uludağ sözlüğün ekşiye göre daha kolay yazar alımından kaynaklı sanırım ipini koparan içeri doluşmuş, sol frame'e bakıyorsun 3 başlıktan birisi kemalistler xxx diye devam ediyor.
Hemen hemen hepiniz izlemişsinizdir nikah memurunun "falanca kadını eşin olarak kabul ediyor musun?" soruna "hayır" diyip şaka yapan adamı ve akabinde memurun atarlanmasını içeren videoyu, izlemeyenler için link bu https://www.youtube.com/watch?v=v7Arf19dLRU
Adamın belki en mutlu günü orada sevdikleri var yakınları var daha da önemlisi hayat arkadaşı var, bir espri yapmış kendince, memur defteri kapatıp "şakayı başkasına yaparsın" diye atar yapıp toplanıp gidiyor adamı da rezil kepaze ediyor, ulan orası cenaze evi değil seni de kimse sike sike getirmemiş oraya bu neyin tahammülsüzlüğü bu neyin şekli eski karınla mı evleniyor aşık olduğun kadını mı elinden aldı insanların gününü rezil etmeye ne hakkın var, adam gariban diye esprisine bile tahammül edemiyorsunuz ezebildiğiniz kadar eziyorsunuz... O düğün her hangi bir kodamanın düğünü olsa, devlet erkanından birinin olsa hepsini geçtim bizim gibi cevval tiplerden birinin düğünü olsa o defteri senin dübürüne sokmaz mı? Sokar ve bunu sende biliyorsun garibanı ezdikçe ezmenin anlamı nedir? Bu kadar sevmiyorsan bu kadar tahammül edemiyorsan siktir git başka bir iş yap orospunun evladı, zorla mı çalıştırıyorlar seni? ilk izlediğimizde fıkrasına gülünmeyen adam mantığıyla hepimiz bi güldük lakin evlenen bi adamın mutluluğundan kaynaklı kendince yaptığı şakasına bile tahammül edemiyorsan, soyunu sikmişler gibi davranıyorsan senin de seni o pozisyonda çalıştıranın da amk...
Ülkenin yoksulluk sınırını artık bir şekilde hepimiz öğrendik, peki ülke olarak cinnet sınırımızı bize anlatabilecek bir kurum var mı? istisnasız hepimiz cinnet sınırındayız ne kadar çabuk sinirlendiğimiz ne kadar çabuk köprüleri attığımız ortada, anlayamayanlar mesela sokağı izlesin, taksicinin elinde levyeyle hemen arabadan inmesini bana başka türlü neyle anlatabilirsiniz yada esnafın sorunlu müşteriye hemen çemkirmesini? Dikkat edin öğretmenlere uyarmadan sınıftan atıyor öğrencilerini, iett şoförü vatandaşın otobüsten inişini bile bekleyemiyor, her hangi bir çağrı merkezini aramışsınızdır hepiniz "konuşmalarınız kalite standartları gereği kayıt edilecektir" cümlesini de bilirsiniz, toplamda 2 saniyelik bir cümle hepinizin ruhunu daraltmıyor mu? Bir web sitesi 3 saniye geç açıldığı zaman bilgisayarı camdan mı atsam yere mi vursam diye aklınızdan geçmiyor mu? Biliyorum size sorduğum soruların cevaplarını, ülke olarak gerginliğin sınırındayız cinnete komşu yaşıyoruz her an birimiz, bir yerde çileden çıkabiliriz ki zaten "benim kırmızı çizgilerim var" klişesi de bu durumun doğurduğu bir uyarı cümlesinden ibaret.
Sebebi ne bunun, neden bu kadar gerginiz? Siyasetin kirli oyunlarından değildir her halde, hayır hayır eğitim sisteminin can çekişmesi de olamaz, sağlık sektöründe ki aksaklıklarla ne alakası var, kredi borçları geçim sıkıntısı hiç olamaz, katliamlar terör eylemleri yanından bile geçemez, gençlerin ölmesiyle de alakalı olmamalı, ifade özgürlüğünün olmayışı bu durumu enterese bile etmez, parasını ödediğin internet tv kanalı vs gibi hizmetlerin parasını fazla fazla öderken vadedilen hizmeti alamayışın ve akabinde bu itirazlarının karşılıksız kalması da değil, tecavüzcünün yolsuzun hırsızın koruyucusu haline gelip, garibanı öğrenciyi mağduru dahada mağdur eden yargı sistemi de değil, her gün gelen zamlar asla değil... Evet arkadaşlar cinnet sınırında yaşamamızın sebebi bunlar değil deli misiniz siz? Bunlar insanı cinnete sürükler mi hiç? Ülkece cinnet sınırında olmamızın tek sebei var, AT evet evet AT.
hanginiz doğduğunda paranoyaktı yada hanginiz suçlu? Al capone mesela hırsız mı doğdu, çakal carlos kuralları alt üst ederken marksist mi doğmuştu, john nash şizofren bir bilim insanı olacağını hesaba katmış mıdır mesela ilk okula başlarken? Bizi diğer yarımız sandığımız diğerleriydi sinir sahibi yapan paranoyaya iten suça meylettiren küfre alıştıran... Düşünsene ilk yaptığın paranoya neydi mesela muhtemelen lisede kız/erkek arkadaşın konferans salonunda, okulun yakışıklı/güzel insanına bakmış mıydı aralarında Tesla'nın alternatif akımına inat doğrudan bi elektriklenme olmuş muydu? Akabinde paranoyan sinire dönüşüp basmadın mı küfrü yüzüne yüzüne, biraz daha büyüyünce ne olacak benim geleceğim, iyi niyetle bi yere varamam atalarımızın dediği gibi "çok laf yalansız çok para haramsız olmaz" diye düşünmedin mi? Neticesinde kolay yoldan geleceğini kurtarmak için suç işlemedin mi yada en azından banka soymak geçmedi mi aklından sadece proje olarak olsa bile? Yaş daha da kemale erdiğinde ulan bu memleketin hali ne olacak içine sıçtılar memleketin demedin mi? Siyasiler ölse de kurtulsak diye düşünürken kendini en aktivist halinle kucaklamadın mı gezi de, tandoğan da, kızılay da, gündoğdu da? Biz, hepimiz tamamen biz ulan işte, güzel çocuklardık büyük adamlar olacaktık ama bizi delirttiler, hasta olduk... Şimdi kimimiz bir plaza da elinde mug la americanosunu içerken günün ne kadar kötü geçtiğinden bahsediyor diğer mug lı arkadaşına, kimimiz kendi işini kurmuş stopajdan vergilerden piyasa da iş olmayışından dert yanıyor, kimimiz daha zor şartlar altında çalışarak geçinmenin ne kadar zor olduğunu anlatıyor eşine dostuna... Kimse mutlu değil kimsenin aklı başında değil en iyi durumda olanımız da aşk acısı çekiyor, deliye her gün bayram diyorlardı delirttiler bizi bayramların da eski tadı kalmamışken. Onun için sırada ki şarkımız sizin bizim için bütün sevipte kavuşabildiği halde delirenler için geliyor. https://www.youtube.com/watch?v=ytbUzbTEshw
hunharca sikilesi insandır. o öyle olmuş bu böyle olmuş aslında ben şununlayım ama o da bununla aldatıyor beni diye içtiğin 6 tane güzelim birayı hiç etmene neden olmuş insandır... final mi? senin de seni aldatanın da amk hadi görüşürüz demektir.
kadının erkeğini hangi statüde gördüğüyle mi alakalı yoksa hangi statüde görmek istediğiyle mi alakalı henüz çözemediğim mevzudur, sevişirken bile ağır abiyi oynamaya itildiğiniz durumdur.
kısık ve vakur bir sesle, şu tarafa doğru aç bacağını talebinde bulunulası...
tehlikenin farkında mısınız? yaz geliyor ve bütün gün sol frame de "öyle sevişirsen böyle olur" "kaç kişiyle seviştin" yazarların don renkleri" gibi başlıklar açan ergen kardeşlerimiz daima ve kesintisiz olarak aramızda olacak.
isme aldanmayın yerli film bu ama tabi bizim memlekette hiç bi sike değer verilmediği için filmin yönetmeni aynı zamanda yapımcı ve senaristi olan hakan yılmaz direk yurt dışına göre ayarlamış filmi bence doğru da bi hareket çünkü gençler film baya baya aykırı bi film, fragmanı izleyince zaten ne demek istediğimi anlarsınız aman ailenizle izlemeyin fragmanı çünkü baya erotik sahnesi var. film henüz çıkmamış yada yurt dışında gösterimdedir bilmiyorum ama ben aradım bulamadım filmi sanırım baya yeni bi film merak edenler için linkini veriyorum https://www.youtube.com/watch?v=3mxZZXVYD0Y
parti üyesiyseniz ya da es kaza partiye numaranız geçtiyse, aday adayları sabah 7 den akşam 12-1 e kadar sürekli kısa mesajlar atarak beni destekleyin der, mesaj kutunuz günde 100-150 sms le resmen taciz edilir. tabi seçim yaklaştıkça sms sayısı artmakla beraber, arayıp oy dilenmeye destek istemeye şiddetle devam ederler. insan ister istemez ulan sana oy verecektim ama o kadar yıldırdın ki beni sikimde olmazsın bu saatten sonra inşallah seçilemezsin diyor arayan insana.
aday adayının sekreteriyle aramda yaşanan dialog:
Alo merhaba god of utopia ile mi görüşüyorum
buyrun benim
efenim iyi günler biz sikko partinin sikko adayı için arıyo...
arkadaşım neden bu kadar taciz ediyorsunuz insanları ayıp değil mi?
efenim tabi haklısınız ama biz doğru yönl...
ya senin yönlendirmenden tut da aradığın telefona kadar sikerim siktir git
dıt dıt dıt...
(son aramalar, ara, "efendim sikko adayın ofisi" az önce kapattın içimde kaldı amınıza koyim!!!
dün gece liverpoollu futbolcuların kaldığı otelin önünden geç saatlere kadar sürekli korna çalarak geçen beşiktaş taraftarıdır. otel şikayeti üzerine gelen polisler tarafından engellenmişlerdir ancak gece geç saatlere kadar polis müdahelesi de işe yaramamıştır. bu durum akşam ki maça yansır mı bilinmez ama yürekten gelen bir davranış olduğu ortada...
takdir edilesi taraftar desteğidir, futbolun sadece futbol olmadığını kanıtlamış mücadelenin saha içine sığmayacağını göstermiştir.
edit: ulan herkes etikten ahlaktan bahsetmiş yok böyle kazanacaksak kazanmayalım yok öyle olacaksa olmasın bilmem ne hepiniz fair play neferisiniz, 'tribün olayları ve kötü tezahürat' uefa nın götünden uydurduğu bir yalan zaten, bu gözler kendi sahasını yakan futbolcusunu döven fenerlileri de gördü, sahayı pet şişe yağmuruna tutan galatasaraylıları da gördü... mühendis oktay'ı sadece üzerinde beşiktaş atkısı olduğu için döverek öldüren galatasaraylılar kalkmış şimdi burada maval okuyor yakışmadı diye, ingilizlerin bu memlekete geldiklerinde ne denli holiganlık yapıp ne kadar çirkinleştiğini hatırlayacak olursak yapılan hareket az bile onun için konuşmaya lüzum yok yapılan hareket takdir edilesidir.
çok özlemiş yazar beyanıdır, çok özlüyorsan dağa taşa bağıramıyorsun gelip burada sözlük ahalisinin beynini sikiyorsun işte, ne var yani azcık rakı içmişsem başlıkta mı açmayak.
bu ülkede kadına şiddet var hayvana şiddet var çocuğa şiddet var, her gün bir çocuğun istismarını, bir hayvanın vahşice yakıldığını, bir kadının ağır şiddete maruz kaldığını duyuyoruz, okuyoruz, izliyoruz, evet belki bireysel olarak elimizden tepki göstermek dışında bir şey gelmiyor ama etrafımızda gördüğümüz, eğitimsiz yahut bu suç eğilimi olan insanlara en azından kitap sevgisini aşılamaya çalışsak aydınlatmaya çalışsak onları, canlı bir varlığı hunharca katletmek yerine belki bir kaç romanı aynı anda katlederler.
farkı yok efendim bunların gücü eline geçirince zeytin ağaçlarını kesip ormanları yok edenlerden, yargıyı kendine yontanlardan, kendilerinden başka ne bir insana ne de başka bir canlıya tahammülleri yok varsa yoksa onların hizmetinde olacaklardır başka türlü yaşama hakkı olamaz.
hayvan bu, sana lüzumsuz yere havlayabilir, sevmeye çalışırken elini tırnaklayabilir bunu o düşünemez bellidir ki kendini tehlikede hissetmiş ve analiz yetisi yok, elinde taşla başını ezmen mi gerekir?
çocuklar konusunda yazmak bile gelmiyor içimden, savunmasız, herkese güvenebilecek potansiyelde, iyiyi kötüyü ayırt edemeyen, cinsel kelimesinin anlamını bilmeyip dizilerde filmlerde öpüşme görünce utanıp annesinin arkasına saklanan çocuklar... bir çocuk vardı hatırlarsınız N.Ç 35 kişinin tecavüzüne uğramıştı da eşsiz yargımız "rızası vardı" demişti. Zaman gazetesinin köşe yazarı vardı onu da hatırlarsınız Hüseyin Üzmez geberdi gitti, taciz ettiği kızın ailesine baskı yapılarak şikayeti geri almalarını sağlamaya çalışmışlardı, başaramadıklarında ise güçlüye yaslamışlardı sırtlarını... zamanında cemaatine sıkı sıkıya bağlılıkla sahip çıkan hükümet tarafından suçsuz bulunup arkasında durulmuştu.
kadınların hangi birini hatırlayıp da yazayım, hemen hemen her gün yaşanıyor, adliyede vurulanlar, sokak ortasında bıçaklananlar, kocasının tecavüzüne uğrayanlar, aile bireylerinin tacizine uğrayanlar ve daha bir sürü korkunç eyleme kurban edilenler. tecavüz her dönemde vardı dünyanın her yerinde ama bu ülkede ne ara bu kadar sıklaştı ne ara bu kadar yoğunlaştı...
yılda bilmem kaç milyar dolar ödenek alan diyanetin açıklamaları var;
avret yerleri görünmese de açık giyinmek tecavüze davetiye çıkarır erkek nefsini tutamaz, annenizin diz kapağından tahrik olabilirsiniz, kız kardeşinizle aynı yatakta yatmayın etkilenebilirsiniz... listesi uzar gider ama zihniyeti ortadadır "annesinin diz kapağından" tahrik olabilen birisi bize din öğretisinde bulunuyor olacak iş mi?
halka sempatik gösterilip düşünce empoze eden medya maymunlarımız var mesela cübbeli ahmet hoca;
hoca diyoruz değil mi? bakalım hocamızın zihniyetine "ben kız evladımı alıp kucağıma sevemiyorum tahrik olabilirim diye." hoca demiştik ama sapkın sapık ne idüğü belirsiz bir mahluk çıktı ortaya...
türkücü nihat doğan (türkücü dediysek çengi demek istedik)
"Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın"
bir de devlet erkanı var ki evlere şenlik;
hamile bayanın sokakta gezmesi ayıptır, kadınlar vücut hatlarını belli eden kıyafetler giymesin, kürtaj cinayettir, teşhir edersen taciz edilirsin, türban takmayan kadın allahın yolundan çıkmıştır, tecavüze uğrayan kadın tecavüzcüsüyle evlensin konu kapansın, kızlı erkekli aynı evde yaşamak sapkınlıktır, kadın belli bir saatten sonra sokağa çıkmasın vs. vs. vs. uzar gider aklımda kalanlar şimdilik bunlar.
ulan herkes bilir ki, teşhirden ziyade gizli kalan merak edilir ilgi çeker, görebildiğini değil göremediğini merak edersin, hadi senin merakını fantezini geçtik bunu giyinen insanda tercihlerini özgürce yaşayamazsa ilk bulduğu fırsatta dibine vurmaz mı bu durumun? bakın şeri kanunların gün gibi ortada olduğu iran var önümüzde, yazın buraya tatile geliyorlar ip bikiniler mi ararsın üstsüz güneşlenenler mi? ben henüz görmedim bu kadar açık giyinen türk kızı, yanlış anlaşılmasın iranlıları aşağıladığım için değil bastırılmış duygularından kurtuldukları anda ne kadar ters yöne gittiklerini anlatmak istedim, bu psikolojide vardır neyi yasaklarsan daha cazip hala getirirsin aslında... bunu da geçtim sen ağzının salyalarını akıta akıta laf atıp apış aranı ovalama diye insanlar kıyafetlerinden mi feragat etsin, yazın ortasında (kendi tercihi olmayanlar için söylüyorum, tercih edenin kendi isteğidir bizi bağlamaz) kara çarşafla mı gezsin, sen hormonlarını dizginleyemiyorsun diye yalnızca gözlerini mi göstersin?
hadi kadınlar böyle hayvanında mı rızası vardı hayvanda mı teşhirciydi hayvanda mı yolluydu? demezler mi adama?
bu durum üzerine söylenecek milyonlarca daha kelime vardır arkadaşlar ama konunun özeti çok açıktır.
imam osurursa cemaat sıçar! nasıl bir devlet ki bu özgecan kardeşimizin durumundan sonra AB baş müzakerecisi Volkan Bozkır, "şayet benim kızımın başına böyle bir şey gelseydi elime silah alıp cezasını kendim verirdim, cezasına da katlanırdım" diyebiliyor. bunun cezasını vermek istiyorsan bu ülkede pornoyu yasaklayıp, çaktırmadan genelevleri kapatıp, kadını erkekten erkeği kadından koparıp, insanların içinde ki bastırılmış hayvanı ortaya çıkaran öncülerine ver.
bireysel olarak en yakınınızdakinden başlayın eğitmeye, bir fert bakarsın binlerce ferdi eğitir. çözüm idamda ya da tecavüz edene tecavüz ederek gelmeyecek çözüm eğiterek öğreterek gelecek.
anlayacağınız özgecan kardeşimiz akp nin yarattığı bu cinsel algının kurbanı oldu arkadaşlar...
efendim 2 yıllık sevgiliniz, sizin bütün iyi niyetlerinize, elinizden geleni yapmanıza, neredeyse dünyayı önüne sermenize sevgi şefkat ve daha nice kutsal hissi kucak kucak vermenize rağmen, bir dediğini iki etmemenize rağmen sizden vazgeçip terk etmek suretiyle siktir olup gitmiştir.
yaptıklarınız fedakarlıklarınız emekleriniz ve en önemlisi o büyük sevginiz çöpe gitmiştir. bir şeyler istersiniz canını yakmak en azından size karşı bu vefasızlığının bedelini ödetmek istersiniz, zira sizin eşsiz sevginizin kıymetini bilmek bir yana birde sizi terk etmek suretiyle dünyanızı başınıza yıkmıştır...
bu noktada insanı alır bir düşünce, ne yapsam da zalımın kızına dünyanın kaç bucak olduğunu göstersem bana ettiklerinin karşılığını bulsa diye kara kara düşünürsünüz bu esnada aklınızdan olmadık hayaller en umulmadık düşünceler geçer hatta bunun boyutu onu ıssız bir yerde öldürmeye varacak kadar uçuktur.
saniyede aklınızdan binlerce intikam fikri geçmesine rağmen en doğrusunu sonunda bulursunuz.
ilişkiniz boyunca yaşadıklarınızı, bildiklerini ve bilmediklerini, en emin olduğu konuların bile aslında öyle olmadığını, sizin sevginizden deli divane sıkılmışken, söyleyeceğiniz yapacağınız hiçbir şeyi sike sallamazken bile sizin onu çok sevdiğinizi bildiği için kendisini kaçınılmaz olarak vazgeçilmez sandığını fark ettiğinizi, aslında sizin malum sonu önceden görüp ona göre hazırlık yaptığınızı ve daha benzer bir çok iyi-kötü-çirkin olayı olguyu bilgiyi kafanızda şekillendirerek bir roman gibi yazıya dökmenizdir.
intikamların en acısıdır, onun doğru bildiği bir çok şeyin yanlış olduğunu öğrenmesini sağlamak, zira sizin 2 yılınız çöpe atılmış olsa dahi o henüz sizin de ona söylediğiniz yalanları, sakladığınız geçmişinizi, onunlayken yaşadıklarınızı bilmiyor ve 2 yıllık ilişkisinde bilmediği gerçekleri terk ettikten sonra öğrenmek hasmınızda "vay be nasıl kandırmış beni demek ki her şey yalanmış sevgisi gerçek miydi acaba" gibi günlerce sürecek iç muhakemeye neden olacak.
neticede günlerce terk ettiği sevgilisini düşünerek aslında kendini kraliçe sandığı dünyasında ayakkabısını kaybetmiş kül kedisi olduğunu anlayacaktır.
hikayenize onunla tanıştığınız günden başlayıp onunla tanışana kadar yaşadıklarınızı geçmişinizi, onunlayken yaşadıklarınızı, aslında kim olduğunuzu onu nasıl gördüğünüzü aklınızdakileri en ama en dürüst haliyle yazarak başlayın. okuduğu anda anasının .mına kar yağdığına şahit olacaksınız.
efendim, havalar soğuk hayvana yazıktır aç susuz sokaklarda kalmasın gözümüzün önünde kontrol altında sağlıklı yaşasın diye düşünerek ofiste ona yer vermekten ibaret olan bu durum görüldüğü üzere yeteri kadar sosyal sorumluluk içeren bir davranış lakin sorumluluğun dibine vurmak isteyerek hayvanın iç dış parazit aşılarından pire bit damlasına oradan alıp kuru şampuandan tüy bakımına kadar her şeyi yapmışsındır.
ilk günler güzeldir, kedi mutludur gırıl gırıl gezer ortalıklarda sen yaptığın işten kıvanç duyarak ekstra ilgilenip sevmelere devam edersin, taa ki o acı ana kadar kedi kardeş yüzüne osurmuştur allahım bu nasıl kokudur "ulan sana en kaliteli mamayı aldım nasıl fermente ettin bunu içinde"dir. kedi osuruğunun tesiri için (bkz: kedi osuruğu) neyse günler bir birini kovalar, kedi kardeş çalışmalarınızı engeller klavyenizin üzerine yatar, dosyalarınızın üzerine çay devirir, telefonla konuşurken yüzünüze kafa atar, masanın üzerinden telefonunuzu atar...
ilerleyen zaman da artık tahammül edilemez bir hal alır olaylar, gece ofiste yattığı için sağa sola işemeye başlar (kum kutusu var) her taraf kedi tüyüdür sabah ofise girdiğin zaman yüzüne çarpan geceden kalma kesif bok kokusu, yediğiniz yemeğe salça olur bu kedi yavşağı, daha olmaz gece boyu kalemliktir mouse dur ajandadır bilumum ofis malzemenizi yerlere atar, deri koltukları tırmalar vs. vs.
kedi için yaptığınız sosyal sorumluluk artık iyiden iyiye götünüze girmeye başlamıştır ne yapsanız değişmeyecektir artık zira hala havalar soğukken kapıya atmak olmaz zaten sen atsan da çalışma arkadaşların seni yerin dibine sokar kahrolursun.
şuanda ben bu satırları yazarken 2 defa elime pati attı .mına koduğumun hayvanı, sabırla baharın gelmesini beklemeye başlarsın bahar bayramını burada kutlamasına izin verdikten sonra kıdem tazminatını da ödeyip siktir etmeyi düşünürsün...
lakin grev hakkını kullanır mı lokavta gider mi her hangi bir sendikanın üyesi midir? henüz bilmiyorum.
efendim yıllarca uğraşıp uğraşıp bir türlü sevgili bulamayıp, hiç bir türk kızını sevgili olmaya ikna edemeyen başka milletten de değil bir kız bir kedi bile tanımamış olan zavallı abazandır.
sanırsın her milleti test etmiş her gün italyanlarla pisa da latinlerle palmiyeler altında sevişmiştir ve neticede en kötüsü olarak türk kızını seçmiştir. kedinin ciğeri karalaması misali türk kızını karalayarak belki bir yere varırım derdindedir, amacına ulaşamadıkça daha şiddetle karalar... ona sorarsanız türk kızı mı iyidir sağ elin mi diye muhakkak ki sağ elini telli duvaklı gelin etmek isteyecektir.
efendim soğuk almışsınızdır, virüs kuluçkasını tamamlamıştır hastalık yavaş yavaş baş göstermektedir halsizlik kırgınlık başlamıştır tam o sıralarda inceden geniz kaşıntısı burun tıkanmaları oluşmaya başlamıştır, tam bu esnada snıff snıff diye içinizi havayla doldurmaya başlarsınız zira hapşırık geliyordur siz snıff snıff diye kasılırken hapşırık birden gidivermiştir gözler yaşla dolmuş ciğerleriniz havayla şişmiştir hağşırık içte patlamıştır ama henüz bitmemiştir yeniden başlar gelmeye yine snıff snıff diye başlarsınız tam patlatacakken hoop hapşırık yine gitmiş bir türlü hapşıramamışsınızdır. sonrasında hapşırık bunu zevke döker, alışkanlık haline getirir, gider gider gelir genzinizi s.ker atar...
efendim hafif meşreptir karıya kıza yazma olayını bambaşka boyuta taşımış erkektir arka cebinde cımbız da taşıyordur, zora geldiğinde utanan maymun da gönderiyordur.
efendim her gündem sıkışmasında ortaya çıkan trollerden bıktık usandık neyse parası verelim isviçreli bilim adamları raid gibi bir çözüm üretsin gördüğümüz yerde sıkalım uzaklaşsınlar.
lezzetli bir olaydır efendimiz, şimdi şöyle oluyor ki; uzun süreler boyunca yaşanan kıskançlık krizleri, tripler, kavgalar vs. aranızda ki aşkın anasını s.kmiştir neticede ayrılmışsınızdır aradan da uzun uzun zamanlar geçmiştir ama karşılıklı etkileşim libido artışı bitmemiştir neticede bir zamanların aşk ilişkisini fuckbody lik müessesesine taşırsınız artık her şey serbesttir artık kıskanmak yasaklamak telefon karıştırmak o kız kim bu adam sana neden baktı sorunsalı ortadan kalkmıştır, pompadan pompaya koşarsınız ve herkes mutludur.
