beşiktaş'ın ilk yarıda bitirileceği ve ikinci yarıda "bırak beni gideyim" diye yalvaracağı maç olacaktır. galatasaray rijkaard ile bu sezon çok agresif bir hücum futbolu oynamaktadır. 60. dakikadan sonra fark bile yiyebilir beşiktaş.
yokum dediğinde zaten yokolmuştu kendisi. şu ekonomik krizde 112 bin tl cepteyken yarışmadan 50 tl ile ayrılma riskini göze alıyorsa bu şahsın ortaya koyduğu cesaret değil, aptallıktır.
"benim canım yandı bir ihtimal kaldı" sözlerini içinde barındıran şarkısını şu anda dinlediğim şarkıcıdır.askerlik öncesi şarkılarını çok dinlerdim bu kardeşimizin.sağlam bir karadenizli, espri yönü kuvvetli, mimikleri meşhurdur.
hasat zamanı geldiğinde fark ortaya çıkmaktadır.çalışmaların ürününe bakıldığı zaman kimin daha başarılı olduğu fatih terim lehine belirgin bir üstünlük gösteriyor.
mustafa denizli duygusal bir adamdır, fatih terim robottur, işine bakar.fatih tekke'yi bir kalemde silmiş adamdır.mustafa denizli'nin duygusal yönünü seviyorum ama kariyerleri ortada fazla söze gerek yok.mustafa denizli başarılı bir teknik adam değildir genel kariyeri itibariyle.bu sezon yusuf transferi doğru bir tercihtir.bu şampiyonluk seneye bu kadar basit olmayacak aha bunu buraya da yazıyorum.
şimdi fatih terim'in hakkını yememek lazım, kendisi çok başarılı olmuştur gerek milli takım'da ve gerekse galatasaray'da.mustafa denizli'nin henüz bir başarısı yoktur fatih terim'den yaşça büyük olmasına rağmen.
fatih terim markadır mustafa denizli fatih terim markasının spotu.
aklıma 15-16 yaşlarındayken kuyumcu olan yan komşumuzda çalışan bir fırlamayı getiren önerme.her gün rahat bi 50-60 kız kendisini ziyaret ediyor, hal hatır soruyor, sevgilisiyle yaşadığı sorunları onunla paylaşıyor, bazen ağlaya zırlaya geliyor çocukla konuşup, başını omuzuna koyup dertlerini anlatıp gidiyordular.şeytan tüyü mü var aq ibnesinde ne vardı anlamadım.
an itibariyle kendisine ulaşmayı ancak başarabildiğim sözlüktür. her üç entryden ikisi erbakan'a saldırma acizliği taşımaktadır malum sözlükte. kaliteyi görmek zaman alacak dedim ama bu gidişle pek zaman alacak gibi değil. fetoş ve rte'nin yanında yöresinde dolaşanların işgali altında şu anda.
koltuğu çıkan/çıkmayan -koltukların arasından hedef vurulur itinayla- bütün arabalar idealdir lakin ev kirada mı acaba sorusunu aklımıza düşüren hadise.
soğuk savaş yıllarında birbirine karşı kullanılmış ve komünizm'in çöküşüyle birlikte artık kendilerine ihtiyaç duyulmayan arkadaşlar.şimdi yeni jargonlar, yeni kimlikler geliştirildi ama birilerinin aklı hala o günlerde kalmış olduğu için farkı eski kimliklerde yeniden arayıp bulmaya çalışıyorlar.ben de ayar veriyorum haliyle.şimdi sağcılığı solculuğu olmayan işbirlikçiler vardır, işbirlikçi olmayanlar vardır.erbakan mevcut düzeni bir timsaha benzeterek çok güzel tarif ediyor.timsahın gövde kısmındaki chp ve akp solcu olsa ne olur sağcı olsa ne olur dedirten mesele.bunlar işbirlikçi değil mi?elcevap: evet.bitti.
evde milli takım maçı için herkes ekrana kilitlenmişken şu soruyu soran kızdır; 'bizimkiler hangisi?'
diğer maçlarda zaten ortalarda gezer.eğer işi yoksa ya rumeli bilmem neyini, ya yaprak dökümü'nü, ya asi denen zırtapozu ısrarla talep eden kızdır.futbolun kaç kişiyle oynandığını, ofsaytı, golü, kaç direk olduğunu, filelerin ne işe yaradığını falan takmaz kafaya.
bir de eğer milli maçı orhan ayhan anlatıyorsa yandık.adam konuşma arasında 'bu arada gol oldu' deyince zaten kız hiç oralı olmuyor.
yüklüye falan gerek yok, gebze garanti şubesine gittim 500 dolar çekecektim bu şubede dolar yok inönü caddesindeki şubemize gidin dediler.gittim ama yolda aklıma gelen bütün küfürleri saydırdım.
10-15 bin dolar çekmeye kalktığımda ise bağyan seferberlik ilan etti, bankadaki herkesten 1000, 2000, 500, 5000 topladı verdi.
en iyi tarafı da, eninde sonunda paranızın hepsini alabiliyor olmanız.devlet tarafından el konuldu denilmemesi de iyi bir şey şimdilik.cem uzan'ın imar, enver ören'in ihlas hadisesi hafızalarımızda.
kaliteli bir kumaş olduğu aşikar.sergen yalçın'ı örnek alıyorum diyor kendileri.sergen'in sadece futbolunu örnek alırsa türkiye bir yıldız kazanabilir.
"zemzem suyunu içerek kafayı bulmak" ifadesi nasıl bir hastalıklı kafanın içindeki hastalığı dışa vurumudur bilemiyoruz tabii ama bahsi edilen sözlüğe hala ulaşabilmiş değilim.farklı bir açılım, yeni bir çehre olduğunu tahmin ediyorum.kaliteyi görmek zaman alacak hele bi ulaşalım kendisine.