topluluk içerisinde durduk yere bir kişinin bağıra bağıra söylemesine gerekte yok, kendi kendine söylemesiyle herkesin eşlik etmeye başladığı şarkılardır...
misal; öyle bir vefasız yare düştüm kii merhamet bilmiyor sevmek bilmiyor...
yer kadıköy bahariye tarafında bir iş hanının dükkanlarından biri. (iş hanının adını da virem mi len? ehhehehh neyse) 19-20 yaşında ya var ya yok çalışan bir kız... dükkanlarda genelde kadınlara yönelik bir ürün var ama tabii personelin çoğu erkek. ve o kız (burada alt satıra geçiyorum ki dikkati toplayalım, anyway)
evet o kız altında parlak bir pantalon, tayt karışımı bir şey.. pantalon desen değil tayt desen değil çorap hiç değil... (harbi lan bunun ismi ne? deri gibi.) işte onu giymiş üstünde kalçasını örtmeye yarayacak hiç bir şey yok ve hafif ışıkta altında ki leopar desenli don (kimi külot der ben ise don derim) don ama tanga, g-string şeklinde don...
ulan dedim kendi kendime bu özgüven (göt ama mecazi anlamda göt) bende olsa çok şey başarabilirdim...
Adamın biri yüksek bir yere çıkmış, atlayacağım diye bağırarak etrafı korkutuyor. Derhal polis olay yerine gidiyor ve adamı ikna etmeye çalışıyor:
- Oğlum atlama! Bak kuşlar cıvıl cıvıl, doğa güzel, hem bugün Fenerbahçenin maçı var. Her zamanki gibi yeneceğiz Cimbomu.
- Ama ben Galatasaraylıyım.
- Atla lan öyleyse!..
Bugün üç yıl bitti. Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum. Tanrım, onu ne kadar seviyorum. Mükemmel bir erkek, cazibeli, yakışıklı, anlayışlı, sevecen, her şey var. Bugün Cumartesi, bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin. En sevdiği yemek olan pastırmalı Kurufasulye ile pilav yapıyorum. Pişti, demleniyor. Banyo yaptım, en sevdiği kıyafeti giydim. Yemekten sonra, şöminenin
karşısına bir şişe kırmızı şarapla uzanacağız... Eve geldi sonunda. Beni öpüşü biraz soğuktu, aklı başka yerde sanki. Aman Tanrım,
yoksa? Tüm cilvelerime rağmen, bana yanaşmadı. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum, ağzında bir şeyler Geveledi. Yemekte biraz keyfi
yerine gelir gibi oldu ama hala dalgın, hala uzak, hala kabuğuna çekilmiş. Herhalde ÖTEKiNi düşünüyor. Benden genç mi acaba? işyerindeki sarışın pazarlama temsilcisi olmasın? Şöminenin karşısında şarabımızı yudumlarken, artık dayanamadım 'neyin var?' diye sordum. Gülümsedi, zoraki bir gülümseme, acı dolu, uzaklık dolu.. 'Yok birşeyim' diye geçiştirdi. O gürül gürül yanan aşkın bu kadar çabuk biteceğine inanamıyorum, daha dün bana ebediyete kadar benimle olmak istediğini söylüyordu. Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile.Belki de kilo alıyorum. Çok mu vır vır yapıyorum? Elini tuttum. Elimi okşadı,ama eller hissiz, parmak uçları soğuk... Stepe başlasam? Çocuk istesem? Yalan, yalan, yalan. Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil bunlar. Bitti...Bittti...Bitti. Tanrım, ölmek istiyorum. Kendimi son kez onun kollarına attım. Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım.
Kocanın Günlüğüne yazdıkları:
Sevgili günlük, Türkiye yine ispanyaya yenildi ama kuru fasülye güzeldi!...
velev ki sözlükte yazıyor, çeşitli entrylerinde bayan olduğunu ilan etmiş, yazdıklarına bakıyorsun böyle okuyorsun. ayy diyorsun yaaa kesin iki eliyle kahve tutmuş böyle tatlılık yumağı bir şey.. hani erkek gömleği giymiş, yatağı örtüsü falan pembe...
sonra bi fotosunu görüyorsun, hayattan soğuyorsun...
tamam bende brad pitt değilim ama sende miranda kerr değilsen öyle yazma be kardeşim...
tanım: yazdıkları ile başkalarının zihninde hayal edilen insanları ifade eder.