aradan yıllar geçtikçe yazdıklarınıza ya da yazmaya çalıştıklarınıza katıla katıla güldüğünüz nostalji yaptığınız "ulennnnn ne manyaklık mış bu kadar da olmaz " dediğiniz sözlük .ilk göz ağrısı gibi birşeydir. yazmasınız belki orada ama mutlaka bir giriş yaparsınız aradan iki üç yıl geçse bile ...
kaç zamandır bakmadığım baktıkça enterasan hırlamalar duyduğum başlık . istanbul barosundan şikayetçiysen aç başlığını döşe ama bu genelleme neyin nesi bir türlü sökemedim mesleği bu kadar yerden yere vurmak sentez çıkarsama öneri nederseniz deyin bu kadar kaka tü yapmak yaşın yanında kuruları da yakmak neyin nesi . hadi ben de bu mesleğin için de biri olarak ben de zehrimi bu gri sayfalara dökeyim bunda da hiç zorlanmam ortamına herşeyine güvendiğim bir sözlük burası.
kimi ne göre " bunların hepsi üçkağıtçı , bunların yeri cehennemlik , tüüü kaka bunlar polis bunları neden aramıyor kardeşim , arasın bu ahlaksızları ,işkence hak bunlara hak , dillerini koparıcaksın bunların ............" uzadıkça uzar ağzı olan konuşur zaten konuşamayan da bizim buralar da ehline danışır danışırda danışır . ben burda bu meslek grubu ne yapar ne eder diye yazmak istemiyorum ortam bu kadar samimiyken . çürük elmalar hep oldu . hukukun özeli olunca para daha bir insan onuruna yeğ tutuldukça bu yozlaşma daha da arttı evet bunun yaptırımı olmalı baroların her konuda her sorunda etkin olması gerek bir çok sorun var bir çok çürük elma, ayıklanması gereken elmalar.
genelev kadını benzetmesine gelince keşke diyorum keşke herşeyi paraya dönüştüren düşünce keşke o kadınlar kadar dürüst ve namuslu olsa
bazen sigara kadar alışkanlık yapan bir durumdur sırf yeni diş çıkaran bebeler gibi dişlemek adına alınır. hastalıktır. zamanla uzman bilirkişi olursunuz bu konuda tespitler müthiştir. metro çıkışlarındaki simitler daha güzel daha çıtır.
simitçi kahveci gozazcu
senden uzakta kalınca ben oldum borçlu
atamıyom seni içimden .
seni müze yapsınlar seni müze yapsınlar.
stajyerken düştüm içine.
çıkamadım bir kere bile .
seni yıkmasınlar seni müze yapsınlar
yer değil yar
uykularım takla atar 89/1 gönderdim keçilere
tebligatlar bila döndü ellerime
ayaklarım sızlar.
tam olarak uygulanabilseydi yargının sırtındaki ağır yükü alması içten bile değildi ama şimdi ki durum tam bir facia
tevzi :
-.......
+uyap mı takıldı yine
- evet
+başa bela oldu allam sabır ver( bekle bekle bekle....)
duruşma :duruşma bitmiştir zabıt katibinin zaptı yazıcıdan çıkarmak için cebelleştiği durumdur. herkes birbirine bakar
+ uyap gitti bi iki dakika bekleyin
-!!!!!!!!!!( bekleeeeeee işin ne)
aslında uyattır bu muhterem . uyu - yat . aradaki u harfi ses düşmesine kayıp gitmştir. evlere şenliktir. " abi uyap gitti tevzide kuyruk var gel bi sigara içelim imanım gevredi ulen" dediğiniz endam - ı şahane . salı günü tüm yurt çapında gitmiş olup " yoksa ankara'da darbe mi oldu hahahahh!" geyik konusu olan.
aslında punk bir grup kurmak isterken edebiyatın tozlu yollarına bulaşan bu büyük insan kendine haksızlık etmiştir tez eleden kurmalıdır grubu tipi de düzeltmiş vokalistler zati hazır .
zargana adlı kitabıyla beni yerden yere çarpan kült-i underground- ül edebiyatın böyük temsilcisi sonu her ne kadar ediz hun hülya koçyiğit edasında bitse de kitabın kapağındaki o minik cümle iç acıttı " betty ve zargana berline dönmedi" .
beklediğim zirve ." iki gözüm sözlük ,dert ortağı, sevgi pıtırcığı, bir garip danışman , miiletin serbest boşalma alanı , özlenilen , kapısını bir açıp bir kapattığımz bel kıran love storycilerin yuvalanmya çalıştığı " abi aşka uzun vadeli bono kestim alan var mı?" diye höykürenlerin olduğu herşeye inat neşeli eğlenceli hayata pandik atmaya hazır cevallere sahip ( valla bizzat şahidim yalan değil) sözlük ey sözlük neyse bu kadar laf salatası yeter.
Haydi güle gülü gülüm
haydi güle güle
Hani ağlamak yoktu?
Ağlama kızım,
gözüne batacak sürmelerin.
Taksiye bindin işte,
işte hapishanesinde yattığım şehrin
geçiyorsun içinden.
Şöför belki ben yaşta bir adam
dikiz aynasından bakıyor sana
anlıyor bu güzel kadının ağlamasını.
Belki onunda içerde yatanı vardır,
belki tanır beni, belki kendiside bizdendir.
Biliyorum:
Demirlerden seyrettiğim bu şehir
kaplıcalar
türbeler
ipek fabrikaları ve kocaman bir çınardır.
Ve sahici insanları
benim insanlarım
nasılda perişan...
Fakat yüzlerine güneş vurmuş gibi olmuştur
sen gözyaşları arasından
onlara baktığın zaman.
Sen bu şehre bundan öncede geldin demek?
Sen bu şehre gelesinde beni aramayasın!
Öylemi? AĞLA GÜLÜM!
Hemde hüngür hüngür ağlamalısın.
Hayır ağlama, Allah belamı versin benim ağlama!
Etrafına bak:
Ben ve şehir çoktan arkada kaldık
öğrencilikten kurtulamamış kendini saç baş dağınık salaş pandıaras kotlarla adliyelere atan hööö!! diye kalakalan 1 yıl süren bir hikayenin yargı ayağının amele insanıdır. tabi bu arada " keşke şu zarf kenarlarına aromalı birşeyler katsalar da böyle kuru kuru olmasa " diye de iç geçiren bir garip insan yavrusudur .
18 yaşında bir yandan ankara siyasal'da okuyup bir yandan inşaat ameliliği yaparken siyasi olaylardan dolayı gözaltına alınıp yargılanır ankara dgm de toplu olarak görülür yargılama çünkü aynı suçtan birden çok kişi gözaltına alınmıştır yargılama başlar otomatik olarak her hakim karşısına çıkan sanık " ben atatükçüyüm laikim hakim bey... " diye söze başlar sıra sırrı süreyya öndere gelir hakim " şimdi sen de atatürkçüyüm kemalistim diye başlayacaksın" der sırrı süreyya " yavvv hakim bey bunun atatürkçülükle kemalistlikle ne alakası var" diye tepki gösterir hakim irkilir yargılamayı durdurur " yaz kızım , yavvv !!! kelimesiyle mahkemenin saygınlığına yargılamaya hakaret ettğinden... " diye başlar .ceza üstüne ceza biner üstad temyize gider dilekçede magna cartalar roma hukuku havalarda uçuşur yargıtay lehine bozar kararı da kurtulur
yakında çok yakında beynelminel kadar ses getirecek bir filmin senaryosunu tamamlamış, sıcak, durup durup söylediği iki kelimeyle insanları gülme krizine sokan, hem türkiye de hemde el memleketlerinde bir çok kez yargılanan.
1980 darbesi sırasında istanbul barosunun başkanı olan , yargılanıp yurt dışına çıkma hakkı elinden alındığı için yurt dışında tedavi olamadığından birazcık daha erken giden.
insanın çileden çividen çıktığı anlarda etrafındakilere çekimdirği vakitlerde kullanılan sitem dou iki kelime. özellikle annelerin çocuklarına söylediği deyimdir.
anne çok kızmıştır çoluğa çocuğa bıkmıştır .elinde belinde dizinde bir de ayar veren odun kocası kadın durur durur " tüüüüüüü!!! size derdinizin tahtası oldum yosun tutttum hay allah bildiği gibi yapsım o şazimet ablayı beni yaktı yaktı!!! bu odunla evlendirdi dert anasıydım bu odunla yaşaya yaşaya dert tahtası oldum":)