dayımlar, yengemler v.s. hep kanada'da yaşıyorlar, işçi göçü malum. yaşlandıkça bizim memlekete gelip gidemez oldular, buradan da canları bir şeyler istiyor, bulamıyorlar orada son çare beni görmüşler sağolsunlar rica ettiler, ben de olur dedim. olur diyorum ama yurdışına kargo yollmak ne çileymiş arkadaş. hemen hemen tüm yurtdışı hızlı servis veren firmalardan fiyat aldım (tnt, dhl, ups, fedex vs) astronomik rakamlar çıktı. bir evrak için 60 eur para falan istendi. dedim ben bunun bagını bulurum. ve buldum da. normalde kurye ile adresten aldırıyorlarmış, 1 günde gönderimi 20 eur ya kanada'ya ulaştıracaklarını vaad edince ben biraz kıllandım dedim bu kadar fiyat farkı da olmaz herhalde. kalktım ofislerini bulup gittim doç. dr. olan bir genel müdürleri varmış, kendisi ile görüştürdüler. baya baya sıcakkanlı, samimi insanlar. denizyolu, havayolu istediğiniz şekilde yardımcı oluruz dediler. ortamı görünce güvenim tazelendi ama bu kez de aşırı güvenmenin verdiği bir tedirginlik var üstümde. kendileri de fark etti ki teknik detaylara girdi ups ile tüm uçak kargo servisi veren firmaların servisini sağlıyorlarmış. istersek tnt, dhl veya fedex ile de gönderiyorlarmış...
eh dedim gönderelim o zaman, en azından denemiş oluruz. kaybedeceğimiz en fazla 20 eur. gönderdim, iki gün olmadan halam aradı bir ton teşekkür, bir ton hayır dua. ben de benim gibi yurtdışına kargo yollamak isteyip de pahalı bulan birileri olursa diye tecrübelerimi aktarayım dedim. siz de bu paylaşımımdan sonra bana olan borçlu olduğunuzu düşünürseniz hayır dua ile ödeyebilirsiniz. sevgiler...
Youtube'a yeni yüklediği reynmen özentisi videosundan sonra gideyim de ne kadar çapsız bir adam olduğunu yazayım dedim ancak hakkında başlık bile açılmamış. Gereksiz magazinsel içeriklerini ve buram buram "esinlenme" kokan videolarını bir ben kale alıp sinirlenmişim anlaşılan
Başlangıçta ilker beyin tavırları ciddi anlamda iğreti etse de girince alışıyorsunuz. Müslüm konusunda fikir birliği içinde olmamıza sevindiğim youtube programı. Eski tarzınıza dönmenize sevindim ayrıca, diğer türlü beş dakika izlemeye tahammül edemiyorduk.
aşılamak, empoze etmek gibi kelimeleri sevmiyorum. Çocuk eğitiminde ailelerin kendi dünya görüşlerini dikta etmelerini ve buna dini, toplumsal kahramanları, sanatı, liderleri alet etmelerini de sevmiyorum. Burada Atatürk sevgisi aşılamak ülkemizin kurucusunu şahıs olarak tanıtmak, başarılarını örnek göstermek v.b. sebeplerse lafım yok ama kendi siyasi politikalarına kurucumuzu alet etme çabası ise şiddetle karşı çıkıyorum. Yapılmamalı. Çocuğun kendi dünya görüşünü kazanmasına müsaade edilmeli.
Sevemediğim bir mizah anlayışına sahip dizi. Ayrıca bizim memlekette sitcom sevilmiyor arkadaş, anlayın artık şunu. Bir Mint yapım bir de Gülse hanım anlayamadı bunu bir türlü.
onedio'da yaptığı program her bölümde üstüne koyuyor gerçekten, ilk bölümün acemiliği 4. bölümde hemen hemen yoktu ama işte bizim ülkede bu tarz bir program tutar mı? Umarım...
"Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden"
Bülbülü öldürmek kitabını okuduğumdan beri ciddi şekilde bülbül meraklısı biri oldum çıktım. içimdeki divan şairesi durmuyor da olabilir. Kararsızım ama bülbül olmabilme şansım olsa affetmezdim.
Nedendir bilmiyorum Orhan Veli ile Sait Faik'i çok karıştırıyorum. Evet fiziki bir benzerlik değil belki ama tarih içerisinde durdukları yer bana çok benzer geliyor
Nedense eski popüleritesinin kalmadığını düşündüğüm sanatçı. Belki biz büyüdük ve etrafımızda dinleyici profilne denk gelemiyoruz, bilemiyorum ama artık heyecanlı bir kalabalığa hitap edemiyormuş gibi geliyor. Fazlasını hak ediyor orası ayrı.
(bkz: bahtı açık olsun)
Bir Netflix filmi. Adından da nalaşılacağı üzere porno sektürünü işleyen bir belgesel. Sektöre nasıl girildiğini, arka planında neler yaşandığını, erotik filmlerde yer alan oyuncuların aile ilişkilerini konu alıyor. Bakılası...
Nedense Kerim Çaplı'yı abartmayı amaçlayan bir film olarak zihnimde yer ediyor hep. Onun dışında geçişleri de pek başarılı bulmadım ne yazık ki. Teoman'ın tavırları filmdeki en samimi kişi olduğunu gösteriyordu (o da mahvetti kendini ya neyse). Kerim Çaplı'nın şarkılarını duymak güzeldi ama