Amir memur demiyerek hep bir ipe bağladılar.
Bakıroğlu Dede Ağayı, demir ile dağladılar.
Sekiz gâvur bir gelince, Osmanımı şaşırttılar.
Baban çete başı diye Hacı Ahmeti pişirdiler
Muşambaya oturtmuşlar etrafında geziyorlar
Sen çete topladın diye çalgı ile yüzüyorlar
Fekeye sevkedeceğiz diye Taşköprüyü aşırdılar
Yoldan geri kaçtın diye kurşun ile pişirdiler
Kadanı alayım kaynım, son görgün de bu muydu
Çifte kurşun sıkılınca döşek yerin su muydu
Meydan kazanı kurdular, bebekleri kaynattılar
Gün görmedik hanımları süngü ile oynattılar
Kapı kapı geziyorlar, ifadeyi yazıyorlar
Düşman başına vermesin, oğlak gibi yüzüyorlar
Kele Dudu, Kele Dudu, Kanlı gömlek yu diyorlar
Bebekleri kaynatmışlar, kuzu eti ye diyorlar
Kaytancı Hüseyin Efendinin sarığını sardılar taşa
Baş katibi öldürdüler değnek ile döve döve
Genco Çavuşu yüzüyorlar, özne gibi öve öve
Orfili idin Genco Çavuş gâvurları eyle zavur
Bebeğimi öldürüyor Çamsaroğlu Koca Gâvur
Şefikamı öldürmüşler mektebin önünde yatar
Babam oğlu Koç Bilalim bunu duysa neler yapar
Zabıt Katibi Mehmeti topuz ile dövüyorlar
Enfiyeci Hüzeyni tellerle ile boğuyorlar
Aman bu ne acı işler babasını öldürmüşler
Atfiyeme selam söyle gökyüzünde uçan kuşlar
Haçin oldu kanlı kuyu, uyu Osmanım uyu
Hücum etti alınmadı, yıkılası Sultan Suyu
Kara Osmanım Ak Mesudum, bunları ben elimle verdim
Bu ne hikmet bey Allahım, gâvura el aman dedim
Hançer bıçak asıcılar, gayri bizi kesiciler
Ayan olsun Yaşar Beyim, orumluyu basıcılar
Bohçalarda altın saat, ben bunları neyleyeyim
El aman olsun Aram Çavuş, iki destan daha söyliyeyim.
17 Nisan 1909 tarihinde Ermeniin Haçin Kasabası'nı kuşatarak başlattıkları isyan.
Kozan'ın doğusunda bulunan Haçin kasabası ikibinden fazla haneden meydana gelmekteydi. Bu hanelerin bir kısmı müslümandı. Fakat çoğunluğu Ermeni hanelerinden oluşmaktaydı. işte
Adana'lı asıl yerli Ermenilerin bir kısmı vilâyetin son kuzey sınırına rastlayan burada yaşamaktaydılar. Burada yaşayan Ermeniler de,Osmanlı imparatorluğu'nun öteki bölgelerinde yaşayan soydaşları gibi isyan etmek için harekete geçmişlerdi. Nitekim 1890 yılında, zamanın Haçin kaymakamı
Tevfik, gençler arasında silah yapıldığını tespit etmesi ve gereken tedbirleri alması üzerine çıkacak olayları önlemişse de, zamanla Tevfik Bey'in buradan alınarak Belen'e (Hatay) tayin edilmesi Ermenileri cesaretlendirmişti. Bunun sonunda Haçin'de 1892-1895-1901-1904-1909 yıllarında ayaklanma düzeyine varan olaylar meydana gelmişti . Bu arada Orta Toros Geçitleri'ni ele geçirerek, büyük devlet konumuna gelmek amacıyla hareket eden Fransa bu emelini de gerçekleştirmek arzusuyla yola çıkmış ve Hacın Ermenilerini unutmayarak, bunları da kendi çıkarları için kışkırtmıştı. Böylece Fransa, Haçin Ermenilerinden ekonomik açıdan güçlenmelerini ve bu vesile ile Türklerin ellerindeki topraklarını satın alıp, geniş araziler ele geçirerek büyük çiftlikler kurmalarını istemişti. Buna dayanarak hareket eden Haçin Ermenileri, Yukarı Çukurova'daki (Feke-Haçin-Mağara) toprakların büyük bir kısmını ele geçirerek, büyük çiftlikler kurmuşlardı . Ermenilerin asıl amaçları Haçin'de özerk bir idare kurmaktı. Bu gaye ile hareket edip, Avrupa kamuoyuna davalarını anlatarak destek sağlamışlardı. Özellikle bu desteği Fransa'dan bulmuşlardı . Çünkü Fransa ileride Çukurova bölgesine yerleşmek amacındaydı. Böylece Fransa'nın eline fırsat geçmiş ve kendi politikası doğrultusunda Ermenileri kullanarak, hedefine ulaşmak istemekteydi. Daha sonra Hacın'da Ermeniler Bahadiryan Minas adındaki Ermeni'nin başkanlığında bir cemiyet kurmuşlardı. Bu cemiyet çalışmalara başlamış ve bu çalışmalarında yurt dışından bir çok silah ve cephane getirmişti . Nitekim, Hacın'da yapılan aramalarda yüzlerce silah, bomba, dinamit, haritalar ve bayraklar bulunmuştu. Ayrıca Haçin Ermeni Manastırı'nda saklanmış gaz tenekeleriyle barutlar ve Beloğlu Yeprem tarafından da mağaralara stok edilmiş 150 kilo barut bulunmuştu .
Yapılan bu hazırlıklardan sonra, 14 Nisan 1909 günü Adana'da patlak veren Ermeni olayları çok geçmeden 17 Nisan 1909 günü Haçin'e sıçramıştı. 17 Nisan günü Ermeniler kasabanın giriş ve çıkışını tutarak eyleme başlamışlardı. Sonuçta Haçin'de Ermeniler, Türklere karşı saldırıya geçerek, kanlı olayların çıkmasına sebep olmuşlardı. Bu arada Teğmen Teber Efendi parça parça edilerek öldürülmüştü. Mehmet onbaşı, reji kolcusu Hacı Ağa ve oğlu Saadettin ve Kağnıpazarı'nda sekizi kurşunlanmak suretiyle toplam 27 işçi katledilmişti. Böylece bu olayları bastırmak amacıyla yola çıkan Misis Taburu gelinceye kadar otuzu aşan bir sayıda Türk öldürülmüştü .
Olayları bastırmak amacıyla Mayıs (1909) ortalarında kasabaya gelen Misis Taburu sükûneti sağlamıştı. Olaylar esnasında köylere kaçabilen Türkler kasabaya geri dönmüşlerdi. Ayrıca hükûmet binasına sığınan Türkler kasaba içine de çıkmışlardı. Yapılan kovuşturmada bir Ermeni suçlu görülmüştü. Artık bundan sonra öldürme ve yaralama olmadıysa da, Türklerle Ermeniler arasındaki dostluk kökten bozulmuş ve ilişkiler de eski şeklini alamamıştı.
alıntıdır.Herkesin bilmesini istediğim durum pek bilinmez...