Kediye nankörlük yaftasının yapıştırılmasına sebep olan aslında erkek kedilerdir. Dişi, yapısı gereği sahibinden gelecek birçok ters reaksiyonu tolere edebilir; ancak erkek kediler (insanlarda olduğu gibi) kendilerine yapılan aynı sert hareketleri erkekliklerine yediremeyebilir. Örneğin dişi kedinizin başına (gereksiz yere) vurursanız, gözlerini ve kulaklarını kısarak bekler ancak erkek kedi size bir pati atmaktan çekinmez.
Başka bir gerçek var ki, köpeğin kölelik derecesindeki sadakatine bakıp, kediden de aynı şeyi bekliyoruz. Ama işte kedi, ekmek yediği işyerinde patronun aşırı tacizine karşılık veren işçi gibi normal bir tepki gösteriyor; biat kabul etmiyor. Bu açıdan bakılırsa kedi, köpekten daha saygı duyulacak bir davranış sergiliyor.
Dizi film projelerini kanal D'ye kaptıran senaryo ekibinin, olayı ifşa için alelacele çekip vizyona koyduğu film.
Film vizyona girdiğinin haftasında kanal D tarafindan 750.000TL'ye satın alındı. D-Smart'ta yayınlandı.
(inanmıyorsanız Ali Eyüpoğlu'na sorun)
Öğretmen ikinci sınıftaki çocuğa sorar,
-Baban ne iş yapıyor çocuğum?
Çocuk, ağzını eze büze konuşur,
+Foööför.
Kadın öğretmen sevinir,
- Nerede?
+Marketin önündeki durakta.
Öğretmen bozulur,
- Sana ödev: 100 kere, benim babam kuaför değil şoför diye yazacan.
Bir ara bakıp, şuna benzer akla ziyan diyaloglara şahit olduğum program:
Seda Sayan, programın tribün'ündeki program gediklilerinden birine (Özer), (o sırada sahnede olan) birbirlerinden hoşlandıklarını söyleyen çift hakkında yorum yapmasını ister.
Seda Sayan - Özer, bu çift hakkında ne diyeceksin? Sence birbiriyle anlaşabilecek bir çift mi?
Özer, cevap verir.
Özer - Seda Hanım, bence uygun değiller.
Seda Sayan kızar,
Seda Sayan - Sana ne?
Özer, şaşırır,
Özer - Efendim, Seda Hanım?
Seda Sayan - Özer, sana ne? Sa-na-ne?
Minibüsçü, kendisinden evvel kalkan minibüsün şoförünü arıyor:
-Şu anda neredesin?
Aldığı cevaba kızarak,
- Bırak yaa..Ne Yaylası? Haznedar'da yatıyorsun. (meaili: Haznedar durağında müşteri bekliyorsun)
Öbürü cevap verir. Bizimki sinirlenir.
- Bak hala yalan söylüyor. Arkandayım, gördüm lan seni.
Minibüsçüler, telefon muhabbetlerinin çoğunluğunu, bir öndeki ve bir arkadaki hat arkadaşıyla yaparlar. Bu muhabbetlerinde de birbirlerinin anlayacağı tarzda konuşurlar.
Örneğin:
"Koltuk kalktım" (meali: Duraktan ayakta yolcu alamadan servise başladım.)
Takograf, otobüs, kamyon gibi nakliye araçlarının, sürat, süre, mesafe gibi bilgilerini kaydeden cihazdır. Hem trafiğin hem de şirketlerin şoförlerin hatalarını izlemesi bakımından önemlidir.
Pek çok ülkede uzun yol şoförlerinin takograf kullanma zorunluluğu vardır ve takograf verilerine müdahale etmek kanunen suçtur.
Takometre, motorun bir dakikadaki devir sayısını gösterir; bununla aynı manada kullanılan takograf ise, hız, mesafe, zaman gibi ölçümleri yapıp kaydeden cihazın ismidir.
Takometre, genellikle otomobillerin gösterge panelinde bulunur ve motorun dakikadaki devir sayısının yüzdebirini belirten sayılardan oluşur. Amacı, sürücünün viteslerde -hem düşük hem de yüksek devirle kullanarak- motoru zorlamamasını sağlamaktır.
Takograf ise, otobüs, kamyon, tır gibi uzunyol araçlarının denetlenmesi amacıyla takılan ve yasal bir zorunluluk olan cihazlardır. Takografa müdahale etmek suçtur.
G.O.R.A\'da Arif (Cem Yılmaz), merdivenden çıkacak kıza \"sen önden çık, bunlar göte bakarlar\" demiş, ama kız çıkarken kendi de göte bakmadan edememiştir.
Bir evvelki durakta otobüsün kapısı zor kapanmıştır. "Son binen zavallı" da kapıyla öndekiler arasında sıkışıp kalmıştır.
Otobüs, bir sonraki durakta yolcu indirmek için durur. Yolcular inerken şoför ön kapıyı açmaz.
Durakta bekleyen ısrarcı yolcu da şoförün kapıyı açması için kapıya vurur.
"son binen zavallı"dan bir cevap gelir:
"Öhhe öhee"*.
Karşısındakinin, kendisinin kuramayacağı cümlelerle bir olayı çok güzel derleyip toparlamasını bekledikten sonra, sanki bıraksalar o da aynısını söyleyebilecek miş gibi yapmasının yalan ifadesi.