18. yüzyıla kadar bir kadının sahneye çıkması , koro içinde bile kadın sesi olması yasaktır. kadın sesleri için sesleri çatlamadan hadım edilmiş erkeklerin seslerinden yararlanılır. çocuk soprano ya da kastato deiğimiz kişiler bunlardır. hadım edildikleri için çocuk sesinin saflığını ve güzelliğini korurlar. göğüs kafesi ve diğerler geliştiğinde çok daha güçlü bir ses elde edilir. ses rengi soprano veya kontraltoya benzese de daha güçlü, duygusal bir ses ve incelikli , parlak bir tekniğe sahiptir.
evimizin direğisin
gözümüzün bebeğisin
ne sevimli ne iyisin
benim güzel babacığım
yukarıdaki dizelerin sahibi büyük türk düşünürü. hafızası kuvvetli arkadaşlar kendisini ilkokul birinci sınıf hayat bilgisi kitaplarından hatırlayacaklardır. daha ileriden bir yerlerden hatırlanmasına maalesef abimizin birikimi müsaade etmemektedir.
sahiden de bu rakım çalapalanin ilkokul hayat bilgisi kitabından başka kitabı niye yoktur , kendisini niye bu kadar ufak bi alana spesifize etmiştir (bkz: spesifize etmek) merak etmiyor değilim. ayrıca yukarıdaki şiirin üçüncü dizesindeki merhamet , iyimserlik biraz tuhaf kaçmaktadır.boru değil evin reisi babadan bahsediyoruz , ne sevimli ne iyisin ne demek birader, ev hayvanı mı bu.
ortalıkta nette gezinirken yanlışlıkla çarpacak kadar fazla olan, muhtemelen çoğu hazır sözlük programı ile yapılan sözlükler için uydurduğum yeni bir özlü söz.
belirtileri : kullanamayan arkadaslar yanına kesme isareti geliyor zannedip bütün de eklerini ayırarak başlık açabilirler. cümlenin başından sonuna kadar virgül kullanmayarak sizi nefessiz bırakabilirler.butun bu seraitten daha elim ve daha vahim olmak uzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet icinde bulunabilirler.
klasik batı müziğinin en temel formudur. sonat allegrosu (1.bölüm), bir ağır bölüm ve çoğunlukla hareketli bir finalden oluşur.kimi zaman (romantik çağdan sonra çoğunlukla) ağır bölümden önce veya sonra kısa bir scherzo da dahil olabilir.
klasik anlamda sonat formunun mucidi haydn sayılabilir. bu formu geliştiren ve esasen kendine maleden ise beethovendır.
sonat formundaki eserler tek bir solo enstrüman için yazılırsa sonat , solo bir enstrüman ve orkestra eşliği için yazılırsa koncerto , hiç bir enstürmanın solo olmadığı şekilde sadece orkestraya yazılırsa (tabii ki daha geniş bir orkestrasyon ile) senfoni adını alır. oda müziği için yazıldığında ise bu grubun büyüklüğüne göre değişir :
(bkz: duet)
(bkz: trio)
(bkz: quartet)
(bkz: quintet)
(bkz: sextet)
(bkz: septet)
(bkz: octet)
temelde hiç bir eserde değişmeyen tek şey , birinci bölümün sonat allegrosu formunda olması ,ve son bölümün genelde hareketli bir rondo olmasıdır.
türkçeyi yanlış kullanmak , tek başına bir fiil olmayı hakedecek kadar çok sık rastlanılan bir durum haline gelmiş bulunmaktadır. bunun nedenleri üzerinde onlarca kitap yazılabilecekken bunları tek entryde anlatmaya çalışmak boş bir çaba olacaktır. ama bir yerden başlanması , birilerinin bir şeyler yapması gerek ki türkçe bir dil olarak yaşamına devam edebilsin.
en sık kötü kullanım tipleri imla hataları ve yabancı sözcük kullanma olarak sıralanabilir. bir de mantık hataları kısmı vardır ki , burada yapılan yanlışlar başka alanlara temas ettiğinden bunlardan bahsetmek istemiyorum.
sözcükleri doğru yazmak , ilkokulda öğrenilmiş olması gereken bir niteliktir. yani bir insana imla hatası yapıyor diye , de , ki gibi sözcüğün son hecesi veya bağlaç olabilen şeyleri yanlış yazıyor diye, internet kıroları başlığını açacakken internet kroları yazıyor diye kızamazsınız,onun suçu değildir çünkü.ilkokulda yeterli eğitimi alamamıştır,başka da bir sorunu yoktur. şüphesiz ki bu olumsuz özellik ona toplum içinde puan kaybettirecektir , ancak ya toplumun büyük kısmı böyle insanlardan oluşuyorsa ?
bu durumda iyi eğitim almış kişilerin temelini oluşturduğu topluluklarda kendisini rahat hissedemeyen kahramanımız , kendi özelliklerinde insanlar ile girdiği diyaloglarda rahat olacak , eksiğinin farkına varmayacak , hatta bunu eksik olarak görmeyecektir.toplum eğitimsiz insanlardan oluşmaya başladığı anda da dil için tehlike ilerlemiş demektir.
yabancı kelime kullanan kahramanımızın da (burada yabancı kelime kullanmak derken karşılığı olmayan şeylerden değil , anal seks yerine anal sex diye başlık açan zihniyetten bahsediyorum) esasen bir suçu yoktur.yıllarca batıdan medet ummuş bir memleketin çocuğu , 50 yıldır amerikan mandasından çıkamamış iktidarın hüküm sürdüğü topraklarda yaşayan bir insandır o da.avrupa birliği kapısında böylesine sürünülürken , avrupa avrupa diye vermedik bir götümüz kalmış iken , ülkede eğitim yapan okulların dili ingilizceyken ve türkçe eğitim yapan okullar adam yerine koyulmazken siz nasıl kızabilirsiniz 'see you' diye vedalaşanlara ? onun bir suçu yoktur ki , zavallıdır o en fazla.kendi dilini doğru dürüst öğrenememişken ingiliz kaşığıyla nane yiyen bir zavallı.
nitekim soruların cevabını daha derinlerde aramak gerek, de yi bitişik yazana ayar verip , ki yi ayrı yazana mesaj geçip olmuyor bu işler maalesef...
