Uzun yolculukta yapılacak en akıllı davranış. Tuvalet, ayak sallama, hostesle göz teması kurma, çevreyi inceleme, gezinme, üst bagajdan çanta karıştırma, yandakini rahatsız etmeden her şeyi yapmaktır. Türkiye'den Avustralya'ya uçtuğumda ilk kez cam kenarı istememek diye birşey olacağını anlamaktır.
Zıplayanlar geçidi gibi düşünürsek sanırım eskiden kangurular burdan geçiyordu. Şimdi Arap, Türk, Aussie, italyan, Yeni Zellandalı, bol bol Hintli, Asyalı ne ararsan geçiyor. Sanırım bu kültürel karışımda Avustralya'nın eline kimse su dökemez.
ilk duyduğumda komiğime giden, sonra telaffuzuna alıştığım nehrin adıdır. Çok fazla duyarsınız Melbourne de iseniz. Nehir kenarındaki kafe ve restorantlar yürüme yolları kendinizi iyi hissettirir. Şehrin en iyi konumlarından biridir.
Mimari ve çevre düzeni olarak Sidney gibi keşmekeşliğin henüz ulaşamadığı şehirdir. Hava sabah öğle akşam farklıdır. Rahat yaşam ve insanların rahatlığı görülür. Göçmen olmak isteyenlere tavsiye edilir.
Kendisi babam olur. Telefonlarımız susmak bilmiyordu. Evimize gelen sabah gazetesi yazarı ikinci sayfa yapıp, darbeci coşkun diye başlık attı. Bizim söylediğimiz değil kendisi bir yazı uydurmuştu. O günden sonra hiç kimseye röportaj vermedik. Çok eğlenceli bir dönemdi çocukluğumda. Unutulmaz. ;)
Ocak ayında olduğum, bir buçuk saat sürmüş kafam kopuyor sandığım olay. Çene kemiğim çatladı bir parça havada uçuştu dişçi ve asistan birbirine baktı. Bir şekilde bitti. Çok agrım oldu ilaca rağmen yanağım o kadar şiştiki herkes korktu. Dikişi aldırmak bile acılıydı. Sinirler zarar gördü hala uyusuk sol tarafım dudagım elleyince acıyor. Geçmiş olsun bana öteki dişim de ağrı vermeye başladı.;(((