Çağrı merkezinden başvurunuzu alan, aynı gün arayıp yarın geliyoruz diyen, ertesi gün bekleyip kimse gelmeyince arayıp sorduğunuzda sizin başvurunuz yok ki diyen, başvurum yoksa niye beni geliyoruz diye arıyorsunuz ? sorusuna cevap veremeyen, telefonu kapattıktan 1 saat sonra evdeysen geliyoruz diye arayıp aynı konuşmada bir dakika abi senin başvurun yokmuş, gelemiyoruz diyerek telefonu kapatan çalışanları ve sistemi olan servis sağlayıcı.
Başvurumun durumu varsayalım ismail şeklinde şu an, varsayalım varım, varsayalım yokum.
2013 yazında aylarca yazıştığımız, 2 defa görüştüğümüz, sonra bir anda ortadan yok olan, telefonu kapanan eski yazar. Evlenmiş ve hayatının burayla ilgili bölümünü yok etmiş olduğunu tahmin ediyorum.
Aynısını patron yapsa ne orospu çocukluğunun, ne hırsızlığının, ne sömürücülüğünün kalacağı tekliflerle iş arayan insandır.
Kalifiye olmayan bir iş için (bulaşıkçı) eleman arıyoruz ancak sigorta yapma şartımız olduğu için kimse kabul etmiyor. Duyunca tuhaf geldiğini biliyorum ama sigorta yaparsanız çalışmam diye gelen eleman sayısı toplam başvurunun nerdeyse yüzde doksanı.
Gerekçeler :
Sigorta parasını bana ver ( amk ibnesi iş kazası geçirse beni mahkemeye verecek sigortasız çalıştırıp sömürdü diyerek)
Kredi borcum var sigorta yaparsan maaşımdan keserler ( kredi veya kart borcunu ödememek için sigorta yaptırmak istemiyor, kendi çalışsın, alacaklıları avucunu yalasın diye)
işsizlik maaşı alıyorum, onu kaybetmek istemiyorum ( hem çalışıp, hem işsizlik maaşı alacak çakal)
Yeşil kartım var , onu kaybetmek istemiyorum ( gelirim yok diye yeşil kartla bedava sağlık hizmeti alıyor, 2.000 TL maaş istiyor, hem maaş alacak , hem sağlık masrafını bize yıkacak )
Öğrenciyim, sigorta yaparsan kredimi keserler ( içlerinden bir tek bunu anlayışla karşılıyorum ama tabi yine işe almıyorum)
Yukarıdaki gerekçelerden herhangi birini anlayışla karşılayıp, napsın gariban diye işe aldığınız her çalışan kötü çalıştığı için işten çıkarttığınızda hemen mahkemeye vermekle tehdit edecek sizi.
istanbul için gayet rahat bir şekilde haftada 3-4 eşleşme olan ve yada 2 tanesi ile görştüğüm uygulama.
biR ÇOK TANIŞMA, BULUŞMA VS.. SONRASI TÜRK KIZININ TEMEL PROBLEMiNiN NE YAPMAK iSTEDiĞiNE DAiR TAMAMEN TUTARSIZ mesajlar vererek hem sizi hem kendisini salak durumuna sokmak olduğuna karar verdim.
2 saatlik bir buluşma içerisinde , aslında biraz geri kafalı ve tinder benzeri uygulamalardan görüşmenin saçma olduğunu düşündüğünü anlattıklarından en az 10 kişi ile görüştüğünün anlaşıldığı, muhabbet ilerleyip hamle yaptığınızda yapmak istediğinin sadece tanışmak ve sohber olduğunu, daha fazlasını istemediğini söyleyip yarım saat sonra öpüşen, öpüştükten sonra yanlış anlama bir anda oldu diyen, bir süre soğuk davranıp sonunda gece eve gelen ya da son saniyede gelmekten vazgeçen, kısacası ne istediğini bilmediği için sizi de yanlış yönlendiren ve en kötüsü daha sonra o gece ile ilgili '' ya bana çok asıldı'' diye anlatan , bu davranışları nedeni ile ortalıkta kimse beni anlamıyor diye dolaşan bir kadın grubu var.
Sen anlıyor musun ablacım ne yapmak istediği ?.
Özet : işe yarıyor, ama arızalı kadınla tanışma ihtimaliniz yüksek.
Müşteri hizmetlerini arayan müşterilerini resmen dolandıran firma. Arama yaparsanız dakikası 1,5 tl alınır diyor, siz de tamam amk ne yapalım deyip arıyorsunuz ama ne hikmetse para ödeyerek aldığınız ve her saniyesi değerli olan bu hizmet için önce uzun uzun anons dinletiyor, kendi paranızla adamların reklamlarını dinliyorsunuz resmen, sonra şu anda tüm temsilcilerimiz dolu ayağına 5-6 dakika daha anons dinletiyor ve pes edip kapatıyorsunuz. hiç bir servis vermeden 10 tl yi cebe indiriyor. Eğer iyi niyetli iseler sadece karşılığında hizmet verdikleri müşteri temsilcisi ile konuşulan bölüm için para almaları gerekiyor. Senin personel sayın yetersiz ise ben neden ceza ödüyorum.
En ucuz bileti satmadığı sürece tercih edilmeyecek firma.
Kız istemiyorsa ne yapsın, madalyası var diye ömür billah sevmediği adamla beraber mi yaşasın?.
Ayrıca karşılıksız aşk yüzünden intihar eden adam muhtemelen bir kıskançlık krizinde kızı öldürür ve biz dahi seri katil hikayesi olarak gazeteden takip ederiz.
kadının biri kocasının cebinde bir fotoğraf bulmuş ve kim bu demiş.
adam da sevgilim demiş. diğer cebinde başka bir fotoğraf bulmuş bu kim demiş, adam o da ismailin sevgilisi demiş.
Kadın ben dayanamam buna şu anda seni terkediyorum demiş.
Adam da tabiki gidebilirsin , giderken mücevherleri, kürkleri, sana aldığım kıyafetleri, kredi kartını, ayakkabıları, yani parasını benim verdiğim herşeyi bırak öyle git demiş.
Tüm matematik kurallarına aykırı hesaplamalar yapıp doğru sonuca ulaşması.
Şu şekilde bir hesap yapabilmektedir :
Şimdi benim 250 dolarım var, ne yapar yediyüzellibin mı?, 250 kardeşine vereceğim , kaldı bana beşyüz milyon. Beşyüz lira teyzenden alacağım var, beşyüz milyonla topla , (havaya bakarak hesap yapma efekti) bin lira param var aybaşına kadar , iyi yeter * .
acayip zor ve hiç bir keyfi olmayan, sadece fantazi olarak yapılan iştir. ne girdiğinden anlarsın ne çıktığından, ne de karşıdakinin vücudunu hissedersin.
Muhtemelen sadece türkiye'de gerçekleşebilecek bir olaydır. Çalışan personel 9-6 olan mesai saati sonunda yani sabah 9 da geldiği işten sürekli olarak tam 6'da çıktığı için yöneticileri tarafından uyarılıp, herkes 7-8 de çıkıyor sen niye 6 da çıkıyorsun diye eleştirilir. Arkadaşlarına siz niye 8 de çıkıyorsunuz diye soran personel onlardan da '' valla işimiz yok ama çalışıyor gibi görünmek için yapıyoruz, arada cumartesileri gelirim 2 saat facebook'da takılıyorum ben'' cevabını alır.
An itibari Ile isterse vegan bir ateist Olsun herhangi bir polis cevirmesinde dogrudan nezarete gidecek insandir. Hele bir de memursa, olumlerden olum begensin.
An itibarı ile portekiz milli takımının gerçekleştirmek üzere olduğu doğa olayı. Grup maçlarında 3 beraberlik, 2. turda uzatma, çeyrek finalde penaltılar , sadece yarı finalde 90 dakika içinde galibiyet ve finalde uzatmalar şeklinde 90 dakika içinde tek galibiyetle avrupa şampiyonu oluyor herifler.
dolar bozdurmaya/ harcamaya karşı ileri derecede fobisi olması.
yurtdışına çıkacağım için dolar lazım olur ve daha önce ona verip sakla dediğim 500 doları geri isterim.
Annem : ne yapacaksın parayı?
Ben : ya sana ne para benim değil mi, haftaya yurtdışına çıkacağım lazım bana.
Annem : olmaz dolar bozdurulmaz, git döviz bürosundan paranla al.
Ben : ya delimisin bu da dolar o da dolar, zaten varken niye gidip tekrar alayım.
Annem : olmaz, zarar ederiz ben vermem parayı git ne yapıyorsan yap.
Ben : ya 500 doların karı ne olacak , zararı ne olacak. Ben şimdi gidip yenisini alınca zarar etmeyecek miyiz?
Annem : valla ben vermiyorum ne yaparsan yap.
Sonuç olarak dolarımız olduğu halde dolar lazım olduğu için gidip sıfırdan döviz alıp, eldekileri sonsuza kadar saklamak üzere yastık altında tutuyoruz.
atatürk'ün akp ile koalisyon yapabiliriz diyenlerle aynı partide olacağını varsayan safları görmemize neden olan durumdur.
atatürk şu anda yaşasa muhtemelen ergenekondan içeri atılıp, sonra hata yapmışız denilip çıkartılmış ve emekliye sevkedilmiş bir general olarak yaşayacaktı.
Bir turizmci olarak üzüldüğüm ama bir turist olarak oh olsun diyen insanlara hak verdiğim krizdir. Yazılanlara bakıldığında genel olarak 2 nedenden insanların bu kadar nefret dolu oldukları görülüyor.
1- Bizi adam yerine koymadılar : yüzde yüz katıldığım şikayettir. gerek işim olması nedeni ile gerek iyi kötü harcayabilecek param olması nedeni ile bodrum, çeşme gibi yerlerde eşek yükü ile para verilip girilen beachlere gittiğimde personelin size kesinlikle insan gözü ile değil, hangisinin daha çok parası varsa ona yavşayayım diye baktığını, giriş parası verdiğiniz ve gittiğinizde bomboş olan plajda sadece en arkadaki şezlonglara oturabileceğinizin, önlerin hepsinin rezerve olduğunun beğenmiyorsan siktirip git der gibi bir ses tonu ile söylendiği, ama ben x in (mekanın sahibi) arkadaşıyım deyip aradığınızda bir anda en önlerin hepsinin müsait olup emrin var mı abi moduna geçildiği , yani paran yoksa siktir git muamelesi yapanların şimdi ağlıyor olduğunu görünce müthiş bir haz duymamak mümkün değil.
2- Yunan adalarına giderim daha ucuz : Yunan adalarının çoğunu görmüş biri olarak diyebilirim ki , işin bu kısmı bir miktar doğru olmakla beraber tam olarak gerçeği yansıtmıyor ve türkiyeye haksızlık yapılıyor. Öncelikle karşılaştırmanın doğru yapılması gerekir. Bodum'un en bilinen otelinin fiyatı ile (gecelik 500 euro) yunanistanın sıradan bir adasının konaklama fiyatını karşılaşıtırıp o paraya şunu yaparım diyemezsiniz. her şeyin yolunda olduğu geçen sene de yine herhangi bir yunan adasında kalabileceğiniz fiyata ( 50-60 euro, 2 kişi) türkiye'de yine aynı standartta bir otelde kalabilirdiniz. içki fiyatları hariç her konuda elma ile elma, armut ile armut karşılaştırılsa fiyat farkının çok yüksek olmadığı görülür. Yunanistan ile aramızdaki en ciddi fark adamların en luks beach'inin bile girişte ya para istememesi, ya da 2-3 euro istemesi ( bir de otopark parası diye bir şey yok, isteyeni döverler muhtemelen).
Ben ne yapacağım : Kriz olmasaydı bile bu sene 4.,5. defa bodrum'a gideceğime aynı parayı verir daha önce gitmediğim , türklerin çok gitmediği adalara giderim diye düşünüyordum. yine aynı şeyi yapacağım. ama bunun sebebi çok ucuz olması değil, muhtemelen aynı maliyete yeni bir yer görecek olmam.
Fenerbahçe tarafından emre belözoğlu'na 2 defa bonservis ödenmesi olayıdır. Newcastle United'Den 4,5 Milyon euro öderek alınmış, daha sonra bedavaya atletico madrid'e gitmiş ve tekrar oradan 350.000 euro bonservis ile geri alınmıştır.
tek sıkıntının zamanlama olduğu durum. Hayat boyu bir çok insandan hoşlanılıyor, sevilliiyor ve hepsi evleniyor. Sizin için önemli olup olmamasını belirleyen şey ona olan sevginizin çokluğu değil, onu sevdiğiniz zamanın üzerinden geçen süredir. en çok sevdiğiniz insan ayrıldıktan 10 sene sonra evlenirse çok koymaz ama az biraz hoşlandığınız biri o sırada evlenirse allak bullak edebilir.
koyması için gerekli ölçü birimi sevgi miktarı değil zaman olan can sıkıcı durum.
2. dünya savaşında türkiye'yi yanına almak için ismet inönü'ye ''paşam bak top sesleri sınırınızdan duyuluyor artık bu işten kaçış yok'' demiş cevap olarak '' ben sağırım, kulaklarım iyi duymuyor, benim için sıkıntı yok'' ayarını almış ingiltere başbakanı.
erkek tarafından söylenirse kadınların kıyameti koparacağı, ama sevmediği bir kadın için bu sıfatı kullanan bir kadınsa '' ne abi yalan mı söylüyoruz, herkes biliyor'' diye savunulan tanımlama.
Kötü bir laf olup olmadığı söyleyenin kim olduğuna göre değişir.