Yıllardır bisiklete binmeyi bilmem, öğrenemedim bi' türlü, keza ıslık çalmayı da. Ama ne zaman bunu söylesem "ben sana öğretirim!" diyen bir sürü insana sahibim. Ve ben hÂl ne bisiklete binebiliyorum ne de ıslık çalabiliyorum.
işte böyle bişeydir yalnızlık.
ilk gördüğümden beri düşünüyorum, kimi taklit ediyo bu. Bulucam bulucam bir dakika diye.
sonunda buldum!
Lily Allen olmaya çalışan hatundur bu kişi. Beyin namına birşey var mıdır yoksa yokmuş taklidi mi yapmaktadır emin değilim.
Lily Allen olma işine gelince de, anca sol lob olur ondan.
Kameramanının nasıl bir akla sahip olduğunu merak ettiğim program.
Dün yayınlanan bölümde brezilyalı ablalarımız *çıplak durdu bi' kere kalçalarına zum yapmadı, kadınlar arkalarını dönünce direk arka kamera kayda geçti. okan bant soktu araya, çıkışlarını göstermedi. Asena kalktı ayağa, alttan alttan çekmeye başladı adam.
Türkiye deki konserinde hayranlarını çoook bekletmiş, o beklemeye rağmen 1,5 saat gibi kısa bir süre sahnede kalmış ama o süre içinde insanların o yorgunluğu tamamen üzerlerinden atmalarını sağlamıştır. iyi bi sahnesi vardır. ha birde bildiğin manyaktır. ya da manyak taklidi yapıyordur.
bi' de kendime sormak istediğim bi' soru var. şarkılarını dinlemediğin birinin konserinde ne işin var arkadaşım senin? (bkz: arkadaş için çiğ tavuk yemek)
müzik dünyası adı altında kastedilen dünyanın, aslında izleyen kişinin kendi dünyasını olduğu ve aslında kendi dünyasını takip etme eylemidir. kesin altyazılarda çıksın diye mesaj bile yollamıştır. "sheni sefiorum bebeim dönn ne olrrr!!!111 "
ilkokuldayken düşünülebilecek manyak şeylere dahil olan düşüncedir. niye ilkokul dediysem, manyak olan lisede de düşünür bunu üniversiteye giderken de. hatta okula gitmesine de gerek yok. düşünür mü düşünür yani. neyse..
Bi gün canınız sıkılır, düşünmeye filan başlarsınız, sonra dersiniz ki "dünya beni istemese,uzay istemese, ölsem toprak istemese, naparım ulan ben?"
ya da ilkokuldayken ben manyakmışım. o da olabilir.
övgünden nefret etmesine rağmen az önce sırf bağlanan kadının içtenliğinden sebep sadece gülümseyen ve yine aynı içtenlikten sebep o seyirciyi programda ve istanbul'da ağırlayacağını söyleyen harika ötesi bir sunucuya sahip olan programdır.
Bi' türlü gidemediğim program olarakta bilirim ben ayrıca onu. Bi' gün gelip "ercan benim arabayı al" diye söze başlayıp arabayı bizim eve göndereceği günde gelicek Okan Bayülgen'in. şimdiden duyurayım.
(bkz: hayal dünyası)
taaşuk u talat ve fitnat' a taşak u talat ve fitnat demek. bunu sınıfta söylemek. öğretmenin duymamış olması. arkadaşının gülmekten yere düşmesi. senin çaktırmamamaya çalışman falan. güzel şeyler bunlar hep.
bazı insanlar tarafından sadece "ülkeyi kurtardı. onun için canımı veririm. ölmedi kalbimizde" şeklinde yorumlanan kişidir. çoğu kimse onun da yağmuru sevdiğini onun da aklında kişisel sorunları olduğunu onunda hissedebildiğini unutmuştur.
yani; Atatürk herşeyden önce bir insandır. sonra ülkeyi kurtaran gerçek bir dahi, kahramandır. eşi benzeri bulunmayandır. hâlâ kalbimizde yaşamakta ve onun tüm öngörüşüyle şuan gemişte söylediklerini yaşamaktayızdır.
Saçma olan birşeydir. o kadar saçmadır ki gardınızı düşürdüğünüz anda bir daha toplamanız mümkün değildir. her an her saniyenin onunla geçmesini istersiniz. boş her anınızda onu düşünürsünüz. boş olmayan anlarınızda da onu düşünürsünüz. işlerinizi yarım yamalak yaparsınız. çünkü diğer yarısında mutlaka ondan birer parça vardır. yıldızlara bakarsınız o gelir aklınıza. yıldız kaysa o olur dileğiniz. o kadar çok derdiniz olmasına rağmen bi tek onu istersiniz. saçma sapan bişeydir işte aşk. o kadar saçmadır ki aşka inanmamanıza rağmen aşka aşık olursunuz. bi' oldunuz mu da bidaha bırakamazsınız. en çokta olmamanız gereken kişilere olursunuz. hiç bi zaman birlikte olmayacağınızı bile bile daha çok bağlanırsınız her gün. o'nun haberi olmadan kendi kendinize yaşarsınız bazen, bazen de beraber yaşatırsınız. ama hiç bi zaman sonsuza kadar sürmez. sonsuza kadar sürmeyen tek şey de değildir ayrıca.
ha bu arada; aşık filan değilim. inanmıyorum ben ona. *
Sokağın ortasında dans edebilmek.
30 yaşına gelmiş insanı salıncakta sallanırken görmek. gibi şeylerdir.
Hayatı eğlencei kılmaya çalışıp öyle yaşayan insanların hareketleri her zaman anlamsız gelir. Anlamsız tabi. evde oturup dizi izlemek varken nedir bu kendini eğlendirme çabası? o eğlendiriyo zaten sizi. haydi hepberaber, ednan bey acaba ne zaman farkedecek boynuzlandığını. az sonraa!!!
olayları göründüğü gibi gören insanların uydurmasıdır.
Hangi insan taş gibi vücuda sahip olmak istemez?. Bütün millet öyle bi yüklenir ki insanın üstüne "çok yiyosun" diye adam da ben böyle mutluyum bahanesi uydurur. Karışmayın yahu. bırakın yesin. sayenizde hem kilolu hem mutsuz hem de yalancı insanlar ortaya çıkıyo. hayır bunların büyüklerinde de var kabahat. zamanında "ye ye, bak biticek o tabak. yemezsen arkadan ağlar" yalanları olmasaydı. ohoo..
Lisede hayatının nasıl olacağına karar verirsin. ama o anki şartlar yaşamaya izin vermez. sonra kocamaaaan adam olursun. 4 sene çok değiştiriyo çünkü insanı bilmiyosunuz siz. o kurduğunuz hayatın aynısını yaşarsınız.