çok değişik şiirler yazmıştır zamanında, şimdi şiiri bıraksa da yazdıklarıyla iz bırakmıştır. şiirleri anlamak için okunmamalıdır. rüyalar gibi bilinçaltı oyunları tarzı böyle nasıl olduğunu çözemeden ama uyanınca anlamlar yüklemeye çalışarak acaba nedir durum diye düşünmek gibidir. ağırdır gerçekten, severseniz aklınıza kazınır ama sevmezseniz bu ne lan böyle saçma sapan zaman kaybı der kaçarsınız.
bir gün vatandaşın biri trene biner ve boş bulduğu kompartımana geçip oturur. birkaç dakika geçer ve adamı burda gören görevli azarlamaya başlar:
-sen burda ne arıyosun, çabuk bu kompartımanı boşalt! kapıda yazanı görmedin mi? burada milletvekilimiz oturacak
vatandaş hiç istifini bozmaz cevap verir:
+milletin aslı burdayken vekile hacet yoktur sıfatlarından arınırsa buyursun misafirim olsun
şike yapmıştır yapmamıştır tartışmasına girmek istemiyorum ancak eğer iddianamede yazılanların hayal ürünü olduğunu düşünmemek elde değil. 25 nisan 2004'te oynanan fenerbahçe-beşiktaş maçında tümerin maçtan önce kırmızı kart gördüğü yazılmış ancak tff sitesindeki kayıtlara göre tümer o maçta 90 dakika oynamış. kısacası iddianame güven vermiyor
edit: * yargısız infazlarla dolu bir süreç yaşanıyor ve bundan en ağır darbeyi alan kulüp fenerbahçe oluyor. daha da olacak gibi...
emlak işinde iyi para var. ayrıca eğitim fakültesi bitirmiş birinin de rahatlıkla iletişim kurabileceğini düşündüğümden ikna kabiliyetini birazcık geliştirdiğinde aldığı komisyonlarla paraya yeni isim arayışlarına başlayacaktır.
kendisiyle alakalı durumlarda dengeden söz etmek mümkün değilken çevresindeki olaylara aşırı mantıklı yaklaşır bu insanlar. en azından ben tanıdığım terazi insanlarında bunu gözlemledim
yalnız çalışmak yerine kütüphane gibi etrafınızda ders çalışan veya en azından kitaplarla ilgilenen birilerinin bulunduğu bir ortamda çalışmak daha faydalı olacaktır. aksi takdirde bugün de bayağı çalıştım biraz tıvitıra bakayım facebookta takılayım diyip dersi unutmak mümkündür.
idealist bir hoca. iü hukuk fakültesinin belalı hocalarından biridir bu adam öğrecilerine kan kusturur. seven çok sever sevmeyen de nefret eder ortası yoktur. yeğeni burak gemalmaz da iü hukuk fakültesinde öğretim görevlisidir ve aynı semih hoca gibi idealist ve zor bir hoca olduğu söylenir.
muhalif tavırlarıyla ve eleştirel bakışıyla liseyi yeni bitirmiş asi gençlere gazı verip devrim yaptırmaya çalıştığını düşündüğüm bir anayasa hukuku hocası. derste kendi konusu dışında her şeyden bahseden biri lakin anlatımın akıcılığı ve hükümete, başbakana, meclise, fakülteye vb. otorite sahibi herkese/her şeye giydirmesinden dolayı öğrenciler baş tacı yapar ferman hocayı. fikrimi sorarsanız derslerine girmeden de anayasa hukukundan geçilebilir.