bu entrymde #37177277 bundan tam 1 yıl önce, "geldi mi yine 11 temmuz?" diye sormuşum. yeniden okudum. yeniden ağladım. inanamadım; geldi mi sahiden 11 temmuz? sahiden de geçmiş mi bir yıl, hayır, 23 yıl? hayatımın 23 yılı, katliamın 23 yılı, 23 yıl çok yıl oğlum, çok lan... srebrenitsa'da öldürülen o insanlar 23 yıldır doğan hiçbir güneşi görmemiş, 23 yıldır toprak altındalar, kemikleri kalmıştır sadece demi? bak erkekler göstererek ağlamaz, ben ağlıyorum mesela saat 4'te, korkunç şekilde can vermiş masumlar için, ülkem için, insanlık için, kimse görmüyor. bosnalı olmak ne kötü oğlum, acıların hiç bitmiyor. bazen anavatana gidip yürüyorsun sokaklarda, "bir zamanlar burada insanlar öldü" diye düşünüyorsun.. canın yanıyor, akıl sağlığını koruyamıyorsun düşündükçe. anlatsan kime anlatacaksın. söylesen kime söyleyeceksin. ben bile yıllar geçtikçe bir şeyler söyleyemez, anlatamaz olmuşum, insanlar ne anlasın. herkes unutmuş, sadece geriye bir avuç insanın hatıralarındaki acılar kalmış. bana sadece dino merlin'den 'sarajevo' şarkısını dinleyerek yanmak kalmış. kim ne anlasın? 23 yıl önce çocukları küçük mermilerle vurdular demi lan?
bu dünyada tek yaşama hakkını kendilerinde zanneden, adına insan denen, aslında homo sapiens isimli bir hayvandan başka bir şey olmayın ırkın bir türlü anlamadığıdır.
bu dünya insanlar için var he? yok öyle bir şey. bu döngü senin için yok, sen sadece bu döngüdeki bir canlısın. kendinizi yüceltmeyi bırakın.
aklıma ihtimali bile gelince elimin ayağımın titrediği olay. düşüncesine bile dayanamadığım olay. beni delirmekten alıkoyan tek şey, onun bir yerlerde bir şekilde mutlu olduğunu bilmek, aksini düşünmek beni çıldırtıyor..
Bana çok saçma gelendir. Kardeşim senin cihadın ne işe yarıyor orada binlerce insan öldükten sonra. Boşnakça bi atasözü vardır 'ne laje pas zbog sela, nego zbog sebe' yani köpek köyü için değil kendisine yarasın diye havlar. Aynen buradaki gibi ben de hiçbir 'cihadçı' nın ister bosna ister başka bir ülke için bir şey yaptığına inanmıyorum, mutlaka kendi çıkarı vardır.
Aslında bir fark yoktur. Yugoslavya döneminde hepsi tek bir dildi zaten, fark ege şivesi-karadeniz şivesi-doğu şivesi kadardı. Yugoslavyadan sonra hırvatlar olduğu gibi devam edip relaks takılırken sırplar ve boşnaklar birbirlerinden ayrı dil yaratmak için didinip durdular. Sırplar türkçe ve islam kökenli sözcükleri atmak istedi, boşnaklarsa bile bile sahiplendi hatta ekstra sözcük bile soktu. Yazı dillerini olabildiğinde farklılaştırdı falan filan.. bugün gelinen durumsa ancak türkçe-azerice kadar fark var arada, boşnak, hırvat, sırp bir araya gelip zorlanmadan muhabbet kurar..
Sokaklarında gençliğimi geçirdiğim, hala yAşadığım, her köşesi ayrı, insanı ayrı güzel rüya gibi bir şehirdir izmir. izmir'de yaşamak yetmez, hissetmek gerekir. ikinci ve ebedi memleketimdir izmir, ruhumdur.
geldi mi yine 11 temmuz?
nasıl bir tarih ki bu. nasıl dindirmeli insan acısını? ne zaman gelse 11 temmuz, o gece uyuyamam. bütün gece gökyüzüne bakarım. eş, dost bilir beni bugün, kimse ellemez bana, konuşmaz benimle. bugün geldiğinde ben günümüzde yaşamam. 11 yaşıma dönerim. tüm her şey canlanır gözümde. zenica'daki evim canlanır, boşnakça konuşmalar kulağımda yankılanır, öyle bir yankılanır ki başımı ellerimin arasına alırım sık sık. çiçekler, böcekler, bulutlar canlanır gözümde. arkadaşlarım bir belirir bir kaybolurlar. mezardan sesler duyarım annem, babam, ablam tek tek bana bir şeyler söyler. silah sesleri, bomba sesleri, uçak sesleri hayallerimde canlananları da mahveder, ülkemi mahvettiği gibi. srebrenica katliamı yaşandığında ben 11 yaşında bir çocuktum. çok bir şey bilmiyordum, o zamanlar savaş benim için her gün ''evimiz sarajevo'ya çok yakın, sürekli gidip dururduk babamla gezerdik, şimdi neden gitmiyoruz oraya?'' diye sormak kadardı. sarajevo'ya yakın olduğumuz kadar srebrenica'ya da uzaktık aslında, haberi biraz geç almış olsak gerek. babamın o anki yüz ifadesini hatırlıyorum, tüm o çizgileri, çizgilerdeki hüzünleri. hatta ağladığını hatırlıyorum, tüm gece ağladı yüzünü gizleyerek, tüm gece feryat etti. Evin bir köşesine çömeldi ve belki de hayatında ilk kez içi yana yana sabaha kadar ağladı. O acıyı tarif edecek kelimem yok. ölen insanları tanımıyordu bile, sadece insandı işte, ülkesi için ağladı, ülkesinin her köşesi mahvedilmişti ve aynı dili konuşup aynı soydan gelen, kapı komşusu olan insanlar tarafından sadece aynı tanrıya farklı yollardan inanıyorlar diye onun insanları katlediliyordu. o da katledilen insanlar için ağlıyordu. benim büyüdüğüm tarih bu sanırım. o gün babam bosna'yı terk etmeye karar verdi. ne olursa olsun geri dönmemek üzere. tam olarak gitmemiz baya sürdü, neden bilmiyorum belki kabul edecek ülke bulamadığından, belki paramız olmadığından. bilemiyorum işte. sonunda biz terk ettik o toprakları. hiç yaşamamış gibi terk ettik, bıraktık insanlarımızı. savaş da bitmesine bitti, biz dönmedik. doğru dürüst bosna'yı anmadık bile, kimseyi arayıp sormadık, dilimizi konuşmadık. hala yaptıklarımız için utanç duyuyorum. sanki doğma büyüme izmirliymişiz gibi davrandık, sanki tüm çocukluğum kordon'da gezerek geçmiş gibi öyle doğal. kaç yıl geçmiş izmir'de siz hesaplayın işte. 11 temmuz ne zaman gelse ben srebrenica'daki insanları hatırlıyorum, cesetler hatırlıyorum, babamın gözyaşlarını hatırlıyorum, gidişimizi hatırlıyorum, ülkemi. hayatımda kimseye de anlatmadım bunları, anlatmayacağım da. nedeni yok, bazı şeyler insanın içinde özel kalmalı. bir gün birileri benim bu içimden gelerek yazdığım şeyleri okur mu bilmem ama, okuyan varsa bir şey diyeyim mi size, o kadar çok zaman geçti ki üstünden, bazen bunları yaşadım mı acaba diye tereddüt ediyorum. anılar siliniyor yavaş yavaş. silinmeyen tek şey de srebrenica'daki insanların yaşadığı acılar oluyor. o acılar insanların kalbinde, tarihin sayfasında, bosna'da bir yerlerde duruyor. kendi kendime mıraldanıyorum ''ni rodbina, ni sudbina''. çok merak ediyorum, soruyorum sık sık ''Jel Sarajevo gdje je nekad bilo? Jel Miljacka voda presusila?'' sarajevo çocukluğumdaki gibi mi hala? miljacka nehri'ne ne oldu? sonra ağlamaya başlıyorum. 11 temmuz'lar geçiyor, 12 temmuz'da güle oynaya hayatıma devam ediyorum..