Tatil vesilesiyle koyde bulunmamla iyice ayyuka cikan olay.
Yeter ulan saygi gosterdik de iyice boku cikti.yemek yeriz gart su iceriz gurt.
Gecen gaz bulutundan birbirimizi goremedik. Uzaydaki gaz bulutuna tas cikartir yesil yesil amk. Aile ici muhabbet bitti Sesime gel diye diye anlasabiliyoruz.
Bayadir birbirimizi gormuyoruz Gecen yemek yiyoruz bi baktim kardesimin yuzu yesil amk. Bildigin yesil. Gidip aynadan baktim shrek e donmusum amk.
Yesil siciyoruz lan yesil. Gecen dedem gelmis zehirlendim herhalde diyor. Tasak geciyor bi de utanmadan.
Karantina altina alindik.Cok zor durumdayiz. Yardim edin.
görüyorumki bazı yazarlar levh i mahfuz dan bi haber. bazı yazarlarda kendi kaderimizi kendimiz belirleriz gibi şeyler demiş. nasıl yani kadere inanmıyor musun?
anlamını da yazalım
kader: Kader (Arapça: قدر, ingilizce: Destiny, fate; felsefedeki adıyla determinizm), bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan ezeli takdir. Alın yazısı, Yazgı veya Mukadderat olarak da anılır. Kader kavramı birçok farklı din ve felsefi akımda önemli bir yer tutar.
evet kaderimizi kendimiz yazıyoruzcuları tekrar sahneye allalım.
- adem?
+ buyur allahım.
- sana kadın yaratiyim mi?
+ valla, çok makbule geçer *
- tamam, önce şu kaburga kemiğini çıkaralım.
+ ne kaburgası? ne alakası var şimdi?
- e kaburga kemiğinden yaratıcam kadını...
+ niye be? topraktan yaratsana beni yarattığın gibi. bissürü toprak var.
- olmaz.
+ niye?
- kendini tekrar ediyor dedirtmem. sen uzan şimdi, anestezist melekler seni uyutucak.
+ başımıza iş aldık...
...
- adem, uyan hadi.
+ nerdeyim ben?
- cennettesin. sana kadın yarattım. adı havva. bak o ağacın altında oturuyor.
+ güzel olmuş, eline sağlık.
- teşekkür ederim. şimdi, adem, bak, buralar hep cennet, istediğiniz gibi tadını çıkarın havvayla. ama şu ağaçtan yemeyin, o yasak.
+ ne işi var ki yasak ağacın cennette?
- ben köydüm.
+ niye?
- heyecan katsın diye.
+ allah allah? bari bi tel örgüyle falan çevirseydin, madem yasak. neyse... peki şurdaki kim?
- o mu? o şeytan.
+ e onun ne işi var peki cennette?
- seni kandırıp benim yolumdan çevirebileceğini söyledi. ben de dedim ki kanmaz adem, sağlam çocuktur o dedim. giriyo musun iddiaya dedi. ben de giriyorum dedim.
+ e niye girdin ki iddiaya? boşverseydin.
- meleklerin önünde sordu, hayır diyemedim. bak, dikkat et, seni kandırmaya çalışacak. eğer şeytana uyarsan senin bütün soyunu dünyaya göndermem gerekir. orda bana itaat etmeyenleri de cehenneme atarım, sonsuza kadar yakarım.
+ niye yakıyosun ki? zaten şeytanı sen sardın başımıza?
- zebanileri yaratmış bulundum bi kere. canları sıkılmasın, yaksınlar işte, oyalanırlar.
+ tamam, naapalım... peki başka insanları ne zaman yaraticaksin?
- benden bu kadar. şimdi siz havvayla çoğalıcaksınız.
+ iyi de, çocuklarımız kiminle çoğalıcak?
- birbirleriyle.
+ nasıl yani? kardeşler, birbirleriyle mi?
- evet.
+ iyi de, yaratıver bikaç çift insan daha da içeste gerek kalmasın. topraktan yaratmak istemiyosan onları da havva'nin kaburga kemiğinden yarat, ne biliyim.
- olmaz.
+ valla, hikmetinden sual olunmaz ama, biraz saçma geliyor bana bütün bunlar. cennette yasak ağaç, şeytan, içest... yani, neden böyle?
- şüphesiz ki ben senin bilmediklerinden haberdarım.
+ ha, tamam o zaman...
- hadi beline kuvvet, ben kaçtım, bikac bin sene sonra bi kitabım çıkıcak, onu yazmam lazım.
+ e daha vaktin varmış.
- senin için bikaç bin yıl, benim katımda bikaç gün oluyor. hep kitaplarımda yazıcam bunları. hadi, kendine iyi bak. şeytana da dikkat et, çok kötüdür, hayal edemeyeceğin kadar kötüdür. ben yarattım, ordan biliyorum.
+ tamam allahim, dikkat ederim. hadi güle güle.
allah ın kıyametten sonra ne yapacağı sorunsalıdır.
şimdi efenim şeytanla iddiaya tutuşuldu. iyi kötü cennet cehenneme yerleştirildik. cezalarımızı çekmeye başladık.. peki sonsuz güçlü tanrı, yapacaklarım bu kadar diyip inzivaya mı çekilecek.. yoksa başka evrenlerde başka yaratıklara sürpriz mi hazırlayacak.
tşk.