bazılarına nazaran vatanını seven gerçek türk evladıdır.*
bir çoğu gibi ta en başından anasına babasına; torpıl bulup beni buradan aldırın diye ağlanmadan, rapor, hava değişimine kaçmadan, tüm eğitimlerini tamamlayıp teskeresini de "aslanlar" gibi alır.
Nedense Zamaninda degil, canli cansiz yitirilen ve Kaybedilenlerin ardindan cok daha yogun hissedilen olgu/duygu...
''Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz?
Akşamüstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omuzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu?
Değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyormuyuz?
Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına ,bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan
geçip gidiyor mu?
Karşımıza zamansız çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken birgün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katmıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir, her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir.
Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz, ya da olanlar olması gerekenler değildir.
Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz, gün gelir hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kitlenir.
Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak.
Bazılarının gelecekte sandıkları ''BIRGÜN'' geçmişte kalmıştır; oysa, hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığımız, omuzunuzun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip ''Nasıl olsa ileride birgün tekrar karşıma çıkar ''
dediğinizdir.
Oysa tam da o gün bu zalim şehri terketmiştir O..
boş yere bu sokaklarda aranırsınız..." *
mirame a los ojos
pero frente a frente
y dime francamente
si ya quieres terminar.
he sentido tus brazos cansados de abrasarme
y antes de besarme algo quieres hablar
he visto a tus ojos llorar de sentimiento
y ya estoy comprendiendo tu extraño mirar.
pero tu
que no te atreves
o tienes miedo de hablar
no lo se
talvez
es que no quieres a mi vida lastimar
eso puede ser
pero yo mi amor me lleno de temor
tan solo de pensar que quieres terminar.
pero no,
no necesito que me des una razon
fijate que no
no,
tan solo vete y no me digas donde estas
por favor
por que hay amor
si te vuelvo a encontrar
yo te vuelvo a querer
y tal vez mucho mas
por que hay amor
si te vuelvo a encontrar
yo te vuelvo a kere
y tal vez mucho mas
pero no, no necesito que me des una razon
fijate que no
no, tan solo vete y no me digas donde estas
por favor
por que hay amor
si te vuelvo a encontrar
yo te vuelvo a querer
y tal vez mucho mas
por que hay amor
si te vuelvo a encontrar
yo te vuelvo a querer
y tal vez mucho mas...
bir ülke sadece yandaşların (akp) cumhuriyeti haline getirilmişse şaşırtmayan durum.
fazla uzun sürmeyecek ama birkaç sefer daha gidecekler.
sonrasında; bedava bindiklerini misliyle ödeyip öyle inecekler.
kul hakkını, yetim hakkını lüpletmek kmsenin yanına kar kalmaz.
haramı duble faiziyle ödersin. hem de bu dünyadan göçmeden.
yaşa ve gör!
şair ve oyun yazarı. uzun zamandır almanya'da yaşamakta ve pedagojik tiyatro yönetmeni ve eğitim ve aile danışmanı olarak çalışmaktadır.
1994-1995 yıllarında istanbul ulusal radyo ve umut radyo da radyo tiyatrosu yazarlığı ve radyo yönetmenliği yaptı. birçok tiyatro grubunda oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu olarak çalıştı.
"dünyayı yanağından öptük" oyun kitabı,
"dolar saçlı tanrı", "sulusepken" ve "türkiyem türkiyem cinnetim" şiir kitapları var.
devlet memurlarının çalışma süreleri içersinde bulunan zorunlu hizmet/şark görevini yerine getirdikleri doğu illerine halk arasında verilen ad.
90'lı yııların başından beri de pkk sayesinde artık iyiden iyiye tedavisi mümkün olmayan ölümcül zehirli şark çıbanına dönüştü.
"yıl olmuş 2012 şark cephesinde hala değişen hiçbir şey yok."
**
Beytüşşebap Kaymakamı Beytüşşebap'ı anlatıyor
Beytüşşebap'a atandım...
Önce Diyarbakır'a geldim.
Şırnak'a gidebilmem için Cizre'ye, oradan başka bir araçla Şırnak'a gitmem gerektiğini öğrendim. Karayoluyla gitmekten vazgeçtim. Diyarbakır kolordu'da üç-dört gün helikopter bekledim. Sonunda Sikorsky'yle hareket ettim.
1.5 saat uçup, tümen'in pistine indim. Valilik binasına gittim. Vali beni kabul
etti. Asla normal kaymakam gibi davranmamam gerektiğini, köy ziyaretleri yapmamamı, çünkü, devletin kırsalı tamamen terk ettiğini, il ve ilçe merkezinde tutunulmaya çalışıldığını söyledi. Kısacası, dost bilinen aşiretlerin dışındaki köyler, yollar PKK'nın hâkimiyetine bırakılmıştı.
Beytüşşebap'a giden helikoptere bindim. 50 dakikalık uçuştan sonra, yüksek dağlarla çevrili askeri birliğe indim. Komutan beni karşıladı, çay kahve ikramından sonra, bugünlerde ilçeye baskın yapılacağını, duyum aldıklarını söyledi. Merak ediyorsam, dürbünle görebileceğimi anlattı. Gerçekten de, baktım, karşımızdaki dağlarda hareketli insan grupları görülüyordu. Komutan da, Vali gibi, ilçe'den kesinlikle ayrılmamamı, köylere gitmememi salık verdi.
Şırnak'tan gelirken, Besta denilen bölgeyi geçip, 30 kilometre sonra hayli bozuk asfalttan Uludere'ye varılır, asfalt biter, ham toprak yol başlar. Beytüşşebap'a kadar 60 kilometrenin bir tarafı sarp ve dik yamaçlı, öbür tarafı derin uçurumdur. Sürekli mayın döşeniyor. Aslında, bu yolu en az birkaç noktada her gün kesip, kimlik kontrolü yapıyorlar. Bu durum bilindiği için, hiçbir kamu görevlisi karayolunu kullanmıyor. Erzak kamyonları talan ediliyor.
Terör örgütü, korku salmış, halkın nazarında itibar kazanmış... Tanıştığım insanlar, aman kaymakam bey sakın şurdan aşağı inme, şurayı geçeyim deme gibi uyarılarda bulunuyor. Bunların bir kısmı samimi, bir kısmı kamu görevlilerinde korku, yılgınlık yaratmak için söyleniyor.
Buralarda ticaret yapmak isteyen, örgütten icazet almak zorunda... Vergi adı altında para toplanıyor. Eylemler, vatandaşa bire beş katılarak anlatıyor. Örgütün, istemediği adamı derhal görevden aldıracağına, istediği adamı vali, hatta bakan bile yapabileceğine, psikolojik olarak inandırılıyor.
ilçede, asaleten atanmış neredeyse bir memur bile yok. Buraya atananların hepsi, ya kurumları tarafından cezalandırılmak maksadıyla gönderilmiş ya da torpilleri olmayan sahipsiz insanlar... Kırgınlık, küskünlük, bezginliklerinden ötürü, yöre halkına verebilecekleri hiçbir şey yok. Bazı kamu görevlileri ise buralara hiç uğramazlar, onlar imtiyazlıdır.
Geçici köy korucularının mücadeleye büyük katkısı var. Ancak, devlet istemeden de olsa, feodal sistemi, aşiretleri güçlendirdi. Korucular, kendi meslekleri olan hayvancılığı tamamen bırakmış vaziyette... Unvanlarının önündeki 'geçici' kelimesinden rahatsız oluyorlar, durumumuz, geleceğimiz belirsiz diyorlar. Korucu yapılanların özenle seçilmesi gerekiyor.
PKK, küçük çocukları kaçırarak veya ikna ederek, intikam duygusu aşılayan, araziyi avucunun içi gibi bilen kişilerden oluşuyor. Örgüte katılan, çaresiz bırakılıyor, ne aile, ne arkadaş ilişkisi kalıyor, geri dönüş yolları kapatılıyor. Dağdaki ağır şartlarda yıllarca yaşamaktansa, çılgınca emirlere itaat edip, ölümün kurtuluş olduğunun farkındalar.
Bizimkiler ise sivil yaşamlarında iş veya meslek sahibiyken, zorunlu olarak askere alınan 18-20 yaşındaki gençler... Henüz askere alınmadan önce, televizyondaki şehit haberleriyle psikolojileri sarsılan, üstelik, ailelerinin endişelerini hisseden gencecik delikanlılar.
PKK, yıllardır aynı noktalarda üsleniyor. Operasyon yapacağımız zaman, birliklerimizde hareketlilik yaşanıyor, korucular toplanıyor. Sağır sultan bile duyuyor! Zirvelerden seyrediyorlar. Bizimkiler hedef bölgeye vardığında, orda kimse kalmıyor. Bizimkiler geri dönüp, daha birliğin kapısından bile girmeden, onlar eski mevzilerine yerleşiyor.
Bir seferinde, ele geçirilen örgüt mensubunun üstünden çıkan not defterinde okumuştum. Karakolumuz bir ay boyunca, 24 saat izlenmiş, giren çıkan araçların plakası, nöbetçi-devriye saatleri en ince ayrıntılarına kadar yazılmış, ne yaptığımızı, ne yapacağımızı ezbere biliyorlar.
Halbuki, PKK'nın dağ kadrosu 3 bini geçmez, farz edelim 4 bin olsun, 11 bölgeye dağılmış durumdalar, kabaca her şehre 350 terörist düşer...
Bunlara karşı, 22-25 yaşında, 5 bin veya 7 bin kişilik özel birlik oluşturulmalıdır.
Gerilla harbi'yle eğitilmelidir.
Eşlerine her türlü ekonomik güvence, çocuklarına en üst seviyede eğitim sağlanmalıdır.
Operasyon yetkisine sahip, tek bir komutana bağlanmalıdır.
Emirlerinde, helikopter, uçak olmalıdır. Her mangada doktor bulunmalıdır. Asla sabit durmayıp, gece gündüz hareket halinde olmalıdır. Ne zaman, nerede oldukları asla bilinmemelidir...
Av durumundan çıkıp, avcı konumuna geçmelidir.
Şehit cenazelerinde atılan nutukların, kanları yerde kalmayacak türünden anlamsız lafların, herhangi bi etkisi yok artık...
Ne şehit sayısında azalma var, ne atılan nutuklarda!
Derken...
Saat 21 sularında, yoğun silah sesleriyle irkildim. Eşimi ve kızımı arka odalardan birine, mermi isabet etmeyecek şekilde yatırdım. Kapım çalındı... Elinde fener tutan polis, ilçeye saldırıldığını, en alt kattaki kalorifer dairesine inmemiz gerektiğini söyledi. Eşim sığınakta bulunanları teskin etmeye çalışırken, şahsıma verilen Kalaşnikof'la dışarı çıktım.
Lojman duvarında siper almış polislerin yanına gittim. Gecenin karanlığında kimin kime ateş ettiği belli değildi. Ben dahil herkes, bilinçsizce, içgüdüyle hareket ediyordu. Her insan korkar. insani duygudur. Ancak, yüreğimde hissettiğim korku değildi, derin bir sızıydı... Taa Çin sınırlarından Avrupa'nın içlerine ilerleyen millet, çapulcu karşısında acze mi düşmüştü?
Evet, Beytüşşebap Kaymakamı'nın sözleri bunlar...
Ancak, şu anki Beytüşşebap Kaymakamı'nın değil... 1993-95 arasında Beytüşşebap Kaymakamı olan Mesut Taner Genç'in, 2008'de piyasaya çıkardığı 'Ateş Hattında-Beytüşşebap Kaymakamı'nın PKK ile Mücadele Günlüğü' isimli kitabından!
--spoiler--
DÜNYAYA BiR DAHA GELSEM SEVGiLiM
ARAR BULURUM YiNE SENi SEVERiM
CENNETi DEğişMEM SAçıNıN TELINE
ÖMRÜMÜN YETtIGI KADAR SENI SEVERIM ...
--spoiler--
kısırlaştırılmış erkek kedilerin ve sahibinin hayatını kabusa çeviren rahatsızlık. mesanede başlayan kristalleşmenin devamında gelir.
tedavisi oldukça zordur ve sabır ister.
müzminleşmiş vakalarda son çare operasyondur.
kedi cinsine göre farklılık gösterse de genel belirtileri; çok su içme, sık ve kesif kokulu idrara çıkma, sırttaki kambur duruş...
ilerleyen dönemlerde iştahsızlık ve kusma.
idrar yollarında tıkanıklık olan bir kedi, herhangi bir idrar yolu sorunu yaşayan kediyle benzer belirtiler gösterir. sık sık kum kabına giderek kazar fakat idrarını yapamaz ya da çok az miktarda yapar.
sürekli genital bölgesini yalar.
zaman geçtikçe yaşadığı acı dayanılmaz boyutlara ulaştığı için sık sık ve yüksek sesle miyavlar.
bu durumda kedi sahiplerinin sıkça düştüğü bir yanılgı, kedinin kabız olduğunu ya da kızgınlık dönemine girdiğini sanmaktır.
idrar yolu tıkanıklığı acil bir durumdur ve bahsettiğim belirtilerin birini veya birkaçını gösteren kediler hiç vakit kaybedilmeden veteriner hekime götürülmelidir.
idrar yolu tamamıyla tıkandığında böbrekler kandaki toksinleri temizleyemez ve vücuttaki sıvı ve elektrolit dengesi bozulur.
zamanında müdahale edilerek tıkanıklık ortadan kaldırılmadığı takdirde kaçınılmaz sonuç bilinç kaybı ve ölümdür. zira elektrolit dengesizliği kalp yetmezliğine yol açar ve böbrekler işlevlerini yerine getiremediği için vücutta zehirlenme başlar. tam tıkanmayı izleyen 24-48 saat içinde kedi ölebilir.
idrar yolu hastalığı geçiren kedilerin evde bakımı, hastalığın nedeni, kedinin genel durumu ve tıbbi geçmişine göre belirlenir.
genellikle hastalığa uygun bir beslenme programı tedaviye eşlik eder.
evde bakım için dikkat edilmesi gerekenler;
- önerilen beslenme programına harfiyen uyun. eğer idrarı asitlendirici bir mama kullanıyorsanız, ayrıca asitlendirici maddeler vermekten kaçının.
- kedinin su tüketimini artırıcı önlemler alın. su kabını daima dolu tutun ve temiz su bulundurun.
- kum kabını düzenli olarak temizleyin. eğer evde birden fazla kedi varsa birden fazla kum kabı bulundurun.
- kedinizin içtiği su miktarını ve yaptığı idrar miktarını takip edin. veteriner hekiminiz düzenli idrar tahlilleri yapmayı gerek görebilir; bu durumda bu tahlilleri aksatmadan yaptırın. kullanıyorsanız, ayrıca asitlendirici maddeler vermekten kaçının.
- Kedinin su tüketimini artırıcı önlemler alın. Su kabını daima dolu tutun ve temiz su bulundurun.
- Kum kabını düzenli olarak temizleyin. Eğer evde birden fazla kedi varsa birden fazla kum kabı bulundurun.
- Kedinizin içtiği su miktarını ve yaptığı idrar miktarını takip edin. Veteriner hekiminiz düzenli idrar tahlilleri yapmayı gerek görebilir; bu durumda bu tahlilleri aksatmadan yaptırın.
kendi öz iradesi olamayan, başkalarının hakkında ne dediği ile aşırı ilgili ve ona göre haraket eden...
kısacası hayatını başkalarına göre yaşayan, kişiliği gelişememiş ve bu şekilde günah çıkaran canlı söylemi.
bize ne.. sana niye yazdın diye soran yok.. yazmassın olur biter .
all at once,
i finally took a moment and i m realizing that
you re not coming back
and it finally hit me all at once
all at once,
i started counting teardrops and at least a million fell
my eyes began to swell,
and all my dreams were shattered all at once
ever since i met you
you re the only love i ve known
and i can t forget you
though i must face it all alone
all at once, i m drifting on a lonely sea(notsee)
wishing you d come back to me
and that s all that matters now
all at once, i m drifting on a lonely sea
holding on to memories
and it hurts me more than you know
so much more than it shows
all at once
i looked around and found that you were with another love
in someone else s arms,
and all my dreams were shattered, all at once
all at once
the smile that used to greet me brightened someone else s day
she took your smile away
and left me with just memories, all at once
all at once im drifting on a lonely sea,
wishing youd come back to me,
and it hurts me more then (than) you know,
so much more than it shows,
all at once
and thats all that matters now
all at once
and im drifting on a lonely sea......
uludağ sözlük ex efsane yazarlarından kernel amadeus ile bir sene önce faaliyetine başlayan kuluptür.
onun aniden vedası ile çalışmalarına ara vermiş olsa da; kalbin sasmaz kelami ile tekrar kaldığı yerden kucağın..pardon kapılarını sevenlerine açmıştır.
gözlerimiz yollarda kalmıştı; kernel gitti biz regl muhabbeti olmadan ne yaparız diye.
çok şükür kavuştuk sonunda. adamı..pardon kadının başka bildiği konu yok..yakında pedlere geçer böylece tüm özlemimizi gideririz sözlükçek..
bol kanlı regl dolu günler, sizlerin olsun aziz kulüp üyeleri. *
artık herkesin tahammül sınırlarını zorlayan ekşi sözlük'ün; limoni ekşiliğinden sıkılan yazarların bir araya geldiği; farklı bir kalite anlayışıyla benzerlerinden ayrılmayı seçmiş keyifli bir sözlük.
kürek olmuş ellerim
bir baktım yüzüyorum
dalıp suya bakınca
neleri görüyorum
bambaşka bir dünyada
hepsi başka biçimde
yaşıyor hep içimde
denizi seviyorum
bir küçücük hamsicik
yanında bir de kalkan
torik hızla gidiyor
avını kovalarken
kumru gibi umkumru
karidesin peşinde
yengeç dipte yaşıyor
yüzmeyi bilmeyince
kürek olmuş ellerim
bir baktım yüzüyorum
dalıp suya bakınca
neleri görüyorum
bambaşka bir dünyada
hepsi başka biçimde
yaşıyor hep içimde
denizi seviyorum
ahtapotun kolları
karıştırır kumları
kim görür ki bunları
denizi sevmeyince
yunus bizim dostumuz
bizler gibi oyuncu
ne kadar suya dalsak
biz geliriz sonuncu
gün batar akşam olur
balıklar bunu anlar
denizi sevenlere
artık yakamoz başlar...
piç sıfatı az kalan şeylerdir. ayrıca bunlar herkesi kendileri gibi zannedip; iftira da atarlar insana, beni eksiliyor veya eksiletiyor diye.
komik şeyler ya..