atatürkün fikirlerinden değil de şahsından, şeklinden medet umulursa komik olan davranıştır. RTE (*)'nin Siyaset Akademisi Açılıyor başlığıyla Ankara panolarına yapıştırdığı afişlerdeki Baş Öğtermen Atatürk pozu (*)(*)bu komikliktedir.
burada sorulması gereken soru şudur ki;
atatürk de mi yurt dışında "BURS"larla zar zor okuyabilmiş ve babası başbakan olunca "DÜĞÜNDE TAKILAN PARALAR"la Savaronayı almıştır? yoksa bu şahıs bilal midir de aldığı da gemi"ÇÜK" müdür?
şeriatın ne olduğundan haberi olmadığından akp'nin şeriatı getrieceğini zanneden ve dışardan gerçekten komik görünen kişidir. bilse ki akp şer'i kanunlar gereğince çaldığının çırptığının, kaptığının götürdüğünün hesabını veremez; dişe diş hukukuna verecek o kadar diş yoktur ağzında; bu nedenle de asıl kendi korkusuna zaten ülkeye şeriatı getiremez, bahsi geçen kişi bu kadar gereksiz bir korkuya düşüp kendisini komik duruma düşürmez(dir).
Yaratılış TEORiSi'ni savunanların kendi inandıklarının da bir teori olduğunu unutarak sordukları ve ileri derecede bilimle iştigal etmeden kolaylıkla cevaplanamayacak sorulardır. Ama nedir Evrim Teorisi bir çok alanda Yaratılış Teorisi'nden daha çok soruya yanıt vermiş midir? Vermiştir...
okulun her bir senesinin iki dönemden oluştuğu ve bu dönemlerinde 4 ay sürdüğünün bilincine varamamış şahısın okulu uzatma biçimidir. Nedir yani, dönemi herkes dört ay okuyacak da sana iki aydamı verecekler diplomanı...
aslında çokça kalınmak istenmeyen gece yatısı, yemek gibi davetlere verilen yavan cevapların ortak başlangıcıdır.
sonrasında ne geldiğinin önemi olmaksızın inanılmaz ve teklifi yapanın 30sn. kadar daha ısrarına vesile olur.
iki olası sonucu vardır; ya teklifi yapan ya da kirişi kırmaya çalışan kazanır. her durumda da sonuç ya (bkz: iyi ki yapmışım) ya da (bkz: iyi ki) ... 'dır.
13 yıllık görev hayatında o kadar uyarılmasına rağmen ankara'ya gerekli olan barajları yapmamış, ve hatta dolu olan barajların da suyunun fazla geldiğini savunarak boşaltmış kişidir. Tüm dünya da bir ilki gerçekleştirerek küresel ısınmanın ilk defa ülkemizde ve sadece bir şehirde, "ankara"da, hissedilmesini sağlamış adamdır. şimdi de kendisine oy verenlerle birlikte r.t.e (bkz: recep tayyip erdogan)'nin de onayını alarak susuzluğu yağmur duasıyla çözmeye çalışmaktadır. ancak suyun kasım ayından itibaren normal seyrine dönmesi beklenmektedir. şu durumda bir yağmur duasından hatta herhangi bir duadan daha hayırlı olan 3 dönemdir bu şahsa oy verenlerin oy verdiklerinde boyanan parmaklarının üzerine oturmaları su tüketimini azaltacaktır fikrimce...
bütün gün ve gece boyunca elinde bardak duvara dayanmış bir vaziyette 'acaba gürültü yapacak mı' merakıyla komşuları dinleyip, en ufak çıt sesinde de anneye 'sizin oğlan dün gece çok gezindi, uyuyamadım walla' diyen teyze tipidir.
hoca: dersin bitmesine ne kadar kaldı?
öğrenciler: saniyeler kaldı hocam.
hoca: tamam bırakalım o zaman artık.
...
aradan 5 dakike geçmesine rağmen zil çalmaz
...
hoca: yaw hani saniyeler kalmıştı
öğrenciler: 600 saniye kalmıştı hocam..
şeklinde lisede fizik derslerinde aylarca dönen muhabbettir.
demokrasilerde isleyisin temel ögesi olan , daha demokrat olma adına önemli rol oynayan , uygar ülkelerde her vatandasin en az birisine üye olduğu stk (sivil toplum kurulusları) na üye olmadan sadece (en iyi ihtimalle) 5 yılda bir oy vermekle demokrasiye katıldığını sanan türk halkına sorulması gereken sorudur.
denemeler adlı eseri zamanında öys için hazırlık kitabıydı. 98 dahil eskiye doğru tüm lise mezunları okumuştur heralde. dersane hocaları da paso gazlıyodu öğrenciyi "hep bu kitaptan soruyolar, aman okuyun, hemen okuyun" diye..ne günlerdi yaw o günler..
50 saat anlatıldıktan sonra bir işin olmayacağını anlayan şahsiyetin şeberme cümlesidir. kullananlar kızılcık sopasıyla dinlendire dinlendire dövülesidir.
hukuki dayanağını 6085 sayılı karayolları trafik kanunundan alır, ilgili maddesi 49. maddedir.
"Madde 49- Şoför ve sürücüler, yukarıdaki maddede yazılı kazaların vukuunda gerekli ihtimam ve yardımı göstermek, tedbirleri almak ve vakayı en yakın zabıtaya, mümkün olan en kısa zamanda, bildirmekle mükelleftirler."(bkz: http://www.trafik.gov.tr/...rayollari_trafik_k_is.doc)
tanım itibariyle; herhangi bir acil durumda, kazazedeye yardım ulaşana kadar, gerekli müdaheleyi yapmak işidir.
herhangi bir kazazedeye ilk yardım yapıp yapmamak tamamen ilk yardımcının tasarrufundadır.
bir kazazede ile karşılaşıldığında yapılması gerekenler:
1. kazazedenin etrafında ilk yardımcıya zarar verebilecek herhangi bir durum olup olmadığına bakılır. kazazedenin yanına yaklaşılır ve köprücük kemiklerine avuç içi ile sertçe bastırmak suretiyle kazazede uyarılarak yüksek sesle "beni duyuyor musun" denir. bu hareketin sebebi sözlükte "ağacın altında uyuyan adama cpr yapmaya çalışmak" gibi bir başlığın açılmasını engellemektir.
2. kazazedenin ve çevrenin güvenliği sağlandıktan sonra vakit kaybetmeden 112 aranır. isim, soyisim ve telefon numarası belirtilerek kazanın nasıl gerçekleşmiş olabileceği, kaç tane kazazede olduğu ve durumları, kazanın yeri gibi bilgiler hızlıca verilir. 112 operatörü telefonu kapatmadan telefon kapatılmaz.
3. kazazedenin durumuna göre birincil ya da ikincil müdahale ile ilk yardıma devam edilir.
4. ambulansın gelmesiyle birlikte kazazedeye yapılan müdahele hakkında görevliye kısaca bilgi verilir ve durumun gidişatı anlatılır.
5. ilk yardımcının görevi sona erer. artık iç huzuruyla evine gidip dinlenmelidir. zira ertesi gün yeni görevler onu beklemektedir.
tablet halinde eczanelerde satılmaktadır. her ilk yardım çantasında bulunması şiddetle tavsiye edilen bir maddedir. zehirlenmelerin tedavisinde kullanılır. alkol almadan önce iki tane atarsanız sarhoş da olmazsınız:)