Günlük, ilkokulda yazı yazmayı öğrendiğimiz gibi "1 hafta boyunca hergün yaşadıklarınızı yazın" ödeviyle yada annemizin aldığı "Bir Genç Kızın Gizli Defteri" serisi kahramanı Serra ile hayatımıza girmiştir. Ancak tespit edilmiştir ki Serra yaşadığı güzel ve mutlu günleri anlatmasıyla kızlar arasında istisnadır.
Kızlar nedense yalnızca platonik aşklarını, aileyle problemlerini, arkadaş ilişkilerini yazarlar günlüğe. Platonikle 5 dakikalık gözgöze gelme sayfalarca yazı konusuyken aşk karşılıklıya döndüğünde kızımız defteri kapatır ve mutsuzluğuyla birlikte tozlanmaya bırakır. Genelde son yazılar çıkmaya başlama akşamının gecesidir, deftere mutlu haber verilir ve günlük alışkanlığı da yalnızlıkla birlikte biter.Kızımız ayrıldığında tekrar eski dostuna geri dönecek, yalnızlığından ve mutsuzluğundan yakınacak, yeni erkekler peşinde koşarken o sayfaları aşk şiirleriyle süsleyecektir.
Gözyaşlarım akıp boğmadan bu şehri
işte yine gidiyorum çınarlar
bir çifti bir şehre güzel demeye yeter
yine sana kalıyor yine sana kalıyor
yanaklarında dört mevsim badem çiçekleri
başlasam sanki onlar da ağlayacak
binbeşyüz yıldır hala çocuk kale burçları
yine sana kalıyor yine sana kalıyor
okulun duvarı sana kalıyor
oturup söyleşirsin çevreni mutlu edersin diye
ben hep yabancısı bu şehrin
sana doyasıya bakamadan gözlerim
işte yine gidiyorum işte yine gidiyorum
binbir rüyanın oynaştığı çiniler
biri olsun gecelerimi paylaşmadan
yine bana sessizlik kalıyor
yine bana sessizlik kalıyor.
muhtemelen paris hilton u hayatı boyunca görmemiş insandır (paris in büyük bi tv yıldızı olmadığını düşünürsek gazetelerin magazin eklerini ve kadın dergilerini okumamış kız modelidir ki bu da paris i tanımaması kadar şaşırtıcı bi olaydır). profilinde kendini saklamak adına google a "güzel" yada "seksi" yazıp aratmış, karşısına gelen ilk fotoğrafı kopyalamıştır. büyük ihtimalle bikaç ay sonra sıkılıp angelina jolie, monica bellucci gibi güzel deyince google ın ilk çıkardığı kişilerin fotoğraflarını profilinde paylaşacaktır. ona acıdığımız gibi kızın parismişçesine kandırdığı abaza gençliğe de acımak gerekir.