olursa bu lanet dünyada kış olur o, ona da ilk kış denir ya da son ne bilem..
(bkz: bir pesimistin göz yaşları)*
başlığın inci sözlük başlığı gibi açıldığı gözden kaçmadı hayır, ama ses etmedik, böyle böyle vazgeçerler belki..
sırf bu yüzden bile birinden ayrılabilir insan, insanlardan nefret edebilir, gerçekçilik dozu her zaman kaçan bir şey, lanettir, doğru olmayan bir izafi evrende her gün bir şeyler silkeliyor bizi, sorgulamalar ve içten içe kötüyü de görme isteği en büyük handikapımız, gerçekle karıştırdığımız, özet olarak sevgi çok mu güzel bir şey bilmiyorum, bazen; istekler sadece nefestir, gerisi bizim hayal ürünümüz, bazen..*
o gün çekilen kiraz küpeli fotograflarınızı arkidişlerinize gösterirken gerçeği sadece siz bilmektesinizdir sanırım..*
minikken yazın bağa gidilecek zamanları iple çekmemize sebep olurdu kiraz, dut, türevi ağaçlar, her yaz gitmek nasip olsun!*
eşenk kadar saçlarınız var ise ve, kurutmuyorsanız bir de, ölümdür, ne edilmeli bilemiyorum, çabuk kurusanıza lan, kabarmayın bir de!
(bkz: islak sac) bu başlığa yazdım aslında, ama başlık açmış olmuşum, bi el atın.
hiç onu oku bunu oku diyen biri olmayan birinin, bir yararlık için arkadaşına ısrarla oku la şunu diye yaptığı ısrardır, amma hayın arkadaş bana ne okumıycam işte modundadır, çile çektirmeye sever..
son olarak gendisine gaplanı tadacaaan diyorum.
aha biri eksilemiş, ne kitap düşmanı var arkadaş, hainler!!
nedendir, ne sebepledir çözülememektedir, pc yi kaldırıp balkondan aşağı atmamak için zor duruyorum, iki gündür böyle, türkiye nin net sağlayıcılarından nefret ediyorum, ne oldu bi bok anlamadım, formata gidiyo elim nerdeyse, yakıcam alayını, iki dakkalık şey onbeş dakkada yüklenir mi, virüs falan da değil, incelemekten aklım çıktı, lan ne oluyo ya, sizin sınırsız netinize demek istiyorum burdan, sağlayıcılığınıza da, fiberoptik kablolarınıza da, sabır sınavına mı çekiyosunuz insanı!
elalemin neti hızlı tabi, ışık hızında veriyo eksiyi!!
tam da şöyle: "sana bir hayat izi var, bir ara kapa gözünü ruhu dinlensin"
(bkz: popa maruz kalmak)*
yanınızdakilere hadi kalkın gidiyoruz da diyemezsiniz, üç ayda bir görüyosunuz, hava fena soğuk üstüne; bütün ahengi alır, her geldiğimde bütün dıptıs şarkıları ezberler giderim zaten ben, değişmez bu!*
bir kase yoğurt ve suyla günü geçirmişseniz, hiçbir şey yememişsiniz denebilir, onu da zorla yiyorsanız zaten, durum vahim, bir gün yollarda kalabilirsiniz..
bir gün öyle bir gün böyle birini sevmektir, dün sizi çok seviyorum diyip, bugün tanımıyormuş gibi davranabilir, ya da sevmiyormuş gibi, tutarsıza hesap sorulur mu; çaresizliktir cidden..
bu kadar eziyeti boşuna mı çektik ulann diye dışarı fırlamama sebep olabilir; kaç yıldır okuyorum ben sen biliyor musun duke üni de görevli bilim adamı??
benden başka kimsenin başına gelmemiş olmamasına şaşırdığım durum, çünkü bu konuya yönelik bir şey bulamadım sözlükte..
açıklaması da şudur, bundan beş gün kadar önce çaylak olduğum dönemde yazdığım bir yazı malesef tüm aramalarıma rağmen gözükmemektedir;* buharlaştı diycem, onda bile iz kalıyo ulan!*
çaylakken entryler yayınlanmaz, ama çaylaklık bitiminde çaylakken girilen entryler yayınlanır! ve asıl önemlisi bir şey varken yok olmaz.
5. nesil yazarım.*
araba kullanmak gibi bir şeydir rüzgarlı havada, ya da yelkenli.
gidip en sağlamını alsam da ters dönüyor; mecburen rüzgara göre şerit değiştirmek, dümen kırmak falan gerekiyor. ve yine rüzgardan dağılan saç baş, omuzda çanta, elde market poşeti, kitaplar ve şemsiye. hülya koçyiğit gibi oldum yemin ediyorum, bi sezercik eksik.