ibsen'in 5 perdelik oyunu. 2008-2009 sezonunda antalya devlet tiyatrosu tarafından da sahnelendi ama gerek uyarlama gerek oyunculuk açısından kötü bir yapım olduğu aşikardı maalesef.
fatih akın'ın yaşamın kıyısında filminde nejat aksu adlı profesörü oynayan kişi. filmi beğenmesem de kişisel olarak kendisinin performansını vasatın üstünde bulduğumu belirteyim. ayrıca fena halde uğur meleke'ye benzediğini de alakasız bir not olarak ekleyeyim.
iranlı kadın yazar azer nefisi'nin ingiliz edebiyatı okuyan kızlarla kendi evinde yaptığı derslerden yola çıkarak kaleme aldığı kitap. devrimin günlük hayata yansıması iran-ırak savaşı ve hayatın kendileri için renksizleşmesine inat renkler icat etmeye çalışan iranlı kadınların hayata düştüğü not. özellikle humeyni'nin cenazesinin ve devrim sonrası islamcı olmayanların gördüğü işkencelerin anlatıldığı bölümler son derece etkileyici. kitaba ismini veren nabakov'un iran'da devrim sonrası kitabını bulmanın da neredeyse imkansız olduğunu belirtelim.
önümüz arkamız sağımız solumuz olmaya başlayan soru. ülkeler coğrafyası öğreniyoruz bu sorular sayesinde çıkarımlar yapıyoruz yol problemleriyle başı dertte olan bir topluma soralım: aynı anda a noktasından çıkan bir ülke 4 sene sonra malezya,b noktasından çıkan bir ülke iran olmuştur. farklı yönden gelmekte olan bir ülke ise 5 sene sonra çin olmuştur. buna göre a noktasından çıkan honkong kaç yıl sonra endonezya olabilir?
saçı sakalı birbirine karışmış basketbolcu ekolünün avrupadaki en önemli temsilcilerinden biridir. power fovet oynar, dış şutu çok iyidir, yıllardır italyan milli takımında oynar
deniz baykal mitinglerinde kitleyi çoşturma görevini üstlenen anonscu milletvekili. tamam parti mitingleri için seni pohpohlayacak bir adama ihtiyaç duyabilirsin bunu anlarım da bu adamı bu görevi karşılığı niye milletvekili yaparsın be adam. tek işlevi baykal'dan önce "lider geliyor" "genel başkanım geliyor" diye bağıran bir adamı istanbul 2.bölgede birinci sıraya koy sonra da niye iktidar olamıyor bu chp diye sorsun millet.
bir rus edebiyatı profesörü olan 2003 nobel ödüllü yazar j.m coetzee'nin dostoyevski'yi bir roman karakteri ve onun şehri st. petersburg'u ana mekan olarak kullandığı gayet sürükleyici ve hoş roman.
bildiri yağmurları bu hızla bir sene daha devam ederse büyük talep olacak sözlük. malum genelkurmay başkanlığı'nın ışıklarının geceleri pek sönmediği bir dönemdeyiz. ardı ardına basın açıklamalarıyla, bilgi notlarıyla, kamuoyu duyurularıyla ordumuzun bu uykusuz geceleri son derece verimli geçirdiğini öğreniyoruz sabahları uyandığımızda. bu açıklamaları daha iyi anlamak, bir vatandaşlık vazifesi olarak telakki etmemiz gerektiğini yıllardır bildiğimiz asker mesajlarının gereğini ifa edebilmek için ordumuz böyle bir sözlük hazırlarlarsa biz faniler de kitlesel karşı koyma refleksini, sözde vatandaşı,cumhuriyeti koruma ve kollamayı falan anlar daha uygun adım hareket edebiliriz.
7 sn kala sanki 2 sayıyla önde değilmiş de gerideymiş gibi tam saha baskı yaparak rakibe bomboş bir şut ve bir hücüm ribaundu verip zorla sayı attırmak nasıl bir coachingdir. bu kulüp hiç bir dalda kader maçı kazanamayacak mı yahu.her hafta bir maça kahroluyoruz olmazki böyle de yapılmaz ki...
yalnızların günün değerini düşürmek için icat edebileceği tamlama.katılmadığı ya da benimsemediği herşeye "sözde" sıfatını büyük bir iştahla kullanan bir toplum olduğumuz için yabancılık da çekmeyiz bence. şöyle de bir manifestosu olsa tadından yenmez
"birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde sözde sevgililer günü bahanesiyle toplumumuzu yalnızlar ve çiftler olarak ikiye bölen amacı belli çevrelerin oyununa gelmeyeceğimizi belirtiyor, yalnız vatandaşlarımızı sağduyulu davranmaya da davet ediyoruz".
imza:"vatansever yalnızlar derneği"
baskın oran'ın kendisine yapılan tehdidi ilettiği makamlardan aldığı cevap. zaten hrant dink de tehdit edenlerle uzlaşmadı o yüzden öldürüldü diye veciz bir yorum bekliyorduk oysa. ben ermeni falan değilim, ermeni diye bir ırk yok, hiç bir ayrımcılığa maruz kalmadım ve türk kanı her kandan kutsaldır deyip uzlaşşaydı tehdit edenlerle bir şey olmayacaktı kendisine değil mi . bu ülke bebeklerden katil yaratmakla birlikte bu tuhaf öneriyi yapabilecek savcıların yetiştirildiği üniversiteleri de sorgulasa fena olmayacak herhalde.
haber için http://www.milliyet.com.t...07/01/29/son/sontur46.asp
yazları sıcak(3 temmuz sivas katliamı)ve linç girişimli (sakarya, trabzon), kışları faşist(19 ocak dink, 24 ocak mumcu)ve tahammülsüz milliyetçi(hepimiz ermeniyiz) bir iklimdir.
kesin olarak ne zaman olacağına dair bir bilgi henüz olmamakla birlikte bir kaç gün içinde olacak tören. milliyetçi oylardan nasibimi alamam diye cenazeye katılacak mısınız sorusuna kem küm diye yanıt veren bir başbakana inat faşizme karşı omuz omuza düsturuna inanan ve sayılarının sandığımdan daha fazla olduğunu umduğum anti-faşizm koaliasyonunun tam kadro katılması gerekmektedir zannımca. zira hepimiz ermeniyiz ya da kürdüz diyerek değil bunu artık göstererek, söylemde değil eylemde ortaya koymak için bu cenaze töreni bir fırsat olur belki. hani o, bu ülkeyi çok sevdiğini iddia edenlerin ikide bir öne sürdükleri ama asla inanmadıkları tasada ve kederde ortaklık var ya buyrun işte size tasa işte keder. görelim bakalım ortaklığınızı.her cenazeyi ve anmayı laiklik gösterisine çevirebilenler bunu da faşizme karşı bir gösteriye çevirebilecekler mi acaba? yoksa en fazla milliyetçi benim, kerkük'e bir gecede girerim, gibi sloganlarla milliyetçi değirmene su taşımak daha cazip mi gelecek. ilkokul kompozisyonlarından başbakan demeçlerine kadar sinen ikide bir bu ülkenin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu söyleminin sahipleri, "alın size birlik beraberlik sınavı". ermeni kökenli bir türkiye cumhuriyeti vatandaşının acısından bir birlik ve beraberlik nosyonu türetebilecek misiniz yoksa biz o tarz bir birliği kastetmemiştik mi diyeceksiniz yine. bir kez daha söyleyeyim "hepimiz aleviyiz" "hepimiz kürtüz" sloganlarının işlevine inanmıyorum, kaldıki bu sembolik sözden bile rahatsız olup hayatları boyunca başka kimliklerin yerine kendini koymayı bir an olsun düşünmemiş "vatanseverler" bu semboldende rahatsızlar zaten. öyle ya hayatlarımız bu vatanseverlere daha doğrusu onların çok sevdiği sıfatla söyleyelim "sözde vatanseverlere" kendimizi beğendirmekle, bizim de bu ülkeye sevdiğimizi ispat etme telaşıyla geçti. bir kez olsun bu kör milliyetçiliğe isyan edip hrant'ın acısını milletten,dinden,dilden bağımsız insan olarak hissedelim kalbimizde, bir kere de biz kalabalık olalım kerinçsizlerden, "hepimiz ermeniyiz" korosu "hepimiz kerinçsiz iz" korosundan daha güçlü olsun bir kerede. onun için katılın bu cenazeye hiç değilse...
vaizin temennilerine amin diyerek katılmak yerine daha laik bir tepki veren müminlerin olası tepkisidir. vaiz kendini kaptırıp "şimdi bu hadis için çok güçlü bir alkış istiyorum" falan demeden tadında bırakılmalıdır alkışlama faslı.
efes pilsen taraftarları için hazırlanmış ama forum kısmında basket maçları yanında cenk akyol hayranlarının daha fazla dile geldiği internet sitesi.
forumda ciddi ciddi basketbol analizi yazan birinin ardından cenk seni seviyorum diye bir mesaj geliyor. mesela şöyle şeyler görmek mümkün.
batuhan
- granger'in sakatlıktan dönmesiyle 3 numaradaki sorunumuzu gidereceğiz ama jenkins'in deliciliği bazen başımıza dert açıyor, alan savunmasında ortayı kapatmada haislip'in daha iyi olması lazım
-gizem
ben malatyada yaşıyorum cenk'i çok seviyorum cenk bitanesin...
bora45
-haislip fena değil bence de ermalın savunma fundemantali eksik sanki biraz, prkacin double team gelince eskisi gibi dışarı çıkaramıyor topu artık nicholas'ın daha çok şut kullanamsı lazım.
şiringamze
- cenk'i çok seviyorum cenk sen bir numarasın ve çok tatlısın.
selami
-bence son maçta alan savunmasına üç hucum üçlük bulduktan sonra oktay mahmudi'nin savunmayı bırakması lazımdı. cenk'in drive yeteneğini niye kullanmıyoruz ya.
sevim
-cenk çok yakışılısın her maça geliyorum senin için birtanesin...
valla garip bir forum konsepti ama cenk'in ratingi efes'inkinden yüksek benim gördüğüm kadarıyla.
tarih derslerinin kabusu olup bir anlaşmada ruslara diğer anlaşmada osmanlıya geçen bahtsız kale. 17. ve 18. yüzyıldaki her osmanlı-rus savaşında kazanan burayı ele geçirirdi artık ne kadar stratejik bir yerse. sonunda bu kale üzerine binlerce askerini kaybeden iki devlet kalenin yıktırılmasına karar verdi de kurtulduk bu uğursuz kaleden.
cumhuriyet gazetesinin cumhurbaşkamlığı seçimleri yaklaşırken vermesi umulan ilanlardır. 25 yaşında cumhuriyet türkiye'sine inanmış, türbanı siyasi bir simge olarak gören laik bir bayanım. meslek sahibi, kemalist bir beyle seviyeli bir birliktelik aramaktayım.
rumuz: medeniyet
ilk yarısı 30-28 prokom üstünlüğüyle biten maç. ilginç bir istatistik efes'in 28 sayısı prkacin(16) ermal(8) kerem(1) ve haislip(3)ten gelmiş ve hiç bir efes dış oyuncusu meşhur bir trt deyişiyle sayı kaydına muvaffak olamamıştır. bunca yıldır basket maçı izlerim böyle bir istatistik görmedim.
gençlerbirliğinin taraftar grubunun adı. aynı adlı ve com uzantılı bir de internet siteleri var. bu okumuş, sempatik taraftar grubu türkiye'de futbolun şikeden, teşvikten,küfürden ibaret olmadığını ve bu oyunun güzelliklerinin herşeyin ötesinde olduğunu idrak etmiş maalesef tek taraftar grubu türkiyede'ki. yani bazen diyorum ki bunca yıllık fenerli olmasam bu seçkin, bilinçli taraftar kitlesine özenip gençlerli olurdum sanırım ama taraftarlık mantık evliliği değil katolik nikahıdır elbette. gençler sempatizanı bir fenerli olabilirim en fazla.elimden gelen bu alkaralar...
hıncal uluç'un zayıf takım tanımlaması yaparken sürekli örnek verdiği takım. ne alıp vermediği var bu takımla anlamış değilim.çatkapıspor üzerinde oynanan oyunları kınıyor ve tüm çatkapıspor camiasını birlik olmaya davet ediyoruz.
efes'in 64-53 kaybettiği maç. sanırım efes pilsen'in euroleague tarihinde hücumda en kötü oynadığı maç olmuştur. işte ibretlik yüzdeler. ermal 2/13 drew nicholas 1/9 . tüm takımın da 4/22 üçlük attığını belirtelim. üçüncü çeyrekte efes pisen in sadece 3 sayı attığını ve bunun bir eureague rekorunun egalesi olduğunu da belirtelim. eski rekorda bir efes maçındaydı ama bir çeyrekte 3 sayı atan değil yiyen takımdı efes. şimdi benettonla ortak bir rekoru var artık efes'in rahat uyu drew nicholas.
bugünkü tayvan maçından sonra japon muhabirin kağıttan okuduğu ingilizce sorulara cevap vermeye çalışırken bir süre duran ve yardımcısına "alışkanlık ne demekti ya" diye sorup used to cevabını aldıktan sonra cümleyi tamamlayan bayan voleybol milli takımı koçu. kendisine biraz pratik yapmasını tavsiye ediyoruz.
dün geceki programda "sayın seyirciler sizin de çok iyi bidiğiniz gibi yarın saat 18:00'de gençlerbirliği yönetim kurulu toplantısı var" demiştir
sanki tüm ülke gençler yönetiminin ne zaman toplanacağı merakıyla yatıp kalkıyor
tövbe tövbe...
bu adam bir efsanedir. saffet susiç dönüp dolaşıp türkiye'de bir takıma kapağı attığında bu adamın olağanüstü tercümelerini yeniden dinleme fırsatı bulacağım için sevinirim. sakin sakin konuşan bir adamı sanki inanılmaz heyecanlı bir şeyler söylüyormuş gibi çevirir. "benim çocuklar bugün çok iyi mücadele etti" cümlesi saffet susiç'ten çıkmamıştır diye düşünürsünüz ama ısrarla her hafta bu çeviriyle başlar basın toplantısı. babacan bir tarafı vardır.ve gerçekten benim çocuklar derken futbolcuları öz evladı gibi gördüğünü hissedersiniz stadyuma torununu eve götürmek için gelen bir yaşlı amca zannederken bir çevirmen olarak karşınızda gördüğünüzde şaşırırsınız.bu alem ne çevirmenler gördü ama mourinho dahil hiç kimse bu amca kadar kalıcı olamadı. kendisine bol kelimeli çeviriler diliyoruz
dünya şampiyonasındaki performansuyla hakettikleri ünvanın bu şekilde değiştirilmesi farz oldu artık. blok yapamama konusunda olağanüstü istikrarı, manşet alamamama alanında da sürdürmüşler ve performanslarıyla tam anlamıyla devrilmişlerdir. kimse "ama olur mu ikinci tura çıktık işte" dememelidir zira yendiğimiz takımlar kimsenin set dahi vermediği mısır ve yine 5 sette ancak yenebildiğimiz bizden çok daha zayıf peru. grubun ilk üçünden set dahi alamayan sultanlarımızın sultanlık ünvanını alıyor kendilerine monarşik değil anarşik ünvanlar verilmesini tavsiye ediyoruz.
komik bi durumun daha sona birilerine nakledilmesi durumunda tadını kaybetmesini öngörmeyen anlatıcının kendini savunma biçimi. "be kardeşim durum esprisi anlatılmaz" deyip diyalog sonlandırılmalıdır bir an önce