roberto carlos'tan sonra, fenerbahçe deneyimli kurtları ** birbir kadrosuna dahil ediyor. transfer bombalarını ardı ardına patlatıyor!
son olarak; klinsmann'da, klinsmanın ilerlemiş yaşından dolayı, romatizma, nefes darlığı, prostat gibi sağlık sorunları sebebiyle hüsrana uğrayan, platini transferinde de platini'nin bağlı olduğu emekli sandığıyla anlaşma sağlayamayan sarı lacivertlilerin alternatif isim arayışları sonucunda nihayete ermiş transferdir. aha fotoğraf;
apple mutfağından çıkan en son garipliklerden olan ipod aksesuarı.
sadece ipod değil diğer mp3 çalarlarla da uyumlu olan vibratör, müzikle uyumlu titreşimler yayıyor. aha bu da site;
kendinden güçlü bir yaratıcı varsayıp sığınma ihtiyacından kaynaklanan güdüsel bir eylemdir.
tanrı insanı yarattı ve başından savdı. belli kurallar koydu, cennet vaadetti, cehennemle ürküttü. mükemmel insanı mı hedefledi? peki niye ağzınıza biber sürerim dedi de dilinizi bu denli mühürledi?
korkutarak tek bir yol göstermek ve o yola itmek ne kadar adaletli. tanrı, bunu bilmiyor muydu. kılıf için minarenin beden ölçülerini alırken bunlar hiç önemli değildi. kitleleri korkutarak ve mükafatlandırarak kendine bağlama, edimsel bir deney aracı olarak kullanmaktan ibarettir. peki onu tatmin etti mi bu bağlılık. biz tanrı'nın sadık metresleriyiz!
karnımın doyduğu her an ona şükrediyorsam, bana yaşamım için elverişli bir dünya vermişse de, hepimiz için, hayatta olmamızın sorumlusu olduğunu değiştirmez ve bu suçu taşıması affedilir değil. bizler tanrı'nın nankör çocuklarıyız. korkularından dolayı korkuttuğu zavallılarız.
bir varlığa, kendisinden daha güçlü olduğu için tapmak karaktersizliktir, kendinden ödün vermektir, senin hiç bir sorumluluğun yoktu, yaratılmayı seçmedin, sorumluluklarına da katlanmak zorunda değilsin! biz tanrı'nın yeryüzünde unuttuğu piçleriyiz!
daha önce de yapmadı mı? adem'i üstün kıldığı gün... merhametini kanıtlamadı mı? korkularını kaderinle bir çizip...
not: kimseyi rencide etmek, inançlarını küçük düşürmek, hakaret etmek, olta atmak amacıyla yazılmamıştır.
yıllardır iyi ve uslu bir çocuk olup da şirinleri göremeyen çocuktur. en sonunda işi inada bindirip çareyi, kokaini basıp şirinlerle elele dans etmekte bulur, artık mutlu bir çocuktur
laaay lay la lay lay laaa lay la lay lay laaayyyy!
pokemon the first movie'de gözlerimizi dolduran üçlüdür. küçük dağları yaratmak gibi birşeydir. ama ağzınızla kuş da tutsanız red veya yellow'da başaramadığınız hededir.
vulpix in evrim geçirmiş halidir. dokuz uzun ve gösterişli kuyruğu vardır. kuyruğundan bir tanesine zarar verenin bir ömür boyu lanetleneceği rivayet edilir. evet ben de inanmadım * ama gözleri çok güzeldir.
sünnet inancı ilk olarak sümerlerde ortaya çıkmıştır.
üremek, sümerlilere göre, tanrıların onlara verdiği en üstün nitelikti. bir insanın, insan yaratabilmesi son derece kuıtsal ve tanrıların bir hediyesiydi onlara göre.
tanrılara bir kurban vermek istediklerinde, onlara en kıymetli şeylerini hediye etmek isterler. ve onlar için de en önemli şey üremek olduğu için erkekler cinsel organlarının bir parçasını, tanrılara, kurban adı altında keserler.
heaven on their minds'ta geçtiği gibi tüm dinlerin kökeni mitolojiye dayanmaktadır, bariz kanıtlarla.
mesela; islamda dünyanın ilk zamanlar tamamının sudan oluştuğu ve hayatın suda başladığı ve insanın topraktan yaratıldığı söylenir. *
sümer mitolojisinde;
bir yazıta göre. dünya tamamen suyla kaplıydı ve sonsuzluk bir dağ doğurdu, bu dağ olan ana tanrıça, zaman içerisinde küçük dağlar yaratarak çoğaldı ve en son da kendilerine hizmet etmesi için, insanı, kendi sureterinden, topraktan yaratırlar.
ilgili ayetler;
ben sizi suretimden yarattım
adem ateşte pişirilmiş çamurdan yaratıldı
mübarek aylar olan "3 ayların" bir zamanlar putperestlikteki "haram aylar"la eşdeğer olması kadar saçma ve kafa kurcalayıcı ibadettir.
putperestler, haram aylarda mekkeyi ziyaret eder, kabedeki putları dolaşır bol bol alışveriş yaparlar ve sex drugs and rock'n roll tadında takılırlardı.
ne yazık ki aynı ibadetin benzerini şu an tüm dünya müslümanları yapmatadırlar ve bunu islamın şartı olarak kabul etmişlerdir. arabistan hükümeti de elinden geleni ardına koymamatadır bu konuda; zira ayakbastı ücreti(!) ve konaklama masraflarında kendini aşmıştır.
mekanların kutsal olması bir yana, ne yazık ki arabistan hükümetinin maddi çıkarlar için 1500 yıl belki de daha eskiden beri gelen bir geleneği devam ettirmesidir.
tanrı tüm haz verici, zevkli şeyleri yasaklar. ve bu iyiliğine(!) karşılık olarak da bağlılık ve kendine tapılmasını ister. şeytan ise, tüm zevkli şeyleri serbest bırakır, haz almayı ve hayattan zevk almanın anahtarını verir karşılığında bir şey istemez.
