iki insanı birbirine bağlayan güç sevgimidir aslında yoksa sevişmekten alınan hazmı? sevgi tabiki bağlar insanları birbirine ama ne kadar, ve tabiki tutku, şehvet. bir oranı varmıdır bu bağlanmanın eğer sevgi bağlıyor ise neden ayrılık sendromunda hep tutkuyla seviştiğimiz anlar gelir aklımıza. bir insanı sevmezsen hayat boyu sevmezsin belki alışkanlık olur ama sevmezsin, tutkuyla seviştiğin heycanı, şehveti yaşadığın insana ise sevgi, belkide aşk dozunda bağlanabilirsin. uzun dediğimiz ama aslında kısa bir yaşamda hangisi bizim için önce gelir sevdiklerimizmi, seviştiklerimizmi bilinmez..
bir acıya kiracı
''sen ey kendiyle yetinen; fosforun yeri gece.
ne yapar gecesiz ateşböceği? belki anlamsız ve delice
kumrunun inanılmaz yuvası bir direğin tepesinde.
ama boşluktur biraz da bir kuşu biçimleyen.
bence böyle seni bilemem.
sen ey kendiyle yetinen; ne derlerse desinler su eğimine gidecek.
sen şaraba banılmış ekmek; deltasıyız bütün sözlerin
ve söz sonunda bak nasıl senle bana gelecek.
sen yarım kalmış bir aşkın kaçınılmaz sürgünü,
katlanan göğsündeki kayaya sen orda şimdi bir hüznü köpürt,
ben bir çocuğa su vereyim burda.
ben ki kiracıyım bir acıya
sen imzalarsın sabah akşam defterini bensizliğin,
bense kanla öderim kirasını kaldığım evin.
bir takvimi tersten açardık
eğer isteseydin.
sen ey kendiyle yetinen;
artık suyumuz bulanık,
bir güneş bile olsa sonunda
yolumuz kırık, önümüz karanlık
ve ağır tuğrası alnımızda
padişah yalnızlığın
ama yine de umudumuz kalabalık ''
sol zihniyeti paylaşan insanların bütün mücadelelerinin merkezinde din, dil, ırk, cinsiyet gözetmeksizin insan vardır. bütün amaç insanların daha iyi ve eşit bir dünyada yaşamalarıdır. ülkücü zihniyette ise daima üstün bir ırktan bahsedilir ve o ırk'a mensup olmayanlar dışlanır. her ne kadar bu milliyetçilik olarak adlandırılsada ki kavram olarak yanlıştır. günümüzde ülkücülük faşizme daha yakındır incelendiğinde faşist teorilerle uyuştuğu görülmektedir.
insan doğar ailesi hangi dine mensup ise onu kabul eder, ona göre bir hayat sürer. kedilerde ise sahibi hangi dine mensup ise kedininde o dinden sayılması muhtemeldir. sokak kedilerinde ise durum yaşadıkları ülkenin resmi dini ile açıklanabilir yani sokak kedilerine birer kimlik dağıtılacak olsa din hanelerinde müslüman yazma olasılığı yüksektir.
ilgi toplamak, dikkat çekmek için sürekli komünistlere laf atmak, sığ bir bakış açısı ile eleştirmek sürekli. anlaşılmayan nokta ise dünyanın yada sorunu daha mikro düşünürsek ülkemizin şu anda olduğu durumun komünizmin' den kaynaklanmaması. şöyleki bu bakış açısı ile bakanlara göre ben komünistim çünkü sekiz saatlik iş gücünü savunuyorum işçilerin, komünistim çünkü memurların, işçilerin sosyal haklarını elde etmesi, eşit işe eşit ücret kazanmasını savunuyorum, işçi babasının meydanlarda hakkını ararken keyfi polis dayağı yemesini protesto ediyorum, kardeşleri üniversitelerde harç vermeden okusun diye mücadele ediyorum, komünistim çünkü sosyal devletın sağlaması gereken barınma ihtiyacını sağlamak bir kenara dursun bunun karşısında duran iktidarı, devleti protesto ediyorum, komünistim çünkü bir tarım toplumu olan ülkenin tarımını bitirip ithalata mahkum edenlere karşı tepki veriyorum, halkı hem eğitip hemde bilinçlendiren köy enstitülerini kapatıp imam hatip açanlara, ilahiyat fakülteleriyle bu ülkenin aydınlık geleceğini karartanlara tepkiliyim, komünistim çünkü sen ben derken ben biz diyorum din, dil ırk demiyorum yaşasın halkların kardeşliği diyorum, komünistim çünkü sen hırsına iktidara taparken ben insana inanıyorum ve değişebileceğine bir gün gerçekleri göreceğine. cumhuriyet tarihi boyunca din sömürüsü yapan bütün iktidarlar halkın tepkisiyle yıkılmıştır bununda öyle olacağına ve bu halkın uyanıcağına inanıyorum.
sözlükte açılan saçma başlıklara, bu başlıklara yazanlara ki bir dönem hepimizin açmışlığı yada yazmışlığı vardır böyle şeylere tabiki benimde, artık bir dur demenin zamanı geldiğini düşünüyorum. seviyesi düşen başlıklar içinde bulunduğumuz ortamında şeffaflığını düşürmekte. aynı toplumun katmanlarında olduğu gibi halkın eğitim seviyesi düşürülmek sureti ile yaratılan kolay yönledirme hareketinin etkileri buradada görülmekte. disiplin anlayışının kaybolduğu ki bu işin diğer tarafı adalet uygulaması gereken kurumun kantarının topuzunun ayarının kaçtığı görülmekte bir dolu seviyesiz başlık entry arguman olarak bize sunulurken bir kısma öncülük ettiği yada sivrildiği düşünülen kişilerin açtığı başlıklar silinmekte yazarlar basit nedenlerden cezalandırılmakta. çekip gitmek bir tepkidir tabiki ama kalıp savaşmak daha büyük bir tepkidir, çünkü insanların doğasında bu vardır ya kolayı seçip ezenin safında yer tutar yada karınca gibi ağzına bir damla su alıp yangına cesaretle koşar tarafı bilinsin diye.
trafikte olur olmaz yerlerde karşıdan karşıya geçen türbanlı kadınlara yol veren ve bunu yaparken diğer sürücülerin güvenliği hiçe sayan mal şoförlere aksi öğretilmesi gerekli eylem.
olmaz gibi görünen herşey oluyor bu ülkede ve sırıtarak çıkıp normalmiş gibi davranıyorlar. birisi oğlunun düğün altınlarını satıyor köşe oluyor, diğeri yumurta, mısır satıp köşe oluyor ballı işler hep bunlara vuruyor nedense, tayyip olmasa kemal unakıtanın damadı, oğlu ve tayyibin oğlunun oynadığı ortak kupona vurması yüksek ihtimaldir.
ülkede doktor kalmamış gibi abd' ye tedavi olmaya giden akp'li maliye bakanı K.Unakıtan'a doğrusunun öğretilesi gerekli söz. ATATÜRK' de böyle demişti, yokluk içinde bir ülkede ne ilacın nede teçhizatın tam olarak bulunduğu bir dönemde kendisinin yanlızca Türk hekimlerine emanet edilmesini isteyen bir önderin kurduğu ülkenin vekilleri, bakanları kendi doktorlarına güvenmiyor, abd' de tedavi olmaya gidiyor, çocukları oralarda eğitim görüyor. anlaşılmayan nokta ise neden orda yaşayıp orda bakanlık, vekillik yapmıyor nasıl olsa herşeylerine güveniyorlar adamların gidin orda yapın.
adının başına kendi kendine koyduğu ozan sıfatını haketmeyen, şarkılarında köpek, it gibi kelimeleri eksik etmeyerek içten içe ülkücülere laf mı sokuyor diye düşündüğüm şarkıcı. bu ülkede halkların kardeşliğini savunanların arkasından atılıp tutuluyorsa, kürt diye ermeni diye ayıranlara etek giydirmek gerek, nefret etmek az gelir.
bir kültür kaynağı olması gereken sözlüğü, bastırılmış duyguların dışa vurumunun bilboard'ı olarak kullanmak, itiraf sitesine çevirmek yanlız yatılan gecelerde kurulan hayallerin topluma duyurulmasında kullanmak. sözlüğü tan gazetesinin yerine kullanmak.
bizene ingilizce bilmeyen adamın söylediklerinden, one minute adamından verme oy olsun bitsin, bizene ekşi sözlükten kendi sözlüğümüzü doldurduk ya bilgiyle patlıcak neredeyse başka yerlere salça oluyoruz, karate kursuna yazılmamı bilgi,
kısa boyun avantajlarımı, yoksa bilmem kaç milyar aslan burcumu, koç burcumu, yemekteyiz burakmı bilgi yoksa gizli abazanlıgın dışa vurumu abd'nin porno sektörüne on milyar dolar yatırmasımı, sakalmış karizmaymış yesinler karizmanızı, sevgilisinin adıymış, ayrılmış duygusalmış bunlarmı bukadarmı öldürmeye gelince siz öldürmeyi iyi bilirsinizde biz işkence de öldürmedikmi metin göktepe' yi, engin ceberi biz de biliriz desenize, balık burcu kadınına yapılmaması gerekenlermiş bilgiye bak, kadın olsam orosbu olurdum diyenler neyin bilgisi bu.
kişinin tuttuğu takımı değiştirmesidir. iki tarafta da olamama durumu zira ne eski takımın kabul eder seni nede yeni takımının taraftarları içine sindirir. çünkü ortada bir döneklik durumu vardır ve alışmış kudurmuştan beterdir.
24 yıl boyunca tuttuğu takımı bırakıp başka bir takımı tutmaktır. küçük yaşlarda arkadaş çevresinde gülünüp geçilesi bir durum olsa da bir yerden sonra döneklik olarak adlandırılması normaldir.