olay bir hafta önce gerçekleşti. sabah uyanmıştım fazlaca vaktim yoktu. alelacele hazırlanıp dışarı çıktım. kahvaltı için börekçiye gittim ve iki zeytinli puaça yedim çaylan birlikte. neyse bi takım işlerimi hallettikten sonra öğle yemeği zamanı gelmişti. aç karnımız yediğimiz öğle yemeğiyle bayram etti.
bölüm-2 ilk sıçma
sabah yenilen iki puaça ve öğle yemeğinden sonra sıçma işlemi gerçekleşecekti artık. tuvalete gittim öğle yemeğinden takriben bi saat sonra. sıçmıştım. mutluydum. dışkımında herhangi bir anormallik fakretmemiştim.
bölüm-3 ikinci sıçma
... farketmemiştim. taa ki ikinci sıçmamı gerçekleştirene kadar. aman tanrııım! o da ney! gözlerime inanamamıştım. çünkü sıçtığım şeyin içinde sabah yediğim puaçaların zeytinleri vardı. bokun içindeki siyahlıklarından dolayı kolayca farkediliyorlardı. bundan anormal olan ne diyeceksiniz. onu da bölüm-4'te anlatacam.
bölüm-4 sonuç
mideme ilk giren şey zeytinli puaçalardı. lakin sıçtığım ilk şey öğlen yediklerimdi. nasıl olurda insan önce yediklerini sonra sıçar. mucize midir bilemem.
çok hayırlı bir iş olabilir. en azından sikimtrak aynı ideolojiyi kullanarak daha iyisini vaadeden siyasi partilerin yerine yeni bir ideolojinin yeni bir paradigmanın ne halt yiyeceğini denemiş oluruz. ilk icraatları şunlar olur. *
1.cemaain ekonomik kaynakları ortadan kaldırılır. böylece parası olmayan abiler altına sıçar.
2.özel sektör patronları ayvayı yer. çünkü komünist bi parti ülkede para babalarına müsaade etmez.
3.fakirler işçiler daha fazla ücret alır. çünkü büyük sermaye sahiplerinin işçi üzerinden elde ettiği artı değer ortadan kalkar. işçi mayışları yükselir böyleliklen.
4.eğitim sistemi sil baştan değişir. yeni yetme bebeler atatürklen birlikte che yi öğrenir. ayrıca akp döneminde doğru düzgün anlatılmayan evrim teorisi ciddi biçimde çocuklara anlatılır. gayet iyi olur.
not:amk tkp'ye mi versem lan. en azından ehveni şer la. evet beyler tkpli oldum.
sikilmiş bünyelerin sikilmişliği nerden geliyor diye sorduğumda bunun arkadasında ilgiyle izlenen bir survivor, bir kurtlar vadisi, bir oktay usta(stv), bir demet akalın klibi keşfettim.
sikilmişlikten kasıt beynin etkisiz hale getirilerek iktidar zenginliğinin otoritesinin gizlenmesidir. her medya grubu kendi ekonomik ideolojik vs. gücünü örtmek için böyle yollara başvuruyor. cemaat iktidar ilişkilerini tartışan bi programı stvde görmeyeceğimiz gibi aydın doğanın maddi zenginliği sorgulayan birileri de kanaldye çıkamayacak.
sörvayvıra, serdar ortaç klibine devam gençler. reklamları da izleyin. malum biz tüketmessek büyük patronlar daha da zenginleşemeyecek kapitalizm bitecek gençler.
ak parti şanlıurfa 2. sıra milletvekili adayıdır. bir önceki seçimlerde bağımsız olarak seçime girmiş, kutsal aşireti sayesinde milletvekili olabilirmiştir. daha sonraki süreçte ak partiye girmiştir. bu seçimlerde ak parti aday yapmaz diye umarken 2. sıradan aday yapıvermiştir onu.
din dışı olan bir çok kavram aslında dini olanın sekülerleşmesidir. misal kurana inanan onu hiç bir şekilde tartışmaz, her kelimesini yüzde yüz doğru kabul eder. kuranın yaptırım gücü vardır ve toplumsal uzlaşma aracıdır. bugünki anayasacılıkta öle bi şey la. sikerler anayasaya uymak zorundayız.
zerdüşt, musa, muhammet gibi peygamberin etik, kişisel ve aşkın bir tanrının aracı veya elçisi olarak algılandığı peygamberliktir.
(bkz: örnekleyici peygamberlik)
kafalarda soru işaretleri oluşturmuş hadisedir. bu erteleme ile seçimden önce olması gereken yerleştirme seçimden sonraya bırakılmıştır. işin ilginç yanı aylar öncesinden belirlenmiş olan yerleştirme takviminin değiştirilmesi konusunda ciddi bir açıklama yapılmamıştır. ciddisini geçtim kafaları karıştıran birden fazla açıklama mevcuttur.
memurlar.net ten kopyalıyorum:
sirasiyla açiklamalar
* devlet personel başkanlığı
başkanlık 19 nisan'da yaptığı açıklamada şu gerekçeyle yerleştirme işlemlerini ertelediğini söyledi:
"kamu kurum ve kuruluşlarının 2011/1 merkezi yerleştirmeleri için kadro/pozisyon taleplerinde aksamaların tespit edilmiş olması nedeniyle"
* bakan hayati yazıcı'nın 6 mayıs tarihli açıkalması
akşam gazetesi genel yayın yönetmeni i̇smail küçükkaya, bakan yazıcı ile bir söyleşi gerçekleştirdi. yazıcı bu söyleşide, ösym'nin hata yapma ihtimalini göz önünde bulundurarak, seçimden önce bir riske girmemek için, ertelemenin yapıldığını belirtmiştir.
* bakan hayati yazıcı'nın 7 mayıs tarihli açıklaması
anadolu ajansı, memurlar.net'teki haberi sorunca, bakan yazıcı şu yanıtı verdi:
"''oradaki hata benden kaynaklanıyor. orada ötelenen kpss sınavı değildir. bizim seçim öncesi ötelediğimiz, kamu kurum ve kuruluşlarının bütçe kanunu ile almak üzere tahsis edilmiş kadroların kullanılmasıyla ilgili vize işlemleridir. dolayısıyla seçim öncesi yapmak 'seçim yatırımı olarak kamuya istihdam yapılıyor', gibi yanlış yargılar oluşması düşüncesiyle bu alım planlamasını hemen seçim peşine öteledik. söylediğim şey bu.."
...........
bu üç açıklamaya ilave olarak başbakan'ın iddia edilen yeni açıklaması şudur:
"seçim çalışmaları yüzünden ankara'da bu işlere bakan bürokrat kalmadı. o yüzden erteledik!?!"
arz eğrisi ve denge fiyatının altındaki alan üretici rantıdır. üretici rantı arz eğrisiyle yakından ilgili olup, talep eğrisiyle doğrudan ilişkili değildir. piyasaya katılım sonucu üreticilerin sağladığı faydayı ölçmeye yarar.
"arkadaşlar türkiye'de yoksulluk artıyor dersek haksızlık yaparız. biz iktidara geldiğimizde 10.7 işizlik ile devraldığımız bir hal vardı. e şimdi 13.1 ?!?!
buradan çıkaracağımız sonuç işsizlik artıyorsa yoksulluk azalır gibi bir şey olur herhalde.
ne kadar çok işsiz insan o kadar az yoksul insan!?!
fikirlerini gerçek hayatta açık açık ifade ederse ağzının yüzünün dağıtılacağını bilen ateistlerin sanal alemi tercih etmesi mantıklıdır. ha gaza gelip hakarate varan şeyler demişlerse ayıp etmişlerdir.
normal bir tutumdur, tercih meselesidir. fakat şunu diyeyim ki bildiğin en koyusundan milliyetçi bir sürü insanın cenazesinde türk bayrağı açıldığını görmedim arkadaş! necmettin erbakan da sivil bir insan gibi defnedilmek istediği için insanların bayrak açmamaları gayet normaldir.
insanların çok büyük kısmının beğendiği ama oy vermeyi düşünmediği has parti başkanıdır. parti söylemi olarak ak partiden çok farklı şeyler söylemektedir. dün gece show tv'de siyaset meydanı programının konuğuydu. programdan aklımda kalanlar şunlar:
1.numan kurtulmuş ruhban okulunun açılması gerektiğini söyler.
2.askeri yargı organlarının kaldırılması gerektiğini söyler.
3.kürt meselesini eyalet sistemi ile değil devlet okullarında verilecek ana dillerde derslerle ve bireysel özgürlüklerin güçlendirilmesi ile çözülebileceğini söyler (bu dersler kültürel sosyal içerikli dersler sadece anadilin öğretilmesi değil).
4.akp tarafından uygulanan neoliberal ekonomi politikalarını eleştirir.
5.ülkedeki en zengin yüzde yirminin milli gelirin yüzde elli aldığını, en fakir yüzde
yirminin ise milli gelirin yüzde beşini almasını sert biçimde eleştirir.
6.parti içerisinde sosyalist şahıslar kurucu sıfatıyla bulunur. (bkz: zeki kılıçaslan)
7.partiye oy verecek olanlar arasında sadece müslüman dindarlar değil, farklı kesimlere ait insanlarda vardır(örneğin programa tribünden katılan süryani bir adam ).
bir ateist olarak oyumu has partiye vereceğim. isterlerse yüzde sıfır küsüratlı oy alsınlar.
ana avrat küfretmek istediğim ama kendime yakıştıramadığım vaka. ayrıca meseleyi başörtüyle, laiklikle, dinadarlıkla, bilmemnelikle açıklamaya kalkmanın da alemi yok. tecavüz erkek suçudur. türkiyenin her yerinde erkekler tarafından kadınlara karşı işlenir. bir erkek olarak hiç bir kadına tecavüz etmesemde erkekleri tecavüze sevk eden sebepleri toplum içersinde normal bir tutum gibi algılanmasına karşı gelemediğim için kendimi suçlu hissediyorum.
bir süredir şahsi olarak asosyalleştim ben de efendim. bu asasyalleşme çok mu bilinçliydi, bilemiyorum. lakin geldiğim süreçte daha fazla olgunlaştığımı, arada sırada konuştuğum insanlarla eskiye nazaran çok daha iyi iletişim kurduğumu farktettim. kendimi daha iyi anlamaya başladım sanki.
sosyalliği önemseyen birisi olarak bu bilinçli asosyallik sürecini de atlatacağım elbet. kırlara, dağlara, denizlere gideceğim. güneşi hissedeciğim. sucuklu yumurta yiyeceğim, karabiber serpiştireceğim.
evlilik dışı cinsel ilişkiye girmenin ahlaki bir durum olması ya da olmaması bireylerin kendi ahlak anlayışı ile ilgili bir durumdur. düz mantıkla yaşamaya yemin etmiş insanların kavrayamayacağı bir şeydir bu.
aynı dingil ve düz mantıklı bireyler koca dünyayı kendi şahsi ahlak anlayışları etrafında tanımlamaya da kalkarlar.
marx'tan etkilenmekle birlikte marx'ın mülkiyet ilişkileri temelli sınıf ilişkilerini eleştirmiş ve güç(otorite) üzerine bir sınıf modeli tanımlar. dahrendorf kapitalist toplumlarda çatışmanın kaynağının mülkiyet olmaktan çıktığını ve otoritenin çatışmanın yeni kaynağı haline gelidiğini savunmuştur.