sekersizkahpe
45 (uyuyan dev)
on birinci nesil yazar 73 takipçi 989.46 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sizi ağırlamaktan onur duyarız

    1.
  1. ingilizcesi şöyle olan misafirperverlik belirten bir cümle.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1169102/+
    5 ...
  2. selamün aleyküm cümleten

    1.
  3. Az önce cumaovası yönüne giden izban'a binen bir dayının selamlama cümlesi. Bir kişi bile cevap vermedi.
    4 ...
  4. text door neighbour

    1.
  5. Yeni bir akım. Sanırım ingiltere tabanlı.

    Abi bu nedir ya, insanlar birbirleri ile iletişime geçmek için bu kadar neden uğraşır.

    Küçükken ev telefonları ile yapardı bizim nesil buna benzer bir şey ama tamamen dalgasına. Bir numara sallar öyle salak salak konuşulurdu.

    Burada ise durum biraz daha farklı. Kendi numaranızın Son hanesini değiştirip mesaj komşunuzu buluyorsunuz. Ha evet, son rakam 10 değişik rakam olabilir (0,1,2,3,4,5,6,7,8,9). Bunlardan biri zaten kendinize ait. Kaldı size dokuz seçenek. Toplam dokuz tane komşunuz var. Biri olmazsa ötekini deniyorsunuz.

    Tanımadığın birine mesaj atıyorsun ve açıklaması da şu: "sen benim mesaj komşumsun da bir merhaba demek istedim, eki eki."
    Abi bi siktir git. Tanımam etmem. Bir de en iyi kısmı için şey demişler "en iyi arkadaşınızı, bir sonraki ev arkadaşınızı veya gelecekteki sevgilinizi bulabilirsiniz."
    Şimdi bir şey derdim de...
    2 ...
  6. kadınlar vermez alır

    1.
  7. Ataerkil gerzeklerin öğrenmesi gereken bir gerçek. Siz herkese verme modunda geziyorsunuz, biz istediğimizi alıyoruz beyler; bunu kanıksayın artık.
    Seks kadın vücudunda yaşanır. Vajina, Penisi içine "alır." Siz satıcısınız, biz alıcıyız. Beğendiğimizi alır, beğenmediğimizi siktir ederiz. Siz de gider ürününüzü başkasına satmaya çalışırsınız, bir alıcı bulana kadar.
    9 ...
  8. whatsapp ını fıfıfı fıyk fı diye öttüren insan

    1.
  9. Özellikle toplu taşıma araçlarında kafa beyin siken insandır. Senin var ya ben ta amk, it oğlu it.
    insanlıktan, görgüden nasibini almamış mal. Allahın belası pislik.

    Nefret ediyorum lan senden, terbiyesiz herif. Hiç mi edep bilmezsin. iki dakikada bir ötüyor o elindeki telefon. Kapatsana şunun sesini. Titreşime al, bir şey yap ayı. Öttürme şunu durmadan!

    Bir de bunların tuş sesini de açık bırakan versiyonları var, en ağır küfürleri onlara ediyorum.
    Beyniniz yansın inşallah!

    Neyse sakinim.
    54 ...
  10. am i still the one

    1.
  11. Hoş bir Daniel Powter şarkısı.
    https://www.youtube.com/watch?v=0OlCdBqIo6g
    (bkz: durduk yere adamın amına koyan şarkılar) listesine girer mi?
    Kesinlikle girer.

    Lyrics

    I don't get much from hero
    I don't give them much thought
    I crumble on the crashing
    may you still around
    I don't like my reflection
    I don't like what i see
    I'm scared of my shadow
    You cast this doubt on me
    But am I still the one?
    Am I still the one?
    Am I still the one?

    I was still there in the shadow
    just to understand your pain
    but when I need it
    till them rush to left in the other way
    I wanted to have comfort
    the moment when we have begun
    I love you though you love to listen I'm still the one

    You call me through the windows
    You call them through the floor
    You sent these flyers to find me
    Now they're kicking down my door
    Am I still the one?
    Am I still the one?
    Am I still the one?

    I was still there in the shadow
    just to understand your pain
    but when I need it
    till them rush to left in the other way
    there's something I've got emptiness all be settled down
    I know you wanna me to be with
    I'm still the one

    So now would you leave angel?
    you got me all the wrong

    tell me that you'll never leave me again,
    now you're sorry 'uhuh uh'
    tell me that you'll never leave me again,
    now you're sorry 'uhuh uh oh-huh-yo'
    tell me that you'll never leave me again,
    'all these lovers'
    sorry 'oh-huh-yo'
    tell me that you'll never leave me again,
    'all these lovers'
    sorry 'oh-huh-yo'
    tell me that you'll never leave me again,
    'all these lovers'
    sorry 'oh-huh-yo'
    tell me that you'll never leave me again,
    'all these lovers'
    2 ...
  12. kendini çizgi film karakterine benzeten kadın

    1.
  13. Başlık yanlış anlaşılmasın efendim, "ben kendimi şuna benzetiyorum" değil olay; kadın bunun için bıçak altına yatmış, bilmem kaç bin dolar harcamış.
    En garibi de 6 adet kaburgasını aldırmış.

    izleyelim:
    0 ...
  14. çizgi kahramanlardan dayak yiyen adam

    1.
  15. ucuz ve kalitesiz mal

    1.
  16. Öncelikle şunu söyleyeyim; 'ucuz ama şöyle kaliteli hede hödö' diye örnekler vermeyin çünkü bu başlık zaten onları kapsamıyor.

    Hem ucuz hem de niteliksiz mallardan bahsediyorum ben. Bu mallara ilgili çok büyük bir ekonomik sorun söz konusu.

    Şimdi efendim, malumunuz, ucuz ürünleri genellikle ekonomik durumu iyi olmayanlar tercih eder. Neye göre demeyin, aynı malın ucuzu işte. Mesela 15-20 lira arsında bir tuvalet kağıdı ile onunla aynı sayıda ruloya sahip ancak çok daha ucuz olan paketten bahsediyorum.

    ilkine A paketi, ikincisine B paketi diyelim. A paketinden çıkan bir rulonun "ortalama" ömrü -diyelim ki bir hafta iken, B paketininki 3 gün oluyor; çünkü A paketindeki rulo daha çok katlı ve dayanıklı ve bir iki parça kafi geliyor çoğu durumda. Diğeri ise zar gibi ince olduğu için doladıkça doluyorsun ve pırt bitip gidiyor birkaç gün içinde. Bu durumda ucuza alınan üründen yeni bir tanesi diğerine göre çok daha erken alınıyor ve diyelim ki iki ayda tuvalet kağıdına verilen para, a ürünü de olsa b ürünü de olsa benzer fiyatlara gelmiş oluyor. Bu durumda b ürünü kullanan kişi hem çok para harcıyor hem de kalitesiz bir hayat sürüyor.

    Aynı şey tencere tavalar için de geçerli mesela. Tefal tavanları ortalama 5 yıl (belki çok daha fazla) sorunsuz kullanırken cem vs gibi niteliksiz tavalar daha yıl görmeden cortluyor. Bu durumda 5 yılda bir tavaya verilen toplam para iki taraf için de nerdeyse eşit oluyor.

    Burada önemli olan durum elden çıkan toplu para tabii. insanlar bir anda o kadar para harcayamazken parça parça giden aynı miktar çok sorun teşkil etmiyor gibi görünüyor. Ancak pratiklik, ergonomi ve kalite konusunda kayıp yaşayan ikinci güruh oluyor. Sonra da sanıyorlar ki hayatlarını güzel güzel yaşayıp gidiyorlar. istediklerini alabiliyorlar.

    Bir de işin sağlık boyutu var tabii. Bazı ürünler için de standart bu sayılıyor. Herkesin ağzına pelesenk olan 'Çin malı kanser yapıyormuş' gibi.
    4 ...
  17. en çok sikilen kelimeler

    1.
  18. Ağız dolusu küfürleri ederken tamlamasına ihtiyaç duyduğumuz kelimelerdir.

    'Tıynetini siktiğim' derkenki Tıynet kelimesi gibi.

    Bu konuda özellikle son yıllarda yaratıcılık tavan yapmış durumda. Sikmediğimiz şey neredeyse kalmadı.
    2 ...
  19. kutudan boşaltılan kahvaltılık gevrek

    1.
  20. Sadece Amerikan film ve dizilerinde olur. Türkiye’de aldığım gevrek kutularının içinde hep ayrı bir poşetin içinde sunuluyor kahvaltılık gevrekler. Poşeti kutudan çıkarıp da koyuyorum kasenin içine. Kutudan direk boşaltım işi bizim kültürde yok hacı. Araya bir poşet gerekiyor.
    7 ...
  21. pudrasız

    1.
  22. Birbirinden bağımsız dört öykücükten oluşan, sinemasal gerçeklik üzerine kafa yoran bir meta-anlatı.

    Hamit Özonur

    Sinema, Georges Méliès’den günümüze, ilişkilendirildiği diğer bütün öncül sanatlardan çok ilüzyonla alakalı oldu aslında. Gerçek olanla kurmacayı birbirinden ayıran duvarları yıkmak, aralarındaki çizgiyi müphemleştirmek… Tıpkı bir ilüzyonist gibi seyirciyi izlediklerinin gerçek olduğuna inandırmak…

    Umut Subaşı’nın 47. siyad Ödülleri’nde finalist olan filmi Pudrasız da sinema tarihindeki birçok film gibi, zaten formun özünde bulunan bu olguyu filmin odağına yerleştirip bir meta-anlatı kurma yoluna giriyor. izleyiciye (sinemasal) gerçekliğin ne demek olduğunu ve kendi edilgen pozisyonunu sorgulatıyor. Filmin daha en başında hikâyelerini anlatacak dört insandan yalnızca birinin hikâyesinin gerçek, diğerlerinin ise kurmaca olduğu bilgisi, seyirci olmanın alışılmış pasif pozisyonuna ters düşen bir güçle beraber veriliyor: gerçek hikâyeyi anlatanı bulmak. Bu beklenmedik sorumluluk dört anlatıcıya olduğu gibi yönetmene duyduğumuz güveni de boşa çıkarıyor; film izlerken alışık olduğumuz güven ve konfor duygusunun altımızdan çekilmesiyle beraber, karakterlere yabancılaşmak yerine farklı bir düzlemde kendimizi onlara daha yakın ve filme daha dahil hissediyoruz. Tüm karakterlerin hikâyeleri öyle iyi kurgulanmış ki, dört öykü de birbirinden bağımsız olmasına karşın birbirini çok doğal bir şekilde tamamlıyor. Yönetmen böylelikle dört “oyuncu”ya da aynı anda inanmamızı ve tam da bu yüzden hepsinden şüphe etmemizi sağlıyor ve bu şüpheyle beraber “gerçek” denilen şeyin ikircikliği ve kaypaklığına dair sorulara ulaşmamıza olanak tanıyor. Sinemaya giden, film izleyen insanların yönetmenin insafında, çerçevenin içinde verilenlerin doğruluğuna inanmaya hazır olmaları üzerine; sinemada gerçeklik denilen şeyin elle tutulur bir olgudan çok anlatının organik bir parçası olması üzerine kafa yoruyoruz.

    Bu düşük bütçeli, küçük prodüksiyonlu filmin festivallerce atlanmaması sevindirici çünkü ‘gerçekçi’ sinemanın bu kadar sektörün iliklerine işlediği bir dönemde sinemasal gerçeklik üzerine film yapmak kıymetli.

    Umut Subaşı Kimdir?
    1990 yılında Ankara’da doğ du. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü’nde lisans eğ itimini tamamladı. Daydreamadlı deneysel filmi 2012’de Lars von Trier’in projesi Gesamt’a seçildi. 2013’te,Eksik ile Altın Koza Film Festivali Kısa Film Yarışması’nda En i yi Kurmaca ödülünü, Ü.N.K. ile Malatya Film Festivali Kısa Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Son filmi Pudrasız 47. SiYAD Ödülleri’nde En iyi Kısa Film Ödülü’ne aday gösterildi.
    2 ...
  23. film izlerken ekrandan hamam böceği geçmesi

    1.
  24. "Ne oluyor lan?!" anlarından birini yaşamanıza sebebiyet verir.

    Ekrana bakakaldım amk. Filmde mi yoksa gerçekte mi bir an ayırt edemedim. Amelie izliyor olsam neyse amk. Bilinç yoğuşması yaşadım resmen. Hayret. Bok işi var ekranda.
    1 ...
  25. şefler yarışıyor

    1.
  26. Digiturk Home & Entertainment kanalında yayınlanan bir şef yarışması.
    Başlangıçta dört şef var ve toplamda 3 round var. Sırasıyla başlangıç, ana yemek ve tatlı hazırlanması isteniyor şeflerden.
    Çoğu şef yarışma programında olduğu gibi her round için süre yarım saat. Bu süre başlamadan hemen önce yarışmacılara pişirecekleri yemeğin adı söyleniyor ve bir dakika içinde küçük bir odadan malzeme toplamaları gerekiyor. Bu süre biter bitmez yarım saatlik hazırlama ve Pişirme Süresi başlıyor.
    Bu süre içersinde Program sunucusu farklı tekliflerle geliyor. Program başında her yarışmacıya verilen 25 bin dolar ile bu yarışmacılar açık artırma usulü ile kendi işlerini kolaylaştıracak ya da rakiplerini aksatacak malzeme yahut cezalar satın alabiliyorlar. Bu kısımlar oldukça zevkli ve heyecanlı olmuş. Diğer şef programlarından da farklılık sağlamış.
    Dört round sonunda kazanan yarışmacı, cebinde kalan parayı alıp gidiyor.
    4 ...
  27. taşak bakımı yaptırmak

    1.
  28. John Oliver'ın ak saray odalarının birinde yapılmasını teklif ettiği etkinlik.
    http://odatv.com/mob_n2.p...kimi-yaptirsin-1211141200  

    şimdi gelecek yanıtlar:
    bakın kardeşlerim, bir tane vidyo var, oda tv yayınlamış, onun da hesabını soracağız elbet. 
    john oliver da kimmiş? 
    biz öyle birini tanımıyoruz. 

    birileri bizim sarayımızın birkaç odasının kullanımı hakkında öneriler vermiş. yahu sen kim oluyorsun? biz odalarımızı nasıl kullanacağımızı sizden öğrenecek değiliz. şüphesiz biz, bunu iyi biliriz.
    2 ...
  29. litrelik içeceği tek başına tüketen insan evladı

    1.
  30. Kısa ve net oç'tur (yalnız yaşamıyorsa tabii). Ulan anasının kuzusu bir sen mi varsın amk? Al eline bir tane bardak, doldur içeceğini, ister yudum yudum iç keyifle, ister bir dikişte bitir. Hadi bilemedin ikinci bardağı da koy iç. Ama insan evladı, içeceğin tamamını da bitirme be! Az biraz düşünceli ol. Özellikle şu kavurucu sıcaklarda soğuk bir şeyler içmeyi planlayıp buzdolabını açtığımda dumur olmak istemiyorum.
    -E burda limonata vardı, nerde o?
    +Ha, ben onu içtim ya...
    -Nasıl yani, nasıl içtin, hepsini mi içtin?
    +Heee, hepsini içtim.
    -Bre oç, biz insan değil miyiz lan, insan biraz düşünür, niye hepsini bitirdin?
    +Alırız yenisini ya.

    Bak bak, yenisini alırmışız. Ben sanki bilmiyorum yenisini alma ihtimalimiz olduğunu. Alırız diyene kadar siktir git al. Madem öküz gibi içtin tamamını, git yenisini al. 'Problem ettiğin şeye bak yea' havalarına girip benim asabımı iyice bozma.
    Hadi normal bir saatte böyle bir ihtimal var, allah aşkına şu saatte (sabahın beşi) var mı bunun bir yolu? Ben Şu anda içmek istiyorum onu amk. Bir saat sonra değil, hatta beş dk sonra bile değil, tam şu anda. Neden böyle bir ihtimal varken bunu engelleyecek şekilde davranıp sonra da konuyu ben büyütüyormuşum, aslında ortada çok da dert edilecek bir durum yokmuş gibi davranıyorsun? Var kardeşim var, senin bencil tavırların benim payıma ket vuruyorsa var.

    Oysaki buz gibi limonatanın içimi ferahlatması gerekiyordu.
    9 ...
  31. alli kirkham

    1.
  32. Amerikan illüstratör. 'Tecavüz nedir'i ve 'cinsel ilişkide rıza gösterme'yi Bilal'e anlatır gibi anlatmış. Ülkemizde tonla bulunan iki ayaklı hayvanlar belki bu sefer anlar.
    0 ...
  33. ünlülerin kendilerini sözlüklerden takip etmeleri

    1.
  34. Sözlük yazarlarının sıklıkla düşündüğü ve zaman zaman buna göre entry girdiği durumdur.

    Elbette takip edenler azımsanmayacak derecedir ancak sözlük kavramından haberi bile olmayıp da adına başlık açılarak onlarca entry girilmiş çok fazla ünlü olduğu da aşikârdır.
    1 ...
  35. ayak tırnaklarına oje sürmeden sandalet giyen kız

    1.
  36. iğrenç göründüğünün farkında olmayan kızdır, havaların ısınmasıyla ortaya çıkmıştır yeniden.

    Valla ben tiksiniyorum öyle ayak gördüğümde. Klasik french veya nail art yap falan demiyorum bak, bildiğin ojeyi dümdüz sür ve geç en azından.
    Çok kötü görünüyor be kızım.
    Kimse söylemiyorsa ben söylüyorum; çok kötü ve çok itici görünüyor.
    0 ...
  37. sigara içenlerin teni

    1.
  38. Sigara içen insanların tenlerinde ortaya çıkan, sigara içme göstergesi de olan belirtilerdir.
    1 ...
  39. sevgiliyi sözlükten tanımak

    1.
  40. Sevdiceğinizin, siz onun hayatında henüz var olmamışken neler yaptığını, olaylara ve gündeme bakış açısını, hangi yiyecekleri sevip hangilerini sevmediğini, giyim tarzlarına, müziğe, filmlere, kitaplara, sözlüklere vs ait ne varsa yazdıklarından öğrenmektir.
    En acısı da sizden önceki aşkları adına girdiği entrylerdir elbette. Hatta bazen bir başlıktaki bir entryi okurken diğer yorumlara da bakayım der ve tesadüf eseri karşılaşırsınız bu aşk dolu entry ile.

    Çok garip gerçekten. Siz onun yanında, hayatında değilken neler yapmış, neler düşünmüş, bir bir öğrenme şansınız oluyor.

    Sevgili geçmişini ziyaret...
    1 ...
  41. lütfi özkök

    1.
  42. Edebiyat fotoğrafçısı, aynı zamanda şair. Samuel Beckett, Jean Paul Sartre gibi muhteşem isimlerin fotoğraflarını çekebilen nadir isimlerdenmiş. Edebiyat dünyasının aranan fotoğrafçılarından olmuş zaman içinde.

    Hayatını isveç'te geçirmiş.
    Nobel ödülünün Beckett'ye verileceği konuşulmaya başladığı sırada Life dergisi Beckett'nin fotoğrafını çekebilme izni için aramış kendisini. Pek kimseyle görüşmeyen Beckett de: 'isveç'te bir Türk var, ondan isteyin.' deyip kapatmış telefonu.
    Konu ile ilgili yazı için

    Bu da Beckett'nin o enfes fotolarından biri
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/772127/+
    1 ...
  43. evlilik bir yastıkta kocamak değil

    1.
  44. 'Bir yastıkta aynı rüyayı görebilmektir.' diye tamamlanabilen cümle. Ben ÖSYM'nin yalancısıyım.
    Yanına bir de come on blonde answer now çaksalarmış tam olacakmış.
    Haydi şimdi herkes whatsapp durumunu güncellesin.
    0 ...
  45. hiçbir yiyecekten nefret etmeyen insan

    1.
  46. Her yiyeceği ağız tadıyla olmasa bile bir şekilde yiyebilen rahat insandır.
    Herhangi bir veya birkaç yiyecekten nefret eden / tiksinen kişiyi asla ve katiyen anlayamayacak olan insandır aynı zamanda.

    Hiç anlamayamıyorum ben bunları ya. Bir insan nasıl olur da hiçbir şeyden iğrenmez. Bir de gariptir ki bunlar, siz bir şeyden nefret ettiğinizi söylediğinizde "a a nasıl yemesin onu ya, o bilmem ne hiç yenmez mi" gibi tepkiler verirler. Bunların anne versiyonları ise belirli yiyeceklerden tiksinen çocuklar için hainli planlar yaparlar. Mesela yumurta yemeyen bir çocuğun sütüne yumurta karıştırırlar, hem de çiğ olarak! Neymiş efendim yesin de bir şekilde yesinmiş, haberi olmayınca problem olmazmış. Ulan vücut istemiyor işte o yiyecek her ne ise; neden ısrar edersin ki.

    Halbuki bir veya birkaç yiyecekten nefret eden insan öyle midir? Candır o can. Kendi gibilere saygı duyar, öyle arkadan oyunlar çevirmez. Mesela peynir yemeyen biri için poğaça veya börek yaptığında ayrıca o kişi için patatesli yapar, öyle patatesin içine peynir saklamaya kalkmaz. iyi insandır o. Sevin onu.
    1 ...
  47. erkeklerin saçlarının uzadığına dair kanıtlar

    1.
  48. Okul hayatı dolayısıyla yıllarca saçları kısa gezmek zorunda kalan erkeklerin 12. sınıf ve sonrasında bir heves ile saç uzatmaya karar vermeleri sonrası olduk olmadık yerlerde saçlarının uzadığına dair yaptıkları kanıt çalışmalarıdır.

    istisnasız hepsinin saçı önden çekiştirmek suretiyle saçlarının ağızlarına, çenelerine, boyunlarına falan geldiğini göstermeleri gibi.
    1 ...
  49. sonbaharı özlemek

    1.
  50. Arsız rüzgarların uğultulu fısıltılarıyla yerleri altın ile kaplayan mevsimler mevsimini özlemektir.
    Çatılarda ayak seslerini duyuran, flashbackler misali gecelere yansıyan anlık ışıkların perdelerde vuku bulduğu sahneyi özlemektir.
    Bob Ross üstadın tuvalinde spatula olup canvas'a üşüşen, her an çarpacak bir elektrik ile tutunduğu kabloda habersiz ancak tedirgin kargaların ses tonunda yitip gitmeye ısrarla karşı gelen tonların mevsimini özlemektir.
    Dışarıdaki titremelere karşın yuvanda iliklediğin sıcaklık bağını özlemektir.
    3 ...
  51. uyurken çiş geldiğinde bacakların tepişmesi

    1.
  52. Uyuyorsunuzdur böyle güzel ve derin. Sonra o çiş gelir de uykunuzu hafifletir ama o göz kapakları açılmaz bir türlü. Çişinizin geldiğini de anlamazsınız önce. ilk fark ettiğiniz durmadan sağa sola kıpırdanan, tepişip duran bacaklarınız olur. Sizi uyandıran da çiş değil o tepişme durumudur zaten.
    Hah işte o tepişmedir.
    1 ...
  53. im labyrinth des schweigens

    1.
  54. italyan yönetmen giulio ricciarelli'nin ilk uzun metraj filmi.

    http://www.imdb.com/title/tt3825638/

    Şu da trailer'ı:
    https://www.youtube.com/watch?v=1xU0Ywoww70

    Ayrıca bu yılki Eskişehir film festivalinin de açılış filmiymiş.
    Çok merak ettim lakin henüz malum ortamlarda bulamadım.
    1 ...
  55. come on blonde answer now

    1.
  56. Büyük başgan'ın über tweeti.
    fenomen olur bu.
    3 ...
  57. çekilmeye değer acılar

    1.
  58. Çok can yaksa da, insanı paramparça etse de pişmanlık yaratmayan; sonucuna olmasa da sürecine bile bir şekilde razı olduğumuz acılardır.
    0 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük