ligtv'de kesilerek yayınlanan ayardır. geçen hafta sansar bas bas bağırıyordu biz tarafsızız her şeyi yayınlıyoruz allah var yukarda allah diye. ne diyelim ki bu duruma? allah allah?
rıdvan dilmen gibi fanatik fenerbahçeli bir yorumcunun bile kabul ettiği gerçektir. tarafsız yorum yapamamasına rağmen ilk kez vicdanı galip çıkmış olacak ki bu cümleyi sarf etmiştir.
türkçe bildiği için üzülen teknik direktör. adama birileri söylemeli kadıköy'de emre gibi adamların dokunulmazlığı var, değil küfür etmek, yatırıp uygulasalar bile ceza almazlar...
eğer böyle bir şey varsa volkan demirel'in de yalçın ayhan'ın da ceza almayacağı kavgadır. boru değil volkan'a ceza vermek, e haliyle yalçın da yırtacaktır.
fenerbahçe'nin geriye düşse bile kazanacağı müsabaka olacaktır. eğer fenerbahçe yenilirse lig erken biter ki yayıncı kuruluşun en son isteyeceği şeydir bu.
(bkz: yıldırım demirören yeter).
- neden filme 1 puan verdiniz?
+ beğenmedim
- izlediniz mi?
+ evet.
- bunu bir örgütten gelen bilgi dahilinde mi yaptınız?
+ hayır.
sonuç beraat. şahan gökbakar'ın başarılı olsa bile sanatçı olamayacağının kanıtıdır bu durum. cem yılmaz'a yapılsa bu o bir şekilde bu rüzgarı tersine çevirmeyi başarırdı diye düşünüyorum, şahan gibi daha da antipatik hale gelmezdi.
son dönemde kalitesi için a'dan başlayıp f'ye kadar skorlanacak bir değere tabii tutulursa ff alır. ha derseniz ki 100 üzerinden puanlayalım o zaman da kesinlikle 15 ile 20 arasında bir puan alabilir fazlasını değil.
çok ciddi ve büyük bir operasyonu göze almış durumda olan oyuncudur. işin kötü tarafı ise; en geç 5 sene içinde taktıkları penisin çürüyebilecek olması, ve ihtimal ciddi manada yüksek. bunun dışında olayın etik, sosyal, dini bir çok yönü elbetteki vardır fakat bunlar hakkında ahkam kesmek benim için zor.
sobotta almak yerine alınacak anatomi atlasıdır. çizimler gerçek gibidir, ayrıca öğrencinin cebini de düşünür. zobotta alın diyen anatomicileri sallayın.
ölmüştür ağlayanı yoktur. galatasaray ve fenerbahçe gibi 2 büyük takım bile avrupa'nın en formsuz takımları karşısında ecel terleri dökmektedir. gelen yabancı yıldızlar sınırlı katkı vermektedir ve her şeyden ötesi seneye yabancı sayısı düşünce iyice kalitesiz bir lig olacaktır. şu soru sorulabilir aslında yabancı sayısı sınırsız olsa, selçuk şahin, bekir irtegün, mustafa sarp, gökhan zan, hakan balta, orhan şam gibi kazmalar o paralara büyük takım forması giyebilirler mi acaba?
geçen seneki selçuk olması gereken adam. boş koşu yapması ya da baskı yapmasından ziyade top tutarak, çalım atarak, ara top atarak katkı yapması gereken adam. ama sorumluluk alma noktasında devamlı geri çekilen adam aynı zamanda.
galatasaray'daki en iyi oyunculardan bir tanesi. diğeri için (bkz: wesley sneijder). burak atmış olabilir belki golü ama, topu çalan sneijder selçuk'a tam zamanında aktaran ise drogba. kendini teknik direktör sanan adamlar bu adama küfretti ya, diyecek bir şey yok artık.
o arada bir melodi çalındı kulaklara ilginç bir kadın sesi farklı dilde bir şeyler fısıldıyordu; 'gel teskere' gibi bir şeylerdi. bir süre bunu nerde duyduğunu düşündü albırt ve hatırlamıştı, küçükken ailecek gittikleri ve sonu felaketle biten türkiye gezisinde duymuştu bunu. evet öyleydi bir an önce yola koyulup bu şarkının sırrını çözmeliydi, bu şarkının albırt'la alakası neydi? neden devamlı bu şarkıyı duyuyordu?
kayseri'deki kahvelerde bile 12 tl olan maçtır. hele ki iyi bir yerde izleyim dersen 20tldir. son gittiğimiz maçta verdiğimiz parayla senelik d-smart üyeliği alabilcek olmamız ise ironiktir.
düşüyordu, o arada gözünün önüne gençlik aşkı geldi albırt'ın, yani alanya'da tanıştığı türk kızı hayriye. nasıl tanışmıştı onunla? hatırlıyordu, 18 yaşındaydı, hava güneşliydi, hayriye'ye yaklaşıp hi what's up demişti aldığı cevaptan bir şey anlamamıştı ama aşık olmasına yetmişti o cevap; 'uff sanane be salak'...
seneye kuvvetle muhtemel arsenal'dan ayrılacak adam. yönetim adama yıldız aldı da adam mı yok dedi? hep kendi çıkardığı yıldızlarla başarı kovaladı, sonrasında ise satıldı bu yıldızlar. seneye real madrid'e gider, bunu da demişti dersiniz.
galatasaray'ın yukardaki 11'le oynaması gereken karşılaşma. bu sayede sağda farfan'ı eboue, solda ise bastos'u hamit savunur ki bu ikilinin yapacağı bindirmeler ve yerinde müdahalelerle schalke'yi rakip sahaya gömeriz. amrabat ise sneijder ve drogba için büyük konfor olur, ve aralara yapacağı hızlı koşularla gol silahımız olur. sağda da burak gibi hızlı ve formda bir adam varken, schalke 04 için bu maç, schalke 0-4 galatasaray şeklinde bitebilir. sağ bekte sabri'nin oynaması da sürpriz olmaz ayrıca.