septiksolipsist
85 (hoş sohbet)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 2.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ünlülerin sevişme sahneleri

    2.
  1. bu tür sahnelerin genelde 80-100 dk lar arasında olması ilginçtir.
    0 ...
  2. şener şen yüz ifadesi

    2.
  3. diğer 99 ifadesinin de merakla beklendiği ifadeler bütünüdür.
    2 ...
  4. ünlülerin sevişme sahneleri

    1.
  5. 100 kathleen turner - body heat ( '81 )
    99 susan dey - first love ( '77 )
    98 helen hunt - the waterdance ( '92 )
    97 mariel hemingway - personal best ( '82 )
    96 diane lane - lady beware ( '87 )
    95 anne heche - wild side ( '95 )
    94 sylvia kristel - emmanuelle ( '74 )
    93 gretchen mol - forever mine ( '99 )
    92 rachel miner - bully ( '01 )
    91 nastassja kinski - cat people ( '82 )
    90 melanie griffith - something wild ( '86 )
    89 beverly d'angelo - vacation ( '83 )
    88 jennifer tilly - blue iguana ( '00 )
    87 valerie perrine - steambath ( '72 )
    86 kathleen beller - the betsy ( '78 )
    85 betsy russell - private school ( '83 )
    84 gina gershon - showgirls ( '95 )
    83 alex kingston - essex boys ( '00 )
    82 laura linney - maze ( '00 )
    81 pam anderson - barb wire ( '95 )
    80 adrienne barbeau - swamp thing ( '82 )
    79 ursula andress - the sensuous nurse ( '75 )
    78 catherine bell - death becomes her ( '92 )
    77 annette bening - the grifters ( '90 )
    76 jacqueline bisset - secrets ( '71 )
    75 linda blair - chained heat ( '83 )
    74 bo derek - 10 ( '79 )
    73 madeleine stowe - china moon ( '91 )
    72 lea thompson - all the right moves ( '83 )
    71 elizabeth hurley - aria ( '87 )
    70 rebecca de mornay - risky business ( '83 )
    69 jaime pressly - poison ivy 3 ( '97 )
    68 susan sarandon - the hunger ( '83 )
    67 hudson leick - denial ( '98 )
    66 rene russo - the thomas crown affair ( '99 )
    65 suzanna hamilton - 1984 ( '84 )
    64 lynn whitfield - the josephine baker story ( '91 )
    63 hedy lamarr - ecstasy ( '32 )
    62 rosanna arquette - the wrong man ( '93 )
    61 suzanne somers - magnum force ( '73 )
    60 catherine bach - nicole ( '73 )
    59 julie andrews - s.o.b. ( '81 )
    58 fionnula flanagan - james joyce's women ( '83 )
    57 penelope cruz - open your eyes ( '97 )
    56 toni collette - 8 1/2 women ( '99 )
    55 jamie lee curtis - trading places ( '83 )
    54 connie stevens - the sex symbol ( '74 )
    53 heather graham - boogie nights ( '97 )
    52 lana wood - demon rage ( '81 )
    51 natasha henstridge - species ( '95 )
    50 jane march - color of night ( '94 )
    49 madonna - body of evidence ( '93 )
    48 kim basinger - the getaway ( '94 )
    47 brigitte bardot - ms. don juan ( '73 )
    46 drew barrymore - doppelganger: the evil within ( '93 )
    45 reese witherspoon - twilight ( '98 )
    44 cybill shepherd - last picture show ( '71 )
    43 katie holmes - the gift ( '00 )
    42 carre otis - wild orchid ( '90 )
    41 susan george - straw dogs ( '71 )
    40 maria schneider - last tango in paris ( '72 )
    39 laetitia casta - la bicyclette bleue ( '00 )
    38 elle macpherson - sirens ( '94 )
    37 ann-margret - carnal knowledge ( '71 )
    36 charlize theron - the devil's advocate ( '97 )
    35 minnie driver - mr. wroe's virgins ( '93 )
    34 stella stevens - slaughter ( '72 )
    33 emmanuelle beart - la belle noiseuse ( '92 )
    32 andrea thompson - a gun, a car, a blonde ( '97 )
    31 lisa bonet - angel heart ( '87 )
    30 lynda carter - bobbie jo and the outlaw ( '76 )
    29 julie christie - don't look now ( '73 )
    28 julianne moore - short cuts ( '93 )
    27 angelina jolie - gia ( '98 )
    26 kate winslet - jude ( '96 )
    25 elizabeth berkley - showgirls ( '95 )
    24 daryl hannah - at play in the fields of the lord ( '91 )
    23 mathilda may - lifeforce ( '85 )
    22 sherilyn fenn - two moon junction ( '88 )
    21 demi moore - striptease ( '96 )
    20 susan blakely - capone ( '75 )
    19 nicole kidman - eyes wide shut ( '99 )
    18 shannon elizabeth - american pie ( '99 )
    17 michelle johnson - blame it on rio ( '84 )
    16 nicole eggert - blown away ( '92 )
    15 ashley judd - norma jean and marilyn ( '96 )
    14 halle berry - monster's ball ( '01 )
    13 angie dickinson - big bad mama ( '74 )
    12 dana delany - exit to eden ( '94 )
    11 pam grier - coffy ( '73 )
    10 meredith baxter - my breast ( '94 )
    9 jayne mansfield - promises! promises! ( '63 )
    8 alyssa milano - embrace of the vampire ( '94 )
    7 sophie marceau - beyond the clouds ( '95 )
    6 kelly preston - mischief ( '85 )
    5 denise richards - wild things ( '98 )
    4 jennifer connelly - the hot spot ( '90 )
    3 sharon stone - basic instinct ( '92 )
    2 mimi rogers - full body massage ( '95 )
    1 phoebe cates - fast times at ridgemont high ( '82 )
    1 ...
  6. misafir çocuğun bilgisayarı bozması

    9.
  7. aldığımdan beridir yani bir yıldır uğraşıyorum çökertmeye veledin biri sadece bir saat içerisinde çökertmeyi becerdi.helal olsun şapka çıkartıyorum. yanarım da giden datalarıma yanarım.
    3 ...
  8. türklerin çok iyi yaptığı işler

    349.
  9. eş ile anne arasında kalmak

    5.
  10. (bkz: annenin ön sağ çaprazında eşin ön doğrultusunda kalmak)
    (bkz: annenin sağ tarafında eşin sol arka çaprazında kalmak)
    (bkz: annenin arka sağ çaprazında eşin sağ tarafında kalmak)
    (bkz: annenin tam arkasında eşin arka sol çarpazında kalmak)
    (bkz: annenin arka sol çaprazında eşin solunda kalmak)
    (bkz: annenin sol tarafında eşin ön sağ çaprazında kalmak)
    (bkz: annenin ön sol çaprazında eşin sağ arka çaprazında kalmak)
    (bkz: annenin tam önünde eşin tam arkasında kalmak)
    (bkz: annenin arka sağ çaprazında eşin solunda kalmak)
    (bkz: anne ile mescid-i aksa arasında kalmak)
    (bkz: eş ile kıble arasında kalmak)
    (bkz: duvar ile çöp arabası arasında kalmak)
    1 ...
  11. osmanlı nın terkettiği yerde savaş eksik olmaması

    1.
  12. bunda osmanlı'nın cihad görünümlü sömürgeci politikasının büyük payı vardır.paşamız ağzının tadını bilmez mi?
    2 ...
  13. kalem pil gibi pipiye sahip olmak

    18.
  14. duracell reklamlarından görebileceğimiz üzere pilinden piline değişen bir yargıdır.
    0 ...
  15. saygınlığını yitirmiş yerler

    10.
  16. karaköy.osmanlı zamanında ne parçalar vardı öyle.şimdi tarihi eser olmuşlar da bilen yok.
    0 ...
  17. 1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35

    65.
  18. baştaki ve sondaki sayı haricinde her sayı kendisnin sağındaki ve solundakinin toplamının yarısıdır.
    3 ...
  19. arınç ın oğlunun merkez bankasına danışman olması

    24.
  20. evde zil çaldığında da hep oğlu bakardı kapıya.
    1 ...
  21. noktalama işaretleri

    25.
  22. BiR GÜN iNSAN

    Bir gün insan virgülü kaybetti.O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı..cümleler basitleşince düşünceler de basitleşti.

    Sonra ünlem işaretini kaybetti.Alçak bir sesle ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı.Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.Hiç bir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.

    Bir süre sonra soru işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu.Hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu:ne evren ne de dünya ,ne de kendi apartmanı umurundaydı.

    Bir kaç sene sonra iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve davranış nedenlerini başkalarına açıklatmaktan vazgeçti.

    Ömrünün sonuna kadar elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı.Kendine özgü tek düşüncesi yoktu.Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.Düşünmeyi unuttu ve böylece son noktaya ulaşmış oldu.
    Kanevski.
    0 ...
  23. dejavu sapması

    2.
  24. dinlenme tesisinin tuvaletinde huşu içerisinde görevimi yerine getirirken dış mihraklardan ya da benden kaynaklı seslerin kesildiği bir andı.
    "tık tık tık" ritmik topuk sesleriyle zihnim canlandı bir anda hemen telaş içerisinde telefonuma davrandım.insan neden telefonuna davranır onu da bilemem."servis yok" yazısı beni altıma sıçırttı desem yalan olur ama klozetin fırlatma pimi olsa düşünmezdim bir saniye bile."tık tık" sesleri gittikçe daha net duyulmaya başladı ve tam benim mahremimin önünde durduğunda dışarıdakinin terminatör olduğunu ve benim de insanların gelecekteki lideri olduğuma emindim.aldığım nefesi ses çıkartmamak için anüs boşluğundan yolluyordum adeta.çıkarmak istediğim tek ses kelime-i şehadetti ve onun da yeri değildi aq.anlayacağınız boktan bir durumdu.ölüm sessizliği bu olsa gerek.daha sonra gariptir ki o "tık tık tık" sesleri yavaşça azalmaya başladı ve bitti.
    yanılmışım...
    2 ...
  25. dejavu sapması

    1.
  26. öyle anlar vardır ki belirtilerine baktığınızda sinemadaki aksiyon veya gerilim filmlerindekilerle birebir eşleşir ancak genelde de sonu farklı biter.
    0 ...
  27. mala bağlamak

    3.
  28. bir diziye başlarsın başlarda güzeldir her şey fakat daha sonra bu güzel miymiş bana bu mesajı vermeye mi çalışmış ne yapmış ne b.k yiyecem ben şimdi kapatayım mı diziyi ? tuvalete şimdi mi gitsem bu bölüm bitince mi? skolfiyıld bu bölüm sevişir mi acaba? yemek mi yesem ?
    gibisinden insanın kendisinin bile duymakta zorluk çekebileceği beyinle bağlantısı olmayan soruların sorulduğu ruh durumudur.
    (bkz: mal moduna almak)
    1 ...
  29. sigaralara yazılabilecek teşvik sloganları

    119.
  30. bu sigarayı sarmadan önce s.kimize taşağımıza sürdük!
    iç bok var!
    temiz hava sahası için sen ne yapıyorsun!
    sigara içmenin cezasına 50 kuruş indirim yaptık!
    içkiyle beraber kullanıldığında damarlara zarar vermez!
    cennet için express seferler!
    0 ...
  31. sigaralara yazılabilecek teşvik sloganları

    116.
  32. sigara içen öldü de su içen ölmedi mi?
    1 ...
  33. porno klasörü isimleri ve yerleri

    183.
  34. aile fertlerimin tüm sakladığı şeyleri bulmadaki ustalığımı referans göstererek yer arayan arkadaşlara tavsiye edebilirim ki saklamak istediğiniz dosyaları masa üstüne koyun.ismini bile değiştirmeden.insanlar bu tür şeylerin masa üstünde olmasını beklemediğinden merak edip de tıklamıyor dahi.sadece arama motorundan bulunmaması için uzantısını değiştirin ve izlerken uygun formata çevirin.iyi seyirler....
    2 ...
  35. santimetreye santim demek

    14.
  36. görgüsüzlüğün bir boyutudur.santimmiş.ben senin abdurrezzak olan ismini abdur diye çağırıyor muyum.
    efendim böyle insanlar en kısa yoldan toplumdan men edilmeliler.
    böyle insanları önce öldürüp sonra şeyini keseceksin.santim miş yahu.kilometre olsa anlarım zaten göt kadar bi uzunluk daha neresini kısaltırsın ki.
    3 ...
  37. kurt cobain

    135.
  38. öss hazırlık döneminin sonlarına doğru gevşekliğin bünyemize hakim olduğu bir zamandı.dershanedeki denemelerde herkes optik forma takma isimler yazıyordu.ben de kurt cobain' i seçmiştim.severdim de.

    denemede birinci olmuştum dersane müdürümüz dersanenin geniş koridorlarında bağıra bağıra
    -yaw bu kurt çoban kim ?
    diyordu.
    o benim diye haykırabileceğim bir durumdayken utancımdan sesimi çıkaramamıştım.O idol seçtiğim karizma şahsiyet ne hallere dönüşmüştü.
    şimdi burada gururla söylüyorum ki o kurt çoban benim.
    4 ...
  39. estrella de mar

    13.
  40. onu ilk gördüğüm zamanı hatırlamıyorum da tereddütsüz ,sağlam adımlarıyla cennetten kovulduğu belliydi.yasak meyveyi yediği için olduğunu sanmam ama muhtemelen usturuplu bir entry sonucu şikayetten atılmıştır.
    küçükken altın günlere giderdik beraber.benim erkek çocuğu olmam biraz garip karşılanırdı ama onunla her yere gelirdim hiç düşünmeden.Aradan yıllar geçmesine rağmen yanında çocukluğumu koruyabildiğim, ender kişiliktir.
    1 ...
  41. bir erkeğin bir başka erkeği dudağından öptüğü an

    37.
  42. öldüresiye isim tamlaması

    2.
  43. eskitilmiş zamanın kayda değer parçalarından bir tanesinin eşsiz deminin etkidiği bir yaz akşamında derenin hemen yanındaki kırmızı ,çarpık parçalı yapılı çatısının altındaki sarı şekilsiz bacaklı kırık taburemde otururken,eşsiz güzellikteki sarı papatyaların açtığı rahatlatıcı bir bahar gününde, kırda yalnız ve çaresiz kapana kısılmışçasına doğan bir dağ kırlangıcının güneşi ilk defa gören beyaz ürkek tüylerinin rüzgarda dalgalanmasının hayata karşı ne kadar da manidar olduğunu düşünürüm.
    1 ...
  44. porno izlerken yakalanınca söylenen yalanlar

    19.
  45. arkadaşlarımla beraber gençlik dönemlerimden birinde pornografi kültürümüzün temel taşlarını oluşturduğumuz günlerden bir tanesinde beklenmedik bir zamanda ağabeyim içeri girer ve tabi hemen kanal değiştirilir.

    ağabeyim:napınıyonuz lan

    biz: hiiiç (hep bir ağızdan)

    arkadaş:ben mesaj çekiyorum vallahi(elindeki telefonu göstererek)

    ağabeyim: sen mesaj çekiyon da bunlar ne çekiyor.
    6 ...
  46. öldüresiye isim tamlaması

    1.
  47. insanı çileden çıkaran tamlamalar vardır ya hani. üniversitedeyken de iş hukuku kitabında aynen şöyle bir tanım okumuştum.bu tanım benim bu başlığı açmama asıl sebeptir.
    Alt işveren kavramı: Bir iş yerinde ,iş yerinde ürettiği mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl bir işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile işe aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
    3 ...
  48. felsefeye giriş

    6.
  49. benim felsefeye başlangıcım çoğu insan gibi sofinin dünyası gibi açıklayıcı bir kitapla olmadı.kendi sorularımı kendim buldum desem yeridir.aslında olay biraz trajikomik gelişti.olayı anlatmam beni pek utandıracak ancak yine de deneyeceğim.

    hayatımdaki en huzurlu olduğum anlardan bir tanesinde tuvalette düşüncelerimle baş başa beklerken tuvaletin kapısı ardına kadar açıldı.kapının ardına kadar açılmasına neden olan bu zamansız kişi ninemden başkası değildir.ninem yaklaşık yarım dakika boyunca bana ve içinde bulunduğum durumun vahametini anlamaya çalıştıktan sonra “ama yavrum sen miydin?”diyerek kapıyı kapattı .cevabını vermekte hala zorlandığım bu soruyla felsefeye tanışmamın sorusudur.
    3 ...
  50. ağlayayım mı güleyim mi bilemedim

    2.
  51. bir gün okuldan eve geldim ve evde kimseyi bulamadım.hemen babamı aradım ve bir cenaze için şehir dışına çıktıklarını ve onları beklememem gerektiğini söyledi.o aksam her ergenlik çağına giren bir genç gibi zamanımı dolu dolu geçirirken beklemediğim bir anda telefon çaldı.alt katta oturan dedemle aramda şöyle bir telefon konuşması geçti.

    dedem:napıyon
    ben:iyiyim oturuyorum
    dedem:yalnız mısın?
    ben:evet tek ben varım..
    dedem:annenler nerede?
    ben:onlar ankaradalar
    dedem:annenler ankarada değil!!!
    dıtt dıtttt…
    büyük babam böyle gizemli bir şekilde telefonu suratıma kapattıktan sonra ne uyuyabildim ne ergenlik çağı girişimlerime devam edebildim. aklımdaki paranoyalara ve kurduğum kaza kurgularına mı yanayım yoksa ertesi gün aileme ulaşıp her şeyin yolunda olduğunu öğrendiğim zamanki fark ettiğim yiğit özgür karikatürü tadındaki bir karakter olan dedeme mi güleyim bilemedim.
    2 ...
  52. ağlayayım mı güleyim mi bilemedim

    1.
  53. gündelik yaşamlarımızda öyle anlamsız olaylar yaşarız ki gülsek mi ağlasak mı karar veremeyiz.ben de o anlardan bir tanesini anlatacağım.
    babam bir nisan gününde sabahın 5 i gibi tüm ev ahalini uyandırıp arıcılık işine gireceğini bildirir.babamın daha önceki iş girişimlerinden hiç bahsetmeyim.işin ilk zamanlarında 6 kovan ,çıta ve bir sürü arıcılık malzemesine bir dünya para dökmüştü.daha sonraki yıllarda arı miktarının artıp masraflarının azalmasını beklerken eve yiyecek balı bile dışarıdan almaya başladık.arıdan alamadığımız balın yanında harcanan emeği hatırladıkça hala içim parçalanır.
    o çileli günlerden bir tanesinde babam sevgili abimi de yardım için yanında götürür.babamın, arıya ilk defa giden abime ,işle ilgili prezentasyon vermesini bırakın,babamın o sıralar pitbul cinsi bir köpek bile ayağından ısırsa umurunda olmazdı şüphesiz.işe bu derecede sıkı odaklanması daha sonrasında aileye bir sürü zarar getirmiştir ama bunu anlatmayacağım.lafı uzatmadan olaya geçeyim.sevgili abim babamın yaptıklarını taklit ederek işe girmeyi planlamaktadır.abim arıcı maskesini takıp ta kovanların yanına neal amstrongun aya ilk ayak bastığındakine benzer bir edayla bir yürüyüşü vardı ki görmeliydiniz. sanki uzayda tatlı su bulmuş. bunun 10 dk sonrasında yani arı kovanının kapağı açıldıktan sonra amaçsızca sağa sola kaçan bu cisim de abimden başkası değildir.maskeyi taktıktan sonra maskenin alt tarafını da pantalonunun içine koymasını babamdan bekleyen abim bu eylemi kendi de akıl edememiştir.ağabeyim 17 yerinden sokup da yüzüklerin efendisindeki garip yaratıklara benzer bir şekilde eve gelip de olayı ev ahaline anlattığında olayın canlı şahidi olmama rağmen şaşkınlığımdan hiç bir şey kaybetmeden ağabeyimi dinlemiştim diğer aile fertleri gibi.
    o haline mi üzüleyim yoksa film tadındaki bu trajikomik olaya mı güleyim bilemedim.
    3 ...
  54. türklerin büyük balkon fantazisi

    1.
  55. büyük balkonlar, özellikle iç anadolu ve doğu anadolu bölgelerinde “olmuşken büyük olsun” mantığıyla yapılan kullanışsız yapılardır. daha da ayrıntıya girersek işlev olarak, büyük balkonlar; gece evin içinde yatılamayacak kadar sıcak olan bölgelerde ya da aktif olarak kullanabilinen bölgeler için idealdir. fakat özellikle iç anadolu bölgesindeki büyük balkonlu evlere baktığınızda göreceğiniz manzara toz ve kullanılmamaktan paslanmış balkon kilitlerinden başka bir şey değildir. balkonda kokulu bir şeyler pişirmeyi etik bulmayan toplum yapısı akşamları balkonda oturmayı dahi müsaade etmemektedir. ancak geceleri balkonda yatma işini biraz abartmış olabilirim. tabi ki de imkansız bir durum değil ancak sabah uyandığınızda sağ tarafınıza gelen kalıcı felçle mutlu mesut bir hayat geçirmeye razıysanız ya da 2 kat yorganla, elyaf ya da hayatta kalmanızı sağlayabilecek dağcılık malzemeleriyle doğaya adaptasyonunuzu sağlayabilecekseniz yatmanızda hiç bir sorun olamaz.
    şimdi iç anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşa soruyorum bu kadar laftan sonra ne tür bir balkon istersin?
    - olmuşken büyük olsun.
    3 ...
  56. mahalle maçı

    97.
  57. çocukluğumda benim için en değerli olan şey güneş gibi parıldayan bir günde dışarı çıkmaktı.Arkadaşlarımla kavga edip sonrasında babalarından sırasıyla dayak yemek de hobilerim arasındaydı. ettiğim küfürleri de aynısı gibi iletmeseler sadece güzel anıları hatırlardım muhtemelen.
    rüya gibidir çocukluklarımız, nasıl geçtiğini anlayamayız hala. belki geriye kalan birkaç acı tatlı hatıradır damağımızdaki tat . yaşam mücadelelerimizin anlam kazanmadığı zamanlardır.hayatımızdaki rekabet ta çocukluğumuzda başlar değil mi?
    bir de rekabetin çoğullaştığı anlar vardır.mahalle maçlarından bahsediyorum. mahalle maçları kavga etmediğimiz dönemlerde mahalleler arası rekabetin en kolay yoludur. öyle mahalle maçı deyip geçmeyin. mahalle maçları bir erkek çocuğu için her şeydir benim yetiştiğim yerde.erkekliğini kanıtlaman için bir fırsattır.arkadaşların tarafından gördüğün saygının başarınla orantılı olarak değiştiği bir arenadır.bir de olayın gurur tarafı vardır hani.on haneden oluşan ,çöp arabasının en son ii. dünya harbinde geldiği ve içinde eğlenceye dair en göze çarpan şeyin silindir şeklindeki tezekler olduğu bir mahalleyle gurur duymaktır yeri geldiğinde.bu gurur öyle hafife alınır bir şey değildir şüphesiz.olayın aslı ,kimin borusunun öttüğüdür. belediyenin çöplüğünde top oynama hakkını kimin kazanacağıdır bu.yenilmemelisiniz.acı yok,his yok,sadece öfke ve kafanda tekrar eden cümleler vardır.
    maçlar düello şeklindedir. aşağı mahallenin ,en kavga etmeye müsait ve tipi en bozuk ,hani ilk defa gördüğünüzde bile gıcık olacağınız tiplerinden biri gelir ortalığı kızıştıracak ve belediye çöplüğünde yani kutsalımızda top oynamaya dair bazı yersiz şeyler söyler ve gider. ilk kurşun sıkılmış savaş kaçınılmazdır artık. bir telaşe alır sokağı baştan aşağı. o saatten sonra bize savaşacak değil ölecek adam lazımdır. içinde bulunduğu durumun imkan ve şeraitini düşünmeyecek cengaverler lazımdır bize. arkasından gelecekler için zaman kazanacak türden birileri. midesindeki kan kokusundan ağzından kelime-i şehadetle ortalığa yayan bir gurup kahramandır onlar.hani çok da organize değillerdir ya. bilirsiniz savaş açılan ülke açısından savaşlar, genelde zamansız ve plansızdır.
    takımlar forvetler ve bir tane kaleciden oluşur. kaleci takımın komutanıdır.takım yense de yenilse de her zaman sorumluluğu üstlenebilecek birisi lazımdır çünkü.pek de toptan anlamaz ya.
    maç başlamadan ölüm antları içilir ve o antlar sırasında savaşçıların ortalama 130 cm olan boyları maç sonuna kadar 200 cm ‘e kadar çıkmıştır ve savaş sonuna kadar her bir savaşçını merkezkaç kuvvetinden dolayı top için kullandığı ayağı, diğerine göre 2 cm daha uzamıştır.yaklaşık 8 saat süren ,sahanın her yerine amaçsız koşan insanlardan oluşan,maç, yerini dirence bırakmıştır.sadece güçlü olanların varlığını devam ettirdiği bir adaptasyondur bu .hayatın kendisidir bir yandan.
    yenmek amaçtır ancak yenilmekte bir son değildir. bu sadece yeni mücadelelerin habercisidir.
    yenilen takımın kavga çıkarması ve ailelerin devreye girmesi ve bunların kendini devamlı olarak tekrar etmesi kaçınılmazdır.
    tüm bu mücadeleler , üzerine su içmeye kıyamadığımız, çocukluğumuzdan kalan damağımızdaki tatlardır.
    1 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük