nihat zeybekçi'nin akp denizli il kadın kolları genel kurulundaki konuşmasında çok ilginç başka sözler de var. mesela: "atatürk'e o kadar saygılıyız ki, onu ve diğer değerlerimizi seçimlere sokmayız."
ntv yayınlarının çıkardığı, haftasonu dağıtımına başlanacak kitap. kitabın kenarına monte edilmiş ses modülüyle 200 farklı kuş sesini dinlemek mümkünmüş.
ntv kitap yayınları'nın sitesinde şöyle bir metin var:
"Dünyadan Kuş Sesleri, Kuzey ve Güney Amerika'dan Avustralya'ya, Asya'dan Afrika ve Okyanusya'ya kadar, altı kıtanın en sıradışı ve en çarpıcı kuşlarını bir araya getiriyor."
kitabın örnek sayfaları sayesinde yıllar önce bizimle beraber yaşayan kuşun, meksika cüce papağanı olduğunu öğrendim. şimdi düşündüm de gerçekten cüceydi. *
konuşacak bütün konuları boşverip erkeklerden laflayan heriflerdir bunlar. meyillidirler.
-şu oğlana bak lan.
-bak, bak lokum gibi.
-oh çıtırmış.
-bunlardan müze yapılır olum.
-civan gibiymiş.
yaz mevsiminin bittiğinin sinirli ifadesidir. bütün yaz hiçbir şey yapmadan geçirildiğinden sıkıntı basmıştır. işi gücü bitirdikten sonra söylenir.
mesela ben bir kaç gündür söylüyorum bunu.
(bkz: doğru düzgün tatil de yapamadık ulan)
şu an rai uno televizyonundan izlenebilecek, pahalı bir miss prodüksiyonu. italya'da bulunan hemen hemen her kökenden taş gibi kızın katıldığı ve türkiye'deki miss organizasyonlarından çok daha iyi bir akışla ekrana gelen bu müthiş prodüksiyonu, evinde hotbird uydusunu izleyebileceği bir sistem varsa her sözlük yazarına öneririm. bence işi gücü bırakın açın rai uno yu. bu yoğunlukta güzel kızı kolay kolay denk getiremezsiniz. favorilerim, 16 ve 19 numaradır. program saat gmt+02:00'a göre 00:49'da bitecek ona göre.
90'lı yılların sonu, 2000'li yılların başlarında görülmüş olması muhtemel vahşet. üstelik bunu yapanlar sokakların pislik içinde olduğunu, balkonlarınınsa tertemiz olduğunu iddia etmişlerse durum gerçekten bambaşka olur. aynı günün akşamı yapılan şey ise, (bkz: balkonda mangal yapan komsudan gelen kokular)
kedilerin evde beslenmeyeceğine inananların anlaşılabilir sözü.
kediler evcil hayvanlar içinde en temiz yaratıklar olmalarına rağmen hayvan olmalarının getirdiği o iğrenç kokudan yüzyıllardır kurtulamamışlardır. her türlü mamasını, aşısını, sütünü temin etseniz de, her sabah fırçalasanız da evinizdeki o iğrenç kokudan kurtulamazsınız.
kediyi pet shop'tan alıp eve getirirsiniz ve o salak salak bakınırken ilk icraatını halının üzerine bırakır. başlarda temizlemek hoş bir oyun gibidir. hatta -amanın benim kedim altına mı yapmış, filan diye seversiniz ama zamanla dayanılmaz bir hal alır. düşünün evinizde sürekli dışkı üreten ve ürettiği bu dışkıdan yaydığı kokuyu kedi kumunun bile engelleyemediği bir hayvan. kedi beslenen evlerdeki o iğrenç kaka-mama karışımı kokuyu saymıyorum bile. evde kedi beslemek pek de makul bir hareket değildir.
en iyisi sokak hayvanlarına gıda takviyesi yapmak ve eşikten içeriye pati sokmamaktır.
emin çölaşan'ın bugünkü yazısıyla heyecanın tırmandığı tartışma. eminim taha akyol da arkasına hasan cemal'i alıp karşı saldırıya geçecektir. emin çölaşan'ın, taha akyol'a bugünkü cevabi yazısının son satırları şöyle: "liboş, dönek, mütareke basını, mandacı, satılmış, aymaz, işbirlikçi, sapkın, mürteci." heyecanla izliyoruz.
showtimeın müthiş dizisi dexterın birinci sezon finalinin bu gece e2de yayınlanmasının ardından söylenebilecek söz. alt metinlerin pek de matah olmadığı ama izleyenle kurduğu duygusal bağ ile izlenirliğini tavan yapan dexter sezon finaliyle benim efsanelerim arasına girdi. bundan sonra ikinci sezonunun eylülde showtimeda 2008in şubatında ise e2de yayınlanmasını sabırla bekleyeceğiz. hepimiz dexterız.
anadolu üniversitesinin açıköğretim bölümlerinde temel ders olarak, örgün eğitimde sözel puanla girilen bölümlerin bir kısmında birinci sınıf giriş dersi olarak okutulur. aöf kitabının arka kapağında şu cümle var: genel işletme dersinde toplumsal yaşamın vazgeçilmez kurumlarından olan işletmeler her yönüyle ele alınır. dersin içeriği ise şöyle:
1.işletme kavramı
2.işletmelerin özellikleri
3.işletmelerin kuruluşu
4.işletmelerin büyümesi
5.iş ahlakı ve toplumsal sorumluluk(etik-törel kurallar)
6.yönetim kavramı
7.yönetim işlevleri
8.insan kaynakları yönetimi
9.insan kaynakları yönetimi işlevi
10.pazarlama ilkeleri
11.ürün ve fiyatlama
12.pazarlama kanalları ve tutundurma
13.üretim sistemleri ve yönetimi
14.üretim sistemlerinin tasarım kuruluş ve işleyişleri
15.işletme bilgi sistemi
16.muhasebe
17.finansal yönetim
18.finansal sistem ve kurumlar
19.çokuluslu işletmeler uktedir.
ertuğrul özkök ün bugünkü yazısından öğrendiğimiz ve ayrıntılarını okuyunca sabah sabah canımızın konyak çekmesine sebep olan başlık. özal ın bu ülkeye yaptıklarının tartışılmasının bitmesi ve son 4-5 yıldır sadece özel hayatının gazete sayfalarına yansımasının acı bir örneği. keşke böyle haberler ve yazılar artsa da özal boxer mı giyerdi slip mi giyerdi öğrensek.
semra özal:
"çok seyrek içki içerdi. arada bir, biz zorlayınca bir kadehe konyak koyar içerdi. ama 1987 deki kalp ameliyatından sonra ağzına hiç içki koymadı" demiş.
aşağıdaki link te bulunan galeriden ulaşabileceğiniz hakikaten enteresan bir olay. bunu yapanlar mı insan? onlar mı hayvan? hayvanlık nedir? insanlık nedir? gibi soruların soru işaretlerini zihninize çaktığı bir resim galerisi.
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
üzerinde çalıştığım, eksi oy verenlerin yalnızca nicklerini değil kimlik bilgilerini de gösterecek eklenti. firefox daki eklenti çöplüğüne katkı olacaktır. uludağ sözlükteki bazı entryleri şekillendirecektir.
anadolu ajansının haberine göre bu gece bahar şenlikleri kapsamında düzenlenen konser. haydi üniversiteliler van tu tri foro. iyi ki o üniversitede değilim, şen değilim şenlikli değilim. kampus içi ibo show eminim çok ilginç olmuştur.
an itibariyle mehmet barlas'ın ntv'deki yorum farkı'nda yumurtladığı akp yi savunma cümlesi. ideolojisiz kaypak zeminlerde rahat rahat söylenebilecek söz. tüm sorunların kaynağının iktidar olduğu gerçeği kuvvetler ayrılığının en temel durumudur. bunu kabullenemeyip akp savunusu yapmak kaypaklıkken, hala bıkılmamış bırakılmamış düstur.
ingiliz tarihçi bernard lewis nin yazdığı dev tarih kitabı. yaklaşık 600 sayfalık her basımında düzeltmeler ve eklemeler var. mümkünse her basımından bulunup okunmalı eser. türk tarih kurumunun son bastığı yıl ise 1988. bu basımının sonunda müthiş bir türk dünyası haritası var. önsöz den : bu kitabın konusu, eskinin yıkıntısından yeni bir Türkiye'nin doğuşudur. Kitap, Türk uygarlığının kaynakları ve tabiatı hakkında giriş mahiyetinde bir incelemeden sonra, iki kısma ayrılır. birinci kısımda ana olaylar ve süreçler, Türkiye tarihinin basit bir hikayesi olarak değil, daha ziyade gelişmenin kronolojik sırasıyla ortaya konmuştur. ikinci kısımda dört başlık altında gelişme masaya yatırılıyor. londra 1960
yeni taşındığınız evin içinden minare geçiyorsa ve müzik tutkunuysanız her gün beş defa olması mümkündür. -imam bey biraz sessiz olun müzik dinliyorum denilemez tabi.