aslında bu tarz çalışmaları destekliyorum. bu sayede faşistlerin espri anlayışları ve sanata olan eğilimleriyle ilgili körpe dimağlara tatmin edici bir fikir verilmiş oluyor.
Bunu yapanlardan kaç tanesi arkadaşım diyerek kilitli olan hesabımı açtım az önce. iki kişi. Biri lisedeyken bile sıkışık istanbul trafiğine takılmadan otoyolda seyredebiliyordu. Diğerininse -yine lisede- bana "dünyanın en altındakiler nasıl oluyor da düşmüyor selma ya?" diye sorduğunu hatırlıyorum.
bir müslümanın yapmadığına şaşırıyorum bu eylemi. diyalogcu değil mi bu adam? senin peygamberine sahtekar diyen adamlarla kolkola değil mi? veya kendi televizyonundaki şebekliklere göz yummuyor mu? bırak allahaşkına.
mesleğini soranlara tekerleme şeklinde cevap verecek olmasından başka bir zorluğu yoktur muhtemelen. yoksa nerede bulacak müslüman? sibel can çocuk doğuracak da kulağına adını okuyacak. ölme eşeğim ölme.
miami camii imamı. 4-5 tane değişik harf var. zor.
kemalist ve dindar olmayan birisi olarak, beyniyle pasif ilişkiye zorlanmış tipler tarafından iran'a gönderilmek üzereyim.
yahu hödük arkadaşım; kemalizmde dinin yeri olmadığına dair bir tespit yapmak için neden yobaz olmam gerekiyor. herkes senin gibi radikal kararlar almaktan aciz, hayatını etrafındaki üç beş sünepenin ekseninden kurtarmaya kudretsiz değil ki. sen garantiye al kendini, etliye sütlüye bulaşma. mediha şen sancakoğlu şarkıları falan söyle. ancak herkesin senin gibi bir embesil olmama hakkı da saklı. bunu unutma bak. hadi bak arkadaşlarınla oyna şimdi. eve de geç gelme.
çok az söz bu kadar yanlış yorumlanmış olsa gerek. herkes evinde takılsın istediği gibi demek istiyor kendince. zararsız zararsız yaşasın yani. hem bir taraftan kemalist de olabilelim, düzene karşı çıktığımız anlaşılmasın. ofiste karı götürelim, barda tanıştığımız erkekleri ürkütmeyelim.
herhangi bir dini bilmem. ama islam "kul ile allah arasındadır" şeklinde bir tanımı kaldıramaz. islam toplumsaldır. kitabın değiştiğine inanmıyorsanız, müslüman olmadığını kabul eden bir kemalist olacaksınız. değişmedi diyorsanız, kemalizmden vazgeçeceksiniz. ortası yok, kimi yiyorsunuz lan.
amma çok dallama varmış burada da. cips-bira-sözlük üçlüsünden ibaret boş hayatını görmeyen sivilceli ergenin yapacağı tanımlama da bu olacaktır zaten.
amele dediğin; senin kıçını soktuğun evi yapan adam, sığır.
cips-bira-sözlük takıla takıla yüzü sivilceden, irinden peymacuna dönmüş tiplerin hassas olduğu bir konu. adamlar kendilerinden biliyorlar sonuçta. aynaya bakıyor; "ulan surata bak. bilgisayar başında ağzım yüzüm yamuldu. kesin herkes benim gibidir" deyip kişisel tarihinin en efsanevi tespitini yapıyor. bir bölümü öyledir belki de... neyse şimdi reklam derler.
bakımlı olun kızlar. mesaj atanlarla birkaç püf noktası paylaşabilirim.
ahaha. yuh be. arabada yapıyor elemanlar. hangi semtte polisin böyle bir durumda peçete tuttuğunu gördünüz lan. başlığı gören de tipleri evinden çiftleşme halinde apar topar götürdüler sanacak. çok düzen gazetesi okuyorsunuz, çok.
şu kemalizmin dini reddettmediğine dair saçmalık son bulsun artık. amme hizmeti yapıp meclis tutanaklarını falan taşıyayım buraya dedim ama üşendim. zaten gerek de yok. catsrocuyum deyip liberal ekonomiyi benimseyemezsiniz. nazi olup "lan aslında türkler daha üstün ama du bakalım" diyemezsiniz. kemalist olup da müslümanım da diyemezsiniz. kemalist dediğin ateist olur. bir gün umuyorum ki eğitilebilir tüm gerizekalılar anlayacak secularism - laiklik hadisesini. bak ipucu vereyim: cabbage - kabak. fonetiklerine aldırma tatlı su müslümanı. aynı şey değil. seç tarafını dingil. dur lan hatta.
bak turan dursun cımbızcılığı da yapmıyorum bazı hödükler gibi. hatta şaibeli bir kaynak da vermiyorum. isterseniz hepsini okuyun ama ilgili bölüm sondan üçüncü paragrafta.
söz konusu birliğin anlayamadığı bir şey var sanırım. ya da ateist değiller, çözemedim.
başkasının inandığı bir şeye inanmamakla aslında yeni bir sıfat kazanmıyor olduklarını idrak etmeleri lazım. inanan onlara ateist der, tamam. ancak ateist kendini tanrının varlığı veya yokluğu üzerinden tanımlıyorsa o noktada bir sıkıntı var zaten. eylem inanandan gelir burada. eylemsizlik beraberinde bir sıfat getirmez. adama dünya görüşünü sorduğunda müslüman olduğunu ifade edebilir ama sen "ateistim" dersen bu garip olur.
- ne yapıyorsun?
+ ne yapayım, tanrıya inanmıyorum.
hiçbir şey değil misin bre insan evladı. bir insan kendisini birincil olarak nasıl olmadığı bir şey üzerinden tanımlar, varlığına inanmadığı bir şeyle kimlik oluşturur?
elemanın biri zamanında "adam elektrikçi değil de mimarsa, ona aelektrikçi demeyiz, mimar deriz" demişti. doğru söylüyor. net. ancak uludağ'da anladığım kadarıyla farklı bir motivasyon söz konusu. çok sayıda ateistin hayatlarını din/tanrı/peygamber nefretine adadılarını gördüm. ilk etapta iyi niyetle düşünmeye kalkınca şu sonuç çıkıyor:
- bilimin ışığında bir dünya görüşü benimsedik. sürekli ironi yoluyla, tekmil yoluyla dinin saçmalıklarından dem vuruyoruz, tanrının olmadığına dikkat çekiyoruz ki herkes aydınlansın.
gelgelelim bu da havada kalıyor, zira bu sözlükteki ateist/agnostiklerin gruplaşarak alenen taşak geçmeye yeltendiklerini gördüm. bu şekilde bir aydınlatma biçimi yok. dolayısıyla çağdaş düşüncelerle gençliğin ışıması kimsenin skinde falan olmuyor. işte bu yüzden bir sk anlamadım bu zevatın eyleminden. söz konusu motivasyonu benimle paylaşan ilk ateiste yüz bin lira veriyorum.
türkiye cumhuriyeti'yle pkk arasındaki "düşük yoğunluklu savaş"a benzer hadiselerin değişik aktörlerce tarih boyunca gerçekleşmiş olmasının, yine otoriter-evrensel meşruiyet sahibi tarafın, illegal yapının çözülmesini istemezcesine tavır sergilemesi ve zaman zaman kendine ait bazı kurumlarca bu yapıyı desteklemesinin örnekleri var. dolayısıyla zaten benim gibi düşünen önemli bir topluluğun olduğuna emindim. hatta yakında "ordunun ve dolayısıyla devletin pkk'yı bitirmek istememesi" düşüncesinin yoğunlukla gündeme geleceğini, bir kısım tarafından -çok ortada olan sebeplerden dolayı- benimseneceğini, ulusalcıların ve iq seviyesi bakımından ulusalcılarla yarış halindeki geniş topluluğun da bunun aksini ispat etmek için yaratıcı örnekler sunacağını tahmin ediyordum ve ediyorum.
terörün bitirilmesi mümkün değil. çok sağlam bir kazanç kaynağı. sadece devlet açısından da değil. avni özgürel'in zamanında apo'yla yaptığı röportajda apo "bu işi bitirirsem beni bitirirler" demişti. ayrıca pkk'yla mücadelenin finansmanında "uyuşturucu"nun önemi büyük. "güneydoğu'dan edirne'ye kadar cemselerin eskortunda uyuşturucu taşındı" deniyor.
roj tv'de "21 ağustos'ta (aktütün baskınından iki hafta önce) onuncu kongremiz kandil'de toplanıyor" diye durmadan yayın yapıldı. cemil bayık ve murat karayılan dahil, tüm yönetici kadrosu kandil'deydi. toplantı on gün sürdü ve roj tv sürekli toplantıdan görüntüler yayınladı. artık bu halkın sorgulamamasına o kadar alışılmış ki, ordu inanılmaz boyutlarda rahat davranabiliyor. dağlıca'nın ve aktütün'ün önceden bilinmesine rağmen önlenmemesi, bunları ortaya çıkaran yayın organlarının tehdit edilmesi hadisesi biraz daha netleşiyor.
"sizce niye kandile tek bir hava operasyonu yapılmadı? -özgürel'e soruyor eleman-
bunu izah etmek lazım. halk bu sorunun cevabını öğrenmek ister. eğer pkk'yı bitirmek istiyor idiysen ve bu kadar öfkeliysen, pkk'nın bütün yönetim kademesi ve kadrosu oradaydı. pkk tasfiye edilebilirdi. bir değil, on gün sürdü bu kongre. hadi hududa gelen adamları görmediniz dağlık falan dediniz... örgütün televizyon yayınını da mı izlemediniz? bu kongreden sonra aktütün'de 17 genç öldü. arkasından diyarbakır'da polisler kurşunlandı. eksiklikleri soran gazetecilere de "vatan haini" demeye varan açıklamalar yapıldı."
tarihte benzerleri olan bir durum dedik. güzel bir örnek vermiş eleman:
"fatih arnavutluk seferine çıkıyor ve yeniliyor. ne oldu diye soruşturduğunda, komutanların, "bu savaşı da kazanırsak padişahın bize ihtiyacı kalmayacak" diye düşündükleri ve cepheden çekildikleri ortaya çıkıyor. bugün türkiye'de pkk terörü de, güvenlik birimleri için birçok şeyin gerekçesini oluşturuyor."
üzerinde konuşulacak kadar önem ihtiva etmiyordur sanırım ama ziyadesiye mümkün aslında. tkp'nin mitinglerindeki ulusalcı söylemleri, devletteki mason geleneği ve ergenekon, kemalizmin seküler yönü ve eşcinselliğin çağdaş medeniyetler seviyesinin çakılı dogmalarından olması... eh, yani. zorlarsak gideri var.
ilişki esnasında penisin çapı, hymen ortasındaki deliğin çapından küçükse zarın esnek olduğu yanılgısına düşülebilir. çükün küçük olabilir yani, ayak yapma hiç. topla tüfekle gelmen mantıklı olabilir o zaman, sığırcasına.
avrupa ekonomide, bilimde falan sınıfı geçmiş. avrupa banknotları alplerde yetiştiği için toplayıp toplayıp ekonomi geliştirmişler, bilim yapmışlar, sanat eserleri meydana getirmişler. avrupa'nın sömürge tarihi mi kısa dönemli olan, yoksa çağlar boyu süren cehaleti mi?
orta yerine israil bombasını 1948'te koyanlar önceki gün cezayir'i, fas'ı; dün ruanda'yı, bugün afrika'yı sömüredururken, filistin, iran incir çekirdeğini doldurmaz konularda kafa patlatıyormuş meğer. meğer ortadoğu ipimle kuşağım dolaşıyormuş. ellerindeki tüm imkanlar alınmamış yani. yani şu anda sınırlarını geçemediği için gıda yardımı bile alamayanlar onlar değil.
aklını sktiğimin filistinlisi yazsana soneni, bestelesene adagionu, patlatsana postmodern zırvalarını, video art'ınla doldursana avrupa'nın tüm skindirik bienallerini. ama malsın işte. tüm imkanlarına rağmen incir çekirdeğini dolduramadığın için üçüncü sınıf cazcılar yetiştiremedin sen. bu yüzden bizim gençlik selena benzeri platin saçlı ciksini kapıp gittiğinde festivallere esamen okunmuyor kuveytli. bir iran sineması işte. onu da bizim yavrukurt bilmiyor sanırım.
ispanya'da hiç iç savaş yaşanmadığı, almanya'da neonazi diye bir kavram peydah olmadığı, britanya'da mezhep çatışması yaşanmadığı, abd'de her şeyin güllük gülistanlık olduğu, fransa'nın yakın zamanda ateşe falan verilmediğini düşünürsek doğrudur türkiye'nin seviyesiyle uyumlu olmaması. avrupalılık nişanını alayazarken ortadoğulu pislikler olduk çıktık. ya paris'i yaksalardı, ya irlanda karışsaydı, ya bask, ya ira, ya katalan, ya protestan...
avrupalıyım diyen de bir anda ortadoğulu uyanacaktı ertesi sabah. iyi ki avrupa gelişmişliğin göstergesi. iyi ki önümüzde avrupa gibi örnek alınacak bir medeniyet var. umarım biz de bir gün sokak ortasında birbirimizi skip, 70'li yıllara kadar sömürdüğümüz afrika ülkelerinden çaldığımız ganimetlerle müreffeh yarınlar inşa ederiz. kısmet.
bir kızın kendisi için mini etek giyiyor olma ihtimali efsanevi bir palavradır. reklam jargonu nelere inandırdı milleti. vay be. kendisi için giyiyor ama yalnızken olmuyor bu nedense.
- kendim için giyiyorum ama bunu istiklal caddesi hariç bir yerde yapamıyorum yahu.
akp tarafından atanan rektörlerin "yasağa uyulması için elimizden geleni yapacağız" şeklinde verdiği beyanat yakın çevrelerce anlaşılamasa da ulusalcı medyanın "mini eteğime dokunma" kampanyasının fransız entelijansiyası tarafından sklenmediği de gelen haberler arasındaymış.
"...ülkenin dört bir yanında liseliler, "Yaşlarına uygun olmayan seksi kıyafetlerin" yasaklanmasının özgürlüğe darbe olduğunu söyleyerek ayaklandı. (...)Ayrıca bu hareketler Fransız solu tarafından desteklenirken yeni bir "seks devrimi"nin başlangıcı olarak gösteriliyor."
ne mutlu fransızım diyene lan. akp avrupa'yı nasıl etkilemişse, fransız otoriterler de yobaz olmuş çıkmış. benim bildiğim onur öymen, kılıçdaroğlu falan izin vermez buna. nur serter'den mini etek giymeyen fransızlar için ikna odası kurması beklendiği de yeni haberler arasında. akut gibi gidip, arayıp-ikna edip kurtaracaklarmış.
boxer'ı gözükmeyen bir yüksek bel mağduru genç veya piercing'i olmayan bir kızdan noksan okulun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
