andımızın, '' ne mutlu türküm'' ve nice türklükle ilgili sözlerin bir kısım insanı rahatsız ediyor olması? bütün bunlar nerden çıktı? bütün bunlar ne olacak şimdi?
güney azerbaycan'ın urumiye kentinde, urmu gölü'nün kurutulmasına yönelik yapılan yürüyüştür.
başta türkiye ve azerbaycan olmak üzere, tüm türk dünyasının ve insanlığın destek vermesi gereken hadisedir. milyonlarca insana can veren urmu gölünün kuruması; 30 milyar ton tuzun açığa çıkması, bölgenin kurakaklaşması ve insansızlaşması demektir.
iran yönetiminin bölgeyi azerbaycan türklerinden arındırmak amaçlı kasıtlı yapmış olduğu bu hadise, türkiye devleti tarafınca çok sert bir şekilde kınanmalı, gerekirse yaptırımda bulunulmalıdır.
güney azerbaycan'ın en büyük 2. şehri olan urumiye'nin 30 km doğusundadır. türkiye sınırına 60 km uzaklıktadır.
iran yönetiminin kasıtlı yanlış uygulamaları sonucu %80 i kurumuş ve geri kalan kısmı da kurumak üzeredir. bu durum, 30 milyar ton tuzun açığa çıkmasına, bölgenin insansızlaştırılmasına, kuraklığa, büyük doğa felaketlerine sebep olacaktır.
densiz bir iran milletvekili, mecliste ''urmu gölü kurursa kurusun biz de o bölgede yaşayanları başka bir bölgeye taşırız'' deyip azerbaycan türklerini bekleyen tehlikeyi bağıra bağıra dile getirmiştir.
çok büyük ihtimaldir ki, bdp'li insandır.
kürttür..
pkk'lıdır...
ya sırrı süreyya önder'dir ya sırrı sokuk'dur. ya da 'pkk'lılarda insan' diyen aşırı sol görüşlü bir uzaylıdır. aynı bokun lacivertidir işte.
göya hümanisttir...
şiddet ve silah karşıtıdır. göya!
aslında ne barış yanlısı, ne hümanisttir. ne şiddet karşıtı ne antimilitaristtir.
barış gibi, sevgi gibi kavramların ardına saklanıp; terörü ve şiddeti yücelten(barış için savaşmak inancı)ırkçılık yapan, sağı solu taşlamayı, yakmayı özgürlük mücadelesi gibi lanse eden, amamacına ulaşmak için her yolu mübah gören, emparyalistlerin oltasındaki bir zavallıdır. ''kürdistan'' diye diye bokunun pisliğinin içinde geberip gidecek olan bir asalaktır. zarardır. ziyandır. başka bi sik değildir.
bu ikiyüzlü, gözleri kararmışcasına türk düşmanlığı yapan piç kuruları, türkiye'de sadece türklerin olmadığını, ''türkiye halkları''nın 36 farklı etnik unsurdan oluştuğunu söyler durur. söz konusu ermeni olayları olduğunda ise türklerin ermenilerin soyunu kırdığını savunur. türk demekten imtina eden bu arkadaş, işte bu zaman ciyak ciyak öter türk aşağı türk yukarı. o zaman unutur türkiye'deki 36 etnik unsuru. o zaman aklına gelmez ''türkiye halkları'' sabah akşam kıçını yaladığı çok sevgili kürt kardeşlerinden tek kelime etmez. söz konusu ''ermeni soykırımı'' olduğunda türkiye türklerindir! türkiye'de sadece türk vardır onun için.
şahsımın da içinde bulunduğu; vatanını layıkıyla koruyamayan, bu aptal yerde entry girmekten başka bi şekilde tepkisini ortaya koyamayacak kadar aciz, bölücüler kadar olamayan, tepkisiz, ilgisiz, elini sikine koyduğu kadar vicdanına koymayan gençliktir.
türkiye'nin en büyük sorunlarından olan bölücülük; belirlenen aşamaları birer birer geçip, nihayi hedefine yavaş yavaş ilerlemektedir. kürt realitesinin kabul ettirilmesi, kürt sorununun kabul ettirilmesi, bölücü söylemler ve isteklerin bilinç altına işlenilmesi gibi kademeler başarı ile geçilmiştir.
bunun karşısında türk devleti'nin, hükümetinin, başta mhp olmak kaydı ile siyasi partilerinin, yurdun çeşitli kurum ve kuruluşunun elle tutulur hiç bir önlemi bulunmamaktadır.
artık bazı şeyler gayet netliğe kavuşmuştur. kısa vadede türkiye topraklarının bölünmesi, iki dilli-iki milletli sistemlere geçilmesi gibi kabul edilemez istekler türk milleti'nin ördüğü duvara toslamış, gerçekleşemeyeceği kesinlik kazanmıştır. kısa vadede türkiye'nin bölünme gibi bir sorunu yoktur. zaten bölücülerin de kısa vadede böyle bir hedefi yoktur. tek amaçları ''gelecek nesillerin dolduracağı bir oyuk oluşturmaktır''
peki. ya uzun vadede? işte bu soru işin can alıcı noktasıdır. toplumda, uzun vadede inanılmaz bir karamsarlık hakim. bir sike yaramayan yazar ve aydınlarda, ülkenin yirmi otuz yıla parçalanacağı fikri... bölücüler de ise, ''sike sike böleceğiz'' edası...
bu işin nihayetinde; vatan yirmi otuz yıla bölünecekse, bugün güneydoğu'da verilen mücadelenin ne anlamı var. askerin, polisin, türk insanının verdiği ve bir süre daha vereceği mücadelenin ne anlamı var. ben bir türk genci olarak yurdumun geleceğine umutla bakamıyorsam, devletin ve otoritesinin varlığının ne anlamı var. gelecekte bizi bekleyen tehlikeye somut önlemler alamayan hükümetin ve muhalefetin ne önemi var.
şehitler ölmez vatan bölünmez! kahrolsun pkk! türkiye türklerindir!.. bayatladı ve içi boşalmaya başladı. pkk saldırılarının yaşandığı dönemlerde, gelen şehit haberlerini ardından söylenen klişe sözler halini aldı!..
vatan topraklarının korunmasını, üzerinde bir vazife olarak hisseden biri olarak; yurdun geleceği ile ilgili düşündüğümde karamsarlığın bütün bedenimi esir almasından utanç duyuyorum.ben, devlet otoritesine güven duymak, hükümetin ve muhalif partilerin bölücülük karşısında başarıya ulaşacak politikalarının varlığını hissetmek istiyorum.
en nihayetinde şunu da çok iyi biliyorum ki; devlet üzerine düşeni yapamadığı, bölücülüğün hedefe ulaşmak üzere olduğu dönemde, türk milleti'ne, türk gençleri'ne vatanı savunma hususunda meşru bir hak doğacak, bölücü kürtler 1915'de yaşanan hazin olayların bir tekrarını yaşayıp cehennemin dibini boylayacaktır. sonuç itibariyle; vatan bölünmeyecek, teröristler hakettiği gibi geberecek, lakin türkiye kaybedecektir. karamsarlığım bundandır!
edit: ata'nın da dediği gibi ''toprağın üstünde onursuzca yaşamaktasa, toprağın altında onurla yatarız''
12 haziran seçimlerinde büyük sükse yapıp oylarını tarihini en yüksek seviyesine çıkaracak olan mhp'nin, kürt açılımını sonlandıracak olmasıdır.
milliyetçi partinin oylarının artışı; başta akp olamak kaydıyla, 'yeni chp' ve ver kurtul yanlısı sözde aydınları çark ettirecektir. vatandaşın tepkisi ile aklı başına gelecek olan iktidar partililer; politikalarını gözden geçirip daha milli bir çizgiye kayacak, açılım saçmalığından vazgeçecektir.
e tabiki bölücüler sokaklarda terör estirmeye, dağda kahpelik etmeye devam edecektir. lakin karşısında eskisi gibi yumuşacık bir hükümet ve devlet otoritesi bulamayacaktır.
sektör, bir takım karanlık güçlerin! tekelindedir . elindeki güç ve imkanlar dahilinde sadece onlar çeker, sadece onlar yayınlarlar.
genel başkanları indirme, partileri istenilen çizgiye getirme ve yurdun bölünmez bütünlüğünün yegane savunucu olanları sistem dışı bırakmak amacı ile icra edilir.
çekim teknikleri ve amacı diğer porno türlerinden oldukca farklı olan, günün birinde yapanların da nasibini alacağı şeydir!
yurdun en güzel yerlerinde, okullarında, devlet dairelerinde mevcut olan atatürk heylenlerine; türk milleti'nin yüksek saygısından rahatsız olmaktır.
bu tiplere batar zaten bu heykeller. kimisi apo'nun, kimisi lenin'in heykellerinin varolduğu bir ülke hayal eder. ancak hayal eder!
kurduğu hayalin ne denli ulaşılmaz olduğunu farkedip huzursuzlandığında ''bari şunların da huzurunu kaçırayım'' deyip, başlar provokatörlüğe.
''alt tarafı heykel ey putperestler'' diye içindeki huzursuzluğu dindirmeye çalışır. lakin götünü de yırtsa türk milleti tapmaya devam edecektir ata'sının anısına. heykelin hammeddesine değil, anısına kuş beyinli!
milli bütünlüğümüzün tehlikede olduğu şu dönemlerde, tavizsiz bir duruş sergileyip türk milleti'nin yüreğine su serpen milliyetçi haraket partisi'nin kıymetinin bilinmemesidir.
mhp; demokratikleşme süreci ve bu doğrultuda yapılan, yapılacak olan açılımlara karşı dimdik bir duruş sergilemektedir. atatürk ilkelerinden, üniter yapıdan, türk kimliğininden taraf yegane partidir.
atatürk'ün kurduğu partinin önde gelenlerinin bile atatürk ilkelerine ve türk kimliğine sahip çıkamadığı bir dönemde, mhp'nin yılmaz tavrı türk kimliğinin korunmasında önemli etken olacaktır.
türk yurdunun bölünmez bir bütün olarak kalmasında önemli etken olacaktır.
mhp'nin güçlü bir şekilde temsil edildiği bir mecliste bölücülük asla hedefine ulaşamayacaktır. bölücüler affedilmeyecektir. apo, istediği evi anca rüyasında görecektir.
hal bu iken, mhp için ''40 yapar'' geyiğinden başka bir halt etmemek kıymet bilmemezliktir.
kavram kargaşası içerisinde olduğu halde; milliyetçiliğin mantıksızlığını, milliyetçilerin zeka seviyesini sorgulayan, basma kalıp, eksik bilgili insanların birbirine karıştırdığı düşüncelerdir.
türk milliyetçiliğinde şovenizm yoktur. üstün olma çabası yoktur.
türk milleti; zekidir çalışkandır. evet. ama türk milleti; en zeki en çalışkan değildir.
türk milliyetçiliği bu mantıksızlığı reddeder.
en büyük türk milliyetçisi atatürk, kendi milletimizi sevmemizi, başka milletlere özenmeyip onların değerlerine saygı duymamızı öğütlemiştir. bu yönüyle türk milliyetçiliği, avrupa milliyetçiliğinden ayrılmaktadır. onlar şovendir biz asla.
akp'nin 'üç beş ne çıkarsa bahtımıza' deyip, mhp seçmenine yöneldiği malumunuz bilinmekte. bahçeli'de boş durur mu hey gidi yaşlı kurt!
uzattı oltayı, hemen atladı sazan!
e be akılsız! oldu mu şimdi? bozkurt ile alay ettin, pis pis sırıttın. nasıl oy alacaksın türk milliyetçilerinden. nasıl oy isteyeceksin mhp seçmeninden. 'bize oy verin' dediğinde üçün birini vermezler mi şimdi sana.
üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen, devlet bahçeli'nin ''kırk yapar'' hadisesini, hala espiri malzemesi olarak kullanabilen sağlam miğdeli insandır.
devlet bahçeli dendiği anda damlar ''kırh yapar kırh ehehehe' diye komiklik ettiğini zanneder.
'adamın biri yolda yürüyormuş' ile başlayan espirilere hayvanlar gibi gülebilecek gerizekalılıktadır bu. tam bir lümpendir amına koduğum.
komikti, güldük eğlendik. kabak tadı verdi bir ara. miğde bulandırdı sonra, kustuk ettik. yetmedi mi?
hiç eksileme huyum yoktur allah için! ama seni görünce dayanamıyorum. pek küfür ettiğim de söylenemez ! sana dümdüz gidiyorum güzel kardeşim.
hayal dünyasında bir şeyler kurup kendini buna inandıran acınası kürttür.
anadolu'nun gerçek sahibi olduğunu iddia eder. gerekçesi de, türklerin anadolu'ya sonradan gelmiş olmasıdır. eziklikten kafayı yemiş olduğu için bazı şeyleri kavramak konusunda ağır sıkıntıları vardır bunun.
bu toprakların dağlarında, mağaralarda hayvani dürtülerle yaşamış olman senin bu toprakları sahibi olduğun anlamına gelse idi, atalarına komşu mağaralarda yaşayan ayılar da bu toprakların sahibi sayılırdı. anadolu'ya ne verdin de sahiplendin. bu topraklar için nerede can verdin, can aldın da sahiplendin.
türkiye türklerindir piç kurusu! malazgirt'de, sultan alparslan önderliğinde kahramanca savaşanlar türktü. çanakkale'de atatürk komutasında can verip anadolu'nun türk yurdu olduğunu yedi düvele kabul ettirenler de türktü.
bu topraklara fabrikaları, okulları, köprüleri, yolları, hastaneleri kuranlar da türktür.
öyle mağarada hayvanlar gibi yaşamış olmakla yurt sahibi olunmuş olsa idi, ayılar nice topraklarda yurt sahibi olmuştu piç kurusu!
türk milliyetçiliğinin, amerika'nın türkiye üzerindeki hedeflerine ve çıkarlarına engel teşkil ediyor olmasından kaynaklanan korkudur.
sözde büyük elçi amerikan ajanlarının beyaz saraya verdiği raporla kanıtlanmıştır.
rapor şöyle der ki; ''türkiye'de amerikan çıkarlarına engel düşünce türk milliyetçliği engel kitle türk milliyetçileridir''
malumun ilanıdır bu. milliyetçilerin üzerinde ki baskı, sindirme ve karalama kampanyaları bu korkunun refleksidir.
milliyetçiliğin en önemli partisinin genel başkanı devlet bahçeli'nin başarılı çalışmaları sonucu mhp; ülkücü-turancı bir parti olmaktan öte, ülkücülerin tabanını oluşturduğu vatansever, milliyetçi bir parti olmuş, geniş kitleler tarafınca desteklenip oylarını tarihinin en yüksek seviyesine ulaştırmıştır. 12 haziran seçimlerinde 'baraj altı kalacak' söylentilerinin aksine, oylarını arttırıp mecliste daha güçlü bir konumda yerini alacağı tahmin edilmekte. bu da türkiye üzer,nde hedefleri olanları kara kara düşündürmetedir.
türk milleti'nin tabanına sirayet etmiş olan milliyetçiliği; faşist, ayrıştırıcı, çağ dışı, lümpen gösterme çabalarının da bir türlü başarılı olmaması, amerika'ya tokat gibi bir cevap olmuş gözükmekte. milliyetçiliğin türk milleti'nin genlerinde olan bir manyaklık! olduğunun farkına varmışlardır umarım.
sosyolojik ve biyolojik bir kardeşlik söz konusu değildir. türkler turani bir ırka, araplar semitik ırka mensup iken 'türk arap kardeştir' demek saçmalıktan öte bir şey değildir.
sosyolojik açıdan bakıldığında da bu iki milletin kardeş olması söz konusu değildir. oturduğu yere pisleyen araplarla, medeniyet seviyesi yüksek türk milleti'nin kardeş olması imkansızdır.
chp'nin; sözde atatürkçü, özde liberal-sol bir parti olması ve mhp'nin özüyle sözüyle atatürk ilkelerinin bekçisi olmasından ötürü, gönül rahatlığı ile savunabilinecek tespittir.
hiçbir birey ve parti atatürkçü olmak, atatürk ilkelerinden taraf olmak zorunluluğunda değildir. lakin, sözde atatürkü sömürüp, özde atatürk ilkelerine tezat oluşturacak eylemlerde bulunmak, en yumuşak tabir ile götverenliktir!
chp; altı okun önünde, türklük tanımının anayasadan çıkarılmasını savunan, kürtlere anadilde eğitim verilmesi gerektiğini söyleyen, bölücülüğe karşı yüksek nezaketi olan, 'ağzınıza kürt kelimesini almıyorsunuz' diyen basın mensuplarına 'ben türk kelimesini de ağzıma almıyorum' diyen bir genel başkana sahiptir. yani, atatürk ilkelerine tezat oluşturacak söylem ve eylemleri olan bir genel başkana...
chp; gönlü atatürk askı ile dolu vatandaşların, başka bir alternatifi olmamasını koz olarak kullanan liberal bir partidir.
burada mesele; liberal bir parti olmak, bu yönde politik söylemler geliştirmek değildir. bu partilerin ve bu partiye oy atacak olan vatandaşların tercih meselesidir.
mesle; chp'nin politikaları da değildir, her şey gönüllerince olsun.
mesele; yeni chp'nin atatürkçülük ile yakından uzaktan alakasının kalmamış olmasına rağmen, atatürkçülüğü sömürmesidir.
chp'den başka alnernatifi olmadığını sanan vatandaşların, dönüp bir de mhp'ye bakması gerekir. mhp'nin bölücülük karşısındaki onurlu mücadelesini, atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin, atatürkçülükten uzaklaşmaması için verdiği mücadeleyi görmesi gerekir.
oy kaygısı gütmeden, koruduğu kırmızı çizgileri ve bu kırmızı çizgilerin atatürk ilkeleri ile nasıl bağdaştığını görmesi gerekir. ve armudun sapı, üzümün çöpü demeden mhp'ye yönelip, sözde atatürkçülere aba altından sopa göstermesi gerekir.
12 haziran seçimleri sonrası için, akp chp ve bdp partilerinin mutabık olduğu anayasa değişikliğidir.
halka, kürt sorununun çözümü gibi lanse edilmektedir . yazılı ve görsel medya aracılığı ile öyle bir hava estirilmektedir ki, sanırsın bu değişiklik sonrası ne bölücülük kalacak ne terör.
bu anayasa değişikliği ile hiçbir şeyin değişmeyeceğini herkesin çok iyi bilmesine karşın; hükümetin, apo götü ile yapmış olduğu anlaşmanın gereğince uygulanması zorunluluk gibi gözükmektedir. şu da bilinmektedir ki; kürtler, uzun vadeli ideali olan 'bağımsız kürdistan' emellerine ulaşana kadar silahtan, ırkçılıktan, kürtçülükten vazgeçmeyecektir. bütün bunlar bilindiği halde verilen her taviz boşunadır, kayıptır.
burada iş, üzerine ölü toprağı serpilmiş türk milleti'ne düşmektedir. umarım ki türk milleti; tarihine, geleceğine, sultan alparslan önderliğinde anadolu için can vermiş kahramanlarına, atatürk önderliğinde çanakkale'de şehit olmuş atasına, bölücülerin emellerine ulaşamamsı için güneydoğu'da hayatlarını ortaya koyan evlatlarına, arkadaşlarına, abilerine, kardeşlerine, sevgililerine sahip çıkacaktır.
türkiye sınırları içinde yaşayan kürtlerin, türk devleti'nden hak talep edebilmesidir.yüzsüzlüktür.
dil, toprak, öz savunma gücü, gerillalarına! af, liderlerine! ev hapsi...ebesini amı gibi uzunca bir liste!
yaka silktik artık televizyonlarda bu şekilde çemkirişlerini izlemekten. gazetelerde çirkin suratlarını görmekten.
televizyonlarda dillendirilemese de, halk arasında çok klasik bir yaklaşım vardır şu şekilde 'ne hakkın vardı da ne istiyorsun'.
cevap verin onun bunun çocukları ! ne hakkınız vardı da ne istiyorsunuz ?
kürt dili resmi ide de türkler mi yasakladı?
bayrağın, toprağın vardı da elinden mi aldık? devletin vardı galiba, anayasasında kürt kimliğinin var olduğu. ezikler! dünya tarihinin en asalak insanları ! elinize silah verdiler, cebinize para... adam mı oldunuz?
şunu istiyoruz, bunu istiyoruz, vermezseniz kan gövdeyi götürür bu ülkede diye tehdit edebilecek kadar orospu çocuğu mu oldunuz ?
türk- kürt kardeştir dediler diye mi bu rahatlık. soysuz bir hükümetin varlığı mı yoksa bu gevşekliğin sebebi?
ama size hak yok. üçün biri var. bir gün geçeceğiz karşınıza, al sana hak diye bacaklarımızı tutacağız en tepesinden. al sana hak diye, şlak! yapıştıracağız üçün birini.
dünya düzeni gerçeklerinden bir haber yaşayan sevgi kelebekleridir.
romantikdir, ince ruhludur, vaktini kırlarda yuvarlanıp kelebek kovalayarak geçiren güzel insanlardır.
milliyetçilik öcüdür onun için. orduları sevmez, bayrak nedir bilmez.
'milliyetçilik gereksizdir hastalıktır' deyip dolanır taksimde, solcuların ağırlıklı olduğu kafelerde.
romantik işte...
halbuki biraz romantizmden uzaklaşıp, dünya gerçeklerini göz önünde bulundursa, anlayacaktır milliyetçiliğin gerekliliğini. aptal değildir sonuçta.
şimdi hepimiz insanız en nihayetinde. haklısın burada.
ama dünyanın herhangi bir yerinde adamlar ölülerini yerken, bizim ölülerimizi toprak altına gömüp yılanlara çıyanlara yedirmemizi anlayamıyor bir türlü. biz de, anasının babasının ölüsünü yiyen bu adamları anlayamıyoruz bir türlü.
hepimiz bir farklıyız. dünya üzerinde bir köşeyi kapmış, üzerlerinde devletlerimizi kurmuşuz. ordularımız olmuş, ulusal çıkarlarımız... dostluklarımız olmuş düşmanlıklarımız...
hepimizin kendine ait kültürü, dili olmuş. bölünmüşüz, ayrışmışız.
bu ezelden beri böyle. şaçma bir düzen kurmuşuz insanlık olarak. dünya da, bu düzen üzerine dönüp durmuş yıllarca.
şimdi ne yapak kanka? ben bir milletin parçası olmuşum. milletim bu düzenin bir parçası olmuş. bütün insanlık bir milletin parçası olmuş. ne yapalım şimdi ?
parçası olduğum milleti çok seviyorum. iyiliğini güzelliğini istiyorum. bayrağını, dilini seviyorum. güzelleşmesini gelişmesini istiyorum. bunun neresi hastalık?
bence sen ya milliyetçikten, şovenizmden ırkçılıktan bir habersin ya da milliyetçiliğe değil de, şovenizme ve ırkçılığa karşısın haberin yok.