kendisiyle tanışmamız iki ay'a yakın bir süre öncesine dayanır. saçlarım konusunda biraz hassas bir insan olduğum için özel hastanelerden randevu alıp veya bazende hastanede çalışan bir tanıdık vasıtasıyla sorunu dermatolağa ilettiğim zamanlar olmuştur. yani 3 özel dermatoloji uzmanına randevu aldım ve ağız birliği etmişler gibi hepside konu başlığımız olan remolent marka bu ürünü reçetelerine yazdılar.
şu an itibariyle düzenli kullanıyorum ve sonuçlardan hiç memnun değilim. eski saçlarımı arar oldum. saç tellerim daha çok zayıfladı ve araları daha çok açıldı. aklıma ilaç firmalarının bu ürünün adını duyurabilmesi, piyasada pazar sahibi olabilmesi için dermatologlara
kardan pay vermiş olabilir ihtimalleri gelmiyor değil.
marka hakkında kullanıcı yorumları neredeyse hiç yok. daha adını duyan bile yok diyebilirim. belki bi kaç yıla kadar adından söz ettirmeye başlar.
tanım olarak, dermatologlara erkek tipi saç dökülme sorununuz olduğunu söylediğinizde ezberden reçeteye yazıp gönderdikleri ilaç markası.
benim için en ağır küfürlerden daha etkili bir laftır.
biri bana bunu söyleyeceğine sinkaflı konuşsun daha iyi. bunu duyduğum zaman taşşak oğlanı, idare edilesi görmezden gelinesi bir mal, hiç bir saygınlığı olmayan, ciddiye alınmayacak bir ezik gibi hissediyorum kendimi. evet, tam olarak bu duyguları yaşıyorum ciddi ciddi söylendiğini hissettiğim zaman.
ve peşi sıra kendimi kanıtlamam gerektiğine inandığım için, o lafı edene içten içe aslında zannettiğinin aksini görene kadar terör estiriyorum.
ne safı amına koyim yaa, sikerim tahtanızı iyilikten maraz doğar diye boşa dememişler.
tabloya göre, bilim,teknoloji ve sanayi bakanlığı 666.206.000 tl ödenek ayrılırken diyanete 5.743.383.000 tl ayrılmıştır. başka sözüm yok, yorum sizin.
muhatap olduğu insanlar genel olarak suça karışmış toplum düzenini bozan kimseler olduğu için psikolojilerinin sağlıklı olmadığını düşündüğüm bazen en yakın arkadaşımız bazen akrabamız bazen o veya bu senin benim gibi hataları, doğruları olabilen insanlardır. çok göz önünde oldukları için pek sevilmezler.
insanoğlu gerçekten çıplakken bütün cazibesini kaybediyor. güzelim kızlar kasapta asılı et parçasından farksızlar çıplak halleriyle. onun haricinde videonun altında yer alan yorumlar gerçekten sinir bozucu.
tanım; cinsel tercihleri sebebiyle eylemde yer alan insanların bulunduğu görüntüler.
nasıl ki oruç tutmak aferin yada hürmet edilecek bir saygıyı hak etmiyorsa, oruç tutmamayı da karizmatiklik olarak algılamak ancak tuttuğu oruca aferin bekleyen kişilerin tamir edilmesi gereken ego problemidir.
yıl olmuş 2015, gecenin en sessiz sakin saatinde sanki herkes oruç tutuyormuş gibi kafa sikmekten başka bir işe yaramayan davulcu gereksizliğidir.
neyin ısrarı bu sorarım ! uyanmak isteyen saatini kurar uyanır. daha kaç yıl geçmesi gerek ki bu gereksizliğe bir son verilsin. ayıp ya, gerçekten geçerliliğini yitirmiş boş beleş bir icraati her sene devam ettirdikçe ettirmenin manası ne! ben şu saatte belki uyku tutmadığı için ayaktayım ama işe gidecek adam var aşağıda, belki oruç bile tutmuyor. bebeğinin sesini duyuyorum, kim bilir davulcunun gürültüsüne uyandı belkide ?
saygı saygı diye hep tutturanlar önce kendisi gibi olmayanlara saygı gösterecekler ki saygı beklesinler.
5x8 bölümü için jon snow adeta seçim öncesi ak parti'nin zulümlerine son vermek için birleşme taraftarı olan hdp başkanı selo, yabanılların lideri kılıçdaroğlu, yabanıllarda jon snow ile ittifakı reddeden adam bahçeliyi gözümde canlandırmıştır.
Ak gezenlerin kimi hatırlattığını söylemeye gerek yok.
izmir'de bir semt. buca ilçesine bağlıdır ve ne kadar çingene, kürt, hırsız, apaçi, esrarcı, psikopat varsa hepsi burayı yuva edinmiştir. optimum outlet avm zinciri buraya o kadar yakındır ki bir hafta sonunuzu burada geçirmek isterseniz eşgali bozuk tiplerin yanınızdaki insanı bakışlarıyla, tavırlarıyla taciz edebileceğini bu insanların buralarda çokça bulunduğunu bilmenizi isterim.
balçova agora avm ile optimum avm içinde yer alan insan tipleri birbirinden o kadar uzak ki, birinde refah içinde gezip gayet medeni insan tiplerini çokça gördüğümüz öbüründe ise sokakta görsek yolumuzu değiştereceğimiz sosyopat manyakların bulunduğu iki avm.
bugün optimumun arka kapısından tam çıkışta arabamla yola çıkarken hızla gelen şahin bana az kalsın çarpıyordu. kazadır bu olabilir ama arabada kız arkadaşım olmasına rağmen arabalarından inip darp etmeye teşebbüs ettiler. dikkat edin izmirliler buralarda geziyorsanız.
ha bi de kaçanın anası ağlamazmış, onlara uysak arabadan inip karşılık versek yarağı yiyen ben olmuştum.
aynısı başıma gelmiş olaydır. ayrıldıktan sonra hatalı bendim ve hatamı hep kabul ettim. evlenmemiz biraz imkansızdı, ben seviyordum o seviyordu, en önemlisi fazlasıyla inanıyordum. ayrılık sonrası bile bi kaç kez görüşmemiz oldu ve en sonunda nefret ettiğini söyledi benden. yine haklıdır dedim, sineye çektim.
ama o kadar çok inanmıştım ki sevgisine, aradan 1 ay geçtikten sonra nişan fotoğrafını görünce aslında sevgisinin de yaşadıklarının da her şeyinin yalan olduğuna inandım. belki hatalarım vardı, mesuliyeti kabul etmiştim ama şimdilerde kullanıldığımı ve iyiki de böyle bir evliliğin olmadığına şükrediyorum.
inci sözlükten kalma bir alışkanlıktır. Yetinmeyip ekşi ve diğer sözlüklerde de bu alışkanlıklarını devam ettiriyorlar. Bir de şu var elbette, sıkılgan bir milletiz. Uzun uzun dinlemek, izlemek, okumak bize göre değil. Tek cümle daha etkili daha çabuk. Fast food ile beslenen bir nesilden daha fazlası beklenemez.
Alalı daha 2 ay oldu, gün içinde boşluk buldukça mobil interneti açıp ne olmuş ne bitmiş diye bakınıp kontrol eden insan olmama ve çok fazla uğraşmama rağmen, hele hele oyun bile oynamama rağmen gel gör ki şarjı daha tasarruflu kullanabileyim diye beni siyah beyaz kullanmaya zorlayan telefon.
Etrafımda dalga geçer oldular, 3000 tl veriyosun ama siyah beyaz kullanıyosun. Ferrariye tüp taktırmak böyle bi şey olsa gerek.
+ dayı bi sigara versene
- dayın sksin o kel kafanı senin
+dayı bi sigara istedik sadece yaw
-salih, sen az muhterem çok gtveren birisin biliyosun değil mi !