Geçen gün sigara isteyen ve vermemin sonucunda ayakkabılarını boyayayım deyip ayaklarımı rehin alan önce benden olsun deyip sonra gönlünden ne koparsa diyen, verdiğim 6,5 lira bozuğu bu bunun malzemesini karşılamaz deyip verdiğim 20 liraya 4 lira para üstü veren ve sonrasında helallik isteyen orospu çocuğunu bulup o ayağıma sürdüğü sıvı buharlaşana kadar sikmesini isterdim.
Ey benim gül demetim, ey bir çile ipeğim!
Seni çok seviyorum, daha çok seveceğim.
Sen benim kuraklıktan solan gönül bahçemde,
Sen benim şu yıldızsız kalan hulya gecemde
Bir son bahar değilsin, sonuncu bir baharsın;
Ufkumda fecri açan gül kanatlı rüzgarsın.
Şiirimdeki heyecan bugün sendedir ancak,
Bu şiirim bende artık son heyecan olacak,
Şu gönlüm bilsen, nasıl çırpınarak yoruldu.
Bir güzelden kurtuldu, bir güzele vuruldu.
Her birinde bir parça daha yorgun düşerek,
Kimine lanet edip kimiyle öpüşerek,
Nihayet, işte bugün hepsinden ayrılmışım;
O kadar bıkkınım ki, mazime darılmışım...
Sen ki bir çocuk kadar şakraksın, neşelisin;
Sen ki aşka gençlikle koşan güzel delisin;
Bana mahkum olduğun lahzalar var sanırım;
Busemle ürperdiğin o anları tanırım.
Ey cici kırlangıcım, benim ipek böceğim!
Yaklaş sana pek gizli bir şey söyleyeceğim:
Seni gittikçe fazla seviyorum yaramaz!
Bugün dünden daha çok ve yarından daha az..
Kıymetli tutuyorsun, değil mi, bu sevgimi?
Yalvarırım, beni hep titreyerek sev, e mi!
Bakışımdan korkarak, göğsüme sokularak,
Aşkın bütün şiirini her an bende bularak..
Yalvarırım, böyle sev! Bana karşı aciz ol!
Sevişmekte zalimlik, inan ki en fena yol..!
Artık mücadelesiz, gözyaşından müstağni
Bir sevgiye muhtacım, sen de böyle sev beni.
O ipekten göğsünde bırak başım dinlensin!
Bir çile ipeğim sen, gül demetim de sensin!
Sakın sanma bıkarım tatlı buselerinden...
Sevilmek ihtiyacı bende öyle derinden
Gelen bir iptila ki severim sevildikçe.
Esirinim, seririm olduğunu bildikçe.
Şairliğim seninle en bahtiyar, en mağrur
Anındayken düşün ki gençliğimin sonudur.
Bırak gönlüm kendini bu aşka hakim sansın!
Genç kadın, mahkum ol ki ona hakim olansın...
Enis Behiç Koryürek
Beyler adam aklımı okumuş, fikirlerimi çalmış. Nasıl tazminat alabilirim ?
kader belkide insanların tanrılarına isyan etmemeleri için uydurulan birşey çünkü bu kadar berbat bi kaderi yazmaya kimsenin içi elvermez. gelecekteki sevgilim umarım sen sevilmeyi hakedecek birisi olursun.
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
işte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, islam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
sen kalkıp mehmet öz'le vasıfsız bir profesöre bile aynı parayı verdiğinde adam burda durmuyo. sen sikten bir memurla doktorun maaşını bir yaptığında hangi amına koduğumun salağı okul okur lan ?
Pro Evulation Soccer 2011 oyununda kendi oluşturduğun oyuncuyu ana lig'de transfer ettikden sonra ilk haftayı geçince oyuncunun formunun dibe vurmasıdır.
niye oluyor balalar bu, bilen varsa bi anlatsın bokunuzu yirin.
Yanlızlığımın güneşiydin sen!
Hep sana varmak ümidiyle yaşadım
Biliyorum yolun sonunda canımın yanacağını,
Acıdan inleyeceğimi biliyorum
Şimdiki kadar kavrulmayacağımı da biliyorum
Bir gün sadece benim için doğacaksın
Sen batıdan doğarken
insanlar telaşla kaçışacak
Bense daha da yakınlaşmanı bekleyeceğim...
aşık oldum sana. her ne kadar köşemde sessiz sakin otursam da içimde ne fırtınalar var bilemezsin. bilemezsin o arka sıraya gelmek için can atmamı. bilemezsin sabahın köründe uyanmanın verdiği hazzı. bilemezsin çünkü aşkım sen aşık değilsin.
başlığı yazdığımda karşıma gelen "sözlük içi konularda başlık açmayınız." sözü beni daha bir şevkle yazmaya ittiği için "şansımı denemek istiyorum." yazısının yanındaki butona tıkladım ve şimdi huzurlarınızdayım...
Kim bilir belki bu da benim son yazım olur fakat bunun ne sizin açınızdan ne de benim açımdan pek önemli olduğunu düşünmüyorum. benim yazıp yazmamam sizi çok da ilgilendirmez çünkü ben birazdan bahsedeceğim yazarlardan değilim.
eğer sözlük bu yazarlara sahip çıkmazsa burası 1 yıl içinde sokakta hergün gördüğümüz tek amacı karıya kıza laf atmak ve kavga etmek olan zalım yuvası olacak. bilgili kültürlü ve muhteşem üsluplarıyla sözlüğe renk getiren bu yazarları yazmaya küstürürseniz bu günler yakındır. demedi demeyin.
Vaudeville for Vendetta kelevelelis nickiyle eksi sözlükde namını devam ettiriyor sizce bu adam ne kaybetti ? vaudeville for vendetta uludağ sözlükde yazmıyor diye üslubunu mu bozdu ? tabiki hayır. adam gavur ellerinde babalar gibi öttürüyor kalemini hala kaybeden kim oldu ? tabi ki uludağ sözlük. inci sözlüğünde çıkmasıyla insanlar eğlenebilecekleri yerleri artırdılar. adam gelip uludağ sözlükde vaudeville for vendetta ve rapper ninja okuyamayınca gidip başka yerlerde eğleniyor ve bizde sözlüğe girdiğimizde saçma sapan yazılarla kendimizi avutuyoruz.
uludağ sözlüğün kalan son kalesi deatly. deatlyde yarın öbürgün bırakırsa hiç şaşmam.
demem o ki zallımların doluşması yakındır. yazarlarına sahip çık uludağ sözlük.
flowshakerz dediğimiz adam apaçi kabilesinin başkanıdır ve outro lex de apaçilerin marşıdır. flowshakerz'in devrimi ise her okul ve dersane önünde bir apaçi bulundurarak okul giriş ve çıkışlarında outro lex eşliğinde apaçi dansı şöleni vermesidir. şimdiden bütün liselilerimize duyrulur hadiyin gözünüz aydın.. ( arka kapıdan kaçmaya çalışmayın çünkü "onlar her yerde")
efenim şimdi içen adam memnun ki içiyor içmeyen adam nefret ediyor yahut henüz tatmamış ki içmiyor sonuç olarak herkes halinden memnunmu arkadaş ? ben sana gelip diyormuyum senin o karı orospu ayrıl ondan diye demiyorum sende karışma arkadaş yok sigara içenler zeki değildir de sigara içen her gece kendini parmaklar amuda kalkıp yatar vs. vs.
şimdi yavrum sana bir sualim var dinimize göre kader belli değilmi kimin ne zaman öleceği belli değilmi ? Buna evet dedin duyuyorum seni e madem öleceğimiz gün falan hepsi önceden biliniyor ya peki bu sigara benim yaşam sürecimi mi azaltıyor ? sigara içersem 40 yıl içmezsem 60 yıl'mı yaşayacağım ? bunun cevabını ver bana ama lütfen bana maklubeyle çayla neyi gelme Allahın selamıyla gel.
her insan ölür diye birşey yoktur. bugune kadar gelenler ölmüş diye bugun yaşayanlarda ölecek denmesi mantıksızdır. hiç kimse geleceği bilemezse kimin ölüp kimin ölmeyeceğini de bilemez...