Onur Ünlü'nün en iyi filmlerinden biri. Polis filminden beri Onur Ünlüyü sevip takip eden bir insanım. Hatta günümüz yönetmen sinemasında tek takip ettiğim kişidir. Film aile kavramına güzel güzel anlamlı bir şekilde dokundurmuş giderken bir an Onur Ünlü absürdlükten vazgeçmiş gibisinden korkarken buldum kendimi ama finale doğru film üst üste tokatlarını zirve absürd sahnelerle çaktı. Bende dumur üstüne dumur yaşadım ve keyifli bir şekilde salondan ayrıldım. Daha iyi olamazmıydı, olurdu da ne gerek var? Oyunculuklar, senaryo, kadrajlar hepsi bence oldukça başarılı ve tatmin edici. Onur Ünlü den niye başyapıt bekliyoruz, asıl sorun bu bence. Adamın böyle bir iddiası yok. Onur Ünlü sineması budur, salona gidip yeterince komik değil, küfürler sert irrite oldum, sahneler rahatsız edici diyerek çıkan kişi Onur Ünlü için değil Leyla ile Mecnun'un yapımcılarından dendiği için gitmiştir ki Leyla ile Mecnun çok sevmeme rağmen Onur Ünlü'nün yazdığı bir dizi değildir. Dikkat etmek lazım, Onur Ünlü'nün kalemi budur sevmediyseniz sevmemeniz normal çünkü sırf sevilsin diye yazıp çekmez, derdi vardır paylaşır katılırsın, katılmazsın sana kalmıştır. Yönetmenin sinemasına hakim biri olarak bu iş olmuştur diyebilirim. Öncelikle Güneşin Oğlu her ne kadar sevilse de(bende severim) sinemasal zaafları gözardı edilemeyecek bir film. Bundan dolayı bence Onur Ünlü'nün en iyi filmlerinden biri Polis, Beş Şehir den sonra bu filmdir. Filme absürd komedi sıçana kadar gülüceğiz diye girecek olanlar varsa gitmesin! Onur Ünlü sineması sevenler varsa gitmekte tereddüt etmesin! Çünkü sadece absürd değil, bir o kadarda çarpıcı, gerilimli ve minimum düzeyde olsa da dramatik. Birde şu vizyon tarihi ayarlanırken vizyon takvimi dikkate alınsa çok iyi olacak. Twilight yüzünden film salon bulmakta zorlanıyor.Bir daha ki filmlere diyelim, üstadın arayı açmamasını dileyeyim.
Özel not: Bülent Emin Yarar filmin en iyi oyuncusuydu bence. Zamanında Haluk Bilginer tiyatrosunda canlı izlediğimde de oyunculuğunun etkisi oldukça çarpıcıydı. Hala da öyle.
Güzellik kelimsenin sözlükteki anlamı. En azından bugün Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi'ni izlerken böyle olmalı diye düşündüm. Beyazperdede muhteşem duruyor. Beyaz camda olmasa da olur.
Alemin Kıralı dizisinde evin ortanca kızı olarak arzı endam etmekte olan şahıs. Ayrıca birkaç yıla çok güzel bir kadına dönüşecektir. Hatta buraları okuyorsa selam ederim.
bir ihtimal iyi olmasını umduğumuz film(idi). ilk fragmandan sonra pek bişey umacak hal kalmadı. daha filmin çekimlerine başlanmadı ama reklama bağlı bir fragman var ve olmamışık had safhada filmden bişeyler bekleyesi de gelmiyor insanın konsept böyle olacaksa.
Aksiyon sahnesi çekme konusunda üstüne tanımayacağım adam. En büyük sorunu senaristin özenerek kurmaya çalıştığı hikayeyi başlattığı aksiyonla piç edip bırakması. Mesela Transformers 3 te ilk yarı temeli atılan herşey ikinci yarı bitmeyen aksiyonla çöpe gidiyor ve hedef ıskalanıyor; tüm filmleri için bunu söyleyebiliriz. iyi film çekmek istiyorsa kendini iyi bir senaristin eline bırakması gereken kişidir kısacası. Bad Boys ve The Rockyüz akıdır.
Kurşun Bilal dizisiyle kötü yönetmenliğin doğruğuna ulaşmış insan. Dabbe de oldukça eğlenmiştim halbuki. Dabbe 2 ile başlayan düşüşü ivmelendi umarım bildiği sulara geri döner!
Bir tez olan kızdır. Mevzu bir fahişe gibi davranıp(parayla bedenini satmak budur) abazanları etrafına topladıktan sonra; '-bu davranışım erkekler üzerinde bir tezdir.' diyen biri olunca, bekaretini sözlükte satan kız; *mcığım var benim hatunları hakkında bir tezdir!
Beni oldukça etkileyen projenin ismi. Devenin Gözyaşları adlı filmini 15 milyon dolara çekip Avatarı geçmeyi planlayan iş adamı abimiz beni pek bi etkiledi ben de hemen paintten en dandiğinden bir afiş yaptım hediyem olsun: http://www.hizliupload.co...=67063895660860430502.jpg
Sadece Türkiye de 2 milyar dolar hasılat yapar! maksimum 4.5 milyon sinema seyircisi var bunlardan her biri 20 kere gitse tamamdır!
Günde 48 kez çöken sözlük. Ayrıca yazarlarının yarısı eski uludağ yazarı. Burada yazanları kalitesiz buluyorlarsa önce burada yazanlar sonra orada yazıyor. Admin tanıdığı olanlar daha çabuk tabi, yoksa iki yıl bekleseniz farketmez bir kelime etmeden atabilirler!
Öteki Sinema'nın kurucusu, bu sıralar internet sansür olayından dem vuran, sinema eleştirmeni kişi. Sinemaseverliği kritiklerine ayrı bir samimiyet katmakta ama filmleri eleştirirken objektifliğini asla kırmamakta. Uygar Şirin ile birlikte yazılarını takip ettiğim tek eleştirmendir ayrıca. Kendisinin de belirttiği üzere seyircilikten geldiği için sanat sanat içindir ideasını pek desteklememektedir. Haklı olarak o filmlerde ki karakterlerin türk insanının karakteristlik yapısı açısından oldukça pasif kaldığını düşünmektedir. Ayrıca beyazperde.com ve arasıra başka sitelerde de yazmakta. Severek takip ediyorum.
Hayvanlık. insanlığımızı gün be gün yitirdiğimizin kanıtı hayvanlık. Gitgide bittiğimizin, tükendiğimizin farkındamıyız bilmiyorum. Makine gibi yaşıyoruz, bir robottan farksız. Herşeyi tüketiyoruz, s*kip atıyoruz. Duygulardan koptuğumuz her an insanlığın limanından ayrılıp hayvanlık taraflarında bir yere aşina oluyoruz. Sırf bir kızı s*kmek için aşkım, seni seviyorum ayağı yapan *rospu çocukları ve bunu aşk sanan aşktan bir haber gerizekalı *rospular o kadar arttı ki artık laf olsun diye bazı şeyleri duygulara endekslemeden yaşıyoruz. ben gerçekten sıkıldım bu rezillikleri görmekten, bu saçmalıkları duymaktan. Hayatı, aşkı, herşeyi çıkar üzerine kuruyoruz. Somut, içgüdüleriyle hareket eden, ihtiyaç endeksli hayvanlara dönüşüyoruz. Hepimiz hayvanız *mına koyim. Bu durumda fuckbuddy'lik gayet normal bir olay. Çünkü dediğim gibi insanlar artık iki şeye endeksli; biri iş diğeri s*kiş. insan olmayı hatırladığımız da bir gün ne bok yediğimizi anlıyacağız ama geç olacak. O güne kadar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayın, hiç sevmeyecekmiş gibi sevişin. Toprağın altığına girdiğinizde s*ktiğiniz herşeyin çok önemi olacak. Aşk kavramını da yedik bitirdik zaten hala tartışıyoruz fuck buddymiş, eşek s*ki buddymiş *mına koyim.