özellikle kentsel dönüşüm projelerine burunlarını sokmaktan nefes alamayan heyecanlı mimarların yaptıkları, medyanın şehir plancılarından bihaber olmasından mütevellit mimarları bu konuda bilirkişi zannetmesi sonucu ortaya çıkan durum. bu konuda şehir plancılarının da pasifliği, kendi işlerinin başkaları tarafından ağza sakız edilmesine de yol açıyor. tabii ki de kent denilen organizma herkese ait ve herkesin sahip olduğu kent hakkı, o kentte yaşayan canlıların, kent üzerinde kendi fikirlerini ifşa etmesine olanak sağlıyor elbette; ama mimarlar bu işin cılkını çıkarmış durumda. kenti; sahip oldukları mutlak mekan anlayışına göre tasvir etmekten öteye gidemeyen zihinsel aktiviteleri, kentin, göreceli ve ilişkisel mekan anlayışına sahip oluşunu görmezden gelip, kafalarına göre beyanatta bulunmakta bir sakınca görmemekte.
kayseri'de yıldırım beyazıt'ta bulunan bakkalımsı. sahibesinin sorduğu 'hemen mi lazım?' sorusu dikkate alınmalıdır. örneğin 20 sayfalık bir fotokopi işi için 1 saat bekleyebilirsiniz. bu arada siz de boş durmayın, gezin, dolaşın ne bileyim bankada işiniz varsa halledin vs. döndüğünüzde hala beklemek zorunda kalabilirsiniz efenim aman dikkat. bu arada kendisi cuma namazı vakitleri kapalıdır, aslında değildir. biraz ısrar ederseniz istediğinizi alabilirsiniz.
I used to be so fearless so limitless and free
Happy on my own and nothing really bothered me.
I had desires to see the world, jump out of planes and fly
And I love to be alive but I was not afraid to die
I used to be so sure of things and self-contained
I could carry on with no need to explain
It didn't matter if I ever made it home
Could go too fast, and drink all night and dance alone
I love to be alive but I was not afraid to die
I love to be alive but I was not afraid to die
I've got everything to lose
I used to be so thoughtless, so easy and free
Could walk away, not think ahead, and had no plans to keep.
No hand to told, no one to bring down with me.
I wouldn't see the worst and it only hurts me.
I love to be alive but I was not afraid to die
I've got everything to lose
Since I've met you
I've got everything to lose
I've got everything to lose
Since I've met you
I've got everything to lose
I've got everything to lose
günümüzün tüketim çılgınlığından dolayı baş gösteren mutsuzluktur.
öyle bir çağda yaşıyoruz ki insanlar artık hiçbir şeyi beğenmez oldu. siyasi partilerin, dinlerin, düşünce akımlarının, mesleklerin, elektronik aletlerin, otomobillerin vs çeşitliliği insanlara her ne kadar içlerinden kendisine en uygun olanı seçme imkanı verse de maalesef bu durum insanlara mutluluktan çok, mutsuzluk vermekte. söz gelimi laptop almaya karar verdiniz. seçmeniz gereken ilk şey alacağınız mağaza olacaktır. internet üzerinden ya da dükkandan almaya karar vermek işin başlangıcı. diyelim ki internetten almaya karar verdiniz. bu sefer de hangi siteden alacağınız karar verme aşamasına geliyorsunuz. onca araştırma da sitenin güvenilirliği vs gibi vakit kaybına gidiyor. diyelim ki siteyi de buldunuz. daha anca asıl amacınıza yani laptop alma kısmına gelmiş bulunuyorsunuz. şimdi ise karşınızda onlarca marka var ve bu markaların onlarca modelleri. kimisinin örneğin ram'i yüksekken kimisinin de ekran kartı iyi oluyor. önümüze sunulan bunca seçeneğin içinden çıkmak için günlerce kafamızı patlatıyor, forumlarda yeni yeni arkadaşlıklar kuruyoruz ve en son karar verdiğimiz ürün elimize geçince de içimizde bir 'keşke' kurdu düşüyor. fiyatların birbirine çok yakın olması, bir üst modelin ulaşılabilirliği kişiyi düşüncelere gark eden inanılmaz bir finansal oyun. üreticilerin tüketicilere karşı yaptıkları bu tutum aslında iyi gibi dursa da birçok insanı da mutsuz etmekte.
14 milyon piksel cmos algılayıcı (23.2 x 15.5 mm)
3 inç lcd
iso 100-12800 algılayıcı hassasiyet aralığı
11 noktalı otomatik netlik
1920 x 1080 piksel video kayıt
expeed2 imaj işlemcisi
uzatmaya gerek yok kısaca yazar işte. kafa siken dinci zırvalarının baş mimarı, yobaz kişilik. saçma sapan yazılarıyla beyinleri yıkamaya çalışan bu dede tespitleriyle bizleri şaşkına çevirmektedir.
kuran'ın okunmasıyla ilgili herhangi bir sıkıntım yok fakat yazdığı yazıda dikkatimi çeken birkaç unsur var. şöyle ki;
*ecdadımız kur'ân'a sarıldı, dört kıtaya hâkim oldu. biz kur'ân'a darıldık, dört kıt'adan kovulduk.
-roma imparatorluğu'nu bilemeyecek kadar cahilsen bir kere o kalemi eline hiç alma. adamların inançlarına bakarsak allah'a şirk koşmaktan önlerinde müebbet cehennem cezası var. böyle bir millet nasıl oluyor da 3 kıtaya yayılabiliyor. tabi bu arada 4. kıta olarak neyi kastettiğini de anlamadım hocam.
*kur'ân'ın okunmadığı ev, namazın ikame edilmediği, sahibine şer olur. huzurlu hayat isteyenler kur'ân'la bağlantılı olmalıdır.
-dünya üzerinde ateist insanların sayısı milyonları geçmekte, estonya'da ve çek cumhuriyeti'nde ise halkın çoğunluğu ateist. hocanın dediğine bakarsak bu ülkelerde düzeni vs sağlamak çok zor olmalı fakat gerçek hiç de öyle değil.
*ingiliz başvekili 1882 yılında britanya genel meclisi toplantısında elinde tuttuğu kur'ân'ı göstererek:
"bu kitab müslümanların elinde kaldığı müddetçe bizim barınmamız mümkün değil" diye sıkıntısını ortaya koydu.
-yahu tamam da bu müslümanlara özgü bir şey değil ki. düşman olarak gördüğünüz yahudi'lerin tarihine bakın. onca sürgüne -ki dünyanın her yerindeler-, soykırıma rağmen halen daha varlıklarını binlerce yıldır koruyabiliyorlar.
müslüman olmaya yanaşmayan insanlar için kuran'ın tanımladğı ademoğlu. o değil de ben inanamıyorum işte. neresinden tutsam elimde kalıyor din denen şey. aklım ve mantığımla hareket ettiğimde dinin aslında ne kadar boş bir şey olduğu kanısına varıyorum. sırf düşündüğüm için mühürlenmiş olmak da beni dinden soğutan ayrı bir etken.
--spoiler--
onlardan kimi gelip seni dinler. nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman, ilim verilenlere derler ki: "o biraz önce ne söyledi?" işte onlar; allah, onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır. (muhammed suresi, 16)
--spoiler--
Airbus A380, günümüzde, Airbus S.A.S. (EADS) tarafından seri üretim çerçevesinde üretilen, dünyanın en büyük iki katlı geniş gövdeli (wide body aircraft) 850 yolcu kapasiteli sivil yolcu uçağıdır. Ayrıca çok daha konforlu.
Dünyanın en büyük yolcu uçağı A380 ilk uçuşunu Fransa'nın Toulouse kentinden gerçekleştirmiştir, ve ilk ticari uçuşunu 25 Ekim 2007 günü Singapur Havayolu şirketinin Singapur - Sydney arası yapmıştır.
A380, Airbus şirketinin yeni bayraktar uçağı (flagship) olup, geniş gövdeli uçak sektöründe azami 853 yolcu taşıma kapasitesi ile yeni bir sınıf oluşturur. Projenin ortaya çıkışı, geliştirilmesi ve üretim safhalarında Airbus A3XX kodu altında sürülmüştür.
A380'in üst katı diğer geniş gövdeli uçaklardan farklı olarak gövde boyunca uzanır. Bu sayede rakibi olan bir başka geniş gövdeli uçak Boeing 747'ye göre %50 daha geniş kabin alanı sunar. Yine bu sayede standart konfigürasyonda 525 yolcu, tamamı ekonomi sınıfı olarak düzenlenmesi durumunda 853 yolcuya kadar taşıma kapasitesi arttırılabilir.
kayseri'ye kurulması planlanan, fakültelerin hayırsever! kayserili iş adamları tarafından yapılacağı açıklanan, bakanlar kurulu kararını bekleyen, kayseri'nin ikinci devlet üniversitesi.
şimdi efendim, başlık açarken herkesin de bildiği üzere 50* karakter sorunu bizleri çok kasmakta, başlık açarken türlü kelime oyunlarına başvurmaktayız. üstelik başlıklarda noktalama işaretleri de gözükmediği için iş iyice karmakarışık bir hal alıyor. ben de bu sorundan yakındım başlığı açarken ve başlığın tam metnini de yazmıştım halbuki entryde; ama bir gerçeği kıskanmak, çekememek durumu söz konusu olunca orada allah birdir de yazsa bu kişiler yine bildiğini yapacaklar 'ehe diğer üçü nerede, heyy espri yaptım duydunuz mu üçü nerede dedim, eheheheh' tarzında yazılar yazmaya devam edeceklerdir.
abd'nin yeni başkanı barack obama'nın yemin töreni sırasında çekilen fotoğraftır. incelediğimde nikon d3 görüp hayallere dalmama sebep olan fotoğraftır aynı zamanda.
not: evet belki ekşisözlükten alıntı yaptım; ama hangimiz yapmıyoruz ki?
ışığa göre rengi değişen gözdür. göz bebeğinin etrafı kahverengidir, bu yüzden az ışıkta göz bebeği büyüyeceği için yeşil kısım kaybolur. çok ışıklı ortamda göz bebeği küçülür ve yeşil kısım inanılmaz güzellikte parlar. dışarı çıktığınızda arkadaşlarınızın 'aa senin gözlerin renkli miydiii?' diye tepki vermesi olasıdır.
nikon'un piyasaya sürdüğü yeni ürünü. 12.3 mp cmos sensör, 11 ayrı netleme noktası, 3 inchlik ekranda live view özelliği ve video kayıt gibi teknolojilerle süslenmiş dslr.