engin müzik bilgisine sahip olan, edebiyatın her koluna ilgi duyan, sinema, tiyatro, opera ve konserleri takip eden, gazete okuyup gündemden geri kalmayan, yeni yerler keşfetmekten ve kendini geliştirmekten korkmayan erkektir.
günümüzde bu erkekle karşılaşılmaz, karşılaşılsa bile sizinle konuşmaz, o güzel sohbetlerini sizden saklar. kendilerine değer vermeyecek kadar aptal olan kişiyle sohbet etmek ister, kısa bir süre sonra hüsrana uğrar. çok sevdikleri kişi kendisine değer vermiyor diye, karşı cinsten nefret eder, "hepsi aynı bunların" diyerek ortalıkta gezinir. görmez yanı başında acı çeken kimseyi, kafasının dikine gider. acı çeken kişi de erkeğin yaptığı gibi kötüler herkesi, kaçıp dinmeyecek acısını yaşamak ister.
halbuki ikisi de doğru zamanda, doğru yerde, tesadüfen karşılaşsalar, bakış açıları değişecek.
istihbarat birimlerine göre sayıları 2.350 civarında olan, beyinleri yıkanmış çocuklardır.
pkk nın kurulduğu ilk günden bu yana doğuda, güneydoğuda yaşayan fakir ailelerin çocuklarını türlü vaatlerle kandırıp onları örümcek kafalı yaptıkları tartışılmaz bir gerçektir. insan hakları komisyonu' nun, amerika' nın ve diğer birçok emperyalist ülkenin sesi tabi çıkmaz, en büyük desteği onlar veriyorlar ya.
şimdi o ailelere "geçmişte yakınlarınız terörist olurken neden sesiniz çıkmadı?" diye sorulmalıdır.
ağızdan laf almaya çalışan nefret edilesi insandır.
benimle hiç konuşmayan arkadaşım yerleştirme sonucu açıklanır açıklanmaz "nereyi kazandın?" diye mesaj atması ve yine aynı arkadaşın 3 ay önce "hayatında biri var mı?" tarzında mesaj atması beni çileden çıkarmıştır. aklı sıra çirkinliğimi yüzüme vurmaya çalıştı ve başarılı da oldu.
kişinin annesi, babası, hiçbir akrabası ve arkadaşı olmadığını gösteren durumdur.
burada belitilen, kişinin sevdiceğinin olmaması ise normaldir. eğer telefon yıllardır çalınmıyor ve hayat boyu çalınmayacaksa işte orada anormallik vardır.
başlıkta bahsedilen çirkinliğin ne tür bir çirkinlik olduğu da ayrıca tartışılmalıdır.
kendini fiziksel olarak çirkin bulan, güzel biriyle karşılaşınca ona hayran olur ve imrenir. kişilikleri toplumun genel yapısına aykırı olanlar başka bir tabirle topluma göre çirkin olanlar, toplumun güzel olduğu da muammadır, onlar da aynı şekilde kişiliği kendilerinden tamamen farklı olan "güzel insanlara", sevmek ve nefret arasındaki o ince çizgiyle yaklaşırlar. hem fiziksel hem de ruhsal çirkinliği olanlar ise hayatlarının her saniyesinde kendilerine bela okurlar. "ben niye dünyaya gelmişim, boşu boşuna yer kaplıyorum" diye.
sanki annemiz babamız bize konuşmayı geniş zamana, geçmiş zamana, edilgen yapıya göre öğrettiler. aslında insanoğlu, çevresindeki sesleri dinleyip onları taklit ederek konuşmayı öğrenir. anadil öğrenimine bakıldığı zaman önce dinleme ve konuşma, sonra okuma, yazma ve dilbilgisi gelir. ikinci dilde ise tam tersi uygulanıyor. böylece kimse yeterince ingilizce konuşamıyor, derdini anlatamıyor, dil öğrenilmemiş oluyor. ingilizce sunum yapılacağı zaman da haliyle sıkıntı basıyor. bir de ingilizce eğitim yapılan üniversitelere geçildiği zaman, 8 yıldır doğru dürüst öğrenilmemiş ingilizceyle sizden akademik kelimelerle yazılmış olağanüstü paragraflar, mükemmel not tutmalar, süper kelime bilgisi isteniyor. tüm bunların 8 ay içerisinde öğrenilip "ingilizce yeterlilik sınavı" nda gösterilmesi gerekiyor. bu sınava yüksek lisans için başvurandan tutun araştırma görevlisi olmak isteyen yabancı asistanlara kadar herkesin girdiğini de eklemek isterim.