searcher
85 (hoş sohbet)
on birinci nesil yazar 4 takipçi 22.34 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    inançların bireysel olamama saçmalığı

    1.
  1. inançlar evrenseldir, toplumsaldır, ortaktır.
    0 ...
  2. türkçe şarkılarda geçen mükemmel sözler

    8235.
  3. neşe - keder hepsi geçer
    bize kâr kalan nedir bu dünyada?

    *Deniz Seki
    0 ...
  4. yazarların en son para verdikleri şey

    50.
  5. ekmek dolabında kalan son 2 günlük 1 ekmek.
    1 ...
  6. gece 2 de girilecek site önerileri

    13.
  7. güldürürken düşündüren yazarlar

    1.
  8. troll kültüründen farklı olarak zekasını mizah anlayışıyla kullanmaktadır. sözlükte henüz rast gelmedim rast geldiysem de fark etmemişimdir ama kader kavramının en kısa zamanda bizleri buluşturacağına inanarak bu başlığı edit edeceğime eminim.
    1 ...
  9. bnibnibhtrni

    328.
  10. birden çok yüzü vardır hangisine denk geleceğinizin bir garantisi yoktur.
    0 ...
  11. ruh çürüğü

    1.
  12. ruhun aldığı duygusal yaraların, acıların sarılmayıp açık bırakılması ve kişinin ruhunun kendinden uzaklaşması, ruhunun parçalarını kaybedip duygusuz, ruhsuz bir insana dönüşmesine bile neden olabilen olaydır.
    eski zamanlarda yaşayan bir şaman bu konuda şöyle söyler; ruhunun kayıp parçalarını bul.

    edit: ayrıca; (bkz: dragon age origins) adlı oyunda savaşçı karakterlerin ruhsal bir silah olarak kullanabileceği bir çeşit ölüm iksiridir. (bkz: ruh çürüğü bombası) olaya bu yönüyle bakıldığında ruh çürüğünün, karanlık, negatif ve kötü bir enerji olduğu anlaşılabilir. bu bir silah olarak kullanılabileceği gibi sevgiyle sarmalanıp ruhu sükunete kavuşturabilir. büyünün kullanım alanı ve tanımı da aslında bundan ibarettir. ruh enerjisinin, duyguların enerjisinin dönüştürülüp insan ve ruh sağlığı iyileştirmek yerine daha fazla karanlık yaratmak ve zarar vermek adına kullanılmasıdır. (bkz: sigara) ve diğer uyuşturucuların da ruhun yaralarını ve olumsuz karanlık enerjilerini iyileştirmek yerine daha büyük ve içinden çıkılmaz bir şekilde büyüttüğü ve beslediği tarafımca bilinen bir gerçektir.
    0 ...
  13. öğleden sonra 4 e kadar uyuyan insan

    30.
  14. her sabah uyandığında aynı şeyi düşünen insan modelidir. günlerden, yani hayattan yeni olan bir şey beklemeyen düşünceleri onu öğleden sonra saat 4'e kadar uyutabilmektedir.

    ayrıca;
    (bkz: öğleden sonra kalkıp marketçiye günaydın demek)
    1 ...
  15. kız istemede ver amk kızını la diye bağıran erkek

    3.
  16. vermiycem, vermiycem... benim değil mi vermiycem kuruyup gitse de vermiycem. ıh ıh vermiycem. diyen bir bababayla karşı karşıyadır.
    2 ...
  17. öğleden sonra kalkıp marketçiye günaydın demek

    1.
  18. şaşırtır. hatta alınabilir bile. sabahın 7 sinde tatlı uykusundan uyanıp marketi açan adama bu eyleminiz dokunabilir. içinden size kötü geçirebilir ama olan budur. Zamanla alışacaktır.
    0 ...
  19. trollerin gerçek yüzü

    3.
  20. erotik paylaşımların amacı

    3.
  21. kelimelerle yapılan mastürbasyondur. sözlük yazarlarının içlerinde fazlasıyla biriktirdikleri cinsel enerjilerini dışarı atmak için keşfettiği bir yöntemdir. bence' de; erotik paylaşımlar yapan sözlük yazarının algısı daha çok bayan sözlük yazarlarını hedef almıştır.
    2 ...
  22. sözlük yazarlarının itiraflara bakış açısı

    1.
  23. sevgili sözlük yazarı;
    itiraf etmek zorunda olduğun hiçbir şey yok. hiçbir şeyi saklama kendinden açık açık konuş kendinle, kendine itiraf et her şeyini hem bizi hem de kendini yorma. Pislikleri pislik olarak görmezsen kötü koku yapmaz.
    0 ...
  24. tanrı neden bizi sınıyor

    16.
  25. bu soruyu sormamızı beklediği için.
    0 ...
  26. uzaktan bakınca üniversiteliye benzetmek

    1.
  27. Konuşmanız düzgün ve mantıklı, saçlarınız biraz uzun, biraz da güleryüzlü ve sakallıysanız bu iş tamamdır. Artık her "sen okuyo musun evladım? sorusuna "hayır lise terkim" "çalışmıyorum da" derken gözlerinizin içine bakıp, hayal kırıklığına uğradığını gördüğünüz yaşlı ve modern teyzeyi içinizde bir burukluk hissederek uğurlayacaksınız.
    3 ...
  28. moral bozukluğuna iyi gelen şeyler

    228.
  29. içinde bulunduğu durumu değiştirmeye çalışmamak morali bozuk olan kişinin yapması gereken en önemli şeydir.
    1 ...
  30. hain geceler

    25.
  31. yakında yola gelecek olan 11. nesil sözlük yazarıdır. hoş gelmiştir.
    1 ...
  32. kendin bilirsin

    4.
  33. uzunca bir ısrar kıyametinden sonra kurtuluşa eriştiren ve insana kendini biraz da suçlu hissettiren cümledir. Genelde aile babaları tarafından kullanılır ve insana sanki istemese de bir şansı elinden kaçırmış gibi hisettirir.

    özeti senin için her şeyi yaptım şimdi siktir git!'tir. Kulak asmayın, tabiki de kendiniz bilirsiniz.
    0 ...
  34. arda kural

    116.
  35. + peki arda bey buradan hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
    - hayır, hiç bir şey, hiç bir şey. ( kelimelerle dile dökülemeyen sempati ve sevimlilik eylemleri mimiklerde kendini biraz da olsa belli etmeye çalışır.)

    verdiği röportajda anlatamadığı her şeyi rüzgar - the wind isimli bu kısa filmde anlatmıştır aslında.

    1 ...
  36. genelleme yapmak

    23.
  37. bilinçaltının taktiğidir, daha çok alışkanlıklarla kendini gösterir ki bu da bilinçaltının işleyiş yapısı olan inanç temeline dayanır. geçmişinde kahkahalar atarak kendisiyle dalga geçen bir kız yüzünden canı yanmış bir kişi bir genelleme yaparak "kahkaha atan tüm kadınlar kötüdür" inancına sahip olabilir. Bu olay bilinçaltı tarafından başka bir genellemeye daha kapı açacaktır; "kahkahasız gülen kızları severim." "Kahkahayla gülmek kötü bir şeydir." "Kahkahayla gülmek samimiyetsizliktir." Kapı kapıyı açacak ve neredeyse binlerce genelleme -inanç meydana gelecek ve insan genellemelerle yaşamaya alışacak yani tamamen bilinçaltının etkisine girecektir.
    0 ...
  38. neden birbirimize tahammül edemiyoruz

    10.
  39. inançlarımız yüzünden. bazen haklı olduğumuza inanıp tahammül edemiyoruz bazen de haksız olduğumuza inanarak. Tahammül çitleri olmayan bir eve benzer; hırsızı evinize soyup soğana çevirmesi için davet edersiniz sonra hırsız gelip evinizdeki her şeyi talan eder sonra bir anda uyanırsınız ve çık evimden! sana çık diyorum! diye bağırmaya başlarsınız ya da o hırsızdan kaçarsınız.
    0 ...
  40. 20li yaşlarda saçları dökülmeye başlayan erkek

    8.
  41. dalgalı saç yapısına sahiptir ve tıpkı saç telleri gibi iç dünyasına doğru fazla kıvrılan bir yapıya sahip olmaya başladığı söylenebilir.
    1 ...
  42. sigara yasağının genişlemesi

    7.
  43. devlet baba tarafından evrenin büyüyerek genişleme hızı ve kapasitesiyle yarıştırılmaktadır.
    1 ...
  44. yazarları motive eden şeyler

    25.
  45. ankara ya gideceklere tavsiyeler

    65.
  46. Kalacak yeriniz yoksa ve dışarısı soğuksa gece 12 den sonra ulusta şuanda adını getiremediğim bir hastahane var oraya gidip orada uyuyan hasta yakınlarıyla birlikte horlama seslerini çok sıkıntı etmezseniz uyuyabilirsiniz. Orası olmazsa (bkz: aşti) otogarını tercih edebilirsiniz. Çaresiz kalırsanız ve uyumak istemiyorsunuz sabaha kadar kızılay'da yürüyün hem şehri de keşfetmiş ve turlamış olursunuz. Zaten bir şehir en iyi geceleri keşfedilir. insan kalabalığı yokken daha iyi kazınır aklınıza her sokak, dükkan isimleri nedir ne değildir anlarsınız gece ortalıkta kimsecikler yokken gezindiğiniz şehri ve sokaklarını benimsersiniz kendinizi oralı hissedersiniz.

    Açsanız ve hiç paranız yoksa eğitim-öğretim zamanında yani okullar açıkken hafta içi hergün sabah saat 9'da ankara büyükşehir belediyesi kurtuluş parkı, ulus gibi belli yerlerde karnınız doyana kadar bardakta sıcak çorba ve yuvarlak ekmek veriyo. ankara da dışarıda kaldığım ilk gecenin sabahında onca okuluna ve işine giden insanların arasında kurtuluş parkının dondurucu soğuğunda, gerçekten aç ve evsiz olarak kendimi ayrıcalıklı, diğerleriniyse yeterince aç gözlü olarak gördüğüm bir sabahta bana tüm bunları bir ders gibi öğreten çoğu gününü evsiz, ailesi ve kimsesi olmayan çoğu gününü dışarıda kalarak geçiren sevgili bir arkadaşımdı. Sonrasında aynı gün ulustaki çorba standına gidip orada neredeyse tamamı evsiz ve fakir olan insanların arasında üçüncü bardak çorba için sıraya girdiğimde kendimi az önce yargıladığım insanlar gibi açgözlü hissetmeme neden olmuştu. Ne yalan söyleyeyim o gün o durumda evsiz, aç, üşümüş ve çaresiz hissederken bana o sıcak çorbayı sağlayan, gezi olayları sırasında daha çok nefret duymaya başladığım ankara nın belediye başkanı (bkz: melih gökçek) e karşı sevgi duymaya başlamış ve kendimi "ya hep dışarıda kalmak zorunda kalırsam ve melih gökçek o zaman belediye başkanı olmazsa yeni gelen belediye başkanı çorba vermeyebilir." diye düşünürken yakalamış ve seçme hakkımı melih gökçek'ten yana kullanma kararı almıştım bile. işte o zaman anladım akp nin nasıl kömür dağıtarak oy topladığını. O an siyasi görüşüm, türkiye nin gidişhatı, kandırılıyor olmak hatta onların "benden oy almak için o çorbayı verdiği" düşüncesine rağmen bile bana o çorbayı sağlayıp karnımı doyuran insanlara derin bir sevgi duymaya başladığımı fark ettim.

    Bunun dışında size şuraya gidin buraya gidin demeyeceğim her şeyi kendiniz keşfedin ama önce geceden ve sokaklardan ve kızılaydan başlayın. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
    2 ...
  47. ruhsal acıyı anlık kesen şeyler

    3.
  48. ruhsal arınma için tavsiyeler

    2.
  49. zihni mediatif konuma çekmek; Meditasyon eyleminin tanım şeklidir. Bu entryi giren yazarın her zaman söylediği gibi meditasyon insanın kendini vererek gerçekleştirdi her eylemidir. Emekli olduktan sonra satın aldığı bir dönüm arazisinde toprak işleriyle uğraşan insan farkında olmadan meditasyon yapmaktadır. Aynı zamanda bu bir kendini adama eylemidir. Ruhsal karmaşa içinde olan bir insan kendini bir şeye adadığında karmaşasından uzaklaşır ve her şey bir anda daha berrak ve görünür olur. Din bu yüzden insan ruhu için iyileştirici bir görev görmektedir. Buna geçmiş zamanlarda daha çok olanak sağlanmaktaydı. Kendini kılıcına ve davasına adamış bir şövalyeyken insanın duygusal çalkantılarının önemi çok daha azdı. Bu yüzdendir ki uzun süre orduda görev yapmış çoğu bir subayın görevi boyunca onu hiç etkilemeyen zihinsel problemleri emeklilik zamanlarında bir volkan gibi patlayıp yüzeye çıkmaktadır ve çoğu ruhsal olarak sağlıklı bireyler haline gelememektedir. Dikkat duygusal karmaşadan uzaklara çevrildiğinde (yani dikkat ikiye bölündüğünde) her şey daha görünür hale gelir. Ve insanı kaosa sürükleyen tüm o yıkım yükleri insana artık kolaylıkla kaldırabileceği yükler haline gelir.

    Ruhsal arınma dürtüsüyle hareket bir kişinin ilk gayesi içsel çatışmayı durdurma niyetindedir ve ruhsal arınma süreci başladığı zamanlarda iç çatışmalar daha görünür, belirgin hale gelir ve bunu gören kişi çatışmasını durdurmak için daha fazla çatışma yaratma yani savaşı kontrol etme eğilimine girmektedir. Tüm bunlara tanık olan arınma yolcusu savaşma eğilimi göstermek yerine artık içsel barış ve dinginlik yolunu seçmelidir ve içeride tanık olduğu duygu ve düşüncelerine yargısal bir kırbaçla yaklaşmak yerine sevgiyle yaklaşmayı öğrenmelidir. Savaşlar savaşanındır, artık içsel barış zamanı gelip kapıya dayanmıştır. o uzun yolculuktan edinilen sahiplenilmiş ağır yükler bırakılacak ve özgürlüğe koşulacaktır. Gerçek özgürlüğe.
    3 ...
  50. insanı yoran şeyler

    44.
  51. bitmek tükenmek bilmeyen duygu yüklü zihinsel, içsel diyaloglar.
    3 ...
  52. ben kendimi seviyorum

    2.
  53. kendimi ben olduğum için seviyorum. diyebilmek daha anlaşılır bir tanımdır.
    5 ...
  54. kendime not

    26.
  55. ben senin geçmişinim, şimdi var olanım, yarın ya da gelecekte sen olacaksın. tahminime göre biraz güçsüzüm senden eminim senin ayakların yere daha sağlam basıyordur. Gözlerin ve saçların daha parlak, cildin beyaz biraz da olsa kilo almışsın. Ben gibi saklanmıyorsun ama biliyor musun ben senin için saklanıyorum şimdilik. Tıpkı kısmalı bir lamba düğmesi gibi sağa çevirdikçe daha çok aydınlatmak için, düğme sona dayandığında, artık dönmediğinde işte orada sen olacaksın. Ben seni yazıyorum. Lambayı biraz sağa çevir ve gözünü tavana dik, işte orada hafifçe parlayan ve sadece odanın içini aydınlatan loş ışığım ben. Doğruyu söylemek gerekirse bu oda için bile pek yeterli sayılmam, ışığım çok zayıf ama yetiyorum kendi kendime işte. Çevirmeli lamba düğmesinin 1. tık'ın da olanım ben. Sana yazıyorum, düğmenin artık dönmediği, sona dayandığı, ışığın en parlak haline.

    Seni gülümsetmenin çok zor olmadığını biliyorum. Bir tane daha sigara aldım şimdi annemden. içmiyodun sen tekrar mı başladın? dedi. Bende her zaman ki gibi "yo hayır aslında başlamış sayılmam" dedim. Aldım sigarayı aceleyle bilgisayarın başına yürürken "yakıyım mı? gel yak. dedi gülümseyerek. Bana sigara içtiğim için kızmayacağını biliyorum. Ama bazen endişeleniyorum. Her zaman dediğim gibi "sigara içmek bana iyi gelmiyor." hassas bi bünyeye sahibim bu yüzden değil mi et yemeyişim ve bana her zaman yöneltilen "neden et yemiyorsun" sorusunu her seferinde cevaplamak zorunda kalışımız. Aaa dur biraz aklıma şimdi geldi neden her seferinde lafı uzatıp kendimi tüketmek yerine "bünyem kaldırmıyo" demiyorum ki.. ah salak kafam... sen böyle de ama olur mu *

    Senin için elimden gelenin en iyisini yapmalıyım. Çünkü biliyorum ki sen o parlak halinle benim için çok daha fazlasını yapardın. O zaman orada durduğun şeklinle beni, nerede gözlerini sana dikmiş, kitlemiş küçük bir çocuk görsen dilini çıkarmana ve o çocuğu gülümsetmeye çalışan şefkatinle seveceğini biliyorum. Biliyor musun hala ne zaman bir çocuk görsem dikkatli dikkatli beni izliyor ve ben çoğuna bakmaktan bile kaçınıyorum bazen. Osho nun sözü aklıma geliyor hemen "Arzularınızı bırakmak zorundasınız, çünkü arzularınız dikkatinizi dağıtıyor ve hayata odaklanamıyorsunuz, akışı kaçırıyorsunuz." Ve hemen geçiriyorum kafamdan acaba bu arzu mu? Gülsem ne olurdu? Neden gülmedim ki? deyip kendimi suçluyorum sonra hemencecik unutuyorum.

    Az önce annem çağırdı "fıraaat gel şu filme bak" diye. Gittim baktım (bkz: Kadrinin Götürdüğü Yere Git) oynuyo show tv de. tam da sahnesini yakaladım diye geçirdim içimden izlerken. Sahilde oturup bira içen kafası 1 milyon adamın yanına bi kız oturuyo ve konuşmaya başlıyolar. Kız; "Bi tane daha bira var mı?" diye soruyo. Çocuk başlıyo anlatmaya. Benim geçmişte hayalini kurduğum sahneye çok benzettim hep böyle şeyler kurardım kafamda. Bir kıza kendimi açarken, içimi dökerken hayal ederdim hep kendimi. Şimdi bu sahneyi izlerken içim içime sığmadı sanki. Orada kafası bir milyon olmuş ağlayarak bir şeyler anlatan adamı kendim gibi hissettim. Kız da sakin ve yapmacıksız bir şekilde dinliyor ve ağlayarak kendini ifade eden çocuğa asla acıyor gibi gözükmüyordu.
    Sonra çocuk dedi ki;
    "Bence sürekli şu eş değiştiren adamlar yok mu, işte onların bi seri katilden hiçbir farkı yok." Sonra kız döndü dedi ki; "Aslında birini sevmeye kalkıştığımızda onu öldürüyoruz." Çocuk devam etti; "Sende fena değilsin haa , yani edebi olarak" dedi ve alkollü bir şekilde güldü. Kız da "Benim gitmem gerek, sonra görüşürüz" diyerek gitti.

    Bugün kendimi çok değişik hissediyorum. Her an kanatlanıp uçacakmışım gibi. Karanlık Sinema salonunda bir anda ışıklar yanacak ve bir filmin sonuna gelecekmişim, sonra da kendimi dışarı atıp, akşama doğru batmakta olan güneş yüzümü ısıtırken"lan ne filmdi be" diye düşünecekmişim gibi.
    Bazen hep böyle hissediyorum. Bir sabah uyanacağım ve eski, istemediğim her şey yok olup gidecek ve yerini yeni olan tüm iyi ve güzel şeyler alacak. Aslında böyle hissetmemin sebebi biraz da benim tembelliğimden * Çaba göstermeden her şey olup bitiversin diyen çocuk yanım. "Baba! bana şunları şunları al" diye sipariş ettiği tüm abur cuburları büyük bir heyecanla bekleyen ve kapının zili çaldığında kapıya ablasıyla yarışarak koşan ve ilk iş babanın elindeki poşete bakmak olan ve aynı zamanda babam sipariş ettiğim onca şeye rağmen elleri boş geldiğinde ve ben kapıyı açar açmaz boş olan ellerine baktığımda, onun utancını hisseden ve sonra "neden ilk babamın yüzüne bakmak yerine poşete bakıyorum ki?" diye kendini suçlayan çocuk yanım.

    Annesi onun dışarı çıkmasına izin vermediği için evde kendine her zaman tercih ettiği uzun hamur oklavasından kılıç yapıp, hayalindeki çok sevdiği bir kızı kurtarmak için askerlerle dolu kalenin içine dalan ve son anda aldığı ok darbeleriyle yorgun bir şekilde yere çöküp kıyafetinin içinde zor zamanlara sakladığı ninja bıçaklarını tepede dikilen okçulara bir bir fırlatıp kralı şaşırtan ve sonunda da kılıcını kötü krala doğru fırlatan ve onu öldüren çocuk yanım.
    Gülüyorum şimdi * Bu öylesine kahraman bir çocuk yanıydı ki, bu hayal burada bitiyordu. Çocuk yanım sadece kahramanlık görevini yerine getiriyordu, yapması gerekeni yapıp gidiyordu.

    Bana oradan bir şey söyleyecek olsan şefkatinle ve gülümseyerek şöyle derdin; "Çocuk yanına hep gülümse, onu hiç unutma, onu hiç eksit etme, onu hep sev." Seni seviyorum, tıpkı senin beni sevdiğin gibi.
    4 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük