kırgınım. bu kırgınlığı yüzüne yüzüne bağırmak isterdim belki bir nebze toplardım ama artık ona bile mecalim yok.
Yaklaşık 8 ay önce evlenme teklifi aldım, çok klişe biliyorum ama çok seviyordum. Hiç kurmayacağım kadar salakça hayallere kaptırdım kendimi. Evlenme teklifi aldıktan 1 ay sonrada terk edildim. Beni,korkularımı anlamadı. O gece kendimden geçip saçmaladım. Her şey o kadar bir anda oldu ki mal gibi oldum. Arayıp,beni arama diye bağırdı ben o haldeyken. Sonra hiç aramadı, iki ay sonra dayanamayıp ben aradım. Benim demediğim şeyleri başkalarına sanki ben demişim gibi anlatmış, saçma sapan şeylerle suçlamış beni. Dalga geçer gibi tamam yapmadın diyip geçiştirdi beni. O dönemleri hatırlamak bile istemiyorum, sürekli ama sürekli uyudum,uyandım,ağladım. Özledikçe en son yüzünü gördüğüm kafeye gidip uzun uzun yazı yazdım. Beni sevdiğine o kadar çok inanıyordum ki, hala böyle olduğuna inanamıyorum.
3 hafta önce gördüm wp'da engellemiş beni aylardır hiçbir şekilde arayıp rahatsız etmediğim halde. Yeni gördüm sevgilisi varmış. Kendisi ateist birisiydi sevgilisi kapalı,şaşkınım. Tam da ailesinin istediği türde birisi. Umarım, gerçekten umarım uyumu yakalayıp, mutlu olur ama ben neden bu kadar kırıldım. Üstelik bunu hiçbir şekilde hak etmedim.
Aklım almıyor, yaşanan güzel günleri birkaç ayda silip hemen hayatına nasıl birisini alır, sahiden bu kadar basit miydi.
yazdığı girilere şaşkınlıkla bakan yazar. zamanında kadın düşmanı, saçma sapan birisiymişim resmen. üstelik o zamanlar kendime ben hayati çözdğm yea modunda bakıyordum ahahha. iyi ki değişiyoruz,sabit kalmıyoruz.
Salt üniversite değil tüm dostluklar sahte belki. Bilmiyorum. insanların çıkarsiz ve samimiyetle bi şey yapacaklarını pek düşünmüyorum artık. Ama yine de öğrenmek gerekiyor bu şekilde de dost olmayı belki.
Şehit nedir? Anlamakta zorlaniyorum gerçekten. Irkla ilgili şeyleri anlarken zorlaniyorum. anlamıyorum. Neden kavga ettiler neden öldü bilmiyorum. Öldü evet genç birinin ölmesi çok üzücü. Ama sadece bu kadar. Diğer ırklara kin güdüp "en doğru ırk benim irkim" kafasıyla yaklasan birine daha fazla uzulemiyorum, içimden gelmiyor. Ulkecek şehit olduk vay anasini!
Sığ düşünceli olması. Ne bileyim insan bazen anlattıklarından daha fazla anlaşılmak istiyor. Anlattığının yarısını bile anlayamamış insanlara laf anlatmaktan yoruluyor.
Anlamadım ki son zamanlardaki bu şiir sevgisi nereden geliyor. ikinci yeni nedir desem fondöten markasi sanacak insanların ağzından cemal süreyalar, turgut uyarlar eksik olmuyor. Göğe bakmaktan boyunları ağrıdı zaar, çay içmekten bir hal oldular.. Oysa şiir bu kadar yüzeysel mi? Ah popüler kültür ah!
içinde bulunduğum Efsanevi olmayan rezil bi nesildir. instagram, facebook, twitter gibi sosyal ağlarda egolarını tatmin etmekle uğraşırlar. Popüler kültürün esiri olmuş nesildir.
''Bu sevinçli, akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım. Bütün bu adamlar, vakitlerini dertleşmekle, aynı fikirde olduklarını anlayıp mutluluk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar önem veriyorlar''
Sema-fikrimin ince gülü.
Funda arar-gözleri aşka gülen.
Fikret kızılok-gönül.
Zeki müren-ah bu şarkıların gözü kör olsun.
Zeki Müren-Veda busesi.
Funda-çaresizim.
llhan irem-Anlasana.
herkes oldurmuş, birbirlerine ben bu kadar oldurdum ha-ha'nın şovunu yapıyor. insanın bağırası geliyor yüzüne, veya bi yolla o mesajı iletmesi, "sen kimsin, siz kimsiniz lan!" diye. ancak olmuyor, bağırılmıyor, bağırılsa anlaşılmıyor, bağırılmasa zaten anlaşılmıyor. biz olduramayanlar, mağaramızda bekleyip bizim oldurulmamızı bekliyoruz, oldurulmamızı beklemiyoruz aslında, olduramamış olmanın ıstırabından keyif alıyoruz. adalet istiyoruz, adalet gelmiyor. ne zaman gelcek? godot gelince. tamam. ölüm mü kurtaracak bizi o zaman, yok olmayacaksak, bizi sessiz görünce yine ilgileniyormuş gibi yapmak için sormayacaklar mı "neden sessizsin?" diye. dilimi kestiler, öyle öldüm. biz yine bizim davamızda olduranların infazına kendi inimizde karar vereceğiz. onları hayalimizde toplum içinde küçük düşüreceğiz, rezil edeceğiz, sonra onlar bizden af dileyecekler, bizde affedeceğiz. belki hiddetlenip infazlarına karar vereceğiz. ancak 3 gün sonra hiç bir şey olmamış gibi devam edecekler, biz yine bizi yiyeceğiz. biz, bizi tam ısıracakken kendimizi üstüne göreceğiz. "allah belasını versin o aptalların" diyeceğiz. ben onlardan daha zekiyim deyip, içeceğiz. bir mutluluk. ayıldığımızda büyük pişmanlık, yine mağaramıza döneceğiz. dünkü pişmanlığımızı yaratan olduranın hükmü idamdır. yakalayın muhafızlar. muhafızlarda oldurmuş, sizi yakalamaya geliyorlar komutanım. bat dünya bat.
olur biter
geçer gider.
ama canımı yaka yaka
yutkunduğum şeyler var.
olup bitmeyen,
geçip gitmeyen.
zaman zaman yine uykusuzluk
çekiyorum ama
çokta takılmıyorum artık bu
uyku konusuna,
uyuyunca geçmeyen şeylerin
olduğunu
anladığımdan bu yana"
isyandı tanrıya başkaldırmak da. Öyleyse
Ben şimdi neye inanacağım
Yalnızsam, beni yalnız bırakan
Ve yalnız değilsem, kararsız bir yargıç olan
Başkalarına mı?
Yoksa kendime mi Stepan, ne dersin?
Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
Hep böyle istiyorum, ayıp degil ya
Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
Bir gündü ve yaşar gibi kaldığım bir yaşama içinde
Ve yollarda ölü baykuşlar bulduğum
Bir ölünün günü boyayan renginde
Çürük evler bulduğum, içleri sonsuz kayalar
Kayalardan dondurmalar sorduğum
Ben, yani Yakup, Yakubun hiç çağrılmamış şekli
Kim bilir ne diyordum
Kim bilir ne diyordu bir baykuş yaratıldığına
Bir baykuş tarafından
Ve bütün baykuşlar o bütün baykuşların arasında ne oluyordu
Ben ne oluyordum..
''Umutsuzluk..Umutsuzluk! Umutsuzluk kardeşim; korkunç bir kızgınlık bunalımı içindeyim, sönüyorum. Bu biraz daha sürerse, eyvah! Nedenini söyleyeyim mi? Fakat bu o kadar tuhaf ki, gülersiniz diye kendi halime gülüyorum. Koca bir dünya içinde yalnızım.''