ttnet'e neyin adaletini sağladığını sormama sebep saçmalıktır.
2013 yılında millet uzaya tur için randevu alırken, biz fiberoptik internet ile yetinelim dedik, onada sınır varmış meğer. yok 70 gb geçmişimde o yüzden hızım 3 mbit olmuş. ey kimin elinde olduğu belli olmayan ttnet, biz 3. dünya ülkesi değiliz, olmadık daha. parasını çatır çutur alıyorsun, cebe atıyorsun, mantığı olmayan uygulama ile altyapını rahatlatıyorsun, başka birşey değil, az ekmek çok köfte ha ?
nasıl "adil" kullanım kotasıymış o ? benden alıp kime veriyorsunda adalet sağlıyorsun ? benim yaptığım download kimin hızına, erişimine, nasıl bir adaletsizlik yapıyor ? altyapını geliştir, yatırım yap, adil kullanım kotası saçmalığı ile adaletsizlik yapma !
tamamen yanlış olan fikirdir. zira amd phenom x4 b50 işlemciyi boşta 22 yük altında en fazla 40 derece sıcaklık ile kullanan biri olarak fikri şiddetle kınıyorum.
üstelik çekirdek açılmış yani overclock edilmiş ve 460w PSU ile HD 6850 kullanan bir sistmdeki değerlerdir bunlar. stok fan kullanmamda cabası...
Vista ile windows sistemine dahil edilmiş, windows 7 ve windows 8'de de bulunan, windows search'ın ışık hızında aramaları sonuçlandırmasını sağlayan windows hizmeti.
yağ ve salça kavrulur, bulgur az kavrulur sıcak su eklenir pişmeye beklenir. bu sırada domates, soğan, biber, maydanoz doğranır, sumak eklenir; pişen pilavla karıştırılır.isteyen nar ekşisi, isteyen limon ve hatta salamur yaprak ile afiyetle yenir.
"Bunları ben seçtim. Bu kaya hayatım boyunca beni bekliyormuş. Varoluşundan beri, daha bir meteorken, milyarlarca yıl önce uzayda buraya düşmeyi bekliyormuş. Tam buraya. Hayatım boyunca buraya sürüklenmişim. Doğduğum an, aldığım her nefes, yaptığım her şey beni buraya, evrendeki bu çatlağa sürüklemiş."
lost dizisinin genç ve değişik bilim adamı daniel faraday'ın, jack ve diğerlerinin hidrojen bombası patlatıktan sonraki izlediğimiz ikinci hayatlarında desmond'a sorduğu, birşeylerin imasında bulunduğu soru.
gerek senaryo, gerek oyunculukları, gerek o muhteşem kurgusu, gerek müzikleri ile sanırım televizyon karşısında boş dizi ve o boş dizilerdeki boş kişilerin gündelik veya klişe hayatlarını hikayelerini izleyen türk izleyicisine " alın bakın birde böyle birşey var " diye önüne sunularak o çığrı açmıştır.
hikaye ve gelişimi, sürükleyiciliği ve inandırıcılık seviyesindeki oyunculukları ile yıllardır gavur yapımlarına bakıp " off ulan biz ne zaman yapacağız böyle şeyler " diyerek isyan ettiğimiz sürece nokta koymuştur.
daha iyisi yapılabilir mi ? tabiki... ama daha iyi yapılana kadar en iyisi budur.
68.bölümde ramiz dayımızın ezel'e sarf ettiği cümle. azılı düşmanın ölümünün ardından öbür tarafta olan dayımız aslında savaşın, düşmanlığın altında yatan dostluğu kenan'ı yanına göndermesiyle ezel'e söylemiştir.