sanki günlük hayatınıza devam ediyormuşsunuz hissi uyandıran hayat dolu filmlerdir:
little miss sunshine
nadide hayat
her şey çok güzel olacak
begin again
barfi
i vitelloni
amarcord
black cat white cat
sözlükteki ergenlere karşı mücadele verilmeli mi yoksa ergenliklerinin yaşamaları sağlanmalı mı dilemmasında karar veremediğim durumdur.
Karar verme teorisinin devreye girmesi gereken durumdur ayrıca.
Kuzen ile beraber kaydolduktan sonra iş yazılı sınav ve direksiyon sınav harçlarını ödemeye gelmişti.
Çalışan personel bizden kişi başı yazılı sınav için 65 lira direksiyon sınavının harcı için ise 110 lira talep etti.
Personele sizin yatırmanız ile bizim yatırmamız arasında herhangi bir fark var mı? Ek hizmet gibi bir ücret tahsis ediyor musunuz bahsedilen para içinde sorularımı yönelttiğimde,
aynı personel herhangi bir ücret tahsis etmediklerini, amaçlarının kursiyerlerinin prosedürlerle ek işlemlerle uğraşmamalarını belirtti.
Anlaştıktan sonra yazılı sınav harçlarını ödedik 65'er lira sınavı geçtikten sonra da direksiyon harcını daha sonra yatırmak üzere ayrıldık.
Ocak ayındaki direksiyon sınavları 2,3 ve 9 ocakta yapılacağına dair sms aldıktan sonra kursu aradım eğer ayın 2 veya 3'ünde girebilirsen harcı yatıracağımı yoksa harcı yatırmama gerek olmadığını belirttim ve telefonun karşısındaki ses not aldıklarını yüksek ihtimal ile bu tarihlerde gireceğimi belirtti. buraya daha sonra döneceğiz.
25 aralık cuma günü direksiyon sınav harcının 60 lira olduğuna dair bir entry ile karşılaştım sabahleyin ve Alo 147'yi aradım net bilgi almak için.
Bilmeyenler için Alo 147 MEB Vatandaşlık Danışma Hattı.
Hattın karşısındaki arkadaş yazılı ve direksiyon harçlarının 60'ar lira olduğunu belirtti ve sözlük asıl olay bundan sonra başladı.
şikayetvar.com'a bir şikayet yazmakla başladım ilkin.
Bulunduğum ilçenin milli eğitim müdürlüğüne gidip iki dilekçe yazdık olayları anlatıp, yapılanların dolandırıcılık olduğunu belirten.
Bimer'e yazı yazdım - genel olarak sürücü kurslarının sömürü üzerine kurulu olduğuna dair.
Daha sonra halk bankasına gidip harç ücretini yatırdık ve dekontu alıp sürücü kursuna teslim etmek üzere yola koyulduk.
içeri girip dekontu teslim ettikten sonra bizi, siz mi şikayet ettiniz serbilind bey sorusu soruldu.
He vallah ben yapmişem dedim. bunu tüm sürücü kurslarının aldığını belirtti tartışmanın sonunda- burayı not edelim (1)
Kitap almamız gerekiyordu, yola çıktık tekrardan bir on dakika sonra bu kez şube müdür X Bey beni aradı.
-Şubeye gelebilir misiniz?
-Gelemem sınav haftasındayım.
-bla bla bla
-bla bla
- o zaman bizim şikayeti kaldırın lütfen.
-siz benden ve diğer kursiyerlerinizden özür dileyeceğinize şikayeti mi silmemi istiyorsunuz?
-şubeye gelirseniz daha detaylı konuşabiliriz.
-ok!
Kuzencağız ile birlikte tekrar yola koyulduk, müdürün odasına geçtikten sonra yaklaşık bir saatlik bir tartışma başlayacaktı.
en nihayetinde şu soruya cevap vermelerini istedim.
Siz eksik bilgi verildiğini harç ücretine yatırılacağını söylediğiniz 110-60=50 liranın otomobil, çalışan, bakım masrafları vs. olduğunu söylüyorsunuz değil mi?
Peki bizden 110 lira değilde 180 lira talep edilseydi. ve olaylar tekrar cereyan etseydi bize yine aynı açıklamaları yapmıyacak mıydınız sayın X? ayrıca 110 lira değilde 80 lira talep eden kurslar da var onların masrafı yok mu?
- öho. öho. tabi vs. vs.vs
"Ayrıca" deyip siz sürücü kurslarından ötede bir sıkıntı var olduğunu mevzuat kısmının çok geniş olduğunu ve ehliyet almak isteyen her kişinin sürücü kurslarının kapısından geçmesi gerektiğinden müşterileri neredeyse tüm sürücü kurslarının yolunacak kaz olarak gördüğünü beyan ettim.
Bay X yine kendilerinin öyle olmadığını, farklı olduğunu belirtti.
En sonunda lafıma geldi tabi mevzuat çok geniş olduğundan bunların vuku bulduğunu belirtti.
Ben ise -burada mutlak değer olarak, yasayı mı mevzuatı mı yoksa vicdan olgusunu mu orjin kabul edeceğimizi sorup
ekmeğin son kullanma tarihini ötelemek için içerisine kanserojen madde koyup ömrünü uzatmanın yasalarca suç olmadığını ama vicdani bir eylemde olmadığını, helal olmadığını belirtip burada referansımızız tekrar yasalar mı vicdanlar mı olacağını sordum?
Çıkmak üzereyken bay X'in sırf bizi hoş karşılaşmasından ötürü girdiğim şikayeti silme kararına yakın bir durumla ayrıldık.
Bir sonraki gün ise müşteri hizmetlerinden bayan Y aradı.
"ismi geçen şubeden bir siz sorunlu çıktınız sayın serbilind bey lütfen şikayeti siler misiniz?" sorusu üzerine
iyi de herkesin dolandırıldığının farkında olmadığı için memnun olduğunu belirten bir cevap verdim.
Bayan Y: Düzenli olarak personelimize eğitimler veriyoruz bir yanlışlık olmuş. Ne yapalım personelimizi işten mi çıkaralım?
-Dolandırıcılığın yanlışlığı da mı oluyor her kayıt döneminde yüzlerce kişiden harç ücreti diye on binlerce lira aldınız ayrıca siz personellerinize eğitim vermekten önce kendiniz eğitim almalısınız telefonda sesinizi yükseltmeyin lütfen ayrıca bugün haftasonu ne siz yorulun ne de beni yorun ve yarın sınavım var. kararım değişmeyecek lütfen ısrar etmeyin
benzer cümlelerle bitirdik konuşmayı.
Akşam vakti şöyle bir tweet görüp vicdan yaptım ve şikayeti silme kararı aldım birkaç dakika sonra da sildim.
"insanlık "izzet, ikbâl sâhibi iken mütevâzı olmak, kuvvetli iken affetmek, başa kakmaksızın iyilik etmektir./Ahnef bin Kays (ra))"
Silmez olaydım. dedirten olaylarda bundan sonra cereyan etti.
Bir sonraki gün kurstan aradılar ve "maalesef ilçe Milli eğitim müdürlüğünün verdiği listeye göre sizi ayın 9'nda sınava alacağız serbilin bey girebiliyor musunuz?"
istanbul dışında olduğumdan dolayı giremeyeceğimi belirttikten sonra tekrar ilçe milli eğitim müd.'nü aradım.
Ayın 9'nda sınava gireceğimi öğrendiğimi ve bu tarihte istanbul'da olmayacağımı daha erkene çekme gibi bir imkanımızın olup olmadığını sordum.
Burası kilit nokta işte sözlük
"Bizler kurslardan gelen referansa göre kursiyerlerin sınav tarihlerini belirliyoruz beyefendi"
-Hobaaaa şikayeti de silmiştim oysa ne diye kin güdüyorsunuz ki, yakıştı mı size bask?
Cafe mekan arayışında sıkıştığınız anda SOS hızında imdada yetişen, parafını her gördüğümde gıpta ettiğim, gördüğüm en tatlı sosyal medyacı.
Buyrunuz bu da sitesi efenim:
Kendini "Provus, 2001 yılında bankalara kart, işyeri ve ATM operasyonları konularında, ayrıca bankalar yanında farklı sektörlerden fimalara baskı/zarflama ve kart kişiselleştirme hizmetleri konularında dış kaynak kullanım hizmeti verme amacıyla kuruldu ve Ocak 2014 itibariyle MasterCard bünyesine katıldı." diye tanıtan firma, çalışan, tanıdığı olan biri varsa lütfen mesaj kutumu şenlendirsin sözlük.
"Ben istiyorum ki, film, siz sinemayı terk ettikten sonra başlasın" sözünü sinemaya kazandırmış yönetmendir.
(bkz: Mon oncle) filmi ise ayrı güzeldir. Zengin bir ailede yaşayan çocuğun mutluluğu doğal olan, bozulmamış olan amcasında araması ama çok bilmiş ailesinin engel oluşu...
(bkz: ingmar Bergman)'a ait bir film. Haçlı seferlerinden dönen bir savaşçı. Evine dönüşte bekledği gibi bir yer bulmayacaktır. Kara ölüm her yerdedir, veba her yerdedir. ve baş kahramanımız hayatını, geçmişini ölümü düşünecektir. Kendisiyle yüzleşecektir. (bkz: the seventh seal)
Ey oğul, Bey’sin!
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Âcizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana.
Geçimsizlikler, anlaşmazlıklar bize, adâlet sana.
Kötü göz, şom ağız, kem söz bize, bağışlamak sana.
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana.
Oğul, yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allahû Tealâ yardımcın olsun, beyliğini mübarek kılsın. Işığını
parıldatsın, uzaklara iletsin.
Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalb versin.
Oğul, güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın! Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen,
sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olur, aklını mağlup eder. Daima sabırlı, sebatkâr
ve irâdene sahip olasın. Vaktinden önce çiçek açmaz.
Ey oğul, insanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler; avun oğlum, avun.
Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş güzellikler ancak senin fazilet ve
adaletinle gün ışığına çıkacaktır.
Ananı ve atanı say; bil ki bereket büyüklerle beraberdir.
Bu dünyada inancını kaybedersen; yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin deme.
Sevildiğin yere sık gidip gelme. Kalkar muhabbetin, îtibâr olmaz.
Üç kişiye acı: Cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken îtibârını kaybedene.
Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
insanı yaşat ki, devlet yaşasın!
Haklı olduğunda mücâdeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın.
Nerden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.