en güzel koku nedir ki? kimimize göre sevgilinin o paha biçilmez kokusu kimimize göre sıcak bir ekmek kokusu... tüm bunları belirleyense o an içinde bulunduğunuz ruh hali ve de durum çünkü sevgiliniz yanındayken birden aldığınız ekmek kokusuna dayamazsınız belkide ama o yokken ve onu ilk gördüğünüzde yeniden ekmek kokusu da yalan olur yağmur kokusu da ... bence en güzel koku özlediğiniz şeyi ilk bulduğunuzda uzun bir süre sonra o an ki ilk kokusudur...
peki ya sesi çıkmayan şehirlere bir de şu gözle bakarsak: bazı şehirler vardır ki önceleri bebekken daha birçok hayata şahit olmaya başlar ve sonraları o hayatların nasıl söndüğünü,yükseldiğini ya da mahvolduğunu görür ve acı çeker. istanbul bunlardan biridir mesela. o kadar çok olaya şahit olur o kadar çok hayatın bir ışık hızıyla sönmesine şahit olur ki artık bağırmaktan sesi kısılmış gücü kalmamış hem sesi yok olmuş hem de artık olaylara aşinalığından sesi çıkamaz olmuştur. işte böyle şehirlerin de sesi çıkmaz bir türlü...
öyle bir yoğunluk bir korku hali ki karanlık nasıl çıkar içinden bilinmez çocukkenki en büyük korkumuz annelerimizxin babalarımızın bizi biraz daha uslu yapmaya çalıştığı ve bunun için karanlıktaki ''öcü''leri kullandığı zamanlar onlara o kadar alıştık ki artık karanlıktan onun bilinmezliğinden korkuyoruz çünkü ordan her an bir ''öcü'' çıkabilir karşımıza ama eğer ışık olmasa asla değeri anlaşılamaz ışığın diğer kardeşi bazen güzel ve serinletici bazen korkunç ve üzücü karanlık ...
uykusuzluğun hastalık olarak yaklaşık bir milyarda bir görülen bir cinsi vardır ki işte bu insanlar yavaşça,günden güne,daha da uykusuzlaşarak,uyuyamayarak (çünkü genetik bir hastalıktır kendisi) ölürler. bilimadamları her ne kadar insanoğlu niçin uykuya ihtiyaç duyar bunu araştırsa da insan uykusuz yapamıyor işte. bu genetik rahatsızlığa sahip insanlar bence öldüklerinde,en sonunda istedikleri uykuya sahip olabiliyorlar ve bu onlar için sevindirici. belki onlar da uyku biraz uyku bütün isteğim buydu diyorlar...
sadece dizilerde filmlerde değil gerçek yaşamda aslında birçok aileye baktığınızda gördüğünüz bir şeydir bu onu takma hayatım bu daha güzel uyar kravatına gibi sözlerle kadınların biraz da kendi zevklerine göre erkekleri giydirmelerine olanak sağlayan bir kararsızlık anı.
eğer bunu bir araba yolculuğu bir tatil de yanınızdaki kişi olarak görürseniz yollarda insanlar birbirlerini daha iyi tanırlar çünkü herkes asıl kimliğini yollarda gösterir aslında. bazen öyle kopma anları gelir ki 15 yıldır tanıdığınızı sandığınız yanıbaşınızdaki kişi aslında hiç tanımadığınız yabancı mı yabancı bir kişi imiş. o an yaşadığınız tüm duygular ve yanınızdakilerle yaptığınız tartışmalar can sıkıcı her şey sizi yolda bulduklarınıza itebilir ve bu bir yerde kaçınılmazdır...
düşünmek çoğu zaman hele de acaba o da beni düşünüyor mu diye düşünmek bir hayaldir aslında hep düşlediğiniz ama asla ulaşamadığınız ulaşamadığınız için de aslında o kadar kıymetli olan ve ulaştığınız anda kısa bir mutluluk anından sonra aslında o kadar muhteşem olmadığını bildiğiniz bir şeydir bu ama eğer ki düşünmenin sonucu kötüyse aslında hiç de iyi olmayan bir hayalle hayal kırıklığıyla sonlaması demektir işte bu .