Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel vefat etti.
Şimdi herkes dönemin konjonktürüne göre söylenmiş Demirel Vecizelerini paylaşacaktır.
Konu başlıkları; Başörtülüler, Deniz Gezmiş, Şapka, Ege Gölü vs...
Bunların hiçbiri ile ilgilenmiyorum.
Benim ilgilendiğim husus 1948 yılında başlayan ve 2013'e kadar süregelen bir hikaye. Nazmiye ve Süleyman'ın hikayesi.
Nazmiye Demirel'in geçirdiği ateşli hastalığın yanlış tedavisi sonucunda asla çocuk sahibi olamayan Demirel çifti; tam 65 yıl aynı hayatı sevgiyle,tutkuyla,sadakatle ve hoşgörü ile paylaştılar.
2013 yılında vefat eden Nazmiye Demirel'in ardından
"Siyasetçilerin arkasında olmak kolay bir şey değildir. Nazmiye Hanım benim arkamda hep metanetle durmuştur. Gördüğüm hizmete karışmamış ama bana destek vermiştir. Onun için huzurunuzda kendisine şükranlarımı sunuyorum. Biz aslında bir elmanın iki yarısıyız. Kalan yarısı benim, giden yarısı Nazmiye Hanım'dır" diyerek aşklarına olmasa da maddeten beraberliklerine ara veren Demirel çifti bugün birbirlerine kavuştu.
Bulundukları illerde amatör futbol başta olmak üzere amatör branşların organizesini üstlenirler. Şu an için 78 ilde faaliyet gösteren askf'ler birleşerek Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu'nu oluşturmuşlardır.
Metro'da karşılıklı oturur, koyu camdan birbirimizin yüzüne bakardık... Gülerdik, güldürürdük birbirimizi o camın yansımasıyla. Zamanla bir oyuna dönüştü ilk kim gülerse kaybeden o oluyordu. Bu yazıyı okuyorsan bil yarim; O koyu cam bana seni hatırlatıyor, ben hala o camlarda senin gülümsemeni arıyorum.