sinematografisi dışında hiçbir şeyi olmayan tarantino filmi.
"yalnız şarkı" olduğunu düşünen başka sevimli insanlar varsa onları kucaklıyorum.
glass.
son zamanlarda izlediğim ve izlemeyi düşünen varsa izlemeyin diyeceğim bu aralar tek film. çok kötüydü çok.
yine beklenti çok yüksek olduğu için hayal kırıklığı yaratacak film.
her şeyi böyle diye diye yitirdim.
evlense de düğününü basıp rezillik çıkarsak.
geleceği olmayanın kaygısı nasıl olsun yav. ühühü ağlayalım.
hiçbir şey yolunda değil ama tam raydan da çıkmamış vaziyette. çok güzel oynuyorum bu aralar rolümü ama bundan memnun değilim. doğrum yanlışım kalmadı, insanlarla ve insanlıkla ilişiğimi kesmek istiyorum tamamen.
böyle dibine kadar borç içindeyken babamdan para isteyemediğim zaman anladım. üzücü.
le mépris.
başrollerinde brigitte bardot ve michel piccoli olan şahane bir godard filmi.
sesi böyle ince ince işleyip sızlatıyor minik kalbimi.
ilk gösterimini yapalı bugün 59 yıl olmuş, e biz de açtık izledik.
bir de filmdeki en sevdiğim repliği bırakayım şuraya:
“seçim yapma, hep seçilen ol.aşkta da seçilmiş olmak yeğdir.”
chomsky- korsanlar ve imparatorlar:eskiler ve yeniler.
şu dizinin 1.sezonu o kadar iyiydi ki yok olmuyor diğer sezonlar vermiyor tat. beğenmedim beğenemedim.
tanrı ortadoğu sınamıyor, ortadoğu tanrıyı sınıyor.
şaka maka hepimizin doğmuş ve yaşıyor olması ama bir çoğumuzun da zaten yaşayan ölü olması.
tutarsız, çok heveslenip o hevesi hemen kaybeden, kimseye güvenmeyen ama başkalarından güven bekleyen koca bir aptaldım ama halledeceğim bu durumu.
doğum ve ölüm.
abartmayalım lütfen, bir olayı yok.
koşmak kadar iyi bir yol yok.
“bakın benim parolam sevgidir ama ben şiddeti de yerine göre bir enstrüman olarak kullanırım.”
-ölümlü dünya
bu kızlar birbirine benzemese de ezgilerin sevgilileri birbirine benziyor hem de istisnasız hepsi.
emre altuğ-su gibisin değilse hangisi olabilir ki?
bireyler kendini geliştirmeden toplumu değiştirip düzeltmeye çalışıyorlar da ondan.
Adamın lisedeyken yazmaya başlayıp 3-4 senede bitirdiği kitabı herifler gelmiş daha çoğu okumadan tak tak eleştiriyor vay canına.
ısaac asimov’un vakıf serisine başladım, ilk kitap bugün itibariyle bitti. kitabı okurken yok yok bu 1950’lerde falan yazılmış olamaz dedim. zamanın hatta şu zamanın bile çok ötesinde.
daha fazla entry yükleniyor...