ben eskiden uzun uzun yazardım çizerdim. hiç içimden gelmiyor artık. eski entrylerime bakıyorum da şimdi yıllar önceki nasıl üşenmeden yazmışım ilginç sözlük...
marketlere gelip çalışanlara ottan boktan şeyler için sataşmalarından, mağaza mağaza gezip fiyat farkı dedektifliği yapmalarından kat kat iyidir. en azından aylakaklıktan millete sataşmamış oluyorlar, bırakın yayınlasınlar. meşgale bulacam diye milleti hayattan bezdirmiyorlarsa iyi bir şeydir yapsınlar...
Korku filmlerinde genç bir gurup bilinmeyen bir yere geziye gittiyse esrarengiz ölümler şiskodan zayıfa, gözlüklüden gözlüksüze, sevişenden sevişmeyene doğru sıralanır. Ölüm sorası bu şekildedir.
bu milletin gerçekleri görememesi için yapılmış en büyük engel. gün gelecek bazı insanların aslında süper kahraman olmadığını görecek. 90 yıldır ne nesilleri kemalizimle zehirlediler. o günlerde gelecek çok, uzakta değil...
çok bilgi sahibi olmamakla beraber bu uzaya çıkma konusunda ki acizane düşüncem şudur: yani bu uydu gönderme haberleşme teknolojileri alanı dışında uzaya çıkma işleri pek anlamlı gelmiyor bana Amerika yıllarıdır bir dünya para harcadı, ki halen harcıyor. yeni bir gezegen mi buldu yada uzaydan çok değerli bir element mi keşfetti? milletin yazdığı felaket senaryolarıda pek mantıklı gelmiyor. efendim çok sayıda teknolojik alet üretildi minerallet madenler tükeniyor, yok neymiş 30 sene sora teknoloji üretimi için gerekli tüm elementleri tükenecekmiş bu yüzden süper kahraman amerikamız uzayda yıllardır yeni kaynaklar arıyormuş. la bi gidin ya diyesim geliyor yerel bir ağızla adeta.
aramaya devam etsinler uzayda bulurlar belki bişi. biz çıkmasakta olur dünyada yapılacak çok daha öncelikli işler var.
uzaylılar dünyayı istila edecekse ilk önce amerikadan başlamaları. dünyada başka memleket yok sanki, neyin nesi ise bu mal uzaylıların gemileri hep amerika'ya düşüyor ve savaş orada başlayıp gene orada bitiyor. neden çünkü dünyayı her zaman amerika kurtaracakta ondan.
50 karakter radarına takıldık gene başlığımız aslında: Bruce Lee 2 Yıl Daha Yaşasaydı Kurşun Geçirmeyecekti olacaktı.
sanrım 20 seneyi aşmıştır bir aralar tv'de karate filmleri furyası vardı o dönemlerde ortaya atılan, ilk söyleyeni de asla bilinemeyen, aslı astarı olmayan 90'ların şehir efsanelerinden biriydi. o zaman bile inanmadım bu saçmalığa yani ne alaka adam o kadar çok iyi vucut geliştirmiş ki eğer öldürülmeseymiş iki sene sonra kurşun geçirmeyecekmiş. valla komik birden otururken aklıma geldi bir ara buna memlekette cidden inanlar olmuştu ya hey gidi günler...
aslında sınıfın tamamını unuttum gitti bile, lise ortaokul, üniversite... herkes kendi hayatını yaşarken ben dahil olmadığım hayatları merakta etmiyorum. 20 yaşından öncesinde hayatımda hatırlamak istediğim öyle çokta unutulmaz neredeyse hiçbir şey yok ya. ergenlik ve ilk gençlik hatırlanası yıllar değil bana göre. yapmak isteyip de yapamadığım çok şeyin olduğu, kendimi ve hayatı çözemediğim karmaşa ve debdebe dolu saçma yıllar. bence kendi ayaklarımın üstüne durmaya başladım zamanlar en güzeli...
o dörtlüye gelince kim olduklarını bile hatırlamıyorum, koy götüne gitsin çokta umurumdaydılar...
Bu söz küçük ve orta ölçekli dolandırıcıların borçlu olduğu kişilere pişti olduklarında kullandığı ilk yalandır. böyle tipler işlerini iyi bilir, sık uğradığı bir mekandan birini çarptıysa oraya bir daha asla uğramazlar. ta ki yolda izde beklemedikleri anda karşılaşırlar veya adresini işini bulup peşine düşerde ensesinde biterseniz bilin ki ilk yalanları cenazeleri oldu yalanıdır.
abi valla çok mahçubum sana karşı inan var ya cenazem vardı, amcam vefat etti. en geç yarın söz ben iş yerine bizzat getirecem paranı, istersen telefonumu verim sana der ve gider daha da alamazsın o parayı o an almadan saldıysan. kimi bu işi hobi için yapar kimi sırf kuru şerefsizlik olsun diye.
dolandırıcılığın döngüsü budur: çarp-kaç,yakalan yemin billah çek gene kaç, yeni birini çarp gene kaç..... gidiyor böyle.
Göz kırparak selam verip almayı cool'luk sanan tiplerdir. biraz daha açarsak şöyle denilerbilir; birini gördünüz yolda tanıdık, karşıdan geliyor yada marketten alışverişinizi yaptınız kasiyere düz bir kolay gelsin, iyi günler yerine kontak kurduğunuz ilk an gözlerinizi 3 saniye kapıyorsunuz ve dişlerinizi göstermemeye ayrı bir özen gösterircesine iğrenç ötesi yapmacık bir tebessüm sergiliyor ve çıkıyorsunuz. işte o tebessüm ve göz kırpması bir araya geldi ya, nescafe ikisi bir arada oldu mu? hah işte mesele budur! şu güne dek samimi bir şekilde dediğim şeyi yapabileni henüz görmedim. yani çok belli oluyor ya yapmacık olduğu. benim gibi ol abi iticiliğin belli olsun dış taraftan; o kalın ve tok ses tonunla iyi günler de çık. yolda mı gördün uzaktan tanıdın birini? başla hafifçe çak selamını çek devam et. boş ver ya her halükarda iticiyim zaten bununda böyle bir rahatlığı var yani. sempatik olsam ne kazanacam olmasam ne kaybederim?
bizimle aynı veya daha düşük teknolojiye sahip olabilmelerinden kaynaklanan sorunsaldır. başka gezegenlerde de söz konusu canlılar varsa bizden daha zeki ve ileri düzey teknolojiye sahip olacaklar diye bir şey yok ki.
adamlar kainatın bir ucunda gezegenlerinde belki sakin sakin yaşıyorlar nasıl gelsinler buraya?
biz çok kastık insanlık tarihi boyunca mars'a gidebildik en fazla. şunu da hesaba katmak lazım; başka gezegenlerdeki hayat börtü böcek, basit organizmalardan ibarette olabilir. nasıl gelsinler başkasının gezegenine...
delinin biri bir taş attı kuyuya ama bin tanesi de peşinden atladı. eğer o adam ersin olsaydı kavga sonrası acilde bir dünya görüntüleyen olurdu olayın sonrasını. kaldı ki video berbat derecede bulanık çıkmış ne dövenin yüzü nede dayak yiyenin ersin olduğu net gözükmüyor.
Bazen düşünüyorum da etmediğin küfür yapmadığın sex muhabbeti kalmamış bir konuşmayı videoya çekiyorsun. yetmezmiş gibi kendi ellerinle nette de paylaşıyorsun. yani harbiden düşünüyorum Bunlar bir gün anne baba olacak ya?
belki kocan, belki de karın bir kaç sene sora seni nette dank diye görecek dümdüz sövdüğün videonu...
adam bildiğim herif ne sapıkmış, hanım bildiğim kız ne yolluymuş meğer denilecek. insan ruhunun kaşarlığını tesciller mi ya cidden çok saçma arkadaş?
bu kızlar genelde tekstilde çalışıyordur yada tuhafiyecilerde. boş zamanlarda parkların sote kenarlarındaki çam ağaçları altında yiyişirler sevgilileriyle. güldüklerinde 32 dişini aynı anda gösterircesine sırıtırlar. ''s'' harfini çok kulak tırmalıyıcı bir tizlikle söylerler. türbanı altından giydikleri geniş yaka buluzlarından boynu gerdanları gözükür. hortlak gibide makjaj yaparlar. dışarıda dolaşırken göbeğe kadar gelen kumaş dar etek üstede dar ve yarı transparan beyaz gömlek giyerler. gittikleri en boktan mekanların bile zırt pırt resmini atar faceye. aç kalsalar bile gösteriş her şeyden daha önemlidir çünkü. çok ilginçtir yaşadıkları evin hiç resmini atmazlar öyle yerlere. evlenecekleri zamanda düğüne bir hafta kala bir inşaatcıya yada çok sonraları kim olduğu öğrenilecek olan evli bir kürte kuma olarak kaçtıklarıda olur.
her ne olursa olsun kapalıdır onlar kötü düşünmemeliyiz haklarında...
tofaşla gezen alemci tipleri yok etmek isterdim. dünyayı her yönüyle kirletiyorlar, güzel ve iyi olan ne varsa iyi olanlardan önce onlar ulaşıyor mutlaka. elimden gelse alayını ıssız bir çölde nükleer atıp yok ederdim o nalet bok arabalarıyla birlikte, insan diye acımazdım şerefsizlere!
fiyatına oranla kesinlikle olması gereken şeydir. fm radyo maliyete extra bir bandrol maliyeti de eklediği için genelde koymuyorlar sanırım. fakat insanın aklına kardeşim 2000 tl veriyorum bunun içinde neden yok sorunsalınıda akıllara getiriyor.
çok saçma 25 bin tl veriyorsun aldığın arabanın camları manuel açılıyor aynen böyle bir saçmalık.*
Sharp'ın ürettiği ve 2016 yılında piyasaya sürüleceğini açıkladığı robot tasarımlı akıllı telefon. bir ara bunun köpek versiyonuda çıkmıştı dijital bi sesle havlardı hatta. buda sanırım akıllı Telefon eklenmişi olacak. ülkemizde satışa sunulduğunda hacklenip küfür etme, kamerasına röntgencilik, gizli kayıt gibi kötü amaçların yükleneceğini düşündüğüm sevimli minik robotçuk.
tanım: kurdukları götü boklu gurup yada sayfaya takipçi bulmak için insanlara suriye'li dilenciler gibi yalvaran eziklerin yaklaşım şeklinin adıdır.
face'de dolanırken köşe bucak her yerde göreceğiniz bi bitmeyenler tayfası bunlar. genelde dini temalı kısa hikayelerle yem atarlar herkese... devamını okumak için tıklayınla sürer ve sonunda da ''eğer bunu 10 kişiyle paylaşırsan allah ne muradın varsa versin, paylaşmassan allah belanı versin!'' diye de biter. lan arkdaş az eğleneyim, güleyim diye bişi açıyorum her sayfanın altından bu tipler çıkıyor. ya anasını sattımın yerinde, ne alakaysa? sen bilmem kaç bin üye-takipçi toplayacaksın oraya reklam alacam sayfayı satacam diye götünü bu kadar yırtmanın ne alemi var, milleti nie kandıryon bir kere be salak, be mal! adam senin ezik, çük kadar sayfanı paylaşmadı diye allah onu helak mı edecek ki yazmışsın; paylaşana ne muradı varsa versin, paylaşmayanın da belasını versin. anlamadım gitti bu nasıl bir dangozluk ve salaklık?
sizinde, 4. sınıf mizah düzeyinde caps&vine sayfanızında, ben gelmişini geçmişini veri tabanı da tahh...