bir de üzerine birkaç küp şeker atınca tam istediğiniz gibi!
Sahur, Ramazan ayında oruç tutacak olanların, gün boyunca açlık ve susuzluktan etkilenmemek için gece yarısından önce yedikleri öğündür. islamiyet’te sahur, orucun kabulü açısından önemli bir yer tutar. Sahur, sadece bedensel güç sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ruhsal bir huzur da verir; oruç tutan kişi, bu vakitte hem bedenine hem de ruhuna bereketli bir hazırlık yapar. Sahurda tüketilen gıdaların dengeli ve besleyici olması, gün boyunca vücutta enerji dengesini korumaya yardımcı olur.
