Uzun zamandır girmediğim sözlüğe bir bakayım dedim eskisinden de beter olmuş anasını satayım. Troll başlıklar, magazinsel siyaset,seks, 30 yaşında teyzenin sözlükte yazması falan gibi konular var. Bu sözlüğün gidişatı berbat ama geleceği bilemeyiz.umudu kesmeyelim.
Edit:23 yaşındayım.
asıl sorulması ve sorun olması gereken konu bana kalırsa bu. haksız atamalar (azlık /çokluk) buna örnek verilebilir. birde üniversiteye giderken bile şöyle bir sorun var ki sanki giyim modası gibi bir bölüm revaçtaysa herkes onu okumanın derdinde. sonrası yine işsizlik.
sebebi; yahudilik inancı, yahudilerin anlayışına göre doğuştan kazanılır. durum böyle olunca ha israiloğulları ırkını kastetmişsin ha yahudileri; ikisi esasında aynı kapıya varıyor din ırk ayrımı dışında.
sözlüktekilerin sürekli olarak lazlara laf olsun diye konuşmasından ileri gelir. halbuki herhangi birine realde laz olduğunu bilip bunu deyin bakalım tarlanıza kadar bellesin sizi.
hastaneye yakın bir ortamsa gayet tabii karşılanması gerekendir. ama normal şartlarda oruç tutmuyorsan bile edepsizlik yapma kardeşim.yahudiler hıristiyanlar daha edepli bu konuda. gözlemim bu.
alenen hakkı yenmiştir. zaten bir aydır sinyalleri verdi. ogeday'ın ilhan mansız 'ı (güya) elemesi nedir? biz yer miyiz bunları acun medya?çok şey olsa da en vahimi acun'un insanların zekasına hakaret etmesidir.
Esasında sanat camiası değil, ateistlerin kullandığı bir tabirdir. Ateistler insanın öldükten sonra yıldız olacağını düşünürler ve dolayısıyla ışığı bol olsun temennisinde bulunurlar.
avrupalı erkek, erkeğim diye kendini bir bok sanmaz diğer insanlardan bir farkının olmadığını farkındadır. yolda yürürken bile bunu görürsünüz. kapılardan geçerken arkada insan var mı diye kontrol eder ona göre kapıyı tutar. yolda veya sosyal bir ortamda ayı gibi bağırarak konuşmaz gibi gibi. zaten tüm bunları avrupa kadını da yapar ayrıca. türkiye'de ise bunların tam tersi erkek türk erkeğidir; bu ara türk erkeklerinin de yukarda anlattığım avrupalılar gibi olanları var ama maalesef genele bakınca öyle değil.
benimdir, gülmek şöyle dursun ahlaksız bulduğum için öfkeleniyorum da. bu tür programlar toplumun mizah anlayışındaki sapmayı somutlaştırdığı için kaldırılması konusunda nötrüm. velhasıl bizim şu anki toplumumuzun mizah anlayışı için sosyologlara sorsak; "toplum için mizah, birbirine hakaret ve laf sokmadır" gibi tanımlamalar yapar.
hüsni zann yaparsak; sözlükteki karadenizlileri öğrenmek için açılmış başlık. zira pkk'ya bulaşmamış kürtler -temiz kürtler- linç edilirim korkusuyla bölgesel olarak sadece karadenize gidemiyor desek yalan olmayacak derecede gerçekliği olan bir şey söylüyorum. istatistiğe dökemememiz bir ölçüm yapmamamızdandır. pkklılardan ve diğer örgütlerden bahsetmiyorum bile. bunu kanıtlamaya çalışmayacağız pek tabii ki; bilen bilir zaten.
terlemek vücut ısısının nirvanaya ulaştığı, ardından bünyenin kendisini bu durumdan kurtarmak için vücut sıvısını dışarıya attığı eylem. insan başlı başına bir alemdir.
binlerce kişinin ölmeden önce dinlediği son şarkıdır. almancadır, ama yine de kulağa hoş gelir. 2. dünya savaşında merkez avrupa kıtası resmi savaş marşı olduğu söylenir. bu derecede ünlenmiştir. belki bu denli ünlenmesinin sebebi sözlerinin askerlerin kendi yaşamında bir anlam ifade etmesidir. rivayete göre şarkı çalarken cephelerde savaş durur ve her iki tarafın askerleri sessizlik içinde dinlerlermiş.
ayrıca kemal sunal'ın oynadığı gurbetçi şaban filminde seri versiyonu bulunmaktadır: https://www.youtube.com/watch?v=-9un3Tz0Lvw
Türk evladı evde durmaz giderim” şiiri zaten buna kanıttır. birde birkaç mektuplaşmasını misal verelim: Şemseddin Sâmi şaire yazdığı bir mektupta :
“ ...Milliyetçi, duygu ve fikirlerin millî bir dille ifade edilmesi, işte şair budur, işte edebiyat budur.”
(ilginçtir ) onu en iyi değerlendirenlerden biri de Tevfik Fikret.Mehmet Emin Yurdakul'a yazdığı mektubu 1928 Türk Yılı'nda Cevdet Kudret'in sadeleştirdiği haliyle şöyle :
"ZAVALLILAR" SAYIN ŞAIRINE,
GEÇEN HAFTA SIZ ŞIIRINIZI OKURKEN HER ŞEYE ÇOK DIKKAT ETTIM: DINLEYENLERIN IÇINDE HIÇ BIRI SESINIZE YABANCI KALMIYORDU. HATTÂ KÜÇÜK HALuK BILE. SIZ AHENGINIZIN AKIŞINA KAPILMIŞ GIDIYOR; KÂH OKUYOR, KÂH SÖYLÜYOR, KÂH INLIYORDUNUZ. DINLEYICILERINIZ OKUMA HALLERINIZI IZLER GÖRÜNMÜYORLARDI; YALNIZ DINLIYORLAR, ŞIIRLERINIZIN HER CÜMLESINI, HER SÖZCÜĞÜNÜ ZAPTEDIYORLAR, SÖZLERINIZIN HIÇ BIRINI KAÇIRMIYORLAR, DÜŞÜNCENIZLE SANKI EL ELE YÜRÜYORLARDI. ANLAŞILMADAN GEÇEN, YA DA ANLAŞILMADIĞI IÇIN TEKRAR ETTIRILEN HIÇ BIR SATIRA RASLANMADI. AÇIK, DÜZGÜN SÖYLEYEN BIR HEMŞEHRININ KÖYDEN GETIRDIĞI KARA HABERI ETRAFINA TOPLANAN ÜÇ DÖRT KOMŞU NASIL MERAK VE ÖNEMLE DIKKATLI DIKKATLI, SOLUK SOLUĞA DINLERSE, BIZ DE SIZI ÖYLE DINLIYORDUK. DIKKAT VE ÖNEMLE DINLIYOR, VE HER SÖYLEDIĞINIZI ANLIYORDUK.
BITIRDIĞINIZ ZAMAN (...) HEPIMIZ BIR GÜZEL ŞIIRIN DINLEYICISI OLMAK SIFATMDA BIRLEŞIYORDUK... SIZ ANLATMAĞA BAŞLADINIZ: VILÂYET HAYATINDA BU ACILARIN GÜNDE KAÇ BIN TÜRLÜSÜNE RASLANDIĞINI, KÖYLÜLERIMIZIN ALDIKLARI HER NEFESE BÖYLE KAÇ BIN TÜRLÜ ZEHIR KARIŞTIĞINI SÖYLÜYORDUNUZ. SONRA NEMIDE YAZARIYLE VEZINLER ÜZERINE UFAK BIR SOHBETINIZ OLDU, DAHA DOĞRUSU HALIT ZIYA BEY SIZE ONLARDAN BAHSETTI. BEN ÖTEDE BILMIYORUM NE ILE UĞRAŞIYORDUM; IŞTE O VAKIT ÇOCUK, YERINDEN KALKIP YANIMA GELDI, YAVAŞÇA, FAKAT HEYECANLI, DEDI KI:
—BU NE GÜZEL ŞIIR, BABA!
IŞTE BAŞARINIZLA ILGILI EN BÜYÜK KUTLAMA, AZIZIM! SIZ KI ŞIIRLERINIZI, KÖYLÜLERE, ÇIFTÇILERE SESLENMEK, DÜŞÜNCELERINIZI ONLARA DUYURMAK, MEŞALENIZLE O KARANLIKLARI AYDINLATMAK, DUYGULARINIZLA O YARALARI SARMAK, BAĞLAMAK DILEĞINDESINIZ; MAKSADIMZDA BAŞARI KAZANACAĞINIZI, KAZANDIĞINIZI ISPAT IÇIN MINIMINI BIR ZIHNIN MANZUMENIZI BIR OKUYUŞTA ANLAMASINDAN DAHA PARLAK TANIK ARAMAYINIZ... BERIDE SANAT GÜCÜNÜZÜ BEĞENEN BIRÇOK SEÇKIN EDIPLER OLDUĞUNU UNUTMAYINIZ.
... ŞIMDI ARTIK IYICE INANIYORUM KI, BEN ŞIIRDE BIR HAYAT MAKSADI ARAYANLARDANIM; ŞIIRI HAYAL OYUNU SAYANLARA KATILAMAM.1
iŞTE BU YÜZDEN, YANI ŞIIRI BIR ETKEN DIYE GÖRDÜĞÜM IÇIN, ONDA ELDEN GELDIĞI KADAR AÇIKLIK VE KUVVET GÖRMEK, ETKILERINDE ELDEN GELDIĞI KADAR GENIŞLIK VE KAPLAYICILIK BULMAK ISTIYORUM. VE IŞTE BUNUN IÇIN SIZE, SIZIN BIR ÇOCUK ZIHNINDE BILE KOLAYLIKLA YER BULAN ŞIIRINIZE IMRENIYORUM!
SIZ BU AÇIKLIK VE KOLAYLIĞI NE ILE ELDE EDIYORSUNUZ?... BIRDEN SANILIR KI, BU, SEÇTIĞINIZ VEZNIN, SADE ONUN ÜRÜNÜDÜR; BANA KALIRSA, BAŞARINIZIN ARACI YALNIZ VEZIN DEĞIL; KONUNUN SEÇIMI, DUYMA VE TASARLAMA TUTUMU, DÜŞÜNCELERIN BILDIRILIŞI, ANLATIMIN DURULUĞU, KISACASI BÜTÜN KUVVETIYLE SÖZ VE ANLAM UYGUNLUĞU. BU UYGUNLUĞUN MEYDANA GELMESINDE KULLANDIĞINIZ VEZNIN DE HIZMETI YADSINAMAZ. FAKAT YALNIZ BEŞ ON HECENIN VEZNE UYMASIYLE IŞ BITSEYDI ŞAIRLIK O KADAR KOLAYLAŞIRDI KI, "KALDIRIM TAŞLARI ALTINDA BIRER ŞAIR VAR" SÖZÜNE KARŞI YERLERE KADAR BAŞIMIZI EĞMEKTEN BAŞKA YAPACAK BIR ŞEY KALMAZDI. (...)
ŞIIRLERIMIZDE VEZINDEN BEKLEDIĞIMIZ YARDIM NEDIR? ONU, SÖZÜN ISTIDAT VE GEREKSEMESINE GÖRE GÖSTERIYOR VE GIZLEMIYOR MUYUZ? BIR ŞIIR OKUNURKEN ÇOĞU ZAMAN TASVIR VE TAHKIYE (HIKÂYELEME, ANLATI) PARÇALARINDA ÖYLE NOKTALAR OLUYOR KI VEZNIN AHENGINI SUSTURMAK, ORALARINI DÜZYAZI GIBI DÜMDÜZ OKUYUP GEÇMEK GEREKIYOR; SONRA ÖYLE YERLER OLUYOR KI, VEZNI BÜTÜN MUSIKISI, EZGISI, ŞAKIMALARIYLE IŞITMEK, DUYMAK ISTIYORUZ. ARTIK BU, ŞAIRIN ZEVKINE, USTALIĞINA BAĞLI BIR ŞEY.
HECE VEZNI, MILLÎ VEZIN DENILEN SADE VEZIN ILE ARUZ VEZINLERINDEN HANGISINI YEĞLEMELI? BU KONUDA EN DOĞRUSU HALIT ZIYA BEY'IN DEDIĞIDIR:
—YEĞLEMEĞE GEREK YOK; ARUZ VEZINLERI, HECE VEZNI, HANGISI OLURSA OLSUN, MADEMKI BUGÜN KONUŞTUĞUMUZ DILE UYUYOR, IKISINI DE KULLANIRIZ. HÜNER, ONLARI YARARLI VE ETKILI BIR YOLDA KULLANABILMEKTIR.
iŞTE BÖYLE, IKI GÖZÜM... ŞIIRINIZIN ÇÖZÜMLEYICI BIR ELEŞTIRISINI YAPMAK KONUSUNA GELINCE, KENDIMDE YAPITLARI NE ÇÖZÜMLEYICI, NE ÖZETLEYICI ELEŞTIRME GÜCÜ GÖREMEDIĞIM IÇIN BU BUYRUĞUNUZU YERINE GETIREMEYECEĞIM.
YALNIZ, BÖYLE DOĞRUDAN DOĞRUYA HAYAT KOŞULLARIMIZLA ILGILI OLAN YAPITLARIN EDEBIYATIMIZDA ÇOĞALDIĞINI GÖRMEK AŞIRI DILEĞIYLE BIRLIKTE BUNLARIN EKSIKSIZ OLDUĞU KADAR KUVVETLI VE KUVVET VERICI BIR NITELIK VE TABIATTA OLMASINI ISTEDIĞIM IÇIN ŞUNU SÖYLEYECEĞIM: SIZ, "ZAVALLILAR"DA TASVIR ETTIĞINIZ TOPLUMSAL FACIAYI GENÇ KADIMN YÜZÜSTÜ BIRAKILMIŞ VE YENIK ÖLÜMÜ, DUL VE GÜÇSÜZ ANNESININ KIRIK YAKARIŞLARIYLE SONUÇLANDIRIYORSUNUZ. BÖYLELIKLE GERÇI FACIANIN BÜTÜN ACILIĞINI GÖSTERMIŞ OLUYORSUNUZ. BEN OLSAM KADINCAĞIZI ÖLDÜRMEZ, YATAĞINDAN KALDIRIR, ÇALIŞTIRIR; ÇAHŞMAKTA, HATTÂ ISTERSENIZ TEVEKKÜL VE IBADETTE HASTA RUHUNA BIR ŞIFA BULMA SIĞINAĞI, BIR UNUTMA SIĞINAĞI ARATIRDIM. ÇÜNKÜ ESAS: "BAKIN ŞU YAPILAN KÖTÜLÜĞÜ GÖRÜYOR MUSUNUZ? iŞTE BIR HAYAT KI KAHR ILE TOPRAK OLUYOR... ACIYINIZ BUNA, IBRET ALINIZ BUNDAN... VE BIR DAHA KARINIZIN ÜZERINE KARI ALMAYINIZ ..." DIYE —KEYIFLERINI, ÇIKARLARINI SAĞLAMAK IÇIN YETIM, DUL, KIMSESIZ BIRKAÇ IRZIN KANINA GIRMEĞI BIR ÇIÇEĞI KOPARMAK, YAHUT BIR MEYVEYI DIŞLEMEK IÇIN BIRKAÇ DAL KIRMAKTAN FARKSIZ BULAN VICDANSIZLARIN KARŞISINDA NEFES TÜKETMEK DEĞIL, O HAYATLARIN TOPRAK OLMASINI, O DALLARIN KIRILMASINI ÖNLEMEKTIR. BUNUN IÇIN DE ONLARA KUVVET VERMEK GEREKIR. iNSANLAR BILGISIZLIĞIN KARANLIK PENÇESINDEN KURTULMADIKÇA RAHAT YÜZÜ GÖRMEYECEKLERDIR. BUNUNLA BIRLIKTE YAŞAMAK YINE MUTLULUKTUR.
BAKI MUTLU OLUNUZ, MUTLU EDINIZ AZIZIM.
HISAR: 8 KÂNUNISANI 1318
TEVFIK FIKRET
(TÜRK YILI, 1928)SADELEŞTIREN:CEVDET KUDRET
kısaca adam bildiğin sanat yaparken savaşmış. bu yönüyle bana kalırsa tam anlamıyla 'cenkci' şairimizdir.