--spoiler--
Galatasaray Spor Kulübü geçmiş dönem başkanı Sn. Adnan Polat hakkında, 2006 yılında Denizlispor;a 1,5 milyon dolar teşvik verdiği iddiası üzerine yürütülen soruşturmanın tamamlandığını ve Sn. Polat'ın 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacağını kamuoyundan öğrenmiş bulunuyoruz.
3 Temmuz'dan bu yana yaşadığımız dönemde; medyanın, emniyetin ve şüphesiz ki dünya üzerine gelmiş geçmiş en saf en temiz kulüplerimizin tavır ve demeçlerinden edindiğimiz tecrübe neticesinde söyleyebiliriz ki, böyle durumlarda yargı sürecini beklememek, masumiyet karinesi kavramını duyunca kulaklarımızı tıkamak, savunma hakkına asla saygı duymamak ve ivedilikle karar vermek icab eder. Bu hususta bir grup Fenerbahçe taraftarı olarak derhal toplanmış ve nihai kararları vermiş bulunuyoruz.
Bu ateşin üfleyerek sönmeyeceği gerçeğinden hareketle yaptığımız değerlendirmeler neticesinde, 2005-2006 yılı Türkiye Süper Ligi Şampiyonluğu'nun Galatasaray'ın elinden alınması ve şampiyonluk kupasının derhal tarafımıza ulaşması gerektiği kanaatine vardık. Öte yandan Galatasaray Kulübü fikrimizce 5 lig birden düşürülmeli, Türk Futbolu'nun altında kaldığı büyük şaibe sebebiyle tedbir olarak Beşiktaş kulübü UEFA Avrupa Ligi'nin kalan kısmından men edilmeli ve Galatasaray'ın 2006 yılında Şampiyonlar Ligi'ne katılarak elde ettigi gelir faiziyle birlikte Trabzonspor'a devredilmelidir. Başta Ünal Aysal olmak üzere Galatasaraylı yöneticilere tavsiyemiz ise utançlarından uyuyamayacaklarından sağlıklarına dikkat etmeleridir.
1907 ÜNiFEB olarak bu sürecin takipçisi olacağımızı ekler, içten fikirlerimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
1907 ÜNiFEB - Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği
--spoiler--
bir anda dumur eden hadisedir.
cep telefonunu titreşimde unutmuşundur ve yanında değildir. sevgilin kendisine yakın olan telefonu görür ve seslenir "hayatım oral arıyorrr"...bir anda neye uğradığını şaşırırsın, koşa koşa gidersin eline telefonu uzatır, kanepeye oturup tv izlemeye devam eder. sende oral ile muhabbet edersin.
Eshab-ı Kehf'in adlarından birisi olan kefeştayyuş adını çocuğuna koyan kimseye kahramanmaraş ın afşin ilçesinde altın veriliyor.
tamam güzel, yaşatın, unutturmayın teşvik edin.
abi kefeştatayyuş ne ya, çocuğa böyle isim mi konur.
yayına bağlanıp ismini vermek istemeyen bir seyircidir.
tam olarak "mustafa karadağ ın nikahlı eşinin kaçtığı adamın nikahsız olan eşinin annesi" dir. bunu telefonda rejiye nasıl anlattın be kadın.
asıl başlık memento, the prestige, inception filmleri arka arkaya izlense olacaklardı.
muhtemelen christopher nolan'ın dahiyane kurgulamaları sonrası beyin damarlarınız gerilir, ekran başından kalktığınızda kendinizi parabolik denklemler çözerken falan bulmanız muhtemel.
tff yeni başkanının zamanında kankası ednan polat ile yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen zamanlarından kalma bir söz.
Fenerbahçe yi kurtarmak için başkan oldu hede hödösünü zikreden 15 yaş izleyici kitlesi şöyle bir geçmişe dönsün.
bu arada kupayı alınca haluk ulusoy un babasına götürmesi de halliceydi hani.
haluk ulusoy kim mi?
an itibari ile yıldırım demirören in ilk icraatıdır.
--spoiler--
Yıldırım Demirören'in, Ankara'da yapılan Genel Kurul'da 229 oyun 221'ini alarak Türkiye Futbol Federasyonu'nun 41. başkanı olmasından sonra ortaya ilginç söylentiler çıktı.
Lig TV Muhabiri Ömer Güvenç; TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Fenerbahçe'ye "Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nde (CAS) UEFA'ya açtığınız davayı geri çekin, 45 milyon Euro'yu Türkiye Futbol Federasyonu olarak biz karşılayalım" dediğini iddia etti. Ömer Güvenç bu sözünün de arkasında olduğunu söyledi.
--spoiler--
bir fenerbahçeli olarak bu sözü hiç duymamış farz ediyorum. bizim derdimiz haksızlığa uğramış klübümüzün hakkının geri verilmesi.
bizi para ile susturmak istemesi abes ile iştigaldir. bunu kabul edecek bir yönetici olduğunu düşünmüyorum. şayet bu olursa bu sefer mevcut yönetime de tepkimiz aynı olur.
subliminal mesaj kaygısı taşıyarak ticaret hayatına atılan bir kişinin eylemidir.
isminin hakkını vermek sureti ile, vefa borcunu ödemeye haiz bir insandır. Vatana millete faydalıdır.
--spoiler--
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın savunmasını okumaya başladığı gün (21 Şubat 2012) internet sitemizde yer alan bir haberin fotoğrafına, Fenerbahçe camiasından büyük tepki geldi.
Sözkonusu fotoğraf, bir gazete tarafından daha önce yayınlanan, Aziz Yıldırım'ın emniyet kaydı fotoğrafıydı. Aziz Yıldırım savunmasında basına sızdırılan o fotoğrafı eleştirmiş, sözkonusu fotoğrafın üzerinde yer aldığı tişörtü Mahkeme Başkanı'na göstererek: "Bu benim şerefimdir! Emniyette fotoğrafımı çekip gazeteye bastılar. Gereğini yapın" demişti.
Bu haberi verirken hiçbir art niyet olmaksızın Aziz Yıldırım'ın bahsettiği o fotoğrafı kullandık. Böylece hiç istemeden Fenerbahçelileri incitmiş olduk...
Aziz Yıldırım ve tüm Fenerbahçe camiasından özür dileriz.
buyrun burdan yakın. biz demedik mi bu ülkeye şikeyi getiren takım sizsiniz, biz suçluysak suçumuzu çekeriz ama kimse sütten çıkmış ak kaşık değildir diye... biz böyle dedikçe tape tape tape dediniz. var mı kanıt dediniz? tape yok ama tıpa var, izleyip izleyip bakarsınız.
her fırsatta telegol isimli abuk programda karalama kampanyası yapan serhat ulueren in gerçek yüzüdür.
12. Ek Klasör 360. sayfa
Konuşma tarihi : 22.03.2011
Konuşma saati : 15.23
Serhat ULUEREN (S.U): Efendim
Olgun PEKER (O.P): Alo
S.U : Efendim ?
O.P : Canım ne yapıyorsun ? Olgun ben.
S.U : Ha iyi babacığım. Ne yapıyorsun ?
O.P : Ne yapayım geldim bir kaç günlüğüne de eee
S.U : Hoş geldin görüşelim.
O.P : Hoş bulduk. inşallah yarın falan müsaidim de sana bir şey söyleyeyim de bilgin olsun diye hani...
S.U :Buyur abi
O.P : Şimdi buraya geldim bu istanbul veya işte bir takım Giresunspor'da oynayan futbolcuları polis çağırıyormuş. Olgun PEKER size senet imzalattı mı falan diye ifade alıyormuş biri mail atmış Olgun PEKER futbolculara senet imzalatıyor diye alakasız bir şey doğrusu kendim de geldim şimdi istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ne var nedir hani
S.U : Tamam
O.P : Bir şey varsa ben ifade vereyim yok bi ... dediler ya bunu herhalde biri i.nelik olsun diye yaptı yine
S.U : Hıı
O.P : Yarın bugün eee basına falan düşer yanlış anlaşılır sana da bir haber vereyim dedim ya
S.U : Yok abi ben bunu kullanmam merak etme sen rahat ol
O.P : Yani böyle bir şey varmı ya 1 günlüğüne geldim
S.U : Ben Giresunspor'la ilgili bu şeyi kullanmam babacığım sen rahat ol
O.P : Hayır yani birşey yani böyle bir adilik olabilir mi yaa sen ne yapıyorsun iyi misin ?
S.U : Bu konuda ne gerekirse yaparım yardım ederim sana...
O.P : Allah razı olsun.
S.U : Patronlarla ben seni hemen arayım
O.P : Tamam görüşürüz müdürüm görüşürüz
S.U : Hadi öptüm
O.P : Sağol
an itibari ile bir kez daha görülen taraftardır.
sabahtan beri dünkü basket maçında yediği küsküden sinirleri bozulmuş bazıları kendi ütopyalarında oluşturdukları hayal gücü kendilerince yüksek esprileri ile gündem değiştirerek var olan ezikliklerini taçlandırıyorlar.
ne zaman fenerbahçe gs yi yense maç harici her türlü başlığı açarlar, zart zurt konuşurlar
her branşta ayar yiyip yenilmezarmada derler. bu eziklik kolay kolay çıkmaz. ne kuyruk acısı be kardeşim.
bu bilmek için inanılmaz ekonomist, makro mikro hede hödö zırvasına da gerek yok. dünya da değer kaybetmeyecek, kaybetse bile bunu yatırımcısına hissettirmeyecek tek şek altındır.
şöyle ki; bir ulus para basmak isterse basacağı miktar kadar altını amerikan merkez bankasına yatırmak zorunda. kağıt uçar altın kalır aga.
koltuk altı, etek traşı gibi realist olmasa da yazarların nick altını dolduran entrylerde hakaret unsuru içeren entrylerin modlar tarafından traşlanmasıdır.
kart cezalısı 2 futbolcu nun mersin idman yurdunun olumsuz hava şartları yüzünden istanbula gelememesi, akabinde federasyonun beşiktaş-mersin idman yurdu maçını iptal edebilecek olması ile pazar günkü Fenerbahçe maçında oynayamayacak olmasıdır.
şayet böyle bir şey olursa bir Fenerbahçe li olarak oldukça üzülecem, zira olası bir galibiyetimiz bu tarz vesveseler ile sıkıntı olacak.
--spoiler--
Bekir Yarangüme, Beşiktaş'tan alacağını tahsil edemeyince, avukatı Başkan Yıldırım Demirören'in makam arabasını haczettirdi.
Altunizade'de polis kontrolü sırasında plakası tesbit edilen araca el konuldu ve satışa çıkrtıldı.
Öğrenildiğine göre Bekir Yarangüm'nin avukatı Salim Baki, alacak için aylar önce kulübe başvurdu ve taraflar arasında protokol imzalandı. Beşiktaş kulübü 267 bin TL'nin taksitlerini ödemeyince kanuni süreç başlatıldı. Bunun sonunda da Başkan Demirören'in kulübe ait makam aracına el konuldu. El konma işlemi sırasında Demirören araçta bulunmuyordu.
--spoiler--
bu resmen bir fiyaskodur. Yıldırım Demirören in içine düştüğü bu durum bir futbol klübü başkanına hiç yakışmamakta.
Fenerbahçe spor klübünün Tff ve Uefa aleyhine Cas a açtığı davadır. Günü belli olmuştur.
26 ocak tff genel kurulu, 14 şubat aziz yıldırım ın mahkemesi, 22 mart da cas davası...önümüzdeki 3 ayın gündemi dolu dolu gözükmekte
geçtiğimiz 3 temmuz günü gündemimize bomba gibi düşen türk futbolunda şike iddiaları üzerinden aylar geçmesine rağmen sıcaklığını koruyor. gün geçmiyor ki ortaya yeni iddialar atılmasın, futbol deyimi ile ilgili ilgisiz birileri bu topa girmesin.
evet, 3 temmuz gerçekten bazılarının dediği gibi türk futbolunda bir milat olmuştur. ekonomi, spor, siyaset yazarı, din adamı, aktif, emekli milletvekili, bakanı, edebiyatçısı, herkesin futbol ve hukuk ordinaryüsü kesildiği bir milat. burada gözden kaçırılmaması gereken nokta ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi iklimde cemaat/akp ekseninde yer alan tüm güç odakları ve onların silahşorlarının ilk günden beri istisnasız bir şekilde fenerbahçe spor kulübü ile onun başkanının karşısındaki cephede yer alması; odatv, ergenekon, balyoz davalarından tanıdığımız yargısız infaz, kamuoyu manipülasyonu, dezenformasyon taktiklerinin eksiksiz şekilde uygulanması.
futbol basit bir oyundur lafı sık kullanılan bir laftır. doğrudur, zaten daha estetik ve yarışmacı sporlar olmasına rağmen dünyanın hemen hemen yer yerinde en sevilen spor olması bu yüzdendir. ancak, gökhan gönüle sol bek oyuncusu diyen kimselerin de futbol hakkında ahkam kesmesi kabul edilebilir bir durum değil.
ne yazık ki sosyal bilimler ve spor sosyoloji ile psikolojisi gibi konulardan bihaber insanların toplumumuza, futbolumuza karşı işledikleri bu günahların bedelini yine bizler ödeyeceğiz. zaten yaşanan siyasi olaylar nedeni ile bölünmüş, ayrıştırılmış olan toplum kendisine futbol üzerinden bilinçli ve bilinçsiz bir şekilde yaşatılan travmalar nedeni ile telafisi zor bir şekilde cepheleşmiştir. bu onarılması güç derin fay hattını yaratan başlıca çevreler ise pennsylvania eksenli malum medya ile onların sözde liberal işbirlikçileri ve wikileaks belgelerinde 05ankara3199 referanslı kriptodaki tanımı ile; akp içerisinde yer alan i̇stanbul-karadeniz eksenli oluşum.(1)
bunların dışında iktidar tarafından hortlatılan bölgecilik ve mikro-milliyetçilik duygusu ile hareket eden chpli trabzon milletvekili volkan canalioğlu ve mhpli lütfü türkkan gibi ülkemizin sözde muhalefet partilerinin temsilcilerinin hezeyanlarını hayretler içerisinde izledik, izliyoruz. i̇lginçtir bu siyasiler kendi liderleri hakkında fezleke çıkarılmışken, halkın iradesi hiçe sayılarak hapiste tutulan kendi milletvekili arkadaşları mevcut çarpık hukuk sistemi nedeniyle muzdaripken kelle ve kupa istemekte sakınca görmediler. oysa devam eden hukuk süreci paralelinde türkiyedeki apolitik kitlenin en azından bir bölümünü bu olay nedeni ile mobilize edebilirler ve bunu adalet sistemindeki çarpıklıkların düzeltilmesi konusunda bir baskı unsuru olarak kullanabilirlerdi.
odatv davasından aşina olduğumuz ve 3 temmuz sonrası hepimizin lügatine giren tape yani telefon dinlemelerinden yapılan absürt çıkarımlara şike davası iddianamesinde de rastlıyoruz. ancak, rastlayamadığımız ve medya tarafından dillendirilmeyen trabzonspor kulübü ile ilgili olan ve bir kısmı iddianameden çıkarılan tapeler. kamuoyunun nasıl manipüle edildiğini ortaya koyan bu kayıtlardan bazı örnekleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
tape 1:
olayın siyasi boyutunu ortaya koyan sayısız diyalogdan biri trabzonspor başkanı sadri şener ile kulübün asbaşkanı nevzat şakar arasında geçiyor. hatırlayacağınız üzere süper ligin şampiyonunun belli olmasının ardından trabzon şehrinde henüz şike konusu ortada yokken tff, akp, aziz yıldırım ve başbakan erdoğana karşı protesto gösterileri yapılmıştı.(2) bu diyalogları bu bağlamda değerlendirince karşımıza çok ilginç bir tablo çıkıyor.
n.ş: sinanın bir fikri var ama anarşist anlamda bir fikir diyor ki şeye başbakana randevuyu iptal edelim diyor yani şey olur diyor daha çok tutuşurlar
şakarın ifadesinde net bir şekilde görüldüğü üzere trabzonun oy potansiyeli, wikileaks belgelerinde belirtilen karadeniz klikinin gücü başbakan ve iktidara karşı bir silah olarak görülüyor. aynı dönemde yaşanan olaylar ise bu silahın kullanıldığını gösteriyor.
aynı konuşmada şener, böyle bir eylem sonucunda faruk biter şeklinde konuşunca şakar kendisini onaylıyor ve şener erdoğan biter diyor. diyaloğun devamında şener federasyon şeye gelir yahut da muazzam bir şekilde çok akıllı etmek lazım şeklinde konuşuyor. şakar ise erdoğan bayrak(tar)ın trabzonspor şampiyon olamazsa 20 bin reyimiz gider şeklinde konuştuğunu söylüyor ve bayraktarın toki̇ başkanlığı döneminde yapılan galatasaray spor kompleksine atıfta bulunarak bizi bu adam galatasaray gibi yapar diye ekliyor.
tape 2:
nevzat şakarın başkanım diye hitap ettiği, cumhuriyet halk partisi trabzon milletvekili volkan canalioğlu ile yaptığı telefon konuşması (kayıt sıra no: 3509) olayın siyasi şantaj boyutunu ortaya koyması açısından önem taşıyor.
n.ş: biz burada bizi de parti olarak de şey yapabiliriz buradan istifade edebiliriz. onun için ben seni aradım. şimdi bu başbakana yüklenelim, taraftarı bilmem neyi tahrik edelim. siz o işi yapın, onu yapın abi.
x: ben bir açıklama yapayım.
n.ş: yap abi parti olarak da yerel basını da
görüldüğü üzere şakar, milletvekilinden parti ve yerel basın üzerinden gerekirse halkı tahrik ederek başbakana baskı yapılmasını istiyor. şakar aynı konuşmada yüklenin başbakana, yüklenin ya! diyerek serzenişte bulunuyor. x ise kendisine erdoğanı protesto etmesi yönünde farklı yerlerden de baskı geldiğini söylüyor.
tape 3:
bir başka dinlemede nevzat şakarın chpli trabzon milletvekili volkan canalioğlu ile yaptığı konuşma yine kayıtlara geçiyor . bir önceki kayıdın sonunda sözü edilen ve başbakandan talep edilen 135 dönümlük arazi ile ilgili olması kuvvetle muhtemel olan konuşmanın başındaki kısımda canalioğlu biz trabzonsporuz. biz her yer, bizim kemal bey de başbakan olsa o yeri verecek bu da verecek şeklinde konuşuyor. şakar ise vekilden yerel medyaya açıklama yapmasını talep ediyor ve bu konuda bir partinin il başkanından olan taleplerini çeşitli isimler vererek anlatıyor. canalioğlu ise bizzat sadri şenerin mafyavari bir adam olarak tanımladığı şakarın talebi doğrultusunda açıklama yapacağını beyan ediyor.
öte yandan siyasi gücü bir baskı ve şantaj aracı olarak kullanma durumu sadece chpli vekil ve nevzat şakarın konuşmalarında ortaya çıkmıyor. halkı galeyana getirecek ve bunu başbakan recep tayyip erdoğan üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanma amaçlı komplo üzerinde partiler üstü bir konsensüs olduğu görülüyor. nitelim bu tarz konuşma ve faaliyetler içerisinde bulunan kişiler arasında dinleme tutanaklarına göre trabzonspor basın danışmanı altuğ atalay, kulüp genel saymanı temel kazancıoğlu ve chp trabzon eski i̇l başkanı cafer hazaroğlu da var. chp ve akpnin dışında hazaroğlu, koray üzerinden (mhp trabzon vekili koray aydın olması muhtemel) milliyetçi hareket partisine başka türlü girerim şeklinde konuştuğu tespit ediliyor.(3) nedense ulusal basında dahi yer alan halkı galeyana teşvik eden bu komplo unutuldu, unutturuldu
tape 4:
akıl ve mantık sınırlarını zorlayan, davanın tarafsızlığına gölge düşüren temel unsurlardan en önemlisi tapelerden bazı kısımların çıkarılması. bunlardan bir tanesi trabzonspor başkanı şenerin yine şakar ile yaptığı spor toto tarafından yapılacak bir ödemenin sağlanması için yine siyasetin bir baskı aracı olarak kullanılması için yaptıkları görüşme. aynı görüşmede kafa karıştıran diğer bir husus talep edilen 6 trilyon tllik işin 1 trilyona bitirileceğinin söylenmesi. böylesine önemli bir konunun tapelerden çıkarılmasını iyi niyetle izah etmek son derece güç. bu para ödenmiş midir? ödenmişse akıbeti ne olmuştur? sözü edilen 5 trilyonluk fark nerededir? şike davasından öte kamuyu ilgilendiren böylesine önemli bir husus hakkında neden hukuki bir girişimde bulunulmuyor?
n.ş: şey başka ne diyeceğim sana, 6 trilyon küsürlük bir şey çıkarttık.
s.ş: i̇yi iyi.
n.ş faaliyet işte ne şey yaparsalar, sordum uşaklara ki bu neye bitirir, 1 trilyona bitiririz diyorlar.
s.ş: tabii biz onu biraz süsleriz de şimdi şurada önemli olan şu 12 haziran seçimine kadar faruk, spor toto vasıtası üzerine aldık aldık, ondan sonra genel müdür bize o parayı vermez.
n.ş: vermez tabii.
s.ş: bunları hep yarın konuşalım da, faruk taksit maksit diyor yani. seçim, seçimden sonra.
n.ş: hatta hatta ben gelirken şey de diyeceğim adnan beye ki parayı biraz hemen seçimden önce ver gerisini de
tape 5:
olayın siyasi kısmını bir kenara bırakarak ilk günden beri fenerbahçeye karşı oynadığı ligin son maçında şike yaptığı iddia edilen ve başkanı mecnun odyakmazın halen tutuklu bulunduğu sivaspor ile ilgili nedense dile getirilmeyen trabzsonsporun teşvik iddialarına değinelim.
tapelerde trabzonsporun sivasa teşvik primi verme çabaları içerisinde öne çıkan isim zeki mazlum adlı bir şahıs. bu şahıs kendi mahkeme ifadesine göre 2008 yılından beri trabzonspor kulübünün stad güvenliği işini yapıyor. trabzon cephesi ilk başta bu şahısın kulüp ile bir ilgilisi olmadığını iddia etmesine rağmen daha sonra sadri şener ifadesinde mazlumun stat güvenliği işini verdikleri firmanın sahibi olduğunu teyit ediyor. ancak, burada gözden kaçan bir unsur var. başkan, nedense kulüp ve şahsının mazlum ile olan ilişkilerini zeki mazlum trabzon'da yaşar. güvenlik şirketi vardır. trabzon'daki tek güvenlik şirketinin sahibidir ve zorunlu nedenler ile alternatifi de olmadığı için güvenlik işi kendisindedir şeklinde konuşarak sanki zoraki bir ilişkiymiş gibi göstermek gereğini duyar. oysa, basit bir google taraması ile dahi bu sözlerin gerçekleri yansıtmadığı ve trabzonda faaliyet izin belgeleri ile birlikte birden fazla güvenlik şirketi olduğu gerçeğine ulaşmak mümkün.(4) ayrıca, şener ifadesinde mazlumun trabzonda mafyavari takıldığını ve kendisini bu yüzden kulüpten uzak tuttuğunu, ilişkilerinin ise mesafeli olduğunu söylemiştir. ayrıca başkan tapelerde mazlum ile kendisi arasında geçen para ile ilgili konuşmaların ise mazlumun kulüpten olan alacakları ile ilgili olduğunu beyan etmiş. bazıları gibi art niyet taşımadığımızdan şenerin bu ifadesini kabul etsek dahi trabzon şehrinde mafyavari bir kişi olduğunu söylediği zeki mazlumun firması dışında güvenlik şirketi olmadığı şeklindeki gerçekleri yansıtmayan beyanının insanların yatak odalarına kadar giren tape hafiyelerince tespit edilip, dile getirilmemesi dikkat çekici bir durum değil mi?
benzer şekilde 15.05.2011 tarihinde oynanan ve fenerbahçenin 6-0 kazandığı ankaragücü maçında açıkça nevzat şakarın ankaragüçlü futbolculara menejer mithat halis ve futbolcu aydin toscali aracılığı ile teşvik girişiminde bulunulduğu ve bu eylemin içerisinde başkan sadri şenerin de yer aldığının anlaşıldığı iddia edilirken bu konuda yargı, medya ve kanaat önderlerinin sessiz kalması nasıl izah edilebilir?
aynı müsabaka ile ilgili soruşturmada açıkça sadri şenerin ankaragücü yöneticileri ile teşvik amaçlı görüşmeler yaptığı ve bu amaç doğrultusunda ankaragücü kulübünde kiralık oynayan, bonservisi trabzonda bulunan gabric adlı futbolcuyu maçın sonucu istedikleri şekilde neticelenirse ankaragücüne bedelsiz verilmesi vaadinde bulunduğu, bu suretle teşvik amaçlı anlaşma yaptığı anlaşılmıştır denmesine rağmen bu husus neden kamuoyunun gözünden kaçırıldı?
aynı konuda ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek, oğlu ahmet gökçek, hamdi akın, sadri şener ve sani şener arasındaki konuşmalar ve savcının iddiaları neden gündeme getirilmedi?
yine savcı tarafından yapılan trabzsonspor adına kulüp başkanı şener, asbaşkanı şakar ve genel saymanı tarık kozancıoğlunun şampiyonluk mücadelesine girdikleri fenerbahçe kulübünün oynayacağı bazı maçlardan önce, rakip takımın başkanları ve futbolcuları ile teşvik amacı ile görüşmeler yaptıkları anlaşılmıştır saptaması neden ince ince hasıraltı edildi?
benzer şekilde fenerbahçe ile ilgili kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda kullanıkları tarım ve inşaat ile ilgili kavramlar hakkında türlü tefrikalar yapanlar nedense nevzat şakarın demir işi (kayıt sıra no: 3513, 3514 vs.) ile hiç ilgilenmediler.
dönelim chpli vekil canalioğluna. söz konusu olan fenerbahçe olunca etik konusunda mangalda kül bırakmayan bu şahsın trabzonspor ile ilgili bir futbolcu transferine noterden geçmiş tarihli resmi belge çıkartılması konusunda adı geçtiğini türkiyede kaç kişi biliyor?
fenerbahçenin şike yaptığının iddia edildiği son sivaspor maçı ile ilgili trabzonsporun başta zeki mazlum olmak üzere iletişim tespit tutanaklarına geçen sadri şener, mecnun odyakmaz ve farklı kişiler ile yaptığı görüşmeler hangi nedenler ile kamuoyundan gizlendi? örneğin mazlumun sivas maçına yönelik konuşmasında kullandığı trabzonlu iş adamları 5 milyon dolar verir vallahi. hele ak parti teşkilatı trabzon şampiyon olsun diye. trabzonda ak parti teşkilatı cümleleri hangi kaygılar ve gizli ajandalar paralelinde temiz futbol bezirganları tarafından sümen altı edildi?
trabzonsporun sivas maçı ile ilgili teşvik girişimi iddiaları ile ilgili diğer bir husus cinci hoca meselesi. burada ilginç olan futbolcu i̇brahim akının bir hoca ile yaptığı görüşmenin ülkenin en önemli köşe yazarlarının köşelerinde dahi yer bulmasına rağmen bu konunun burada sıralamaya çalıştığım birçok konu gibi hiç dile getirilmemiş olması. sivaspor fenerbahçe maçının berabere bitmesi için ev sahibi kulübe teşvik verilmesi amacıyla kullanılacağı iddia edilen 300.000 tllik bir rakkamın telaffuz edildiği konuşmalar şüpheliler tarafından büyü parası olarak açıklanıyor ve nedense kimse bu konuyu irdelemiyor.
sorulması gereken diğer bir soru ise bu süreçte yaşanan yargısız infaz ve kamuoyu manipülasyonların baş aktörü olan i̇brahim seten, serhat ulueren, gökmen özdemir ve serdar bali gibi gazeteciler neden dinlemelere takılan kendi telefon görüşmelerini hiç gündeme getirmediği. örneğin, cemaat ile ilişkisi herkesçe malum olan kanaltürkün, spor müdürü uluerenin sinan engin ile yaptığı telefon konuşmasında açık bir şekilde dile getirdiği erman toroğlunun aziz yıldırım ile olan husumeti nedeniyle kanal yönetimince ahmet çakara tercih edildiği şeklindeki beyanı neden hiç dillendirilmedi?
benzer şekilde şike soruşturmasında sivasspora teşvik primi verilmesi konusunda adı geçen futbolcu satın alınıyor şeklinde bir konuşması dinlemelere takılan (kayıt sıra no: 3312) trabzonsporlu eski futbolcu, trabzonspor profesyonel futbolcular derneği başkanı, spor yazarı ve yorumcusu serdar bali hangi etik anlayışı çerçevesinde tvlere çıkartılıp konuşturuldu? bundan daha önemlisi bu konuşmalar iletişim tespit tutanaklarında yer alırken hangi sebeple ve kimler tarafından iddianameden çıkartıldı?
sonuç olarak burada sıraladığım gizlenen, gözden kaçırılan trabzonspor ile ilgili iddialar, kullanılmayan, hasır altı edilen deliller ve şike davasındaki çarpıklıklar hakkında daha sayısız örnekler verebilirim. ancak, ruhu ve vicdanı ekonomik, siyasi çıkarlar ile körelmemiş; mikro-milliyetçilik virüsü ile dimağları zehirlenmemiş, fanatizm belası ile adalet duygusunu yitirmemiş herkesin kafasında en azından bir soru işareti uyanması için bu kadarının yeterli olacağına inanıyorum.
gs dir.
yenilmez armada diye akıbeti kendinden menkul bir mottoya sahip fakat her branşta ezeli rakiplerinin gölgesinde kalırlar. neye istinaden söylendiği bilinmez. eğer kasıtları su topu ise haklıdırlar, lakin orda ezeli rakipleri yok.
şimdi buralar uefa kupası, süper kupa, türkiye kupası geyikleri ile dolar. konumuz o değil gençlik. şu hipotezi çürütecek antitez üretin.
boş bakınız veren toptur.
bunun bir tanımı olamaz. tamamen bir isyan artık. sırf komiklik olsun diye verilen bakınızlar artık o kadar saçmalamaya başladı ki. insanın entry okuyası gelmiyor. tamam güzel bir ayar verici. ama dolu ise, ayar olarak cuk oturuyorsa keyifli. öbür türlü insanı artık çileden çıkarıyor. moderatörlerin bileğine kuvvet. girin bakın ekşide bir tane yok